Dilovası'nda Neler Yapıldı?
Bölgede demir-çelik ve kimya sektörü ağırlıklı olmak üzere dar bir alanda kurulmuş 150 civarında fabrika faaliyet gösteriyor. 100 kadarının çevreye olumsuzluk yaratacak emisyon oluşturmadığı ancak 30 kadar firmanın insan sağlığı ve çevre kirliliği açısından sakıncalı olduğu biliniyor. Fabrikaların çoğunda atık ciddi bir sorun. Bazı fabrikaların üretimde kanserojen maddeler kullandığı, insan hayatına zarar verdiği resmi olarak raporlanmış durumda. Dilovası, Türkiye'nin en kirli yeri olarak biliniyor. Sanayi tesislerinin oluşturduğu kirlilik, havadaki ağır kokudan bile fark ediliyor. Yapılan araştırmalara göre Dilovası'nda solunan havadaki kadmiyum miktarı, Avrupa Birliği’nin 240, Türkiye ortalamasının ise 30 katı seviyesinde. Kadmiyum, son derece zehirli bir madde ve solunduğunda ciddi olarak akciğerlere zarar veriyor, ölüme bile neden olabiliyor. Hava, toprak, su sürekli kirleniyor. Kanserden ölenlerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Dilovasıyla ilgili diğer bir sorun ise, TEM otoyolunun ve E-5 karayolunun beldeden geçiyor olmasıdır. Ulaşım alternatiflerinin çeşitli olması bir avantaj gibi görünse de çoğu ağır vasıta olmak üzere günde ortalama yaklaşık 100 bin araçlık trafiğe sahip olması, ülkemizin pek çok yerinde olduğu gibi Dilovası’nda da hava kirliliğine yol açıyor. Ülkemizde taşımacılığın maalesef % 90'nı karayoluyla yapıldığı için egzoz gazları da önemli miktarda hava ve gürültü kirliliğine yol açıyor. Ve bizim üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde neden hala deniz ve tren ulaşımının yaygınlaştırılmadığını anlamamız mümkün olmuyor. Bölgedeki kirliliğin tespit edilmesi amacıyla 2006 yılında TBMM Dilovası Kirliliğini Araştırma Komisyonu kurulmuş ve bu komisyonun yaptığı incelemeler sonucu bir rapor hazırlanmış ve eylem planı bildirilmişti. Planda yer alan bazı maddeler: Yeni sanayi tesisi kurulması ve eskilerin kapasite artırımı talepleri sınırlandırılmalı. Tesislerden her türlü emisyonlarını en az 1/3 azaltması istenmeli. Baca gazı arıtma ve toz tutma üniteleri kapasiteleri yetersiz tesisler, acilen gerekli yatırımları yapmalı. Egzoz gazları kaynaklı hava kirliliğine karşı öncelikle otoyol ve karayolları kenarları ağaçlandırılmalı, karayolunun uygun yerlerine gürültü duvarı kurulmalı. Ücret karşılığı atık toplayan firmalar lisanslı olmalı, atıkları nasıl bertaraf ettikleri izlenmeli, valilik ve belediye denetlenmeleri konusunda titiz çalışmalı. Eski teknoloji nedeniyle çevre kirliliği yaratan sanayi kuruluşlarına ileri teknoloji yatırımlara yönelebilmeleri için yatırım kredi desteğiyle ithal makina ve teçhizata gümrük muafiyeti sağlanmalı. Çevreyle ilgili tüm yatırımlar teşvik edilmeli, atıksu, hava ve katı atık bertaraf tesislerine ucuz enerji sağlanmalı, atıklarını usulüne uygun bertaraf eden kuruluşlara vergi teşvikleri getirilmeli şeklindeydi. Eylem planındaki maddelere göre bugüne kadar neler yapıldığı (yaklaşık iki yıldır), ruhsatsız fabrika kalıp kalmadığı, ruhsat alamayanların kapatılıp kapatılmadığı kamuoyu önünde en yetkili ağızdan halkımıza tek tek anlatılmalıdır. Ülkemizi iyi yerlere getirmek hepimizin hedefidir. Planlama önemli bir aşamadır ancak eyleme geçmek planlamaktan çok daha önemlidir. Berna Akın Çevre Mühendisi bernaakin@dogayayin.com İlginizi çekebilir... Londra Düşük Emisyon BölgesiŞehir sakinlerinin hayatını doğrudan etkilemiyor gibi görünse de hava kirliliğinin kritik seviyelerde yer aldığı ve her sene yüzlerce insanın buna bağ... O Bize Değil, Biz Ona Aitiz...Merve Balta Yaşam iksiri ve iktisadi güç Su, Dünyayı Harekete GeçiriyorÖnümüzdeki yıllarda, üstesinden gelinmesi gereken en büyük zorluklar arasında, bütün dünyada temiz su sağlanması konusu bulunuyor. Tabii ki bu konuyla... |
||||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.