BIODESULF
HANASU
SAKA ARITIM
WAVIN

ASKİ Genel Müdürü Prof. Dr. Cumali Kınacı: 'Kısa Sürede Belli Bir Mesafe Kat Ettik'

ASKİ Genel Müdürü Prof. Dr. Cumali Kınacı: 'Kısa Sürede Belli Bir Mesafe Kat Ettik'

27 Nisan 2018 | SÖYLEŞİ
117. Sayı (Nisan 2018)
3.929 kez okundu

2010’dan bu yana Bakanlık’taki etkin görevlerinin ve en son üstlendiÄŸi MüsteÅŸar Yardımcılığı görevinin ardından aralık ayında ASKİ Genel MüdürlüÄŸüne getirilen Prof. Dr. Cumali Kınacı, ASKİ’yi yeniden ÅŸekillendirme, mevcut tesisleri yenileme ve kuruma farklı bir kimlik kazandırma konusunda oldukça kararlı görünüyor...

SU VE ÇEVRE: Hocam göreve baÅŸladığınızda nasıl bir ASKİ ile karşılaÅŸtınız? Mevcut durumu iyileÅŸtirmek adına ne tür planlarınız var ve hedefleriniz neler?

PROF. DR. CUMALİ KINACI: Açıkçası göreve baÅŸladığımda beklediÄŸim kalitede bir ASKİ’yle karşılaÅŸamadığımı söyleyebilirim... Bu benim için hayal kırıklığı olmasına raÄŸmen kısa sürede belli bir mesafe de kat ettiÄŸimizi düÅŸünüyorum.

Öncelikle iÅŸe kurumsal yapıyı yeniden organize etmekle baÅŸladık. Kurum bünyesinde, bazılarının sadece adı olan, günümüz koÅŸullarında hiçbir fonksiyonu kalmayan 23 daire baÅŸkanlığı vardı. Bu dairelerin sayısını 16’ya düÅŸürdük; ayrıca iÅŸlevlerini seneler önce yitirmiÅŸ bazı ÅŸubeleri kapattık. Tabii yeni birimler de kurduk. Su kaynaklarının korunmasıyla
ilgili ÅŸube ve akıllı yönetim sistemlerine odaklanacak yeni birimlerimizin yanında en önemlisi bence Enerji VerimliliÄŸi Dairemiz oldu. Çünkü ASKİ, enerji tüketimi çok fazla olan bir kurum ve enerjinin doÄŸru, verimli kullanılması ÅŸart. Enerji maliyetlerimizi düÅŸürmemiz çok önemli. Bunun için de öncelikle akıllı ve iyi bir ÅŸebeke yönetimi kurmamız, basınçları iyi ayarlamamız, verimli pompalar kullanmamız, temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmemiz gerekiyor. Bu kapsamda bazı projelere de baÅŸladık. Mesela, Gerede’den getirmeye çalıştığımız su hattında inÅŸa edilen 32 kilometrelik tünelden çıkan su Çamlıdere Barajı’na akacak. Tünelle baraj arasındaki 104 metrelik kot farkını da hidroelektrik santral vasıtasıyla elektrik üretiminde kullanacağız. Ayrıca Ankara güneÅŸ açısından oldukça zengin bir bölgede yer alıyor. Bu kaynağı da kullanmamız gerektiÄŸine inanıyoruz.

Mevcut yapıyı, günümüzün ihtiyaçlarına cevap verebilecek ve modern teknolojiyi kullanabilecek ÅŸekilde revize ettik. Bunun için çalışma arkadaÅŸlarımızın, öncelikle söz konusu teknolojilerle tanışmasını saÄŸlayacak eÄŸitim faaliyetleri organize ettik. Bu eÄŸitimlerin yanında teknik gezi, fuar, kongre ve çalıştay gibi etkinliklere katılmalarını saÄŸladık. Yani dışa dönük, son uygulamalar hakkında bilgi sahibi personelden oluÅŸan bir kurum oluÅŸturma yönünde gayret sarf ediyoruz.

Bunların yanında doÄŸal olarak acil çözülmesi gereken problemler de var. Bu problemleri kısa vadeli çözümlerle sonuçlandırmamız gerekiyor. Örnek olarak Ankara Çayı’nın kokusu... Ayrıca sık sık deÄŸiÅŸen imar faaliyetlerini dikkate alarak gerekli altyapıyı kurmamız da ÅŸart. Åžehirdeki acil ihtiyaçları karşılayacak ÅŸekilde, planlarda olmayan problemleri
çözmemiz gerekiyor. Mesela su ve kanalizasyon idarelerinin görev tanımlarında olmayan yaÄŸmur suyu drenajı bunların başında geliyor. Dere Ä±slahları, yaÄŸmur suyu drenajı gibi konularda zaman zaman baskınlar gibi doÄŸal olaylar oluyor. Onlara acilen müdahale etmek için de hazırlıklı olmak gerekiyor.

Ayrıca Ankara’da su kayıp-kaçak oranı yüzde 37 gibi yüksek bir oran. Bu sorun da çözmemiz gereken konuların başında geliyor. Fakat tabii ki öncelikle yeterli miktar ve kalitede suyu sürekli saÄŸlamakla yükümlüyüz ve insan ile çevre saÄŸlığını olumsuz yönde etkilemeyecek ÅŸekilde atıksuyu uzaklaÅŸtırmamız gerekiyor. Bu dönemde bizi en çok kısıtlayan ÅŸey ise seçimlerin yaklaÅŸmış olması. İhale ve planlama faaliyetlerimiz bu açıdan biraz sınırlanıyor. Kısa vadeli sayılabilecek önceliklerimiz arasında bir master plan çalışması da var. Böyle bir plan çalışmasına acilen baÅŸlamamız gerekiyor. Çok eskiden yapılmış bir çalışma vardı ama ÅŸehir çok hızlı geliÅŸtiÄŸinden ÅŸu anda maalesef kullanılabilir, günümüz ihtiyaçlarını karşılayabilir nitelikte deÄŸil.

Hem su kalitesi, hem suyun miktarı açısından bir su güvenliÄŸi çalışması da yapacağız. Kurak dönemlerde Ankara’nın su ihtiyacının nasıl karşılanacağının önceden belirlenmesi ÅŸart. Ankara’nın su ihtiyacı ÅŸu anda günlük 1 milyon 250 bin metreküp. Bu da yıllık yaklaşık 450 milyon metreküpe denk geliyor. En kurak dönemlerde bu hacim 225 milyona kadar düÅŸüyor. Yani kurak yıllarda ihtiyacın en fazla yarısı karşılanabiliyor. Bu konuya odaklanacağız. Ayrıca kalite açısından da güvenliÄŸi düÅŸünmemiz gerekiyor. Ani kirletici dalgalanmalar veya kimyasal, nükleer veya biyolojik bir saldırı olduÄŸu zaman su güvenliÄŸini nasıl saÄŸlayacağımızın belirlenmesi lazım. Bunların yanında ÅŸehri birden fazla sistemle besleme yolunda adımlar atmayı da planlıyoruz. Koskoca ÅŸehrin tek bir boru hattıyla beslenmesi ciddi riskler yaratıyor.

Su kaynaklarının korunması da odaklanacağımız konuların başında geliyor. Çünkü su kaynaklarını koruyamazsak yosunlaÅŸmalar oluyor, kaynak bataklığa dönüÅŸüyor. Ankara’nın tatlı su kaynakları zaten yetersiz. Gerede’den su gelecek ama bazı dönemlerde yine Kızılırmak suyunu kullanmak durumunda kalacağız. Bu takdirde de Kızılırmak suyundaki yüksek sertliÄŸi gidermemiz için çok pahalı teknolojiler kullanmamız gerekiyor. Bunlara da hazırlıklı olmamız lazım.

SU VE ÇEVRE: Atıksu arıtma tesislerinde durum nedir?

PROF. DR. CUMALİ KINACI: Atıksuların uzaklaÅŸtırılması konusunda Ankara sıkıntılar yaşıyor. Tatlar Atıksu Arıtma Tesisi ciddi bir yenilenme ihtiyacı duyuyor. Åžehir büyüdükçe kapasitesi çok yetersiz kaldı. Ayrıca azot, fosfor gibi kirletici bileÅŸenleri giderecek durumda deÄŸil. Tesiste, artık dünyada terk edilen yüzeysel havalandırıcı kullanılıyor. Hem ekonomik deÄŸil, hem de verimliliÄŸi düÅŸük bir tesis. Dolayısıyla kapasitesini artıracak ve ileri düzeyde arıtma yapacak bir seviyeye getirmeyi planlıyoruz. Ön çalışmalarına da baÅŸladık. DiÄŸer arıtma tesislerimizin bir kısmı da artık ihtiyaca cevap veremiyor. Çünkü zamanında seçilen sistemler genellikle ham atıksu karakteristikleri dikkate alınmadan seçilmiÅŸ. Her bölgenin atıksuyu farklı özellikler taşır ve farklı suya farklı çözümler getirilmesi gerekir. Bu ham su özelliklerini dikkate almadan tasarlanan tesisleri de elden geçireceÄŸiz.

SU VE ÇEVRE: İçme suyu arıtma tesisleri...

PROF. DR. CUMALİ KINACI: İçme suyu arıtma tesislerimizin, Kızılırmak suyu gelmediÄŸi zaman kapasitesi yeterli oluyor. Ama Kızılırmak suyunu aldığımızda arıtmada bazı problemler ortaya çıkabiliyor. Çünkü Kızılırmak’ın suyu tamamen farklı ve bu suyu arıtmak için membran ve nanofiltrasyon kullanmak gerekiyor. Ayrıca Kızılırmak suyunu kullandığımız zaman bir de pompa maliyeti ortaya çıkıyor. Dolayısıyla enerji maliyetini ve ileri arıtma maliyetini karşılamak kolay olmuyor. Bu da ister istemez vatandaÅŸa yansıyor.

Su arıtmada Beypazarı’nda da bazı problemler yaÅŸanıyor. Yeraltı suyunda bor ve sülfat baÅŸta olmak üzere çok sayıda kirletici bileÅŸen var. Bunları arıtmak oldukça zor. Polatlı’da da içme suyunda bazı sıkıntılar yaÅŸanıyor. Polatlı’nın içme suyu yeraltından karşılandığı zaman mevcut arıtma sistemi suyu yeterli kaliteye getiremiyor. Bu yönde de uzun vadeli bir çalışma yürütüyoruz. DSİ, Ankara-EskiÅŸehir sınırında dört beÅŸ yıl sonra bitecek bir baraj inÅŸa ediyor. Fakat bu süreç içinde de bu suyun kaliteli hale getirilmesi gerekiyor.

SU VE ÇEVRE: Ankara’nın su kayıp ve kaçak oranı yüzde 37 dediniz... Bu konudaki hedefiniz ne ve neler yapacaksınız?

PROF. DR. CUMALİ KINACI: Bu oranı 2019’un sonunda yüzde 30’un altına düÅŸürmeyi planlıyoruz. On yıllık hedefimizse yüzde 10’un altına düÅŸmek. Altyapının yenilenmesi ve basınç otomasyonuyla ilgili çalışmalar yapmamız gerekiyor. Altyapı borularımız çok eski ve bir kısmı asbestli çimento boru. Bu borular sadece su kaybı açısından deÄŸil, asıl saÄŸlık açısından çok riskli. Konuyla ilgili envanter çıkarıyoruz. Bunun yanında her bir cadde ve sokakta borular kaç metre derinlikte, caddenin neresinde gibi bilgilerin sayısallaÅŸtırılmasını hedefliyoruz. Belli bir koordinat sistemine göre bu bilgileri görmemiz mümkün olacak. Orada bir patlak olduÄŸu zaman içme suyu, kanalizasyon, yaÄŸmur suyu ve doÄŸalgaz borularının nerelerde olduÄŸunu görebileceÄŸiz. Bir diÄŸer hedefimiz, sık sık kazı yapmamak için içme suyu, atıksu ve yaÄŸmur suyu borularını tek bir seferde döÅŸemek. O zaman birbirine konumları da daha saÄŸlıklı olur ve vatandaşı daha az rahatsız ederiz. Bununla ilgili diÄŸer ilgili kurumlarla görüÅŸtük ve ortak bir çalışma yürüteceÄŸiz.

SU VE ÇEVRE: Su Yönetimi Genel MüdürlüÄŸünüz döneminde Havza Koruma Eylem Planları ile ilgili çalışmalar baÅŸlatmıştınız ve yürütüyordunuz... Ankara ve çevresinde bu konudaki durum ve geliÅŸmeler nedir?

PROF. DR. CUMALİ KINACI: Havza Yönetim Planları hazırlanırsa zaten bütün kurumlar, plandaki esaslara uymak zorunda. Dahil olduÄŸumuz Sakarya Havzası ve Kızılırmak Havzası’nda bu yönde çalışmalara baÅŸlanmadı. ASKİ olarak bu havza yönetim planları hazırlanırsa hazırlanacak planlara uymakla yükümlüyüz. Ergene Havzası’na gelince, öncelikle Ergene’de evsel atıksu problemi kalmadığını söyleyebilirim. Genel müdürlüÄŸüm zamanında koordinasyonunu ben saÄŸlamıştım ve çok yakından ilgileniyordum. 13 tane atıksu arıtma tesisi kuruldu. Bölgede sadece endüstriyel atıksu arıtma tesisleri problemi var. Endüstriyel atıksu arıtma tesislerinden de Muratlı’daki OSB atıksularını arıtmaya baÅŸladı. Dört tane daha ortak arıtma tesisi var. Onların da inÅŸaatı devam ediyor. Bu yıl en geç Temmuz’a kadar faaliyete geçecekler. Tabi bölgedeki tekstil fabrikalarının kullandığı boyaların giderilmeleri çok zor oluyor. Bundan dolayı bu ileri derecede arıtılmış olan, hem kimyasal hem biyolojik arıtmadan geçmiÅŸ olan atıksuyu Marmara Denizi’nin dibine deÅŸarj etme çalışması yürütülüyor, tüneller kazılıyordu. Belli bir aÅŸmaya gelindi. Denize deÅŸarj sistemi de inÅŸa ediliyor ve bitmek üzere. Ergene artık meyvesini vermeye baÅŸlıyor. Ergene’ye odaklanılmasının bir yararı da sanayicinin temiz üretime teÅŸvik edilmesi oldu. Bölgedeki sanayiciler artık temiz ve verimli üretim tekniklerini benimsiyorlar. Mesela ben ayrılmadan önce günde 18 bin metreküp su tasarrufu saÄŸlamışlardı. Kullandıkları hammaddelere dikkat ediyorlar, daha az kirletici olan hammadde kullanmaya, daha az enerji kullanacak teknolojilere yönelmeye baÅŸladılar.

SU VE ÇEVRE: ASKİ arıtma çamurları konusunda ne yapıyor?

PROF. DR. CUMALİ KINACI: Arıtma çamurları konusunda sıkıntılar yaşıyoruz. Daha önce yenilenmek üzere üç tane kojenerasyon ünitesi kurulmuÅŸ, fakat çalışmıyorlar. Onların yerine yeni sistemlerin sipariÅŸi verilmiÅŸ, ÅŸimdi de onları bekliyoruz. Ama mevcut sistemi yenilememiz gerekiyor. Bu mevcut sistem fonksiyonel ve verimli deÄŸil. Yeniden tasarlanmaları ÅŸart.

SU VE ÇEVRE: Sizin çevre sektörüyle de yakın iliÅŸkileriniz var... Sektörü nasıl görüyorsunuz?

PROF. DR. CUMALİ KINACI: Açıkçası Türkiye’de maalesef bir arıtma tesisi mezarlığı olduÄŸunu söylemem gerekiyor. Bu, biraz firmaların ve çevre mühendislerinin yetersiz kalmasından kaynaklandı. Ayrıca tesisler verimli tasarlanmadılar ve tükettikleri yoÄŸun enerji nedeniyle çalıştırılmadılar ve çoÄŸu mezarlığa döndü. Fakat artık Türkiye’de enerji verimliliÄŸiyle ilgili önemli bir birikim ve talep oluÅŸtu. Hem özel sektör, hem de teknik elemanlar oldukça mesafe kat etti. Ben önümüzdeki dönemi teknik açıdan ve özel sektör açısından iyimser görüyorum. Eski hatalar pek tekrar edilmiyor. Firmalar arası rekabet de bu açıdan fayda yarattı. İyi iÅŸ yapmayan zaten zamanla eleniyor. MüÅŸteri de garanti istiyor. Åžartnameler profesyonelce hazırlanıyor. Taahhüt firması ciddi yükümlülükler altına giriyor. Yerli üretim de oldukça geliÅŸti. Geçen haftalarda ziyaret ettiÄŸim Su Kayıp ve Kaçakları etkinliÄŸinde yerli birçok teknolojik ürün geliÅŸtiren firmaların olduÄŸuna ÅŸahit oldum. Bunlar sevindirici hususlar.

Bir de eskiden yurtdışı firmalar Türkiye’yi üçüncü dünya ülkesi olarak görüyorlar ve eski teknolojileri, kendi ülkelerinde terk edilmiÅŸ teknolojileri satmaya çalışıyorlardı. O mantıkla kurulmuÅŸ birçok arıtma tesisi de var ve bunlar artık çalışamaz durumdalar. Bu yaklaşımdaki firmalar da artık kendilerini yenilediler ve artık Türkiye’de bu tarz bir iÅŸ yürütülemeyeceÄŸini anladılar. Türkiye’de önümüzdeki yıllarda birçok mevcut arıtma tesisi yenilenecek. Ayrıca yeni tesisler de yapılacak. Türkiye su arıtma alanında henüz doygunluÄŸa ulaÅŸmadı. Bakanlıktaki görevim esnasında AB destekli yürütülen bir projede, Türkiye’deki içme suyu arıtma tesislerinin 4 bin metreküp/günün üzerinde olan 195 tesisi incelemiÅŸtik ve bu tesislerden sadece 3 tanesinin ham su özelliklerini karşılayabilir nitelikte olduÄŸunu görmüÅŸtük. Yani 192 tanesinin revizyona ihtiyacı var. Dolayısıyla bunların tek tek ham su özelliklerinin de dikkate alınarak gözden geçirilmesi gerekiyor. Yani Türkiye’de pazar hala doygun hale gelmiÅŸ deÄŸil. Burada önemli olan firmaların kendi farklılıklarını ortaya koymaları. Ekipman üreticileri de, teknik olarak hizmet veren firmalar da kendilerini geliÅŸtirip pazarda söz sahibi olabilirler.

SU VE ÇEVRE: Arıtmada teknoloji sizce ne yönde ilerliyor?

PROF. DR. CUMALİ KINACI: Artık kalite standardı her geçen gün daha sıkı hale geliyor. Çok spesifik kirleticilerin kontrol edilmesi gerek; bunun bir kısmı bozunabilen maddeler. Ama çok sayıda bozunamayan kimyasal da mevcut. Bu bozunamayan kimyasalların giderilmesi için ileri arıtma sistemlerine ihtiyaç duyuluyor. BaÅŸlarda bir direnç olmasına
raÄŸmen son yıllarda membran sistemleri oldukça geliÅŸti ve yaygınlaÅŸtı. Bu sistemlerin daha da yaygınlaÅŸacağını düÅŸünüyorum. Yerli üretim denemeleri de gayet baÅŸarılı ilerliyor.

Bunun dışında spesifik kirleticilere, kanserojen etkiye sahip olan tehlikeli maddelere odaklanılması gerekiyor. Su Yönetimi Genel Müdürüyken Türkiye’de 250 tane böyle madde tespit etmiÅŸtik ve bunları da Yerüstü Suları Kalitesi YönetmeliÄŸi’ne eklemiÅŸtik. Bunların bir kısmının giderilebilmesi ancak ileri oksidasyon teknikleriyle mümkün olabilir. Dolayısıyla sürekli inovasyon gerekiyor. Arıtma firmalarının inovatif olması ÅŸart. Fakat bu inovasyon faaliyetlerinin kim tarafından finanse edileceÄŸi de baÅŸka bir konu. Bu faaliyetlerin tümünü özel sektörün karşılaması mümkün deÄŸil. Kamunun destek vermesi de gerekiyor. Özel sektörün kendini geliÅŸtirebilmesi için belli bir desteÄŸe ihtiyacı var. Åžu anda dünyada 150 bin civarında kullanılan kimyasal bulunuyor ve yılda 700 tane yeni kimyasal sentez ediliyor. Bunların da giderilmesi, kontrol edilmesi lazım. Her yeni kimyasal, giderilmesi gereken yeni bir kirletici demek. Bir kısmı mevcut teknolojilerle giderilebilir ama önemli bir kısmı için de ileri ve yeni teknolojilere ihtiyaç var. O bakımdan ben hem membran sistemlerinin hem de oksidasyon sistemlerinin daha çok kullanılmaya baÅŸlanacağını düÅŸünüyorum. Tabii bu yeni sistemlerin ekonomik, verimli ve uygulanabilir olmaları da olmazsa olmaz.

SU VE ÇEVRE: Bir su iÅŸletmesi olarak çevre sektöründen beklentileriniz nelerdir?

PROF. DR. CUMALİ KINACI: Firmalarımızın dünyayı takip etmeleri lazım. Bir ürünün bayiliÄŸini alıp 20 sene aynı ürünü satamazsınız. 10 sene sonra o ürünü geliÅŸtirmediyseniz, yenilemediyseniz o ürünü satamaz hale gelirsiniz. Firmaların kendilerini yenilemeye çalışmaları gerekiyor. Arıtma ve çevre sektörü çok zor bir alandır. Bir makine üretimi gibi kalıplarla çalışılmaz. Her atıksuyun ayrı bir karakteristiÄŸi vardır ve bu özelliklere uygun arıtılması, çözüm üretilmesi gerekir. Bu bakımdan çevre firmalarımızın kendilerini yenilemeleri, dünyayı takip etmeleri ve kendilerini geliÅŸtirmeleri gerektiÄŸini düÅŸünüyorum. Åžu anda firmalarımızın önemli bir kısmı çok duraÄŸan. Standart bir ürün pazarlıyorlar, standart bir proses tasarımı yapıyorlar ve aynı prosesi her yere uygulamaya çalışıyorlar. O da önemli sıkıntılara yol açıyor. Her yeri ayrı düÅŸünüp planlamaları lazım. Teknoloji olarak da, ekipman olarak da sürekli yeni ve daha kullanışlı, verimi yüksek, temiz üretime yönelik teknoloji geliÅŸtirmeye çalışmaları gerekiyor. Ä°yi firmalar olduÄŸu gibi geçmiÅŸte su iÅŸletmelerine çok kötü tecrübeler yaÅŸatmış yerli imalatçılarımız da var. Basınca dayanamayan boruların, verimsiz pompaların hem halkı hem iÅŸletmecileri çok maÄŸdur ettiÄŸi olaylar yaÅŸandı. Bu olumsuzluklar toplumda da gerginlik yaratıyor. Ankara’ya su getiren bir su iletim hattında patlayan boru nedeniyle ÅŸehirdeki suyu 3 gün keserseniz toplum da sert bir reaksiyon gösterir. Yöneticiler bu riski göze alamazlar. Onun için firmalarımızın bu konuda daha duyarlı olmaları gerekiyor.

SU VE ÇEVRE: GeçtiÄŸimiz aylara kadar Bakanlık’ta faal görevler aldığınız için AB kriterlerinin saÄŸlanmasıyla ilgili de güncel bilgileriniz vardır... O konuyla ilgili geliÅŸmeler nelerdir?

PROF. DR. CUMALİ KINACI: Avrupa BirliÄŸi ile bütün iliÅŸkilerimiz sonlansa bile suyla ilgili AB kriterlerini saÄŸlayacağımız yönünde hedeflerimiz var. Åžu ana kadar da bir aksama olmadı. Altyapı hazır ve o kriterler saÄŸlanacak. Sınır aÅŸan sularla ilgili bir iki konu dışında da pek zorlanılmadığını söyleyebilirim.

Fakat kendi bakanlığım olan Orman ve Su İşleri Bakanlığının yanında Çevre ve Åžehircilik Bakanlığı’nın yürüttüÄŸü hava ve endüstriyel-evsel atıklar konusunda beklenen çalışmaların gerçekleÅŸtirilemediÄŸini söyleyebilirim. Bakanlıklar yine eskisi gibi birleÅŸirse o sektörlerin de hareketleneceÄŸini tahmin ediyorum. Yani Avrupa BirliÄŸi’ne girsek de girmesek de eÄŸer dünyayla ticari iliÅŸki kurmak istiyorsak bunları kesilikle saÄŸlamak zorundayız.

PROF. DR. CUMALİ KINACI

Prof. Dr. Cumali Kınacı, 1957 yılı Erkenek (Malatya-DoÄŸanÅŸehir) doÄŸumlu. İTÜ Ä°nÅŸaat Fakültesi’nden İnÅŸaat Mühendisi (1980), Yüksek Mühendis (1982) ve Doktor Mühendis (1987) olarak mezun oldu. Çevre Teknolojisi alanında 1992 yılında doçent, 2003 yılında profesör ünvanlarını almaya hak kazandı. İTÜ’de 1981-1992 yıllarında asistan, 1992-1993 yıllarında yardımcı doçent, 1993-2003 yıllarında doçent olarak görev yaptı. Aynı yerde 2003 yılından bu yana profesör olarak çalışıyor. 1990 yılında 6 ay süreyle ABD’nde The State University of New Jersey-Rutgers’da doktora sonrası çalışmalarda bulundu. Çok sayıda büyük ölçekli altyapı projesinin planlanması ve tasarımı çalışmalarına katıldı. 2003-2010 yılarında İTÜ Çevre MühendisliÄŸi Bölüm BaÅŸkanlığı yaptı. 22 Ekim 2010-11 Temmuz 2011 arasında Çevre Yönetimi Genel MüdürlüÄŸü’nü üstlendi. 2011-2017 yılları arasında Su Yönetimi Kurucu Genel Müdürü olarak görev yaptı. 19 Eylül 2017-14 Aralık 2017 arasında Orman ve Su İşleri Bakanlığı MüsteÅŸar Yardımcılığı görevini yürüttü. Prof. Dr. Kınacı, 14 Aralık 2017’den itibaren de Ankara BüyükÅŸehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürü olarak görev yapıyor. Kınacı halen İTÜ Ä°nÅŸaat Fakültesi Çevre MühendisliÄŸi Bölümü’nde öÄŸretim üyeliÄŸi, Türkiye Petrolleri Yönetim Kurulu ÜyeliÄŸi ve Su Kirlenmeleri AraÅŸtırmaları Türk Milli Komitesi Yönetim Kurulu ÜyeliÄŸi görevlerini yürütüyor. Turkish Journal of Water Science and Management dergisinin editörlüÄŸünü de yapıyor.


 

R E K L A M

İlginizi çekebilir...

AKATED Yönetim Kurulu Başkanı Yasın Torun: "Avrasya Su Fuarı: Suyun Geleceği için Teknoloji ve Bilgi Buluşması"

Altyapı ve kazısız teknolojiler derneği (AKATED) Yönetim Kurulu Başkanı Yasin Torun, 5-6 kasım 2025 tarihlerinde düzenlenecek Avrasya Su Fuarı'nın...
10 Nisan 2025

Su ve Atık Suya Yaklaşımda Ökotek ile Yeni Perspektifler

Ökotek Yönetim Kurulu Başkanı Şebnem Aybige Barlas, döngüsellik ve değer artırımının kendileri için büyük önem taşıdığını belirterek, upcycling kavram...
7 Mart 2025

Meta Mühendislik Genel Müdür Yardımcısı Taylan Berke Yıldız: "Kaliteden Çok Fiyat Odaklı Satın Alma Yapılıyor"

Dergimizin sorularını yanıtlayan Meta Mühendislik Genel Müdür Yardımcısı Taylan Berke Yıldız, ülkemizdeki tesislerde kullanılacak ekipmanların seçimin...
9 Aralık 2024

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Boat Builder Türkiye
  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • Enerji & DoÄŸalgaz Dergisi
  • Enerji ve Çevre Dünyası
  • Tersane Dergisi
  • Tesisat Dergisi
  • Yalıtım Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • YeÅŸilBina Dergisi
  • İklimlendirme Sektörü KataloÄŸu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü KataloÄŸu
  • Yalıtım Sektörü KataloÄŸu
  • Su ve Çevre Sektörü KataloÄŸu

©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.