BIODESULF
HANASU
SAKA ARITIM
WAVIN

Davos Dünya Ekonomik Forumu ve Mühendislik

Davos Dünya Ekonomik Forumu ve Mühendislik

19 Åžubat 2018 | YORUM
115. Sayı (Åžubat 2018)
2.220 kez okundu

Dünya Ekonomik Forumu (DEF) son yıllarda dünyanın ilgisini çekmekte olan bir buluÅŸmadır. 

“Dünya para ve iktidar elitlerinin yıllık buluÅŸması” olarak da adlandırılan Davos Zirvesi, aynı zamanda küreselleÅŸmenin getirdiÄŸi problemlerin de ele alındığı bir forum haline gelmiÅŸ olup, Zirve’nin gündeminde çevre kirliliÄŸi, refah dağılımındaki eÅŸitsizlik, iÅŸ güvensizliÄŸi ve sosyal sigortaların geleceÄŸi de yer almaktadır.

İsviçre’nin doÄŸusunda, Graubünden kantonunda bir kasaba olan Davos, Davos Vadisi’nde, denizden 1,560 metre yüksekte, Landwasser Irmağı üzerinde yer alır. Davos-Platz ve Davos-Dorf adlı iki köyden oluÅŸan bir kayak merkezidir. Davos her yıl Dünya Ekonomik Forumu’na ev sahipliÄŸi yapmaktadır. Bu zirveler ÅŸehrin turizm açısından da tanınırlığını artırmaktadır. Ayrıca Ä°sviçre ulusal kültür miras listesinden 7 eserin bulunduÄŸu ÅŸehir, her yıl dünyanın farklı ülkelerinden gelen ziyaretçileri ağırlamaktadır. 

Bu yıl 23-26 Ocak 2018 tarihinde gerçekleÅŸen buluÅŸmada açık ve yarı açık toplantıların yanı sıra ilk kez olmak üzere kapalı toplantılar da yapılmıştır. “Diplomatik Oturum” olarak adlandırılan bu buluÅŸmalarda Suriye, Kore, Orta DoÄŸu ve Afrika Boynuzu gibi kriz bölgelerinin durumu da ele alınmıştır.

Nitekim bu seneki 48. Dünya Ekonomik Forumu’nda 70 ülkeden devlet baÅŸkanları, cumhurbaÅŸkanları, baÅŸbakanlar ve bakanların yanında tanınmış bankacılar, ekonomistler, akademisyenler ve gazeteciler ile dünyanın tanınmış bütün markalarının yöneticileri dahil olmak üzere üç bine yakın katılımcı yer almıştır. Bunların yanı sıra Forum’da BirleÅŸmiÅŸ Milletler, Uluslararası Para Fonu, Dünya Bankası, Greenpeace, Oxfam da dahil olmak üzere kırkın üzerinde uluslararası kuruluÅŸun temsilcileri de bulunmuÅŸtur (1).

Küçük bir daÄŸ kasabası olan Davos’ta, dünyada söz sahibi olanlar, geleceÄŸin dünyasını inÅŸa etmek üzere müzakerelerde bulunmuÅŸlardır. Bu seneki toplantının açılışını Hindistan CumhurbaÅŸkanı Modi yapmış ve ilk özel konuÅŸmacı ise Brezilya Devlet BaÅŸkanı Michel Temer olmuÅŸtur. Temer, ülkesinin yıllar süren kriz ve ekonomik gerilemesinin ardından ekonomisinin iyileÅŸmeye baÅŸladığını söylemiÅŸ ve Davos’un bu yılki “Parçalanan Dünyada Ortak Bir Gelecek Yaratma” teması ile paralel olarak korumacılık politikasına karşı çıkan görüÅŸlerini belirtmiÅŸtir. Forum’un kapanış konuÅŸmasını yapan Trump’tan iki gün önce Alman BaÅŸbakanı Merkel ve Fransa CumhurbaÅŸkanı Macron da Dünya Ekonomik Forumu’na seslendiler. Merkel, “İzolasyon, yani tecrit politikasının bizi hiçbir yere götürmeyeceÄŸine inanıyoruz. İşbirliÄŸi yapmak zorunda olduÄŸumuzu ve korumacılığın doÄŸru bir cevap olmadığını düÅŸünüyoruz. Ve biz iÅŸlerin adil yapılmadığı ve mekanizmaların karşılıklı olmadığı görüÅŸünü paylaşıyorsak, çok taraflı çözüm aramalıyız. Nihai olarak yalnızca tecrit ve korumacılığı geliÅŸtiren tek taraflı çözümlerden uzak durmalıyız” diye konuÅŸmuÅŸtur. Angela Merkel’in görüÅŸlerine Emmanuel Macron da katılmış ve konuÅŸmasında, “Bazıları daha iddialı olmak için, bu küresel çevrede bir güç olarak egemen olanların entegrasyon ve hırslarını aÅŸarak daha ileri gitmek için hazırlarsa, bu küresel çevrede bir güç olarak deÄŸer ve çıkarlarını savunmaya hazırlarsa, hadi birlikte hareket edelim” demiÅŸtir (2).

ABD BaÅŸkanı Donald Trump ise konuÅŸmasına, “Dünya ile daha iyi bir iÅŸbirliÄŸi için buradayım. ABD çıkarları, Amerikalı çocukların ÅŸiddet görmemesi, yoksul olmaması için buradayım. GeçtiÄŸimiz yıl her Amerikalının daha iyi bir ev, çocukları için daha iyi bir eÄŸitim hayallerini ileriye götürdükleri bir yıl oldu. ABD ekonomide büyüyor, borsa rekor kırıyor. Tüketici güveni çok iyi. İktidara geldiÄŸimden beri 2.4 milyon yeni iÅŸ yaratıldı. Afrikalı Amerikalı iÅŸsizliÄŸi azaldı” ÅŸeklinde baÅŸladığı sözlerine daha sonra “Amerika’ya inanıyorum. Amerika BirleÅŸik Devletleri’nin baÅŸkanı olarak önceliÄŸim her zaman Amerika olacak. DiÄŸer tüm ülkelerin yöneticileri de ülkelerini aynı ÅŸekilde savunmalıdır. Ama ‘Önce Amerika’, ‘Yalnızca Amerika’ anlamına gelmez. Amerika BirleÅŸik Devletleri büyüdükçe dünya da büyür” diyerek devam etmiÅŸtir (3), (4).

Trump’ın konuÅŸmasına hiçbir Avrupalı lider katılmamıştır. Bu liderlerin Donald Trump’ın “Korumacılık” ve “Serbest Ticaret” karşıtı görüÅŸlerine karşı olduÄŸu dikkati çekmiÅŸtir. Avrupalı liderlerin hepsi korumacılık riski konusunda uyarılarda bulunurken, Trump’ın korumacılığa önem verdiÄŸi bariz bir ÅŸekilde görülmüÅŸtür. BaÅŸkan Donald Trump’ın “Önce Amerika” gündemi Çin, AB ve diÄŸer büyük ticaret ortaklarına karşı tavrını sertleÅŸtireceÄŸi yorumlarına yol açmıştır (4).

Davos’tan sonra İngiliz ITV kanalına verdiÄŸi röportajda Trump, bilim dünyasının büyük bir kısmınca kabul edilmiÅŸ iklim deÄŸiÅŸikliÄŸinin gerçek olmadığını savunmuÅŸtur. ABD’nin Trump döneminde imzasını çektiÄŸi Paris İklim AnlaÅŸması’na geri dönebileceÄŸini ifade ederek, bunun için anlaÅŸmanın ÅŸartlarının deÄŸiÅŸmesi gerektiÄŸini söylemiÅŸtir (5).

11 Ocak 2018 tarihinde ABD’yi ziyaret eden Norveç BaÅŸbakanı Era Solberg ile Beyaz Saray’da ortak bir basın toplantısı düzenleyen Donald Trump, Paris AnlaÅŸması’nın, ABD adına kötü bir anlaÅŸma olduÄŸunu savunmuÅŸ ve bu kaygılarının giderilmesi durumunda ABD’nin anlaÅŸmaya geri dönebileceÄŸini, kendisinin de çevreci bir kiÅŸi olduÄŸunu söylemiÅŸtir.

Ayrıca Paris AnlaÅŸması’nın, ABD’ye çok büyük cezalar öngören maddeler içerdiÄŸini, ticari kurumları çok zor duruma soktuÄŸunu ve varlıklarının deÄŸerini düÅŸürdüÄŸünü savunan Trump, “AnlaÅŸma ABD’ye karşı adil olmayan maddeler içeriyor. Bizim gaz, kömür ve petrol kaynakları zengin olan bir ülkemiz var. AnlaÅŸmada bunları kullanmaya yönelik ağır cezalar öngörülüyor. Ticaret ve üretimi engellemeye yönelik kurallar içeriyor, ki bunları 2025’e kadar anlaÅŸmaya uydurmazsak da kapatılmaları söz konusu. Benim bu tür bir anlaÅŸmayla sorunum yok, ama imzalanmış anlaÅŸma ile ilgili sorunum var” demiÅŸtir.

Bu iki açıklama, iklim konusunda yürütülecek çalışmaların en önemli dayanağı olan Paris AnlaÅŸması’nın geleceÄŸi hakkında insanları ÅŸüpheye düÅŸürmektedir.

Ülkemizi ise bu toplantıda BaÅŸbakan Yardımcısı Mehmet ÅžimÅŸek temsil etti ve kendisine Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi ve Merkez Bankası BaÅŸkanı Murat Çetinkaya eÅŸlik etti. Temsilcilerimiz, ülkemizin büyüme potansiyelini, mali disiplin ve ekonomi politikalarını açıkladıkları toplantılara katıldılar ve Türkiye’ye yatırım çekmeye çalıştılar.

İçeride devlet adamlarının fikirlerini ortaya koyduÄŸu bu toplantı esnasında geçmiÅŸte dışarıda küreselleÅŸmeye ve toplantıya karşı olanların aşırı gösterileri yapılıyordu. Bu sene bu tip gösteriler, Davos yetkilileri, zirve süresince yapılacak protesto gösterilerini yasakladığından, gerçekleÅŸmedi. 70’li yıllarda baÅŸlayan bu foruma ilk defa BaÅŸbakan Turgut Özal’ın 1988 yılında katılması ülkemizde insanların dikkatlerini çekmiÅŸti. Bu toplantıda Turgut Özal, çeÅŸitli sorunlar yaÅŸadığımız ve halen yaÅŸamaya devam ettiÄŸimiz Yunanistan BaÅŸbakanı Andreas Papandreu ile mühendis ve iÅŸadamı Åžarık Tara’nın gayretleriyle biraraya gelmiÅŸti.

Buradan görüldüÄŸü gibi toplantıya katılanlar arasında mühendisler de bulunmaktadır. Ve onlardan birisinin gayretiyle, aralarında büyük gerilim bulunan ve yıllardan beri devlet adamları biraraya gelmeyen iki ülkenin yakınlaÅŸması saÄŸlanabilmiÅŸtir.

Mühendislik tahsili sırasında “Ekonomi” konusuna pek fazla ağırlık verilmiyor. ÖrneÄŸin, öÄŸretim üyesi olduÄŸum İTÜ Çevre MühendisliÄŸi Bölümü’nde yalnız bir sömestre zorunlu Çevre Ekonomisi dersi, haftada 2 saat olarak ve seçmeli Ekonomi dersi haftada 3 saat olarak okutulmaktadır. Halbuki hayata atıldığından bir müddet sonra mühendislerin önemli bir kısmının firmalarda idareci olarak üst düzeylere yükseldiÄŸi bilinmektedir. Bilhassa bu eksikliÄŸi hisseden genç mühendisler kendi dallarında yüksek lisans yapmak yerine ekonomi ve iÅŸletme dalında MBA (Master of Business Administration- Ä°ÅŸletme Yüksek Lisansı) yapmaktadırlar. Ben de Almanya’daki tahsilim esnasında bu konunun önemini hissettiÄŸim için mühendislik eÄŸitimimin bitiminden sonra dört sömestre Ekonomi okumuÅŸtum. Bu nedenle mühendislik tahsil edenlerin lisans seviyesinden baÅŸlayarak ekonomi konularına özel bir ilgi göstermelerinin gerekli ve faydalı olduÄŸunu düÅŸünüyorum. ÖÄŸrencilerin eÄŸitimleri esnasında ekonomik konularla ilgili diÄŸer bölümlerde verilen dersleri takip etmelerinin, kendilerinin gelecekleri açısında çok faydalı olacağına inanıyorum.

Bu toplantıları tertipleyen Dünya Ekonomik Forumu’nun Yapay Zeka, Blockchain (Bitcoin-blok zincir), Nesnelerin Ä°nterneti, Drone, Sürücüsüz Otomobiller, KiÅŸisel Tıp ve Robotik alanlarında dünya çapında konseyler kurduÄŸu ve çeÅŸitli sektörler ile fabrikaların 4. Sanayi Devrimi’ne hazırlanmasına katkı saÄŸladığı bilgisine de ulaÅŸtım (6).

Davos’ta oturumların pek çoÄŸunda 4. Sanayi Devrimi, yapay zeka gibi teknoloji ile ilgili konular da tartışıldı. Türkiye’de 4. Sanayi Devrimi’ne hazır bir sektör olup olmadığını, Dünya Ekonomik Forumu’nun Teknolojiden Sorumlu İcra Kurulu Üyesi, DEF’in San Francisco’daki 4. Sanayi Devrimi Konseyi’nin başında bulunan Murat Sönmez, “Türkiye’yi bir yana bırakın, dünyada henüz kimse 4. Sanayi Devrimi’ne hazır deÄŸil. Zira henüz ne olacağını kimse bilmiyor. Teknoloji iÅŸ dünyasının çok önünde geliÅŸiyor. İş dünyası bu yapboza deÄŸiÅŸik açılardan bakıyor. ÖrneÄŸin sürücüsüz bir aracın ÅŸehre etkisi ne olacak; insanlara etkisi nedir henüz bilmiyoruz” demiÅŸtir. Bu yıl Davos’ta en fazla “Yapay Zeka”nın konuÅŸulduÄŸunu belirten Sönmez, “Yapay zeka ÅŸu anda insan zekasının çok üstünde. 2016 yılında DeepMind’ın geliÅŸtirdiÄŸi Yapay Zeka’nın Çinli dama ÅŸampiyonunu yenmesi dönüm noktası. Ancak buradaki tehlike, Yapay Zeka verilere bakıp karar veriyor ve bu kararları neden verdiÄŸini bilmiyoruz” ÅŸeklinde bir açıklama da yapmıştır (6).

Bu toplantıda mühendislik konusunda neler konuÅŸulduÄŸu hakkında internette ve basında yaptığım aramada fazla bir bilgiye rastlamadım. Rastladığım bilgiler, daha çok insanın geleceÄŸini ilgilendirdiÄŸinden çevre, iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi ve 4. Sanayi Devrimi konularıydı.

Donald Trump’ın Amerika’yı İklim AnlaÅŸması’ndan geri çekeceÄŸini açıklamasından bu yana Fransız CumhurbaÅŸkanı, “Make our planet great again/Gezegenimizi yeniden büyük yapalım” sloganıyla İklim mücadelesinin öncülüÄŸünü üstlenmek istediÄŸini ortaya koymuÅŸtur. Fransa’yı iklim deÄŸiÅŸiklikleri ile mücadelede bir model yapmaya karar verdiklerini de belirten Macron, “Ve buna göre rekabet gücü ve çekicilik açısından büyük bir avantaj. Bir tarafta verimlilik, diÄŸer tarafta iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi konularına karşı çıkmaktan vazgeçmeliyiz” diyerek sözlerini bitirmiÅŸtir. Dünya Ekonomik Forumu’nda yayınlanan “4. Sanayi Devrimi’nden Topraktaki YaÅŸam için Yararlanmak” isimli rapor, Sanayi Devrimi’nin yeryüzündeki biyoçeÅŸitliliÄŸin korunması ve geliÅŸtirilmesinden nesli tükenen hayvanların korunmasına kadar birçok çevre konulu projede kullanılacağının müjdesini vermiÅŸtir. Ayrıca son 25 yılda insan faaliyetlerinin yeryüzündeki doÄŸal sistemlere olan baskısının ciddi anlamda arttığına dikkat çekilen raporda, yeni teknolojiler sayesinde yeryüzünün biyoçeÅŸitliliÄŸin desteklenebileceÄŸi ve türlerin korunabileceÄŸi belirtilmiÅŸtir (7).

BilindiÄŸi gibi baÅŸta iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi olmak üzere okyanus sularının asidik hale gelmesi, içilebilir su kaynaklarının kirlenmesi ve azalması, topraklarımızın verimliliÄŸini yitirmesi, kirlenmesi ve erozyonlarla yitirilmesi, çevreye her yıl salınan milyonlarca ton kimyasal madde, biyoçeÅŸitlilikte azalma ve hatta bazı türlerin tümüyle yok olması gibi devasa çevresel sorunlarla karşı karşıyayız. Bu sorunların insan saÄŸlığı üzerine olan olumsuz etkilerini de her geçen gün daha iyi anlıyoruz. Bunların bir bölümü kendini kuraklık, seller, toprak kaymaları ve aşırı sıcak dalgaları gibi afetlerle gösteriyor. Afetler göçleri, göçler çatışmalar dahil çok sayıda toplumsal sorunu beraberinde getiriyor. Son 30 yılda 1.6 milyar insanın kuraklıktan, yaklaşık 700 milyon insanın da fırtınalardan etkilendiÄŸi; 2050 yılında 50 ile 350 milyon insanın iklim deÄŸiÅŸikliklerine baÄŸlı nedenlerle göç etmek zorunda kalacağı tahmin ediliyor (8).

Kaynaklar
1. http://www.dw.com/tr/davosne-kazand%C4%B1r%C4%B1yor/a-42265696
2. http://tr.euronews.com/2018/01/24/davos-ekonomik-forumu-mamerkel-ve-macron-damgasi
3. “Davos’ta Trump Åžov”, Hürriyet Gazetesi, 27 Ocak 2018, sayfa 9.
4. http://tr.euronews.com/2018/01/26/amerika-birlesik-devletleribuyudugunde-dunya-da-buyur
5. “Yine İklim DeÄŸiÅŸikliÄŸini İnkar Etti”, Hürriyet Gazetesi, 29 Ocak 2018, sayfa 31.
6. Gila Benmayor, “4. Sanayi Devrimi’ne Kimse Hazır DeÄŸil”, Hürriyet Gazetesi, 27 Ocak 2018, sayfa 9.
7. “4. Sanayi Devrimi Çevre için Kullanılacak”, Hürriyet Gazetesi, 25 Ocak 2018.
8. http://www.hurriyet.com.tr/gezegen-sagligini-gozet-insanligikoru-40540614


 

R E K L A M

İlginizi çekebilir...

Çevre Mühendisleri Odası Semineri

Erzurum DSİ teşkilatında çevre mühendisi olarak çalışan Hayati Ayık, Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi'nde 7.12.2019 tarihinde başlatılan Y...
8 Aralık 2020

İstanbul Dereleri ve Sorunları

İstanbul'da derelerin sahibinin kim olduğu kesin olarak belli değildir....
7 AÄŸustos 2020

İstanbul Dereleri ve Sorunları

Dünya Araştırma Enstitüsü, 2030 yılında dünya nüfusunun yarısının su sıkıntısı yaşayacağını; sellerin etkisinin 3 kat artacağını, 54 milyon insanın et...
30 Haziran 2020

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Boat Builder Türkiye
  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • Enerji & DoÄŸalgaz Dergisi
  • Enerji ve Çevre Dünyası
  • Tersane Dergisi
  • Tesisat Dergisi
  • Yalıtım Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • YeÅŸilBina Dergisi
  • İklimlendirme Sektörü KataloÄŸu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü KataloÄŸu
  • Yalıtım Sektörü KataloÄŸu
  • Su ve Çevre Sektörü KataloÄŸu

©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.