Kirlilik, denizleri bitiriyor
İnsanlığın en temel ihtiyacı doğal bir çevrede yaşamaktır. Ne yazık ki insanlar çevreyi, adına gelişim veya ilerleme dedikleri şeyleri bahane ederek, yok etmekle meşguller. Çevremiz için biyolojik çeşitlilik sağlayan en önemli kaynaklardan biri: Denizler. Binlerce yıldır insanlığın oksijen kaynağı, besin kaynağı, geçim kaynağı olan denizler bununla da kalmamış bünyesindeki bazı canlılarla, insanlığın ölümcül düşmanı kansere bile ilaç olmuştur. Peki insanlığa hayat kaynağı olan denizlere bugün ne olmuştur?
Günümüzde denizler, dünya genelinde adeta çöplük olarak kullanılmaktadır. Ülkemize baktığımızda da üç tarafının denizlerle çevrili,
Sanayi tesislerinin, organize sanayi bölgelerinin, belediyelerin, turizm tesislerinin büyük bir çoğunluğunda arıtma tesisi yok. Oluşan kirli, zehirli atıksuların büyük bir kısmı nihayetinde denizlere akıtılıyor. Karadeniz'de atıklar, doğrudan denize veya denize bağlı sazlıklara boşaltılıyor. Deniz yaşamı yok denecek kadar azalarak neredeyse tükenmiş durumda, balıklar kayıp. Düne kadar tüm Doğu Avrupa'nın endüstriyel ve evsel atıksularının boşaltıldığı Tuna nehriyle, bugün Marmara'dan Karadeniz'e olan dip akıntısına verilen atıksularla ve yüzeye bırakılan gemi atıklarıyla kaderine terk edilen Karadeniz'de kirlilik bugün de bitmiyor. Üstelik bu kirlilik nihayetinde Marmara'ya da akıyor. Marmara Denizi, 30 yıl öncesinde doğasının güzelliği ve sakinliği ile bilinirken bugün Türkiye'nin en kalabalık nüfuslu endüstriyel, evsel atıksularının arıtılmadan deşarj edildiği, deniz canlılarının tür ve miktar olarak çok azaldığı bir iç deniz. Son dönemlerde devreye alınan biyolojik atıksu arıtma tesisleri maalesef Marmara Denizi için yetersiz. Çünkü atıksular sadece gözle görülebilir büyüklükteki katı atıkları tutabilen kaba bir ön arıtmadan geçirilmekte, çoğunluğu biyolojik arıtma yapılmadan, derin deniz deşarjıyla veya doğrudan denize boşaltılmaktadır. Uygulanan derin deniz deşarjı zaten bir arıtma yöntemi değil, sadece atıksuların denizin derinliklerine boşaltılmasından ibaret. Boğazlardan geçen gemi trafiğiyle birlikte Marmara'da gemilerin sintine, balast, yıkama suları, petrol taşıyan tankerlerden sızan petrol, denizi kirleten diğer unsurlar. Gemilerin, kirli sularını belirli limanlarda boşaltmaları önemli bir ekonomik masraf olarak görüldüğünden, deniz suyu renginin bulanık olduğu Marmara Denizi gibi denizler boşaltım sahası olmuş durumda. Marmara Denizi'nde ortaya çıkan tüm bu kirliliklerin bir bölümü, yüzey akıntısıyla Ege Denizi'ni de etkiliyor. Yarı kapalı bir deniz olan Ege Denizi'nde dünyada çok nadir görülen güzellikte kıyılar bulunuyor. Bu kıyılar bir taraftan yoğun iç ve dış turizm baskısı altında betonlaştırılırken diğer taraftan akarsulardan, evsel ve turistik yerleşim bölgelerinden, endüstriyel yerleşim bölgelerinden gelen atıksular ile kirletiliyor. Erozyonla akarsulardan denizlere ulaşan toprak ve gübre gibi kimyasallar, tarımsal atıklar ise diğer bir sorun. Bölgedeki yoğun deniz trafiğine bağlı petrol ve benzeri ürünlerin sızıntısı bu kez Ege Denizi'ni tehdit ediyor. Dünyanın en büyük iç denizi Akdeniz'e gelince durum onun için de pek farklı değil. Akdeniz kıyıları aynı şekilde yoğun iç ve dış turizm baskısı altında betonlaştırılarak kirletiliyor. Bu nedenle Akdeniz'e çok fazla sayıda deniz bitkisi türü maalesef yok olmuş bulunuyor. Doğal güzellikleriyle bir zamanlar eşine az rastlanır tüm bu kıyılar, arıtılmayan endüstri, tarım, belediye atıklarıyla, denize atılan çöplerle yok edilmektedir. Deniz kirliliğine sebep olan atıklar bir süre sonra insan sağlığına, denizin doğal yaşamına, çevreye ciddi zararlar vererek, çok büyük sorunlarla geri dönmektedir. Her türlü tahribata rağmen denizler ve kıyılar hala korunabilir, kurtarılabilir. Yerel ve merkezi yöneticilerin, sanayici ve üniversitelerin, sivil toplum kuruluşları ve halkın denizlere sahip çıkması, projeler üretmesi, artık harekete geçmesi gerekmektedir. Sizde harekete geçin, sahip çıkın. Çünkü: Kirlilik denizleri bitiyor...
Berna Akın Teknik Editör
İlginizi çekebilir... Londra Düşük Emisyon BölgesiŞehir sakinlerinin hayatını doğrudan etkilemiyor gibi görünse de hava kirliliğinin kritik seviyelerde yer aldığı ve her sene yüzlerce insanın buna bağ... O Bize Değil, Biz Ona Aitiz...Merve Balta Yaşam iksiri ve iktisadi güç Su, Dünyayı Harekete GeçiriyorÖnümüzdeki yıllarda, üstesinden gelinmesi gereken en büyük zorluklar arasında, bütün dünyada temiz su sağlanması konusu bulunuyor. Tabii ki bu konuyla... |
||||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.