
TIMEX Filtrasyon ve Su Sistemleri Genel Müdürü Osman Sandıkçıoğlu; "Şu anda dünyanın hiçbir yerinde sorunlu bir cihazımız ya da müşterimiz yoktur"![]()
TIMEX Genel Müdürü Osman Sandıkçıoğlu ile ODTÜ Teknokent'teki ofislerinde konuşuyoruz. 1995 yılında kurulan TIMEX'in, bugün 53 ayrı ülkeye 6 milyon dolara yakın ihracat yapan global bir firma haline geldiğini anlatan Osman Sandıkçıoğlu, filtrasyon ve su sistemleri konusunda hepsi Türk mühendislerince geliştirilen, patenti ve dizaynı kendilerine ait 14 çeşit ürüne ulaştıklarını anlatıyor. İhracat yapabilmenin tek yolunun kalite olduğuna vurgu yapan Sandıkçıoğlu, bu konuda kuruldukları ilk yıldan beri çalıştıklarını ve dünyanın her yerinde geçerli olan "ASME U" kodlama yetki belgesini aldıklarını söylüyor. SÇ: Öncelikle Timtes'i tanıyabilir miyiz? Osman Sandıkçıoğlu: Şirketimiz Timtes 1988 senesinde kuruldu. Ancak piyasada bilinen adımız "TIMEX"tir. "TIMEX", Timtes olarak bizim yarattığımız bir markadır. Yıllar içinde Timtes'ten çok TIMEX markamızla tanındık, böyle olması da bizi mutlu ediyor. Sektöre öncelikle mekanik tesisat müteahhitliği yaparak başladık. 1992 senesinden itibaren de yavaş yavaş üretime geçtik. Ben Makine Yüksek Mühendisiyim ve işletme üzerine master yaptım. Mühendisliğin verdiği bir imkanla da üretime başladık. İlk etapta çok küçük endüstriyel filtreler ürettik. Biz şirket olarak, perspektifimizi, planlarımızı çok uzun vadeli olarak yaptık. Hiçbir işe kısa vadeli bakmamayı prensip edindik. Tabi bu yaklaşımımızın semeresini de bugünlerde görmekteyiz. 1992 yılında daha ihracat odaklı bir firma olmamız gerektiğine karar verdik ve TIMEX markasını yarattık. TIMEX bugün patenti bize ait olan, Filtrasyon ve Su arıtımı konusunda dünyada çok iyi bilinen bir marka haline gelmiştir. Bunun bir sonucu olarak da 2008 yılının Ağustos ayında dünyanın en büyük Filtrasyon firmalarından biri olan Hollanda kökenli European Filtration Systems (EFS) bize % 50 oranında ortak olmuştur. Bu da bize hakikaten büyük bir gurur vermiştir. TIMEX, bugün 53 ayrı ülkeye ihracat yapan global bir firma haline gelmiştir. 1992 yılında küçük hidrosiklon imalatı ile başlayan üretimimiz, bugün hepsi Türk mühendislerince geliştirilen, patenti ve dizaynı bize ait, 14 çeşit ürüne ulaşmıştır. Bunların arasına EFS'nin bizim portföyümüze getirmiş olduğu otomatik filtreleri de katarsak, Türkiye'de ve dünyada sadece su değil, endüstriyel bazda her türlü akışkanın tüm filtrasyon gereksinmelerini karşılayacak hale gelmiş bulunuyoruz. Üretim kapsamımız sadece filtre üretmekte kalmamış, komple anahtar teslimi su arıtım tesislerine yönelmiştir. Sistemlerimizin avantajlarını kullanarak, komple Arsenik, Demir, Mangan giderimi gibi özel tesisleri anahtar teslimi kurmaktayız . Öte yandan bizim en büyük hedeflerimizden biri, TIMEX'in kaliteyle yan yana anılmasıydı. Türkiye'de kendi sektörümüzde ISO 9001'i ilk alan firmalardan biriyiz. İlk ISO 9001'i 1995 senesinde aldık. Şimdi ISO 9001 almak çok kolaylaştı. Burada belgeyi almak önemli ama onu uygulayıp devam ettirmenin çok daha önemli olduğu kanısındayım. Bugün bizim şirketimizde iki tane kalite kontrol mühendisi hizmet vermekte ve sürekli sistemlerimizi yenilemektedirler. 1997 senesinde Avrupa'da kullanılmaya başlanan "97-22 PED Pressure Equipment Directory" (PED Basınçlı Kaplar Yönetmeliği) standardını ülkemizde tam olarak uygulayan ve bu yönetmeliğe göre imalat yapan ilk firmayız. Bugün tüm üretimlerimiz % 100 kalite güvencemiz altındadır. Tabi kalite altyapısına yaptığımız bu yatırımların her zaman bize bir artı değer olarak geri döndüğünü görmekten mutluluk duyuyoruz. 2005 yılına geldiğimizde ise "American Society of Mechanical Engineers" (ASME) standardının alınması çalışmalarına başladık ve "ASME U" kodlama yetki belgesini aldık. Bunun kendi sektörümüzde Türkiye'de bir devrim olduğuna inanıyoruz. Bugün Türkiye'de "ASME U ve S" kodlamasına Enka, Tekfen, Güriş, Gama, Gülermak gibi Türkiye'nin dev firmaları sahiptir. Onların yanında TIMEX'in de U ve S kodlaması hakkına sahip olması bizce çok önemlidir. Bu sebeplerden dolayı bizim ürünlerimiz tüm dünyada üst seviyede kaliteli ürünler olarak tanınmaya başlamıştır. Bugün özellikle petrokimya endüstrisinde, rafinerilerde yani çok özellik isteyen sistemlerde ilk sorulan soru ASME'ye göre dizayn edilip edilmediğidir. "U" ve "S" kodlama sertifikanız sorulmaktadır. Bu sertifikayı alabilmek 1 yıl gibi çok uzun ve meşakkatlı bir süreçtir. SÇ: ASME nasıl bir standart? Bu konuda biraz daha bilgi alabilir miyiz? Osman Sandıkçıoğlu: ASME U kodu, bir malın American Society of Mechanical Engineers tarafından 2 milyon dolar karşılığında sigortalanma belgesidir. Yani ASME U kodu vurduğunuz bir ürün, ASME tarafından 2 milyon dolar karşılığında sigortalanmış demektir. Bu inanılmaz bir garanti belgesidir. Dünyanın her tarafı için geçerlidir. ASME U kodlu bir iş aldığınız zaman ASME temsilcileriyle temasa geçilmekte; dizayn, hesaplama, malzeme alımı, üretim prosesi ve en son ürün kalite kontrollerinde ASME denetçileri nezaret etmekte ve üretimin her aşaması büyük bir titizlikle kontrol edilmektedir. Bu kalite her ürün bazında gerçekleşir. Örneğin ISO 9001'de senede bir kere denetime tabi tutulmakta ve onun şartlarına göre iş yapıp yapmadığınız kontrol edilmektedir. Ancak ASME U kodu her ürün bazındadır ve her ürün için U kodu vurulmaktadır. Türkiye'de ASME U kodlu ürün gamı yavaş yavaş gelişmektedir. Yurtdışında iş yapan Türk firmaları, Türkiye'de böyle bizim gibi ASME'ye uygun üretim yapan firmaları karşılarında görmekten büyük keyif alıyorlar. Çünkü bu firmalar işleri gereği ASME U kodlu ürün bulabilmek için yurtdışına, Almanya, Amerika gibi ülkelere gidip oralardan teklif almak zorunda kalıyorlar. Şimdi artık uzağa gitmeden bizden de teklif alabiliyorlar. Bugün Dünyanın birçok ülkesinde ASME U kodlu ürünlerimiz çok önemli projelerde kullanılmaktadır. SÇ: TIMEX'in ürün yelpazesi ve en yeni ürünleri hakkında neler söylersiniz? Osman Sandıkçıoğlu: Biz başta da dediğim gibi hidrosiklonlar yani separatör filtrelerle başladık ve bunların Türkiye'deki ilk üreticisi de biziz. Ancak bizim ardımızdan, ürünlerimizi, taklit eden, merdiven altı dediğimiz kalitesiz ürünler üreten pek çok firma da piyasaya girdi. Hidrosiklonları; Torba ve Kartuş Filtreler, Strainer Filtreler, Tambur filtreler ve Tam Otomatik Filtreler gibi basınçlı ve atmosferik basınçta çalışan filtreler takip etti. Tüm ürün gruplarımıza ilaveten son 4 senedir komple anahtar teslimi projeler gerçekleştirmekteyiz. Bunlar arasında Arsenik giderimi, Demir ve Mangan giderimi, komple içme suyu arıtım tesisleri bulunmaktadır. TIMEX, sahip olduğu kalite ve müşteri memnuniyeti avantajları ile yurtiçi pazarı yanında ihracata da çok önem vermektedir. En son olarak yabancı ortağımızla beraber, onların patenti altında geliştirdiğimiz otomatik, kendi kendini temizleyen filtrelerimizi piyasaya sunduk. Otomatik kendi kendini temizleyen bu filtreler ile 2 mikrona kadar filtrasyon yapılabilmektedir. Özellikle arsenik, demir ve mangan gideriminde kullanılan ultra filtrasyon yerine kullanılabilecek, otomatik ters yıkamalı filtrelerdir. Bu ürünün en büyük özelliği çok büyük bir su tasarrufu sağlamasıdır. Global ısınma neticesinde tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de su sıkıntısı yaşanmaktadır. Dolayısıyla endüstriyel kullanıma sunmuş olduğumuz 2 mikrona kadar otomatik filtrasyon yapan ürünümüz, su tasarrufu sağlamak isteyen tüm firmalara çok büyük avantajlar sunmuştur. Yüzde 98'lere varan su tasarrufunu ek olarak kimyasal kullanımlarını da minimuma düşürmekte ve sudan tasarruf sağlandığı için elektrik kullanımında da yüzde 80'lerin üzerinde bir tasarruf sağlamaktadır. Bu ürün her türlü endüstriyel ve içme suyu tesislerinde kullanılabiliyor. SÇ: Bu ürün belediyelerden de ilgi görüyor mu? Osman Sandıkçıoğlu: Esas hedeflerimizden biri de zaten şehirsel bazda arıtma tesisleridir. Şehirsel bazda içme suyu temin projelerinde İller Bankası ve Devlet Su İşleri ile yapmış olduğumuz görüşmeler neticesinde Türkiye'de de çok kısa bir süre içersinde uygulanmaya başlayacağını düşünüyoruz. Bu konuda İller Bankası ve DSİ yetkililerinin de yakın ilgi ve alakalarını görmekteyiz. Türkiye'de şehirsel bazda yeni olacak ama biz bunu daha önce küçük çaplarda, endüstriyel fabrikalarda kullandık. Örneğin Tofaş fabrikalarında kullandık. İzmir'de kurulu olan çok büyük bir fabrikada kullanıldı. Ancak yabancı ortağımızla beraber Moskova yakınlarındaki bazı belediyelerde demir mangan filtrasyonu konusunda çok büyük uygulamalar yaptık. Yani klasik kum filtre anlayışını değiştirdik ve tamamen bizim filtrelerimizi oralara adapte ettik. Kum filtresinin kullanım amaçlarının yanında tek filtre kullanarak demir ve mangan giderimini de prosese kattık. Dolayısıyla bir taşla, birden fazla kuş vuruldu. Yine getirmiş olduğu su ve kimyasal madde tasarruflarıyla, işletmeye büyük avantajlar kazandırdık. Daha sonra Makedonya'da, Polonya'da ve İngiltere'deki belediye tesislerinde de değerlendirdik. Çok kısa bir süre içerisinde Türkiye'de yaygın olarak kullanılacağından eminiz SÇ: Ürünleriniz burada üretiliyor değil mi? Osman Sandıkçıoğlu: Üretimi şu anda İstanbul yolunun 26. km'sinde bulunan kendimize ait fabrikamızda yapıyoruz. Nisan ayında, dünyanın en büyük hidroelektrik santralından biri olan Hindistan'daki Subansiri projesinde kullanılacak, özel dizaynlı hidrosiklon filtrelerimizi Hindistan'a ihrac ettik. Dünyanın en büyük müteahhitlik firmalarından biri olan Fransız Alstom firmasının gerçekleştirdiği Subansiri Hidroelektrik Santrali'ne 39 adet özel dizayn edilmiş Hidrosiklon imalatını başarı ile gerçekleştirdik. Bunlar da tamamen ASME'ye göre dizayn edilmiş ürünlerdir. Alstom gibi bir firmanın özellikle hidroelektrik santrallerinin yapımı konusunda dünya devi olan bir firmanın, böyle bir projede bizim ürünlerimizi tercih etmesi bizim için gerçekten çok büyük bir gurur kaynağıdır. Aynı zamanda bizim için referansta oluşturmaktadır. SÇ: Fabrikanızda kaç kişi çalışıyor? Osman Sandıkçıoğlu: Şu anda fabrikamızda 24 kişilik bir ana üretici ekibimiz var. Ama piyasada da bize çalışan en az 50 kişi daha var. Tam sertifikalı DIN ve ASME normlarına göre her türlü kaynağı yapabilen kaynakçılarla iş yapıyoruz. Yurt dışına kalite belgeli iş yapmak bir hayli zor olduğu için her aşamasında her ürünün sertifikalandırılması lazım. Aldığınız her ham maddenin sertifikalı olması lazım. İşçinizin, kaynakçınızın, boyacınızın sertifikalı olması lazım. Bu kalite anlayışı bazen bizi çok zorluyor ama neticesini görünce ne kadar da iyi yaptığımızı anlıyoruz. Sonuçta ürettiğimiz ürünler bizim ayrıcalığımızı ortaya koyuyor. Bugün Türkiye'de malzeme sertifikası istediğinizde satıcılarının % 90'nı çok net söylüyorum malzeme sertifikası veremez. Bu çok iddialı bir orandır. Biz çalıştığımız firmalara yani ham madde aldığımız firmalara da bu anlayışı yerleştirmeye çalışıyoruz. Ama bazen verilemeyen sertifikalar yüzünden biz de mecburen Türkiye'de rahatlıkla bulabileceğimiz malzemeleri yurtdışından ithal ediyoruz. Dolayısıyla sacın, flanşın bazılarını yurtdışından getiriyoruz. Öte yandan Türkiye'de üretilmeyen, özellikli malzemeleri zaten doğrudan ithal ediyoruz. Örneğin deniz suyunda kullanılan süper dubleks veyahut da SMO dediğimiz malzemeleri direkt olarak getiriyoruz. Çünkü ihracat yapabilmenizin tek yolu kalite. Tabi fiyat da önemli ama fiyat-kalite oranını tam olarak oturttuğunuz ve müşterinizin güvenini de sağladığınız zaman ihracatınız da büyüyerek devam ediyor. SÇ: Yurtdışına ne tür ürünler ihraç ediyorsunuz? Osman Sandıkçıoğlu: Bizim yurtdışı çalışmalarımız bahsettiğim gibi 1995 yılında başladı. 5-10 bin dolarlardan bugün 6 milyon dolara yakın ihracat yapan bir firma haline geldik. Burada sadece ihracatımızdan bahsediyorum. Yurt dışında biz genelde distribütörlerimiz vasıtasıyla çalışırız. Orada son kullanıcıya ulaşmak daha zordur. Konusunu çok iyi bilen, bizimle çok iyi işbirliği yapabilen, finansal sorunu olmayan distribütörlerimiz vasıtasıyla çalışıyoruz. Genelde en büyük müşterilerimiz İsveç, Almanya, İngiltere, İtalya, Fransa gibi Batı Avrupa ülkeleridir. Şu anda Dubai, Libya, Cezayir'de varız. Doğuya doğru gittiğinizde Hindistan ve Malezya pazarları da bizim için yükselen pazarlardır. Ama Batı Avrupa ülkeleri ana müşterilerimizdir. Distribütörlerimize tam destek veririz. O ülkede malzemenin gideceği son noktadaki müşterimiz bizi tanımak ister, biz de distribütörümüzle beraber müşterilerimize gideriz ve onunla beraber müşterimize sunumlar yaparız. Hiç üşenmeyiz kalkarız yarın Malezya'ya gideriz, Malezya'dan döneriz ertesi gün İsviçre'ye gideriz, oradan döner İtalya'ya gideriz. Müşteriye tamamen tüm teknik desteğimizi veririz. Müşterinin sistemini biz kendi fabrikamızdaki mühendislerimizle beraber etüd eder ve en uygun sistemi dizayn ederiz. Borulamasını, vanalamasını, elektrik, elektronik kontrolünü biz kendimiz dizayn ederiz. Eğer isterlerse onların diğer yardımcı aksesuarlarını da Türkiye'de dizayn edip o şekilde göndeririz. Bizim ihracat konusunda çok büyük hedeflerimiz var. Bu sene sonunda ya da gelecek sene içersinde Ankara'da yaklaşık 4.5 milyon dolarlık bir yatırımla yeni bir fabrika kuracağız. Yeri alınmış durumda, yani arsamız, projemiz hazır. Sadece başlanacak. Burada ileri teknoloji filtrelerimizin iç kasetlerini üreteceğiz. 2012 yılına kadar da 20 milyon dolar ihracat yapan, bir o kadar da Türkiye pazarında satış yapan bir firma haline gelmeyi hedefliyoruz. SÇ: Bakım, onarım ve servis hizmetleri konusunda neler yapıyorsunuz? Osman Sandıkçıoğlu: Bu elbette en önemli konulardan biridir. Şimdi tüm dünyaya e-mal satmakla iş bitmiyor. Demin bahsettiğim sürekli çalıştığımız şirketlerin bize olan güvenini devamını sağlamak, bizim malzememizin, ürünlerimizin arkasında durabilme gücümüzden kaynaklanmaktadır. Biz sattığımız ürünün 10 sene öncesine kadar, 10 senelik bir periyottaki dosyasını tutarız. Bu bize; gerek yedek parça sağlanması açısından gerekse ürünün geliştirilmesi açısından büyük avantajlar sağlamaktadır. 10 senelik bir süreç içinde o ürünle ilgili problemleri nasıl giderebiliriz diye Ar-Ge çalışmalarımızda ışık tutar. Artı, müşterimizin ihtiyacı olabileceği yedek parçanın stoklarımızda tutulması ve yedek parçalarımızın standardizasyonu çok büyük bir güven kaynağı oluşturur. Bugün bahsettiğim gibi dünyanın pek çok ülkesinde çalışıyoruz. Malezya'dan bir teknik servis istendiği zaman bunu vermek zorundasınız. Yine Dubai'de işletmeye almaya bir mühendis göndermek zorundasınız. Ancak Türkiye'de bizim ve sektörümüzün İngilizce bilen, seyahat etmesini bilen, teknik servis elemanına çok büyük ihtiyacı var. Personeliniz eğer İngilizce bilmezse gönderemezsiniz, çok iyi bir teknisyendir ama buradan uçağa bindirip bir yere gönderemezsiniz. Bilet kontrolünden geçemez. Bence bizim ordumuzun astsubayı diyebileceğimiz teknisyenlerimizin, kaliteli bir donanıma sahip olmaları gerekiyor. Biz özellikle yurtdışı işlerimizi yabancı dil nedeniyle genellikle mühendislerimize yaptırıyoruz. Ayrıca biz de çalışan bir elemanın çok iyi derecede İngilizce bilmesi gerekiyor. Mühendislerimizi işe almadan önce teknik bilgisinin yanında İngilizce sınavından geçirip öyle işe alıyoruz. Hatta İngilizce testini geçtikten sonra teknik bilgisine bakıyoruz. SÇ: Kullanıma bağlı hatalarda süreç nasıl işliyor? Osman Sandıkçıoğlu: Sattığımız ürünün standart garantisi 2 senedir. Müşterimizden gelecek herhangi bir şikayeti, iyi niyet çerçevesinde düşünürüz ve 2 sene içersindeyse hiçbir soru sormadan bedelsiz olarak sorunu çözeriz. Ancak eğer kullanım talimatı dışında bir işleme tabi tutulduysa, yanlış çalıştırıldıysa, imalattan kaynaklanmayan bir hata oluştuysa ve bizim karşılayabileceğimiz sınırların dışında bir maliyet gerektiriyorsa, bunu müşteriye açıklıyoruz. Çok eskiden beri süre gelen müşterilerimiz vardır, çalıştırdığı işçinin bir hatasından dolayı arıza oluşmuştur biz ne müşterimizi ne de distribütörümüzü üzeriz. Herkes katlanabildiği kadar işin maliyetine katılır. Ancak çok samimi söylüyorum, şu anda Türkiye dahil, dünyanın hiçbir yerinde sorunlu bir cihazımız ya da sorunlu bir müşterimiz yoktur. Evet cihazlarımızda problem çıkmıştır ama biz en kısa zamanda o problemi gidermişizdir. Müşteri ile olan ilişkimizi mutlaka sağlam tutmuşuzdur. Dolayısıyla biz hiçbir müşterimize ürünü sattıktan sonra allahaısmarladık demeyiz. Bize gelen her müşteri de mutlaka bir başka müşterimizin referansı ile gelmiştir. Kalite, ileri teknoloji ve şirketin güvenilirliği, bu üç nokta çok önemlidir. Üretiminizi bu çerçevede yaptığınız zaman müşterinizin memnuniyeti de artacaktır. SÇ: Proje yapıyor musunuz? Osman Sandıkçıoğlu: Proje konusunda birkaç şey söylemek istiyorum. TIMEX'in en büyük avantajı, müşterimizin bizi bir çözüm ortağı olarak görmesidir. Biz müşteriye gidip de şöyle bir cihazım var diye pazarlama yapmayız. Biz müşteriden problemi alırız ve o probleme bir çözüm sunar yani sistem dizayn ederiz. Sistemi dizayn edip o sistemin içine kendi ürünümüzü yerleştirerek müşterimize sunarız. Mesela komple içmesuyu tesisleri yapıyoruz, komple demir mangan ve arsenik giderim tesisleri yapıyoruz, komple ters ozmoz tesisleri kuruyoruz. Deniz suyu arıtım sistemleri yapıyoruz. Hepsini kendi mühendislerimizle beraber, kendimiz dizayn ediyoruz. Bunlar bir ekip işidir. Ekibimizin tüm elemanları hakikaten kendi dallarında tecrübeli arkadaşlarımızdır. Neticede bu ekibin de başarısıdır. Biz sadece yönlendirici olarak çalışıyoruz, önlerini açıyoruz. Onlar da bizi her mecrada başarılı bir şekilde temsil etmektedirler. Gerek yurtiçi gerek yurtdışı pazarlamada bu avantajları yanlarına alarak şirketimizi temsil etmektedirler. Ekip çalışması olmasa bu başarıyı yakalayamazdık diye düşünüyorum. Çünkü bu işler bir ya da iki kişi ile olmuyor ancak ekip çalışmasıyla oluyor. Bunun yanında benim altını bir kez daha çizmek istediğim konu ara eleman konusu. Bu sıkıntı çok fazla. Türkiye'de teknik servis desteğini alabilecek ve verebilecek çok iyi İngilizce bilen seyahat edebilen Teknik desteğe ve elemana Türkiye'deki şirketlerin çok büyük ihtiyacı var. SÇ: Şu anda Türkiye'de bitirdiğiniz en son iş, proje varsa onları da kısaca anlatabilir misiniz? Osman Sandıkçıoğlu: Türkiye'de şu anda Bodrum'da yapıp bitirdiğimiz çok büyük bir ters ozmoz tesisi var. Ön filtrasyonu klasik kum filtreleri yerine otomatik kendi kendini temizleyen TIMEX filtrelerle dizayn edilmiş Türkiye'nin ilk ters ozmoz tesisidir. Güllük bölgesinde bir tesisimiz var. Bunun yanında İller Bankası ile belediyelerin arıtma tesisleriyle ilgili çalışmalarımız var. Yurtdışında bazı önemli projelerimiz var. Örneğin Dubai'de dünyanın en yüksek binası olan World Trade Center yani Burj Dubai Towers diye geçen büyük projede bizim 24 tane filtre ünitemiz çalışıyor. Yine Dubai'deki Palm Adası'nın bütün suları bizim cihazımızdan geçerek filtre edilip tuzsuzlaştırılıyor. Burada su bizim filtrelerimizden geçiyor ve sonra ters ozmoz tesisine gidiyor. Buna benzer bir uygulamayı da Pekin Olimpiyatları'nda 150.000 ton/gün'lük suyu filtre ederek gerçekleştirdik. Ayrıca yine Hindistan'da, 2 adet hidroelektrik santralının tüm filtreleri şu anda üretim aşamasındadır. Ayrıca biz demir çelik sektöründe de çok kuvvetliyiz. Türkiye'de demir çelik sektörü, plastik endüstrisi bizim çok iyi olduğumuz alanlar. Turizm sektöründe; oteller, golf alanları, yine deniz suyu arıtma tesisleri yapanlar bizim iyi müşterilerimizdir. Hem direkt olarak tesis kuruyoruz hem de farklı müteahhit firmalara çözümler sunuyoruz. SÇ. Krizde işleriniz nasıl? Osman Sandıkçıoğlu: Biz 2001 krizinden etkilenmediğimiz gibi şu anda 2008 krizinden de hiç etkilenmedik. Biz şirket olarak zamanında ne kadar doğru adımlar attığımızı şimdi görüyoruz. Sahip olduğumuz kalite ve güvenilirlik dolayısıyla müşterilerimizde bir azalma olmadı. Türkiye'deki işlerimizde hemen hemen hiçbir gecikme olmadı. Hiçbir sipariş iptali de almadık. Ancak küçük endüstriyel tesislere, satmakta olduğumuz ürünlerin satışlarında biraz yavaşlama var ama o da bizi hiç etkilemiyor. Aksine projeci olarak yapmakta olduğumuz büyük işlerin sayısında artma oldu ve biz küçülme yerine daha da büyüdük. İnanın fabrikamız üretime yetişemiyor. Şu anda bazı işlerimizi fabrikalarımız dışında güvendiğimiz yerlere yaptırmak zorunda kalıyoruz. Kriz öncesinde % 40 Türkiye pazarı, % 60 ihracat olarak gerçekleşen satış oranlarımız şu anda neredeyse tam tersine. Bu kriz de giderek etkisini kaybedecektir. Türkiye pazarının çok büyük bir geleceği olduğuna inanıyorum. İlginizi çekebilir... Tuzla Deride Anaerobik Çamur Reaktörünün Çökme NedenleriTuzla deri anaerobik reaktörü ile ilgili videolar incelendiği zaman olayın gaz patlaması olmadığı görülüyor. Gaz basıncından kaynaklı üstünde gaz balo... Yeni Delhi Okhla Atık Su Arıtma TesisiDünya nüfusu artmaya devam etmekte ve tahminlere göre 2030 yılına kadar 8,5 milyara ulaşması beklenmektedir. Bu nedenle modern tarımın karşı karşıya o... Modern Atık Su Havalandırma Teknolojileri: Aerostrip® Şerit Difüzörler ve Neuros™ Hava Yataklı Turbo Blower Sistemlerinin Entegre KullanımıAtık su arıtma tesislerinde havalandırma, biyolojik arıtım süreçlerinin verimli işleyebilmesi açısından en kritik aşamalardan biridir. Oksijenin mikro... |
||||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.