Atık Su, REW Istanbul'da da Ağırlığını Hissettiriyor
9. Geri Dönüşüm, Çevre Teknolojileri ve Atık Yönetimi Uluslararası Fuarı REW İstanbul bu sene 13-16 Haziran tarihleri arasında yine TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenecek. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın desteğiyle gerçekleştirilen ve büyüme performansı her geçen yıl artan REW İstanbul’a katı atık, atık gaz, atık su ve yeşil enerji konularındaki en yeni teknolojilerini sergilemek üzere aralarında sektörün dünya devlerinin de bulunduğu, otuza yakın ülkeden üç yüzü aşkın firma katılıyor. Türkiye’nin farklı bölgelerindeki çok sayıda belediyenin hem başkanları hem de ilgili çevre birim yöneticilerinin ziyaret edeceği REW İstanbul 2013’te önemli kurumlar tarafından düzenlenen konferans ve seminerlerde atık sudan elektronik atıkların geri kazanımına, atıktan enerji üretiminden çevre yatırımlarının finansmanına kadar gündemdeki pek çok önemli konu da masaya yatırılacak. Düzenlendiği coğrafyada çevre teknolojileri sektörünün gelecekte varacağı noktaya bugünden ışık tutan REW İstanbul, yabancı firmalara Türkiye’deki milyarlarca dolarlık geri dönüşüm ve çevre teknolojileri pazarının yanı sıra Türkiye üzerinden Kuzey Afrika, Orta Doğu, Orta Asya ve BDT ülke pazarlarına da erişim fırsatı sunacak. 2000’li yılların ortalarında, ilk düzenlendiği dönemlerden bugüne kadar geçen süreçte olumlu anlamda değişimlere de uğrayan REW İstanbul’da özellikle su ve atık su sektörü her geçen yıl biraz daha ağırlığını hissettiriyor. Konuyla ilgili bilgi aldığımız İFO İstanbul Fuar Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Zekeriya Aytemur ile REW İstanbul Geri Dönüşüm, Çevre Teknolojileri ve Atık Yönetimi Uluslararası Fuarı Proje Müdürü Namık Sarıgöl, çevre teknolojilerinin bütün alt branşlarının aynı çatı altında olmasının büyük bir sinerji yarattığını vurguluyorlar ve “Belediyeler başta olmak üzere kamudan gelen bütün ziyaretçilerin katı atık, su, atık su, geri kazanım ve arıtma çamuru gibi değişik dallarda çözülmesi gereken problemleri var. Sanayicinin içinde bulunduğu durum da farklı değil. Biz de bir bütün olarak sayılabilecek tüm bu başlıkları aynı çatı altında toplamaya çalışıyoruz. Bunun çok önemli bir parçası da su ve atık su...” ifadelerini kullanıyorlar. Su&Çevre: REW İstanbul giderek çevre sektörünün alt segmentlerini bir araya getiren bir yapıya dönüşüyor... Bu konuda neler söyleyebilirsiniz?.. Zekeriya Aytemur: İFO olarak 2004 yılında çalışmalara başladığımızda aklımızdaki şablon bir katı atık ve geri dönüşüm fuarıydı. Dolayısıyla ilk birkaç yıl boyunca bu konulara ağırlık verdik. Geri dönüşüm ve katı atık konularında faaliyet gösteren firmalar da fuarı benimsediler ve fuar, sektör açısından çok önemli bir çatı haline geldi. Yıldan yıla hem katılımcı sayısı hem de ziyaretçi sayısı arttı. Fakat zamanla, farklı segmentleri bir araya getirerek sinerji yaratabileceğimizi düşündük. Bu aşamada karşımıza yakın sektörler olan su, atık su, arıtma çamuru ve yeşil enerji konuları çıktı. Atık su ve arıtma çamuru konuları çok önemli bir yer tuttu. Son birkaç yıldır da fuarda bu hissedilebilir bir seviyeye ulaştı. Artık öyle bir ölçekte yaşıyoruz ki, her hizmet ve ürünün lokal değil, uluslararası alanda boy göstermesi gerekiyor. Bunun için de güç gösterilecek ortamlara ihtiyaç var. Bir fuarın da hem daha fazla ziyaretçi çekebilmesi hem de uluslararası anlamda etkisini hissettirebilmesi için bir gövdeye sahip olması gerekiyor. Ve bu gövdenin de büyük, kendini hissettiren bir gövde olması şart. Çünkü dünyadaki yeni ticaret kuralları küçük organizasyonlara çok fazla şans tanımıyor. Dolayısıyla biz de REW İstanbul’da birbiriyle sinerji yaratabilecek, belli ölçüde ortak ziyaretçiye seslenen grupları bir araya getirmeye çalışıyoruz. Bunun çok önemli bir parçası da su ve atık su... Su&Çevre: Fuarın, su ve atık su sektörüne katkısı ne olacak? Zekeriya Aytemur: Türkiye’de bu sektör, değeri geç anlaşılmış bir sektör olarak karşımıza çıkıyor. Bununla birlikte henüz kendi varlığını net biçimde ortaya koyabilmiş de değil. Çünkü bir sektör kendisini ancak belirli kanallardan ifade edebilir. Mesela, kendine ait özel bir ticari alan yaratıyor olması, iletişim kanallarının açık olması lazım. Sektörün sözcülüğünü yapacak bir yapı şart. Hem kamu nezdinde hem uluslararası platformda sektörü temsil yeteneğine sahip güçlü bir derneğe sahip olması gerekiyor. Sektörü bir araya getirebilecek ve hedef piyasaları ile buluşturabilecek bir organizasyona sahip olması şart. Su ve atık su sektöründeki ciddi firmaların da bu sac ayağı üzerine oturması gerektiğine inanıyoruz. Su ve atık su sektörü her şeyden önce derneğiyle, yayınıyla ve fuarıyla ‘ben bir sektörüm’ diyebilmeli. Bunu başarabildiği andan itibaren sektörün ticari hacminin ciddi biçimde genişleme potansiyeli var. Su ve atık su sektörünün, tüm bir kentin su ve atık su sisteminin inşasından, deri, tekstil, kimya, otomotiv veya gıda başta olmak üzere her sektörden tek bir sanayi kuruluşuna hizmet sunan bir yapısı var. Yani üretim yapan alan, bu sektörün sunacağı teknoloji ve hizmete ihtiyaç duyuyor. Biz de REW İstanbul’da bu birleşmeye önayak olacak bir ortam sunma amacındayız. Son üç yıl içinde REW İstanbul katılımcıları arasında su, atık su ve arıtma çamuru alanlarında çalışan firmaların oranı arttı. Ve özel olarak kendilerini ayrı bir alanda ifade ediyorlar. Aslında su ve atık su sektörü, ulaşabileceği büyüklük itibariyle katı atık ve geri dönüşüm alanları kadar büyük bir potansiyele sahip. REW İstanbul’a yurtdışı kaynaklı firmaların da katılımı artıyor. Hatta Avrupalı firmaların yerli firmalardan fazla ilgi gösterdiğini görebiliyoruz. Geçen sene İtalya, Almanya, Romanya ve İsviçre’den kamu destekli toplu katılımlar vardı. Bunların her birinin içinde katılan firmaların önemli bir kısmı su ve atık su alanında faaliyet gösteren firmalardı. İstanbul çok önemli bir ticaret üssü haline geldi. Bu coğrafyadaki onlarca ülkeye ulaşmanın en kolay yolu Türkiye’de bir partner bulmaktan geçiyor... Namık Sarıgöl: Bir iki şey ilave etmek istiyorum. Bunlardan bir tanesi, dünyada bütün pazarların doğuya kayıyor olması. İkincisi gerek ticari kaygılarla, gerek toplum baskısıyla çevre teknolojilerinin çok daha fazla kullanılır duruma geleceği. Üçüncüsü ise, Türkiye’nin çevre teknolojilerinin pek çok alt branşının bakir durumda olması. Bu üç özelliği göz önüne aldığınızda dünyanın Türkiye’ye olan ilgisinin nedenlerini çok daha kolay anlayabilirsiniz. Bizim de yapmaya çalıştığımız hem yerli üreticiler, hem Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı şirketler için pazarı büyütmeye çalışmak ve katılımcılarımızın bu pazardan daha fazla pay almalarını sağlamak. Su&Çevre: Fuarın tanıtımı için neler yapılıyor? Zekeriya Aytemur: Bir fuar kuruluşunun tek yaptığı iş, salonları çizerek parsellere ayırmak ve alan kiralamak değildir. Bizim asıl işimiz B2B iletişim kanalları yaratmaktır. İFO olarak birçok sektöre yönelik fuarlar organize ediyoruz. Bu başarının arkasında yatan unsur, sektörlere artı bir değer katma çabamızdır. Sektörün algısını güçlendirmeyi, ticaret hacmini artırmayı amaçlıyoruz. Sektörün pazarlama uzmanı gibi çalışıyoruz. Mesela fuarlarımızdaki firmaların bir kısmının kendi pazarlama departmanları bile bulunmuyor. Ama biz sektörün tümü için bu pazarlama faaliyetini yürütüyoruz. Su ve atıksu sektörü için de bunu yapmaya hazırız. İhtiyaç olan birikim ve deneyime sahibiz. Hangi kanallarla bunu yapabileceğimizi biliyoruz. Günün şartları da arkamızdan esen bir rüzgar gibi bize destek veriyor. Türkiye’nin dünya çapında kendini ifade edebilmek gücü son beş yıldır oldukça arttı. Yurtdışı sermaye kaynakları ve küresel firmaların ilgisi hiç görülmediği kadar yükseldi. Yani bütün koşullar hazır. Bir adım sonrası, sektör arası iletişimin artması, güçlenmesi ve bir örgüt tabanında birlikte hareket edebilmek. Bunu başardığımızda birkaç yıl içinde çok daha büyük ve etkili bir organizasyondan bahsedebileceğiz. Namık Sarıgöl: Çevre teknolojilerinin bütün alt branşlarının aynı çatı altında olmasının bir sinerji yaratacağının farkındayız. Çünkü REW’in ziyaretçi profili kamu, sanayiciler ve yatırımcılardır. Belediyeler başta olmak üzere kamudan gelen bütün ziyaretçilerin katı atık, su, atık su, geri kazanım ve arıtma çamuru gibi değişik dallarda çözülmesi gereken problemleri var. Sanayicinin içinde bulunduğu durum da farklı değil. Biz de bir bütün olarak sayılabilecek tüm bu başlıkları aynı çatı altında topluyoruz. Bunu sağladığımız oranda ziyaretçi sayısını yükseltebileceğimizin farkındayız. Fuarın daha fazla ilgili çekmesi, ancak kapsadığı konuların ve firmaların belli bir çerçevede çeşitlenmesi ile mümkün. Fuarın içeriği ne kadar güçlü olursa, ziyaretçiler de o başlık içerisinde niteledikleri tüm sorunlarına çözüm bulabilirler ve bu oranda tatmin olurlar. Sanayicinin bu organizasyona ilgisini artırmaya çalışıyoruz. Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu OSBÜK ile sıkı bir işbirliği içindeyiz. Diğer taraftan belediyeler ve belediye birlikleriyle çalışmalar yürütüyoruz. Ayrıca bazı toplantı ve etkinliklerini fuar dahilinde yapmalarını sağlamaya çalışıyoruz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı başta olmak üzere ilgili Bakanlıklarla iletişim içindeyiz. Bunun yanında Ekonomi Bakanlığıyla yurtdışından alım heyetleri getirilmesi konusunda çalışmalar yürütüyoruz. Yine fuarın alt başlıkları dahilinde olan iş güvenliği alanında da çalışarak, özellikle bu konuda fuar tarihine yakın olacak olan gelişmelerin değerlendirileceği bir platform yaratmaya çalışıyoruz. REW İstanbul Çevre Teknolojileri konusunda hem ebat olarak, hem uluslararası bilinirlik olarak, hem de ziyaretçi ve katılımcı sayısı olarak bu bölgenin en büyük organizasyonu. Pek çok irili ufaklı organizasyon mevcut olmasına rağmen bunların uluslararası tanınırlıkları, ebatları ve ziyaretçi sayıları REW İstanbul ile mukayese edilebilecek durumda değil. Son üç senedir her sene yüzde elliye varan oranlarda büyüyoruz. Şu anda ebat olarak ivme yaratacak büyüklüğü yakalamış durumdayız. Ve bu sene de üzerine ekleyerek gitmeyi planlıyoruz. Tüm göstergeler 2013 yılının fuarımızın gerçekleştirdiği başarıların da üstüne çıktığı sene olacağını işaret ediyor. Su&Çevre: Uluslararası anlamda katılım da oluyor mu? Zekeriya Aytemur: 2011 yılında,birçok sektörde fuar organize eden Londra merkezli Tarsus Group ile ortaklık anlaşması imzaladık ve ciddi de bir güç kazandık. Fuarlar TOBB’un yönetmeliklerine tâbidir ve uluslararası sıfatını kullanmak için TOBB’un iznine ihtiyaç vardır. REW İstanbul, TOBB kriterlerinin kat kat üstünde uluslararası bir kimliğe sahip. Bunun sonuçlarını biz hem katılımcıda hem ziyaretçide görüyoruz. Mesela geçen sene Almanya’dan Essen Eyaleti bakan düzeyinde katıldı. Romanya’dan da hükümet düzeyinde karar vericilerden oluşan bir heyet geldi. Geçtiğimiz yıllarda Mekke’nin su projesiyle ilgili, Riyad katı atık toplama ve ayrıştırma tesisi projeleri REW İstanbul’da görüşüldü. Su&Çevre: Su ve atık su sektörünün geleceğiyle ilgili öngörüleriniz nelerdir? Zekeriya Aytemur: Şu anda tüm bakanlıkların ve kuruluşların gündeminde 2023 hedefi var. 2023 hedefi çok daha fazla ihracat, ihracat için de çok daha fazla üretim öngörüyor. Çok üretim demek, çevre sorunlarının artması anlamına geliyor. Bununla beraber tedbir zorunlulukları da daha fazla gündeme gelecek ve pazarı genişleten bir faktör olarak devreye girecek. İkinci olarak, ülkelerin içinde bulundukları siyasi, ekonomik gündeme göre bazı konular arka plana itilebiliyor veya ön plana çıkabiliyor. Bu çerçevede, sanayicimizin çevreyle ilgili tedbirleri alma konusunda biraz yavaş davrandığını söyleyebilirim. Bununla beraber önümüzdeki dönemde hem Avrupa Birliği müzakerelerinin alevlenmesiyle hem de 2023 hedeflerine bağlı olarak zorunlulukların daha sıkı uygulanması nedeniyle bunun birinci gündem maddelerinden birisi olacağı kanaatindeyiz. Şu anda var olan yönetmelikler uygulansa, sanayici kapısına kilit vurma durumuyla karşı karşıya kalacak. Sanayicinin şu anda üzerine gidilmiyor olması, yarın gidilmeyeceği anlamına gelmiyor. İlginizi çekebilir... Deser Su ve Kimya Teknolojileri Genel Müdürü Tuğçe Öztürk: 'Uzmanlığımız Su Yönetimine Bütünsel Bir Bakış Açısı Sağlıyor'Hem arıtma hem de kimyasal şartlandırma konusundaki uzmanlıklarının suyun yönetiminde bütünsel bir bakış açısı sağladığını ifade eden Deser Su ve Kimy... Gif Plastik Çevre Mühendisi Yağızhan Ünver: 'Arıtma Tesisleri Doğru Projelendirme ile Daha Verimli Hale Gelebilir'Atık su arıtma tesislerinin projelendirme aşamasında yapılacak doğru tercihler ile daha az maliyetle daha verimli hale getirilmesinin mümkün olduğunu ... Forsa Grup Yönetim Kurulu Başkanı Cem Şenoğlu: 'Su Şartlandırma ile Yüzde 20 Tasarruf Sağlamak Mümkün'Dergimizin sorularını yanıtlayan Forsa Grup Yönetim Kurulu Başkanı Cem Şenoğlu su şartlandırma sistemlerinin kurulmasıyla %20'ye varan oranlarda t... |
||||
©2024 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.