27 Aralık 2012 | SÖYLEŞİ 53. Sayı (Aralık 2012)

Endüstriyel atıkların yönetimi ve bertaraf edilmesi konusunda faaliyet gösteren firmalarının, güvenilir ve sorumlu atık yönetimi anlayışını yeni yatırımlarıyla pekiştirdiğini dile getiren Recydia Pazarlama ve İş Geliştirme Direktörü Galip Tekiner, “Ar-Ge ve uygulama faaliyetleriyle de sektörün ihtiyaçlarını, eşdeğer doğrultuda gidermeye çalışıyoruz. Recydia olarak çevre ve atık sektörüne yaptığımız yatırımlar 65 milyon euro’yu geçmiş durumda” diyor...
İtalyan firması Cementir Holding’in 2001 yılında Çimentaş Grubu’nu satın alarak Türkiye pazarına girmesinin ardından 2009 yılında, yenilenebilir enerji ve atık yönetimi alanlarında faaliyet gösteren Recydia kurulmuştu. Endüstriyel atık yönetimi yapan Süreko ve evsel atık yönetimi yapan Hereko firmalarının ana şirketi olan Recydia, bünyesine şimdi de 8,5 milyon Sterlin’e satın alınan İngiltere’nin köklü atık yönetimi firması Neales’ı dahil etti. Gelişmelerle ilgili bilgi aldığımız Recydia Pazarlama ve İş Geliştirme Direktörü Galip Tekiner, “İngiltere’nin köklü firmalarından olan Neales’i Temmuz 2012’de bünyemize kattık. Neales, hem Manchester hem de Londra’ya yönelik evsel ve endüstriyel atıkların geri kazanımı konusunda hizmet verirken kendine ait düzenli depolama sahasına da sahip. Recydia’nın temel hedefi, ülke genelinde bir oyuncu olarak uluslararası bir firma kimliği edinerek sektöre yön vermek” diyor.

Süreko ile sürdürülebilir ekoloji anlayışı içinde endüstriyel tipte atıklar için entegre atık yönetimi hizmetleri sunduklarını, endüstriyel tipte atıkları işleyerek nitelikli alternatif yakıt ürettiklerini dile getiren Tekiner, Süreko’nun Ankara ve Kula’da olmak üzere iki tesisi bulunduğunu söylüyor. Süreko’nun, Türkiye’deki ilk özel entegre geri kazanım ve bertaraf firması olma özelliğini taşıdığını vurgulayan Tekiner, 1200 endüstri kuruluşuyla işbirliği içerisinde olduklarını ifade ediyor. Hereko’da ise evsel atıkları mekanik ve biyolojik işleme tabi tutarak Evsel Atıktan Türetilmiş Yakıt, (EATY) evsel nitelikli alternatif yakıt ürettiklerini söyleyen Tekiner firmaları ve sektörle ilgili şu yorumlarda bulunuyor: “Hereko’da evsel çöpler, içerisinde geri kazanılabilir olanların ayıklanarak ekonomiye geri kazandırmak amacıyla ikincil hammadde veya hammadde olarak geri kazanım firmalarına satılıyor. Diğer kalan organik atıklar ise biyo kurutma tesislerinde biyo-kurutma metodu ile kurutularak ATY (Atıktan Türetilmiş Yakıt) olarak çimento fabrikalarına veya birlikte yakma tesislerine alternatif yakıt olarak sevk ediliyor. İstanbul’un Anadolu yakasından kaynaklanan günlük yaklaşık 6 bin ton evsel atığın 2000 ton/günlük kısmının geri kazanımını ve bertarafını yapıyoruz. Kömürcüoda’daki bu amaçla kurulmuş olan evsel atıkların geri kazanım ve ön işlem hizmetlerini gerçekleştiren tesisimiz, Avrupa’nın en büyük evsel atık geri kazanım tesisidir. Tesise kabul edilen yaklaşık günlük 2000 ton atığın geri kazanım ve ATY üretiminden artan yüzde 25’lik bir kısmını da düzenli depolamaya gitmek üzere İSTAÇ’a veriyoruz. Bu sayede hem Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın bu konudaki temel hedeflerinden biri olan depolamaya giden atıkların minimizasyonunu sağlıyoruz hem birçok atığı ekonomiye geri kazandırıyoruz hem de yakma tesisinde kullanılan fosil yakıt olan kömür kullanımını azaltarak doğal kaynakların kullanımını minimize ediyoruz. Elde edilen polietilen torba ve plastiklerin birçoğu tesisimizde pelletlenerek hammadde olarak plastik üreticilerine veriliyor. Hereko olarak şu an sadece İSTAÇ ortaklığıyla İstanbul’daki belediyelerle çalışıyoruz ama İstanbul dışında da birçok belediyeyle görüşmelerimiz devam ediyor.”

Piroliz tesisi kullanımında Türkiye’de lisanslı tek firmayız
“Piroliz, atıkların ileri termal teknolojiyle yakılarak ortaya çıkan zararlı madde oranının düşük olmasına ve diğer tüm yanıcı materyallerin çevreye duyarlı bir şekilde işlenmesine olanak sağlayan bir teknoloji. Tamamen oksijensiz ortamda, yüksek sıcaklıkta maddenin organik kısmının çözünüp gaza dönüştüğü bir proses. Üretilen gaz, şartlandırıldıktan sonra gaz motorlarına verilip jeneratörler yardımıyla elektrik enerjisine dönüştürülür. Piroliz ünitesinin diğer ara ürünü karbon granülü, kalori olarak zengindir ve enerjisinden faydalanılmak üzere kömürün bir türevi gibi birlikte yakma tesislerinde yakıt olarak kullanılabiliyor. Türkiye’de Recydia olarak pirolizin üretim, satış ve kullanım lisansına sahip tek firmayız.”

“Piroliz tesisinde kullanılan teknoloji Türkiye genelinde özel bir proje ve herhangi bir örneği daha bulunmuyor. Recydia olarak daha önce İngiltere’de Ar-Ge amacıyla 2009 yılında son nesil ileri termal teknolojiye sahip piroliz tesisini kurduk. Ar-Ge çalışmalarını tamamladık ve patentini aldık. Uygulamanın Türkiye’deki ayağı da Süreko Kula Tesisi’nde kuruldu, piroliz montajı tamamlandı ve gaz motorlarının kurulumu bitirildi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile lisans işlemleri için çalışmalara başladık. 2013’ün başında piroliz tesisini tam kapasite çalıştırmaya başlayacağız. Tesis üretime başladığında, elektriğin tamamını satacağız. Bununla ilgili Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK)’ndan da 1. 6 MW elektrik üretim lisansı aldık.”

Organik atığı enerjiye çeviriyoruz
“Belediyelerle sanayi kuruluşlarının evsel ve organik atıklarını biyokurutma yöntemi ile Kula’daki tesisimizde ön işleme tabi tutuyoruz. Biyokurutma işlemi sonucunda elde edilen işlenmiş atıkları, aynı entegre tesis bünyesinde yer alan Ek Yakıt Hazırlama Ünitesi’nde (RDF) çimento fabrikalarında kullanılmak üzere alternatif yakıta dönüştürüyoruz. Bu sayede atıkların, katı atık düzenli depolama alanlarına gömülmelerinin mümkün olduğunca önüne geçmeyi hedefliyoruz.”

Eski teknolojiyi Türkiye’ye getiriyorlar
“2013 yılında da doğru atık teknolojileri seçilip kullanılmadığı takdirde sürdürülebilirlik açısından sektörümüzü zorlu bir süreç bekliyor. Yurtdışında ülkemizi üçüncü dünya ülkesi olarak gören pazarlama grupları, ülkemize eski ve terk edilmekte olan atık teknolojilerini getirmeye çalışıyorlar. Bu teknolojilerin yerine atıklara çevresel sürdürülebilirlik açısından değer katacak ve onları ekonomiye kazandıracak teknolojilerin seçilmesi gerekiyor. Atıkların kontrolsüz bertaraf faaliyetlerinin çevreye olan etkilerini minimize etmek için mutlaka güvenli bir şekilde işlem görmesi lazım.”

“Doğru teknoloji seçimleri ve çevre yönetmeliklerinin uygulamaları ile Avrupa ve ileri dünya ülkeleri arasındaki fark kapatılmalı ve hatta daha ilerilere taşınmalıdır. 2012 yılı ise şirketimiz açısından büyümenin ve olgunlaşmanın sağlandığı bir yıl oldu. 2012 yılında yüzde 30’luk bir büyüme sağladık. 2013 yılı da Recydia Grubu’nun büyüme yılı olacaktır. 2013 amaçlarımızdan bir tanesi de Manisa Kula’da piroliz tesisini devreye almak.”

 

---

R E K L A M