12 Kasım 2018 | SÖYLEŞİ 124. Sayı (Kasım 2019) | 1.671 kez okundu |
Atık yönetiminin çevresel katkıları kadar ekonomik açıdan da önemli avantajları bulunuyor. Dergimizin sorularını yanıtlayan IFAT Eurasia Proje Müdürü Namık Sarıgöl, Avrupa BirliÄŸi’nin; geri dönüÅŸüm, atıktan hammadde, ikincil ürün ve yakıt üretiminde yıllık 2 trilyon TL’lik gelir elde ettiÄŸini, Türkiye’nin ise atıkları gömmek ve bertaraf etmek için yılda 15 milyar dolar harcadığını belirterek, atık yönetiminin bütüncül bir ÅŸekilde ele alınması derektiÄŸini vurguladı.
SU VE ÇEVRE: Öncelikle IFAT’ın genel yapısıyla ilgili kısaca bilgi alabilir miyiz?
NAMIK SARIGÖL: IFAT 1966 yılında faaliyetine baÅŸlayan ve ana nüvesi kanalizasyon ve atık su arıtmayla ilgili olan, ilerleyen süreçte çevre teknolojilerinin tüm ürün gruplarını
bünyesine ekleyerek sektörler grubunun tüm alt branÅŸlarını skalasında toplayan, dünyanın en büyük ve prestijli çevre teknolojileri aktivitesidir. Çin’in ardından Hindistan, Türkiye
ve Güney Afrika Cumhuriyeti’ne açılım yapan fuar, gelecek dönemde Brezilya ile Amerika kıtasına yönelecek ve dünyanın tüm coÄŸrafi bölgelerinde aktivitelerini sürdürecek. Bu çerçevede
IFAT Eurasia’yı 2015 yılında Ankara’da ilk kez düzenledik. 2017 yılında ise İstanbul’da ikinci etkinliÄŸimiz ile devam ettik. İstanbul’da çevre sektöründeki ulusal ve uluslararası
aktörleri 28 – 30 Mart 2019, tarihleri Atık yönetiminin çevresel katkıları kadar ekonomik açıdan da önemli avantajları bulunuyor. Dergimizin sorularını yanıtlayan IFAT Eurasia Proje Müdürü Namık Sarıgöl, Avrupa BirliÄŸi’nin; geri dönüÅŸüm, atıktan hammadde, ikincil ürün ve yakıt üretiminde yıllık 2 trilyon TL’lik gelir elde ettiÄŸini, Türkiye’nin ise atıkları gömmek ve bertaraf etmek için yılda 15 milyar dolar harcadığını belirterek, atık yönetiminin bütüncül bir ÅŸekilde ele alınması derektiÄŸini vurguladı. arasında etkinliÄŸimizde buluÅŸturacağız. IFAT Eurasia, su arıtma, atık su arıtma, kanalizasyon, geri dönüÅŸüm sistem ve makinaları, atık yönetimi, belediye temizlik araçları ve bütün bu ürün skalasının temsilcileriyle birlikte, kamudaki karar vericilerin, yerel yönetimlerin, sivil toplum kuruluÅŸlarının bir araya geldiÄŸi, Avrasya Bölgesi’nin en büyük çevre teknolojileri fuarı konumunda.
SU VE ÇEVRE: Su ve atıksu ürün gruplarında 2019 yılında deÄŸiÅŸiklikler var mı?
NAMIK SARIGÖL: Su ve atıksu ürün grupları IFAT Eurasia fuarımızın en güçlü olduÄŸu ürün gruplarının başında geliyor. Sektörün önemli firmaları 2019 yılı için de yerlerini almış durumdalar. 2017 katılımcılarının yerleÅŸimi sonrasında genel satışlara baÅŸladığımız Ekim 2018 ortasında 9. salonda müsait olarak kalan alan sayısının sadece 8 olması temel veri olarak
gösterilebilir. Katılımcılarımızın sergileyecekleri yeni teknoloji ve uygulamalar için fuarı beklemek gerekiyor. Yeni ulusal katılımcılar, uluslararası üreticilerden ülkemiz pazarına girmeye çalışan firmalara da alanlarımız müsaade ettiÄŸi ölçüsünde hizmet vermeye çalışacağız ve 2019 yılında da alışılageldiÄŸi üzere sektör geliÅŸmelere IFAT Eurasia’da tanıklık edecek.
SU VE ÇEVRE: Atıkların geri dönüÅŸümünün Türkiye’ye ekonomik alanda saÄŸlayacağı faydalardan bahsedebilir misiniz?
NAMIK SARIGÖL: Cam, kâğıt, alüminyum, plastik, pil, motor yağı, akümülatör, beton, organik ve elektronik atıklar aslında geri dönüÅŸüm süreci sonrası hammaddeye dönüÅŸtürebileceÄŸimiz
ürünler. Bunların geri dönüÅŸümü önemli bir tasarrufu da beraberinde getiriyor. AB, geri dönüÅŸüm, atıktan hammadde, ikincil ürün ve yakıt üretiminde toplam 2 trilyon TL’lik yıllık gelir elde ederken, Türkiye ise atıkları gömmek ve bertaraf etmek için yılda 15 milyar dolar harcamakta. Bir taraftan geri dönüÅŸüm ile ürettiÄŸimiz ikincil hammadde kullanımı ile hammadde ithalatını azaltarak, bir taraftan da üretim sürecinde ikincil hammadde kullanımı sayesinde daha az enerji kullanarak kazançlı olacağız. Türkiye enerji ithal eden bir ülke konumunda, bu nedenle atıklardan saÄŸlanacak enerji hem stratejik anlamda, hem de yurt dışına giden dövizin azalması konusunda katkı saÄŸlayacak. YaÅŸam birimlerinde ve sanayide oluÅŸan atıklardan deÄŸiÅŸik teknolojiler kullanılarak enerji elde edilmesi mümkün.
SU VE ÇEVRE: Bu yatırımlar büyük ölçekli yatırımlar ve önemli seviyede finansman gerektiriyor. Bu gibi yatırımları ne kadarlık bir sürede geri dönüÅŸüm saÄŸlayabilir?
NAMIK SARIGÖL: Atıktan enerji eldesi saÄŸlayan tesis yatırımları, kullanılacak teknoloji ve tesis kapasitesi baÅŸta olmak üzere pek çok farklılıklar gösteriyor. DoÄŸal olarak sabit ve hepsi
için geçerli bir zaman dilimi vermek mümkün deÄŸil. Dikkat etmemiz gereken nokta ÅŸu ki; bu yatırımlar gerçekleÅŸtiÄŸi an itibarı ile ülkeye büyük bir katkı saÄŸlamaya baÅŸlayacak, ama yatırımcı için karlı hale gelmeleri uzun vadede mümkün. Bu tesisler kendilerini kısa sürede amorti edebilen yapılar deÄŸil. Yatırımcılar doÄŸal olarak ticari açıdan sürdürülebilir olmasını hedeflemek durumunda. Atıktan enerji üretim tesisleri; gerek yerleÅŸim birimlerinden saÄŸlanacak atıklarla çalışacak olsun, gerekse sanayiden gelen atıklarla veya hayvansal atıklarla çalışsın, kapasitesini kullanabilecek miktarda atık giriÅŸini ve yatırımı amorti edebilecek çalışma sürecini hesaplamak durumunda. Uzun vadeli krediler ve çeÅŸitli desteklerle ayakta durması mümkün.
SU VE ÇEVRE: BahsetmiÅŸ olduÄŸunuz bu desteklerde alım garantisi gibi bir model sektörün geliÅŸimi açısından faydalı olabilir mi?
NAMIK SARIGÖL: Üretilen enerjinin alım garantisi mutlaka faydalı olacak uygulamalar arasında yer alıyor. Bununla ilgili kamu tarafından yapılan çalışmalar mevcut. Åžu anda alım garantisinin haricinde üretim metoduna göre farklı birim fiyat lardan alım gerçekleÅŸtiriliyor. Tüm yenilenebilir enerji kaynaklarıyla ilgili ayrı birim fiyatları bulunuyor. Bu desteÄŸin yanı sıra tesisin niteliÄŸine göre çalışabileceÄŸi konusunda önünü görebilmesi gerekiyor. Hesaplanan kapasitenin planlanan ÅŸekilde devam ettirilebilmesi ve yurtdışı kredilerle ya da devlet desteÄŸiyle uzun vadeli düÅŸük kredilerin kullanılması gerekiyor. Planlama aÅŸamasında eldeki atığın konfigürasyonu nedir, hangi yöntemle daha verimli ve/veya fazla enerji elde edilebilir gibi konular önem arz ediyor. Enerji eldesinin dışında geri dönüÅŸümde ikincil hammadde kazanılması da önemli. Atık yönetim zincirinin iyi planlanması ve bütüncül bir gözle bakılması gerekiyor. Atık sistemi içerisinde yer alan materyallere sadece enerji elde etmek, sadece geri dönüÅŸüm üzerinde ikincil hammadde kazanmak ya da sadece çevre kirliliÄŸi oluÅŸturduÄŸunu düÅŸünerek yaklaÅŸmamamız gerekiyor. Yatırım yapılabilecek koÅŸulların ne ÅŸekilde oluÅŸabileceÄŸini düÅŸünerek hareket etmemiz gerekiyor. Satın alma garantisi, tesisin kurulum aÅŸamasında gerekli desteklerin tümü ya da üretimin sürdürülebilirliÄŸinin saÄŸlanması gibi tüm aÅŸamaları bütüncül bir ÅŸekilde ele almamız gerekiyor.
SU VE ÇEVRE: Türkiye’deki atıklarla alakalı mevcut durumu ve yasal mevzuatı AB ülkeleriyle kıyasladığımızda nasıl bir tablo ortaya çıkıyor?
NAMIK SARIGÖL: Ülkemizdeki mevzuat AB’nin regülasyonlarıyla aynı mantıkla ve dağılımla gerçekleÅŸtirildi. Yasal mevzuatların benze olması, uygulama aÅŸamasında da aynı
ÅŸekilde ilerlendiÄŸi anlamına gelmiyor. 2009 yılında AB’de çevre faslının açılması regülasyonları deÄŸiÅŸtirdi fakat o anki Türkiye’nin ÅŸartlarıyla AB’nin ÅŸartlarını göz önüne aldığınızda, aynı seviyede olduÄŸunu söyleyemeyiz. 2009 sonrasında iÅŸletme sayısı, kullanılan teknolojin niteliÄŸi, uygulamaların artışı konularında ülkemiz büyük ilerlemeler saÄŸlamış durumda, ama AB’deki örneklere ve yüzdelere yaklaÅŸabilmek için önümüzde uzun bir yol bulunuyor. Bazı yönetmelikleri ya da bazı uygulamaları bire bir AB örneklerine oranlar ve o gözle deÄŸerlendirirsek,
kendimize haksızlık etmiÅŸ oluruz. Bu sistemlerin AB’de oturması için de belirli bir süreç geçildi. Üstelik bizim o zamanlarda yapılan hataları tekrarlamamız için gerekli örnekler önümüzde. Bu alanla ilgili ümitsiz olmamamız gerekiyor.
SU VE ÇEVRE: IFAT Eurasia’nın bu sektöre katkısı ne olacak? Fuar hangi aktörleri bir araya getirecek?
NAMIK SARIGÖL: Çevre sektörü teknolojileri Türkiye için yeni bir sektör. Sektörler ne kadar genç olurlarsa, iletiÅŸim ihtiyacı da o kadar fazla oluyor. Yurt dışında konuyla alakalı akademik birimleri, teknoloji üreticilerini, uygulama aÅŸamasını hayata geçirecek firmaları ortak bir noktada buluÅŸturmak önemli. Fuarda bir anlamda ticari iliÅŸkiler açısından kazanımlar olurken bir diÄŸer taraftan da bilgi paylaşımı oluyor. O ana kadar sizin çözüm üretemediÄŸiniz sorunlara baÅŸka ülkelerden farklı çözümler gelebiliyor. İFAT Eurasia ile bizim yapmak istediÄŸimiz uluslararası aktörlerin Türkiye’deki piyasalara entegrasyonunu saÄŸlayacak, oradaki bilgi ve teknoloji birikimini Türkiye getirecek bir ortam oluÅŸturmaktır. Åžu anki durumda, münferit yabancı katılımcılara ek olarak; İsviçre’den, Almanya’dan, Fransa’dan, Avusturya’dan, Çin’den ve İtalya’dan toplu ülke katılımları olacak. Buradaki yeni teknolojilerin sektörle tanışması önemli. Kamu ve sanayideki yetkililerin; malzemenin, makinanın, teknolojinin bizatihi sergilendiÄŸi bir alanda görebiliyor olması önem arz ediyor. IFAT Eurasia akademik açıdan konuların deÄŸerlendirildiÄŸi, ticari boyutunun ortaya konduÄŸu, teknolojik açıdan elinizdeki imkanları alternatifleriyle beraber yan yana görülebildiÄŸi, fikir alışveriÅŸlerinin oluÅŸtuÄŸu bir alandır.
SU VE ÇEVRE: Fuarın yabancı sermayenin Türkiye’ye yönelik yatırım yapmasına katkılarından bahsedebilir misiniz?
NAMIK SARIGÖL: Özellikle kur oranlarının bu kadar ani yükseldiÄŸi bir dönemde, Türkiye yatırım için cazip bir ülke durumuna geldi. Bu doÄŸrudan yatırım, ÅŸirket evlilikleri, ya da satın alma yoluyla gerçekleÅŸebilir. Yerli üreticiyi ve yerli firmaları ön plana çıkarmayı istiyoruz. Bilgiyi ve teknolojiyi ülkemize getirmek çok daha önemli. Çevre Teknolojileri sektörünün tüm paydaÅŸlarını IFAT Eurasia 2019 fuarında aramızda görmek istiyoruz.
R E K L A M