BIODESULF
HANASU
SAKA ARITIM
WAVIN

Kaçak Yapılaşma ve Şehir Taşkınları

Kaçak Yapılaşma ve Şehir Taşkınları

12 Kasım 2018 | YORUM
124. Sayı (Kasım 2019)
9.956 kez okundu

GİRİŞ

Ülkemizde sık sık taÅŸkınlar meydana gelmektedir. Bu taÅŸkınların çeÅŸitli nedenleri bulunmaktadır. Bu konu Su ve Çevre dergisinin Ocak ve Åžubat 2017 sayılarındaki yorum yazılarımda geniÅŸ bir ÅŸekilde anlatılmıştı. Ülkemizde “TaÅŸkınlar” denilince, ÅŸiddetli yaÄŸmurlarda mevcut akarsu kesitlerinin bu ÅŸiddetli yaÄŸmurların debisini taşıyamamasından dolayı yatağını terk ederek etrafa yayılması akla gelmektedir.

TAÅžKIN YARATAN NEDENLER

Ülkemizde gerçekleÅŸen ÅŸehir taÅŸkınlarının oluÅŸumunda diÄŸer birçok nedenin yanında plansız ve çarpık kentleÅŸme, plansız mühendislik uygulamaları neticesinde dere yataklarının veya hemen kenarlarının “Yol olarak kullanılması”, “Üzerlerinin kapatılması”, “Dere yataklarında yapılan iskân faaliyetleri” önemli taÅŸkın nedenleri olarak sıralanabilir (Acu, 2016).
TaÅŸkın yaratan nedenlerle ilgili Çevre ve Orman eski Bakanı Prof. Dr. Veysel EroÄŸlu, II. Ulusal TaÅŸkın Sempozyumu’nda yaptığı konuÅŸmada, 2009 yılında İstanbul’da Ayamama Deresi’nde yaÅŸanan taÅŸkında 24 vatandaşımızın kaybına neden olan afetin bu kadar etkili olmasında, İstanbul’daki plansız ÅŸehirleÅŸme ve dere yataklarındaki yapılaÅŸmaya dikkat çekmiÅŸtir. Ayrıca, “Yol kazanacağım diye bir dere yatağının kapatılması kadar yanlış bir ÅŸey yoktur” diye önemli bir tespitte de bulunmuÅŸtu.


DERE KORUMA ALANLARI

Ülkemizde geçerli olan Su KirliliÄŸi Kontrolü YönetmeliÄŸi’nde “Dere Koruma Alanları” ile ilgili kesin bir madde bulunmamaktadır. BüyükÅŸehir Su ve Kanalizasyon İdareleri tarafından 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel MüdürlüÄŸü KuruluÅŸ ve Görevleri Hakkındaki Kanun’un verdiÄŸi yetkilere göre çıkarılan yönetmeliklerinde içme suyu temin edilen ve içme suyu havzalarından geçen dereler dışında kalan dereler için bir koruma alanı öngörülmemiÅŸtir. İstanbul BüyükÅŸehir Belediyesi İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi tarafından 2011 yılında çıkarılan İSKİ İçme Suyu Havzaları YönetmeliÄŸi ile ilk defa dere koruma alanı sınırı ile ilgili olarak ÅŸu madde yer almıştır (Madde 6): “İmar Planları hazırlanırken, EK-1’de isimleri verilen derelerin her iki tarafında, kadastral sınırlarından itibaren 100 metrelik yapı yaklaÅŸma mesafesi bırakılır. Derelerin yapı yaklaÅŸma mesafesi içinde kalan bu alanlardaki yapılaÅŸma hakları parsel yüzölçümünün %60’ı hesaplanmak kaydıyla EK-2’de verilen yoÄŸunluk deÄŸerlerine göre ait olduÄŸu imar planı sınırı içinde bulunan havza dışındaki alanlar ile orta ve uzun mesafeli koruma alanlarında kullanılır. Bu durumda, yapı yaklaÅŸma mesafesi içinde kalan bu alanlar, aÄŸaçlandırma, yol, yeÅŸil alan, rekreasyon vb. maksatlarla kullanılmak üzere, kamuya bedelsiz devredilir ve bu alanlarda yapı yapılamaz.”

Bu madde, 16.01.2013 tarihli deÄŸiÅŸiklikle, “İçme suyu havzalarında EK-1’de isimleri verilen derelerin, orman alanları ve tarımsal niteliÄŸi korunacak alanlar dışında kalan kısımlarında; ıslah projesine uygun olarak bu derelerin ıslah kesitinin her iki yanında; temizlik, bakım ve onarımlarının yapılabilmesi maksadıyla imar planlarında en az 10 metrelik dere iÅŸletme bandı ayrılır. Dere ıslah alanı ile dere iÅŸletme bantları idarece kamulaÅŸtırılır” ÅŸekline dönüÅŸmüÅŸtür. Bu YönetmeliÄŸe göre İSKİ içme suyu havzalarında isimleri belirtilen derelerin yapı yaklaÅŸma mesafeleri
içerisinde yapı yapılamayacağı ifade edilmektedir. Bu parsellerin imar hakları plandaki donatı alanlarına bedelsiz terk edilmesi koÅŸuluyla, planda donatı alanında kalmaması durumunda ise yeÅŸil ve veya yol olarak kullanılmak üzere kamu eline bedelsiz geçmesi koÅŸuluyla ait olduÄŸu onaylı imar planı sınırları içerisinde ilçe belediyesince uygun görülen konut, konut+ticaret alanında kalan baÅŸka parsellerde kullanılabilir.

Dere mutlak koruma alanları ile ilgili İzmir Su Havzaları Koruma YönetmeliÄŸi İzmir BüyükÅŸehir Belediyesi İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel MüdürlüÄŸü tarafından da hazırlanmış olup, İZSU Su Havzaları Koruma YönetmeliÄŸi olarak isimlendirilmektedir. Su toplama havzası yağış alanlarındaki dereler İZSU’ca koruma altına alınmıştır. İçme ve kullanma suyu rezervuarını besleyen tüm sulara, akar ve kuru derelere hiçbir surette atıksu ve arıtılmış atıksu deÅŸarjı ile atık deÅŸarjı yapılamaz. Su havzalarında dere mutlak koruma bandı uygulanacak dereler belirleninceye kadar, 0-200 m. dere mutlak koruma bandı tüm dereler için geçerlidir. Derelerin her iki yanındaki mutlak koruma bantlarında yapı ve tesislere izin verilmez. Bu bantlarda bulunan tüm yapı ve tesislerin uzaklaÅŸtırılmaları esastır (Madde 5: Dereler).

Bu maddeye daha sonra “Tahtalı Barajı kısa, orta ve uzun mesafeli koruma alanlarında bulunan ve bu YönetmeliÄŸin eki olan Liste 1’de belirtilen derelerin her iki tarafındaki 0-100 m.’lik koruma bantları geçerlidir. Bu yönetmeliÄŸin eki olan Liste 1’de verilen derelere ait dere mutlak koruma bantlarındaki mevcut yapı ve tesisler, İZSU Yönetim Kurulu Kararı ile kamulaÅŸtırılır ve uzaklaÅŸtırılır” ve “Çamlı Barajı kısa, orta ve uzun mesafeli koruma alanlarında bulunan ve bu YönetmeliÄŸin eki olan Liste 2’de belirtilen her iki tarafındaki 0- 150 m’lik koruma bantları geçerlidir. Mevcut yapı ve tesis kapsamı dışında kalanlar, kaçak yapı olarak deÄŸerlendirilir ve İZSU tarafından yıkılarak uzaklaÅŸtırılır” fıkraları eklenmiÅŸtir. Bu örneklerden görüldüÄŸü gibi
5216 no’lu kanuna baÄŸlı olarak kurulmuÅŸ 30 büyükÅŸehir belediyesinde içme suyu havzaları içinde bulunan dereler için koruma bandı geniÅŸlikleri belirlenmiÅŸ olduÄŸu görülmektedir. Belirlenen
bu derelerin dışında kalanlar hakkında bir karar bulunmamaktadır ve bu nedenle buralarda kaçak yapılaÅŸma olmaktadır. 5393 no’lu kanuna tabi olan 51 belediyeden birisi, Çorum Belediyesi
yetkililerinden aldığım bilgiye göre 4373 sayılı TaÅŸkın Sulara ve Su Baskınlarına Karşı Korunma Kanunu çerçevesinde taÅŸkına uÄŸrayan ve uÄŸraması muhtemel sahaların tespiti ve bu
sahaların iskana kapatılarak, taÅŸkına neden olacak mevcut yapılar var ise kaldırılması görevi Devlet Su İşleri Genel MüdürlüÄŸü yetkisindedir. Belirlenen bu derelerin dışında kalanlar hakkında bir karar bulunmamaktadır ve bu nedenle buralarda kaçak yapılaÅŸma olmaktadır.  Bu bilgilere ve bugüne kadarki izlenimlerime göre ülkemiz genelinde ve ÅŸehirlerde dere kenarlarında taÅŸkınların etkisini en aza indirmek tüm dereler için koruma bandı öngörülmemekte ve bu konu genelde ÅŸehirlerimizde acil bir husus olarak ele alınmamaktadır.

DERELERIN RISK HARITALARI

TaÅŸkınlarla ilgili olarak ÅŸehircilik çalışmalarına altlık teÅŸkil etmek üzere Dere Risk Haritaları hazırlanması önemli olmasına raÄŸmen ülkemizde ilk defa böyle bir çalışma 2009 Eylül ayında İstanbul’da Q500 yıllık tekerrürlü yağış (saatte metrekareye 88,4 mm) sonucu meydana gelen Ayamama Deresi TaÅŸkınını takiben gerçekleÅŸtirilmiÅŸtir (Demir,2010). Bu yağış 32 can kaybı ile 3816 konut ve 1490 iÅŸyerinin zarar görmesine ve mal kaybına neden olmuÅŸtur. Bu taÅŸkınların meydana gelmesinde dere kesitlerinin küçültülmesi, dere yataklarına inÅŸaat yapılması gibi faktörler etken olmuÅŸtur. Benzeri tehlikeleri tekrar yaÅŸamamak için Ayamama Deresi risk haritaları İSKİ tarafından hazırlanmıştır.Dere mutlak koruma alanları ve alınması gereken önlemler aÅŸağıda açıklanmıştır.

Kırmızı bant içerisindeki mutlak koruma alanı içerisinde, dere yatakları, vadi tabanları ve dere koruma bantlarında kazı, hafriyat, dolgu, döküm, malzeme depolama gibi faaliyetler kamu, çevre saÄŸlığı ve dere taÅŸkın riski bakımından kesinlikle yasaktır. Ayrıca dere ya da vadi kesitinin daraltılmaması, dere yatağının doÄŸal halinin korunması, arazinin eÅŸ yükselti eÄŸrilerinin deÄŸiÅŸtirilmemesi, dere yatakları ve koruma bantları dâhilinde sedde, topuk, duvar gibi yüzeysel suların akışını engelleyecek yapılar kesinlikle yapılmamalıdır. TaÅŸkın kontrolü amacıyla derelerin üzeri kesinlikle kapatılmamalıdır. Akarsu ve dere yatakları yol olarak kullanılmamalıdır. Daha önce inÅŸa edilmiÅŸ taÅŸkın kontrol tesislerinin üzeri kapatılmamalıdır.
Dere mutlak koruma bandı olarak belirlenen bu alanlarda servis yolları ve yeÅŸil alanlar ayrılmalıdır. Ancak bu alanlarda yapılaÅŸmaya izin verilmemeli, derenin akışını engelleyecek, topografyasını deÄŸiÅŸtirecek herhangi bir çalışma yapılmamalıdır.

Mavi bant içerisindeki mutlak koruma alanlarında, imar parsellerinde bodrum katlarına izin verilmemelidir. Ancak, bodrum yapılması zorunlu hallerde bu katlar konut, depo, otopark gibi her türlü ticari ve diÄŸer riskli faaliyetler amacıyla kullanılmamalıdır. Yağışlı havalarda yaÄŸmursularının atıksu kanalizasyon hatlarına karışması sonucu yaÅŸanan geri tepme olaylarının önlenebilmesi için taÅŸkın riski taşıyan dere mutlak koruma bandına komÅŸu yapılarda, bina atıksu tesisat çıkışı zemin kat seviyesinden yapılacak, parsel bacası çıkışı mümkün olan en yüksek eÄŸim ve kotta atıksu kanalizasyon ÅŸebeke hattına baÄŸlanmalıdır. Varsa bina bodrum katlarından atıksu parsel baÄŸlantıları yapılmayacak ve olanlar da iptal edilecektir. Herhangi bir noktada su basman kotunun, bu noktadan dere kesitine dik ve en yakın mesafedeki dere kenar duvar kotundan +1,50 metre yüksekte olması zorunludur. Binaların zemin ve varsa bodrum katlarının taÅŸkın zararlarına karşı sigortalanması zorunludur.

Kimyasal tesisler, bakımevleri, hastaneler, öÄŸretim kurumları, jandarma ve polis karakolu, yangın istasyonu ve taÅŸkın esnasında müdahalede bulunacak personelin bulunduÄŸu ve ekipmanın depolandığı tesislere ait yapı grubuna dere mutlak koruma bandına komÅŸu imar parsellerinde izin verilmemesi önerilmektedir. Beyaz bant içerisindeki mutlak koruma alanında ise mavi bant için belirtilen hususlar geçerli olup, bu binalarda sigortalama zorunlu tutulmamıştır. İSKİ tarafından Ayamama Deresi’nde 500 yıllık yağış debisi dikkate alınarak projelendirilen ve yürütülen toplam 8.3 kilometrelik ıslah çalışmalarına 28 AÄŸustos 2008 tarihinde baÅŸlanmıştır. Islah çalışmalarının taÅŸkınları etkileyecek 6,8 kilometrelik bölümü bitirilmiÅŸtir. Geriye kalan ve taÅŸkın olması durumunda önem arz etmeyen 1,5 kilometrelik kısmı, kamulaÅŸtırma sorunları nedeniyle halen bitirilememiÅŸtir. Buradaki dere ıslahında, sorunlu olan yol ve kavÅŸak geçiÅŸlerindeki kesitlerin geniÅŸletilmesi, yetersiz ve düzensiz olan dere güzergâhının düzeltilerek sel riskinin ortadan kaldırılması amaçlanmıştır. Yapılan çalışmalarla dere yatağı 4 kat geniÅŸletilmiÅŸ, dere güzergahında yer alan kaçak ve dere alanına girmiÅŸ 119 yapının da yıkımı gerçekleÅŸtirilmiÅŸtir. TaÅŸkınlardan korunabilmek için ülkemizdeki tüm dereler, aÅŸağıda görülen ÅŸekilde düzenlenmeli ve bir koruma bandına sahip olmalıdır.

YIKILAN KAÇAK YAPILAR

Ülkemizde kanunlarımızda yer almasına raÄŸmen kaçak yapılar yetkili kuruluÅŸlarca nadiren yıkılmaktadır. Bu nedenle kaçak yapı sayısı çıkarılan çok sayıda İmar Aflarına raÄŸmen
azalmamıştır. 2018 yılında yürürlüÄŸe konulan İmar Barışı düzenlemesine (imar affı) bugüne kadar sayısı sekiz milyonu geçmiÅŸtir. Bu yüksek sayı ülkemizde kaçak yapılaÅŸmanın aşırı boyutta olduÄŸunu ve vatandaÅŸlarımızın yeniden imar affı ve düzenlemeleri çıkacağı kabulüyle kaçak yapı yapmaya devamlı olarak yönelmelerine teÅŸvik ettiÄŸini göstermektedir. 2018 yılında çıkarılan İmar Barışı düzenlenmesinde belirtildiÄŸi gibi 31.12.2017 tarihinden sonra yapılan kaçak yapıların yıkılması saÄŸlanmalı ve bundan böyle alınacak tedbirlerle belediyeler ve hükümetimizin temsilcisi olan mülki amirlikler buna mani olmalıdır.

İstanbul’da imara aykırı inÅŸa edilen Park Otel’in 1993-1994 yılında kaçak katlarının İstanbul BüyükÅŸehir Belediyesi tarafından yıktırılmasından beri ilk defa Rize’nin Muradiye beldesinde, 2 AÄŸustos’ta meydana gelen sel ve heyelanda Kömürcüler Köyü’nde, sahibinin “İmar Barışı”ndan yararlanmak için baÅŸvuruda bulunduÄŸu, dere yatağına 25 yıl önce 3 katlı inÅŸa edilen, ardından ise ilave katlarla 8 kata çıkan ve fotoÄŸrafta görülen bina 3 Ekim 2018 tarihinde Çevre ve Åžehircilik Bakanlığı’nca yıktırılmıştır. Yıkımı süren bina çevresinde açıklamada bulunan Çevre ve Åžehircilik Bakanlığı Altyapı ve Kentsel DönüÅŸüm Genel Müdürü Vedat Gürgen, imar barışı uygulamasının, imar affı olmadığını vurgulayarak, yaÅŸanan iklim deÄŸiÅŸikliÄŸiyle ani sel felaketlerinin yaÅŸandığına iÅŸaret ederek, “DoÄŸu Karadeniz’in içerisinde yeni iklim ve yağış rejimlerine göre bölgeyi en baÅŸtan çalışıyoruz. Burada dere üzerine yapılan binaları, yapılan dolguların ve yapılmış olan yapıların tek tek tespitleri de yapılıyor. Bu çerçevede Artvin’den baÅŸlayıp bu senenin sonunda bir eylem planı hazırlanmış olacak” açıklamasını yapmıştır.

Yukarıdaki açıklamadan sonra basında yer alan “DoÄŸu Karadeniz’de imar barışını fırsat bilerek yapılan çok sayıda bina yıkıldı ve çok sayıda bina da yıkılacak” haberini okuduÄŸumda, yurdun birçok yerinde imar barışını fırsat bilenlerin yaptığı binaların da yıkıldığı haberlerine internette rastladım. Bu haberler beni taÅŸkınların engellenmesi hususunda umutlandırdı.

SONUÇ

Yukarıdaki anlatımlardan ve örneklerden de görüldüÄŸü gibi ülkemizde dere yataklarında çok sayıda kaçak yapı inÅŸa edilmiÅŸtir. Bu kaçak yapılar dere enkesitlerinin daralmasına ve taÅŸkın durumlarında dere kenarlarındaki koruma bantlarının etkilenmesine neden olmaktadır. Bu nedenle ülkemizde meydana gelen taÅŸkınlar büyük mal kaybına ve bazen de can kaybına sebep olmaktadır. Ülkemizde bu tip ve diÄŸer kaçak yapılarla mücadele gerektiÄŸi gibi sürdürülmediÄŸinden ve belediyelerin konuya sahip çıkmadığından ülkemizde sık sık imar affını (İmar
Barışı düzenlemesi) saÄŸlayacak adımlar hükümetlerce atılmakta ve soruna devamlı çözüm aranmaktadır. Konunun esas sahibi olan belediyeler bazen teknik yetersizlikler nedeniyle
bu tip kaçak yapılara mani olamamakta, bazen de oy kaygısıyla bu tip kaçak yapıların yapılmasına engel olmamaktadırlar. Yıkılması yolunda yetkili mülki amirliklerce karar verilse
bile yıkımı 7-8 yıl almaktadır. 80’li yıllarda Bakanlığım döneminde yaptırdığım bir çalışmada, kaçak yapılaÅŸmaya göz yuman belediyelerin durumlarını inceletmiÅŸtim. İki bine yakın belediye baÅŸkanı hakkında bakanlıkça dava açılmış olduÄŸunu ve bu davalarda hiçbir belediye baÅŸkanının ceza almamış olduÄŸunu öÄŸrenmiÅŸtim. Kaçak yapılaÅŸmanın önemli nedenlerinden birisi belki de kaçak yapılaÅŸmaya göz yuman belediye baÅŸkanlarının ve dolayısıyla belediyelere herhangi bir cezai iÅŸlem uygulanmamış oluÅŸudur.

Ülkemizde 2018 yılında yürürlüÄŸe konulan imar affına 8.5 milyon müracaat yapılmıştır ve yıl sonuna kadar bu rakamın 15 milyon olması beklenmektedir. Bu yüksek sayı ülkemizde kaçak yapılaÅŸmanın aşırı boyutta olduÄŸunu göstermektedir. Yıllardan beri genelde halkımız imar affı çıkacağı kabulüyle kaçak yapı yapmaya devam etmiÅŸtir. 2018 yılında çıkarılan İmar Barışı düzenlemesinde belirtildiÄŸi gibi 31.12.2017 tarihinden sonra dere yatağına ve koruma bandına yapılmış kaçak yapıların bundan böyle de taÅŸkınlara engel olabilmek için kesinlikle yıkılması yoluna, Rize’de 8 katlı binada olduÄŸu gibi gidilmelidir. Bundan böyle alınacak tedbirlerle belediyeler ve hükümetimizin temsilcisi olan mülki amirler her türlü kaçak yapılaÅŸmaya mani olmalıdırlar.

KAYNAKLAR


- Ahmet SAMSUNLU, Ulusal TaÅŸkın Sempozyumu’nun Ardından-2, Su ve Çevre Dergisi 2017 Åžubat sayısı

- Ahmet SAMSUNLU, Ulusal TaÅŸkın Sempozyumu’nun Ardından, Su ve Çevre Dergisi 2017 Ocak sayısı

- Bilal KİRMENCİOÄžLU, “Türkiye’de Dere Yataklarına Müdahalelerin TaÅŸkınlar Üzerindeki Etkilerinin DeÄŸerlendirilmesi - Uzmanlık Tezi - Orman ve Su İşleri  Bakanlığı, 2015.

- Ahmet DEMİR, “Åžehir TaÅŸkınları ve İstanbul”, 2. Ulusal TaÅŸkın Sempozyumu, 2010.

- Zeynep ÅžENKESEN, “Åžehirlerde TaÅŸkın Nedeniyle Åžehircilik ve Mühendislik Açısından Alınan Önlemler”, İTÜ Kentsel Altyapı ve Çevre Planlaması Dersi Yüksek Lisans Ödevi,2012, (Yöneten: Ahmet Samsunlu).

- https://emlakkulisi.com/dere-yapiyaklasma- siniri-nedir/249689

- M. Tevfik GÖKSU, Ahmet SAMSUNLU, Mehmet PATAN, İsa YILMAZ, Aynur G. ULUÄžTEKİN, “İstanbul’da TaÅŸkın Kontrol ve Dere Düzenleme Çalışmaları”, 1. Ulusal TaÅŸkın Sempozyumu, DSİ Yayını, 10-12 Mayıs 2006.

- Murat ACU, “TaÅŸkınlar”, 4. Ulusal TaÅŸkın Sempozyumu, DSİ Yayını, 23-25 Kasım 2016.

- Veysel EROĞLU, II. Ulusal Taşkın Sempozyumu konuşması, 22-24 Mart 2010. l


 

R E K L A M

İlginizi çekebilir...

Çevre Mühendisleri Odası Semineri

Erzurum DSİ teşkilatında çevre mühendisi olarak çalışan Hayati Ayık, Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi'nde 7.12.2019 tarihinde başlatılan Y...
8 Aralık 2020

İstanbul Dereleri ve Sorunları

İstanbul'da derelerin sahibinin kim olduğu kesin olarak belli değildir....
7 AÄŸustos 2020

İstanbul Dereleri ve Sorunları

Dünya Araştırma Enstitüsü, 2030 yılında dünya nüfusunun yarısının su sıkıntısı yaşayacağını; sellerin etkisinin 3 kat artacağını, 54 milyon insanın et...
30 Haziran 2020

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Boat Builder Türkiye
  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • Enerji & DoÄŸalgaz Dergisi
  • Enerji ve Çevre Dünyası
  • Tersane Dergisi
  • Tesisat Dergisi
  • Yalıtım Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • YeÅŸilBina Dergisi
  • İklimlendirme Sektörü KataloÄŸu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü KataloÄŸu
  • Yalıtım Sektörü KataloÄŸu
  • Su ve Çevre Sektörü KataloÄŸu

©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.