Dünyanın en büyük çevre teknolojileri fuarı "IFAT" adına yakışır bir şekilde 5-9 Mayıs tarihleri arasında Almanya'nın Münih kentinde düzenlendi.

Pek çok farklı ülkeden 120 bin kişinin gezdiği ve 2560 katılımcı kuruluşun yer aldığı fuara Türkiye'den de 22 Türk firması katıldı.

"Water & Environmental Technologies Turkey" dergisi ile fuara katılan Doğa Sektörel Yayın Grubu da (DSYG) fuara katılan tek Türk yayıncı kuruluş oldu.

5 gün süren çevre sektörünün bu en büyük fuarı hakkında yazılacak anlatılacak o kadar çok bilgi, belge, izlenim olunca, bir kısmına da "firmalar ve ürünleri" önümüzdeki sayıda yer vermeyi düşündük...

IFAT, pazara gerçekten dokunmak demektir

Fuar, 4 Mayıs akşamı düzenlenen "açılış yemeği" ile başladı. Yemekte konuşan Münih Uluslararası Ticari Fuarlar Başkan Vekili Eugen Egetenmeir, bu yıl ki IFAT Fuarı'nın şimdiye kadar  yapılan en büyük çevre fuarı olduğunu, 40 yıldır düzenlenen fuarın geçen sürede gelişerek bu günlere geldiğini anlattı.

Almanya Federal Çevre Koruma ve Nükleer Güvenlik Bakanı Sigmar Gabriel de açılışta yaptığı konuşmada gelişmiş ülkeler olarak, geliştirdiğimiz teknolojileri, gelişmekte olan ülkelerle paylaşarak problemlere çözüm getirebiliriz diyerek dünyada çevre teknolojileri ihracatında lider olduklarını ve Almanya'nın kendisiyle rekabet ettiğini söyledi. Uzun konuşmasında dünya çevre sorunlarına da değinen Bakan Gabriel , Pekin Olimpiyatları'nın yapılabilmesi için endüstriyel hayatın tamamen durdurulacağını, aksi halde olimpiyatların yapılamayacağını belirterek, sürdürülebilir gelişme, rekabetçi ve güvenir teknolojilerin önemini dile getirdi.

Açılış konuşmalarının ardından Avrupa Su Birliği (EWA) tarafından 1973 yılından beri verilen "William Dunbar Madalyası" Prak Kimya Teknolojileri Enstitüsü'nden Prof. Dr. Jiri Wanner'a verildi. Prof. Wanner, biyolojik atıksu arıtma ve su koruma alanlarında yaptığı başarılı araştırmalarıyla tanınıyor. Prof. Wanner'ın 200'den fazla yayımlanmış araştırması bulunuyor.

Prof. Wanner ödülünün ardından yaptığı konuşmada,  en büyük  rekabetin, çevreyi herkes için mümkün kılmak olduğunu, bunun için de politikacıların  bunu anlamasının sağlanması gerektiği söyledi. Problemlerin çözümü için gerekli tüm teknolojilerin, mevcut olduğunu ancak bunlara yol verilmesi gerektiğini söyledi.

Ertesi gün fuar gerçekten de kapılarını büyük kalabalıklara açtı... Oluşan kuyruklar, bizim çok iyi bildiğimiz kuyruklardı...  Ancak burada keyif ve coşkuya dönüşmüşlerdi...

Basına bilgi verildi

Pek çok ülkeden basın mensubunun izlediği basın toplantısında yine Almanya Federal Çevre Koruma ve Nükleer Güvenlik Bakanı Sigmar Gabriel, Münih Uluslararası Ticari Fuarlar Başkan Vekili Eugen Egetenmeir, Bavyera Eyaleti Çevre, Halk Sağlığı ve Tüketici Koruma Bakanı Dr. Otmar Bernhard ve IFAT Katılımcıları Danışma Kurulu Başkanı Dr. Johannes F. Kirchhoff açıklamalarda bulundu.

Bakan Sigmar Gabriel burada yaptığı açıklamada da IFAT'ın Alman çevre teknolojileri sektörünün vitrini olduğunu söyleyerek, Alman su endüstrisi ve su araştırmaları organizasyonlarının bir şemsiye altında toplandığını ve "German Water Partnership" (Alman Su Ortaklığı) adında yeni bir birlik kurduklarını anlattı. Alman çevre sektörünün ticari rakamları hakkında da bilgiler veren Bakan Gabriel şunları söyledi: "Uzmanlar uluslararası su ekipmanları ve atıksu teknolojileri pazarının bugünkü cirosunun 250 milyar euro olduğunu ancak gelecekte bu rakamın 500 milyar euro olacağını söylüyor. OECD'nin 2003 rakamlarına göre de su teknolojileri ihracatında yüzde 20 ile Almanya dünyanın bir numarası durumunda. Almanya, su ve atıksu teknolojileri küresel ticaretinin ise yüzde 16.5'ni elinde bulundurarak Amerika Birleşik Devletleri'nden sonra ikinci sırada yer alıyor".

Bavyera Eyaleti Çevre, Halk Sağlığı ve Tüketici Koruma Bakanı Dr. Otmar Bernhard da IFAT'ın herkese güven verdiğini söyleyerek Bavyera çevre sektörü hakkında açıklamalarda bulundu. Tüm Almanya'da cevre sektöründe çalışan sayısının en fazla olduğu yerin Bavyera bölgesi olduğunu anlatan ve sektörle ilgili olarak büyüklü küçüklü 7 bin adet iş yerinin bulunduğunu belirten Dr. Bernhard, Almanya'nın yurtdışına yaptığı ticaretin yüzde 20'sinin de yine bu bölgeden karşılandığını ve Almanya'nın toplam çevre sektörü gelirinin yüzde 17'sinin Bavyera'dan üretildiğini söyledi. Dr. Bernhard, Bavyera'nın  biyomass potansiyeli ve geldiği durum hakkında da açıklamalar yaparak şu bilgiler verdi: "Biyomass dünyada olduğu gibi Bavyera'da da çok canlı ve büyüyen bir sektördür. Özellikle bölgede biyomassdan enerji üretimi 1998-2004 yılları arasında yüzde 40 artmıştır. Dolayısıyla Bavyera'da enerji tüketiminin yüzde 5.2'si biyomassdan elde edilen enerjidir".

Konuşmasına "Burada pazara gerçekten dokunabilirsiniz" diyerek başlayan ve "15. Uluslararası Su Atıksu Geri dönüşüm Fuarı IFAT"ın başarı rakamları hakkında açıklamalarda bulunan, Münih Uluslararası Ticari Fuarlar Başkan Vekili Eugen Egetenmeir da özetle şunları söyledi: "Bu yıl 44'ü yabancı ülkelerden olmak üzere 2.560 katılımcı kurum ve kuruluşun yer aldığı fuar önceki seneye oranla yüzde 15 büyüdü ve sergi alanı da genişleyerek 192,000 m² oldu. Ziyaretçi sayımız da yine önceki fuara oranla yüzde 10 artarak 120 bin kişiye ulaştı.

IFAT 2008'de su sağlama, su arıtma, su dağıtımı, su yönetimi, kanalizasyon sistemleri, atıklar, geri dönüşüm ve hayat döngüsü yönetimi alanlarında pek çok yeni teknoloji ürünlerini ve uygulamalarını bulacaksınız. Fuara kıyı koruma, taşkın kontrol, yenilenebilir enerjiler, biyogaz ve atıklardan enerji üretimi, alanlarını da ekledik. Odaklanılan diğer bir alan da su ve kanalizasyon konularında uyarlanmış-uygulamaya geçmiş teknolojiler oldu".

Basın toplantısının son konuşmasını yapan IFAT Katılımcıları Danışma Kurulu Başkanı Dr. Johannes F. Kirchhoff da, "Dünyada ne kadar çevre teknolojisi varsa burada bulabilirsiniz" diyerek başladı konuşmasına. Önümüzdeki yıllarda çevre sektöründe 250 bin yeni işin oluşacağını anlatan Dr. Kirchhoff, bu işlerin özellikle yenilenebilir enerjiler alanında olacağına dikkat çekti. Dr. Kirchhoff, tüm bu alanlarda yoğun şekilde eğitim ihtiyacının da ortaya çıkacağını, bunun da ayrı bir iş alanı yaratacağını kaydetti".

Türk firmaları fuardan memnun oldular

Fuara katılan 22 Türk firmasının hepsinin standlarını ziyaret ettik ve hem çevre sektörünü hem kendi yatırımlarını hem de fuarı nasıl değerlendirdiklerini sorduk...

Sistem Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Dinçer

Biz Avrupa'nın en iyi firmalarından biriyiz. Yani mühendislikte Know-How'ı olan Avrupa'nın 5 çevre firmasından biriyiz. Romanya'da Bakanlığın ifadeleriyle Sistem Yapı en başarılı firma seçildi. Burada 8 adet tesis ihalesi aldık ve bunların ikisini tamamladık.

Bu fuar bizim için bir prestijdir ve var olan ilişkilerimizi geliştirmek için bulunuyoruz.

Örneğin bu sabah Adana, Mersin, Tarsus, Samsun gibi 9 belediyemizden yetkililer geldi. Yine farklı ülkelerden Polonya, Romanya, Bulgaristan, Cezayir'den ziyaretçilerimiz geldi.

Polonya'ya da çok ağırlık veriyoruz ama bizim şu anda yeni hedefimiz Cezayir. Orada da çalışmalarımızı başlattık. İran'da iki ihalede Dünya Bankası kredili yeterlilik aldık. Orada başlayacağız. Suudi Arabistan'ın en büyük gruplarından El Rajiv Grubu'nun, El Arap inşaat şirketi ile bir prensip anlaşmamız var. Yap işlet devret işlerine gireceğiz. Ancak bizim şu anda en büyük sorunumuz personeldir. Yetişmiş, yabancı dil bilen tecrübeli personel bulamıyoruz. Dolayısıyla da yabacı personel çalıştırmaya başladık.

Mass Arıtma Sistemleri Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Soybay

Biz Mass Arıtma olarak  IFAT'a 1999 yılında ilk kez katıldık. 2008 fuarıyla birlikte dördüncü oldu. Burada daha çok üretim esaslı tanıtım yapıyoruz. Ürettiğimiz ekipmanları uluslararası pazarda yer alan, direk müşteri dediğimiz belediyeler bakanlıklar veya bizim gibi iş yapan müteahhitlere tanıtım amacıyla bulunuyoruz. Bir çok ülkeden bir çok müşteriyi burada tanıdık. Dolayısıyla bu fuar firmamızın uluslararası boyutuna büyük katkıda bulundu. Fuarı beğeniyoruz. İleri ki yıllarda da katılmayı düşünüyoruz. Önümüzdeki fuarlarda daha geniş alanlarda, daha fazla ürünümüzü sergilemek düşüncesindeyiz. Bir de yerel firmaların ikrama çok önem verdiklerini gördük. Belki biz de gelecek yıllarda biraz daha ikramı geliştiririz. Bu fuarlarda en önemli konu şu, anlık fayda beklememelisiniz. Anlık fayda beklemeyeceğiniz için de takip çok önemlidir. Fuarda kayıt aldığınız müşterinin isteklerini takip edin. Ona geri dönüş yapın. Yani müşteriyi izlemeye yönelik bir sonuç çıkarmazsanız bu fuarların yararlı olması mümkün değil. Çünkü buradaki ziyaretler peşini takip etmezseniz gelip geçici oluyor. Bunlar da burada edindiğimiz tecrübeler. Bu arada bu yıl sizin çıkarmış olduğunuz İngilizce dergi, hakikaten iyi bir katkı oldu. Güzel de bir gelişme olduğunu düşünüyorum. Burada ilgiyle karşılandı. Biz de çok beğendik. Bundan sonra da dergiye desteğimiz devam edecek.

Bu yıl bu fuara Türkiye'den oldukça yoğun bir katılım var.  Bu çoğalmada buraya katılan firmaların müşterilerini davet etmelerinin etkili olduğunu düşünüyorum. Bu da anlayışların gelişmesi ve bilincin artması açısından çok önemlidir.

Mas Pompa Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Başaran

Biz bu fuara daha önce de katıldık. Bu fuarın en büyük özelliği, çevre teknolojileri konusunda dünyadaki en prestijli, en bilinen ve en kapsamlı uluslararası fuar olmasıdır. Çevre konulara gündeme geldiğinde elbette su prosesi de çok önemlidir.  Biz de bir pompa firması olduğumuz için bizim ilgimizi çeken bir alan. Su iyileştirme ve atıksu alanında çok güzel ilişkiler oluşuyor.

Bu yıl ki fuarda önceki fuarla kıyasladığımızda mekanik alanda çok fazla bir  değişiklik yok. Bununla beraber çevreye dönük talebin daha ciddi boyutta arttığını görüyoruz. Örneğin bu sene kirli sudan temiz su elde etmek, dünyadaki su kaynaklarının efektif kullanımına yönelik ve geri kazanımına yönelik çalışmaların çok ağırlıklı olduğunu görüyoruz.

Dünya pompa pazarı olarak  burada baktığımızda ürün bazında bir gelişim söz konusu değil. Ama halen Türkiye'nin tanımadığı ürünler de var. Artık pompa üretim ve teknolojisinde uç noktalara gelinmiş durumda.

Proje bazında, taahhüt bazında özel sistem uygulamaları olarak pompa firmalarının yaptığı çözüm ortaklığı çalışmaları var. Yani çözüm ortaklığı yaklaşımı gündeme geliyor. Artık ürünü herkes üretebilir hale gelmiş vaziyette. Önemli olan ürünü üretmekten ziyade o ürünü sunduğunuz pazardaki birikimleriniz. Artık bütün firmaların kendisini buna odaklaması gerekir. Yalnızca ürün üreten ve bunu pazarlayan bir firmadan ziyade çözüm ortağı kavramına kendini adapte etmesi gerekiyor. Bizim de yapılanmamız bu yola doğru dönmüş durumda. 

Arbiogaz Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet İzolluoğlu

Bu sene IFAT Münich fuarında geçen senelere nazaran katılımcıların ve ziyaretçilerin sayıca fazla olduğu ve fuara ilginin daha yoğun olduğu söylenebilir. Bunun tüm dünyada çevreye duyarlılığın artmasının bir sonucu olduğunu düşünüyorum. Çevre sektöründe; su, atıksu arıtma ve katı atık işleme ve biyogaz tesisleri gibi konularda  anahtar teslim taahhüt işi yapan firmamız Arbiogaz, bu sene IFAT fuarına Gebze'deki fabrikasında her türlü arıtma ekipmanları üretimini ve montajını yapan ASTİM firmamız ile müştereken katıldı. Özellikle bu sene atıksuların ve suların geri kazanımı ile ilgili projelerimize Türk ve yabancı ziyaretçilerin büyük ilgisi olması, su kaynaklarındaki azalmanın yalnızca Türkiye'nin değil tüm dünyanın bir sorunu olduğunu göstermektedir.

Fuarda, Arbiogaz olarak sergilediğimiz başarılı referanslar ve ürünlerimiz ile çevre sektöründe söz sahibi olduğumuzu ve sektörün global oyuncularından biri olduğumuzu kanıtladığımızı düşünüyorum. Standımıza ve sergilediğimiz ürünlerimize çok sayıda Türk ve yabancı ziyaretçinin yoğun ilgisi bizi çok gururlandırdı ve fuar ile ilgili memnuniyetimizi arttırdı.

Timex Filtrasyon ve Su Sistemleri Genel Müdür Osman Sandıkçıoğlu

2008 IFAT fuarında, maalesef sektörde yer alabilecek çok yeni bir teknoloji görmedim. Dünyada global ısınma ve kuraklık nedeni ile suyun çok önemli bir sorun haline gelmesine rağmen, yeni teknoloji görmememiz düşündürücü buluyorum. Ülkemiz açısından sevindirici olan yanı ise 2002 ve 2005 yıllarındaki IFAT fuarlarına göre, Türkiye'den katılım sayısının 22'ye yükselmiş olmasıdır. Su sorununun bütün dünyada çok önemli hale gelmesi, var olan su kaynaklarının daha verimli kullanılması gibi konularda yeni yatırımlara yol açması kaçınılmazdır.

Biz TIMEX olarak, en son teknolojiyi kullanarak, 2 microna kesintisiz otomatik filtrasyon sistemlerimizi pazara sunma imkanını bulduk ve büyük bir ilgi gördük. Rusya, Fransa gibi ülkelerde var olan, Demir Mangan giderilmesi için kullanılan 2 micron filtrelerimizin sektörün geleceğinde çok önemli bir yer tutacağını ümit ediyorum. Özellikle atık su arıtma ve RO tesisleri öncesi ultrafiltrasyon yerine kullanılacak olan filtreler büyük bir ekonomik kazanç getirmektedir.

Alfa Laval Avrupa?dan Sorumlu Satış Müdürü Jamie Hodd

Biz güçlü bir şekilde Doğu Avrupa ülkelerine odaklanmış durumdayız. Batı Avrupa ve Kuzey Amerika geleneksel pazarlar olarak  zaten  altyapısını tamamlamış durumdalar. Doğu Avrupa ülkeleri ve Türkiye ki Türkiye çok büyük bir ülke ve  AB üyesi olma yolunda, pek çok altyapı işinin yapılmasıı gerekiyor. Buna ihtiyacı da var. Özellikle atıksu arıtma tesislerinin yapılması gerekiyor.

Bizim ana işimiz belediyelerin kanalizasyon atıksularının susuzlaştırılmasıdır. İkinci olarak büyük endüstriyel tesislerin atıksu arıtma işleridir. Bizim odaklandığımız müşterilerimiz atıksu arıtma müşterileridir. Bunlar genelde uzun vadeli 20 yıl gibi uzun soluklu müşterilerdir. Yine proje tasarım, mühendislik ve danışmanlık şirketleri de müşterilerimiz arasındadır.

Türkiye'de şu anda Ataköy Atıksu Arıtma Tesisi projesinde 20 kadar dekantörümüz var. Yine Ambarlı Projesi'nde de yaklaşık bu sayıda dekantörümüz kullanılacak.

Türkiye'de önümüzdeki 5 yıl içinde ciddi hareketlenmeler olacağını düşünüyoruz. Solvakya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan'da da olacağı gibi.   

Tholander Environmental Engineering Satış Müdürü Ralf Bisdorf

Tholander Kirlilik Kontrol ve Tholander Çevre Mühendisliği, koku kontrolü sistemleri konusunda uzmanlaşmış ve çok tanınmış bir firmadır. Biyo filtrasyonla proseslerdeki koku maddelerinin giderimini sağlıyoruz. Atık su ve atık yönetiminde sorunlardan biri de kokudur. Biz koku giderimi teknolojilerine sahibiz ve bunu sağlıyoruz. Bu işi 20 yıldan fazladır yapıyoruz ve sadece Avrupa'da değil dünyanın pek çok yerinde ürün ve hizmetlerimiz var.

Paşaköy projesinde de tipik problemler vardı. Suyu arıtırken havaya karışan kötü kokunun toplanıp temizledikten sonra atmosfere bırakılması gerekir. Ama atıksu tesisleri açık alandadır ve sistemlerinizi açık alana kurmanız gerekir. Havaya yayılan kötü kokuyu toplayıp işlemden geçirerek temizliyoruz.

Burada Tholander biyo filtreleri kulandık. Bunlar Almanya'da ve diğer pek çok ülkede atıksu arıtmada çok iyi bilinen teknolojilerdir. Bu sistemlerin mikroorganizmalarını değil ama proseslerini Tholander'in kendisi geliştirmiştir.

Türkiye'de şu anda atıksu tesisleri kuruluyor ve çok büyük bir pazara sahip. Biz de pazarın verilerini araştırıyor, inceliyoruz. Elbette endüstriyel uygulamalarla özellikle gıda endüstrisindeki uygulamalarla da çok ilgileniyoruz.

Wte Wassertechnik GmbH Tender Departmanı Başkanı Jörg Köring

Biz Lidya Yapı ve Kalyon İnşaat firmalarıyla bir konsorsiyum kurarak Ataköy Atıksu Arıtma Tesisi'nde birlikte çalışıyoruz. Lidya Yapı firması ile ilk kez bundan 3,5 yıl önce bir araya geldik. Lidya Yapı  Genel Müdür bizi Almanya'da ziyaret etti ve o zaman çok yakın gelecekte Türkiye'de ve özellikle İstanbul'da çok büyük atıksu arıtma tesisleri projelerinin yapılacağını söyledi. Lidya uzman bir inşaat firması olmakla beraber atıksu arıtma kanalizasyon sistemleri, içme suyu tesisleri gibi komplike tesislerin yapımı ve teknik işler için birlikte çalışmayı konuştuk. Lidya da çok güçlü bir firma ve biz de yurtdışında iş yaparken daima güçlü ortaklarla hareket etmek isteriz. Bu şekilde Lidya ve Kalyon ile güçlü bir ortaklık olacağını düşündük ve girmeye karar verdik.

Genelde Wte, Doğu Avrupa ülkelerine, Güney Kıbrıs'a odaklanmış durumda. Ancak bu proje bizim Türkiye'deki ilk girişimimiz. Bu projede Wte, proses teknolojilerini, dizaynını sağlayacak ve tüm mekanik ve teknik işlerini yapacak. Lidya ve Kalyon da tesisin yapılarını inşa edecekler.

Ataköy projesinde 2 milyonluk nüfusa hizmet verilecek ve günde 500 bin metreküp atıksu arıtılacak. Bu proje de büyük bir projedir ama Wte'nin örmeğin Viyana'da yaptığı atıksu arıtma tesisi, 4 milyonluk bir nüfusa hizmet ediyor ve Ataköy'ün iki katı büyüklüğünde. Avrupa'nın en büyük atıksu arıtma tesisi ise şu an Atina'dadır. Ancak yine 2 milyonluk nüfusa hizmet edecek Ataköy tesisi de oldukça büyük bir tesistir.  Bu projenin değeri yaklaşık 110 milyon euro civarındadır. Bu rakama 5 yıllık işletme bedeli de dahildir.

Serpil Yavuz