Marmara Belediyeler BirliÄŸi (MBB), kuruluÅŸunun 50. yıl dönümü kapsamında düzenlediÄŸi ilk etkinlikte Marmara Denizi'ni odağına aldı. "50 Yıldır Marmara Denizi Ä°çin Birlikte" baÅŸlıklı toplantı, MBB ve Bursa BüyükÅŸehir Belediye BaÅŸkanı Mustafa Bozbey'in ev sahipliÄŸinde Atatürk Kültür Merkezi Merinos YerleÅŸkesi'nde 19 Åžubat 2025 tarihinde gerçekleÅŸti.

Marmara Denizi'ne kıyısı olan belediyelerin baÅŸkanları, MBB Encümen Üyeleri, ilgili bakanlık temsilcileri, bilim insanları ve sivil toplum kuruluÅŸları baÅŸta olmak üzere birçok paydaşın katılım gösterdiÄŸi toplantıda, Marmara Denizi'nin mevcut durumu ele alındı ve çözüm yolları tartışıldı.

Saygı duruÅŸu ve Ä°stiklal Marşı ile baÅŸlayan toplantı karşılama konuÅŸmasını yapan MBB Genel Sekreteri Dr. M. Cemil Arslan, MBB’nin 50. kuruluÅŸ yıl dönümüne özel Marmara Denizi meselesine yoÄŸunlaÅŸarak Marmara bölge çalışmaları konusunda çalışmalar yapılacağını belirtti. Arslan konuÅŸmasının devamında “Marmara Denizi’ndeki yük sadece yerel yönetimlerin yüklenemeyeceÄŸi düzeyde ve aynı zamanda kaçamayacağı kadar önemli. Yalnızca yerel yönetimleri deÄŸil; sanayi, özel sektör, balıkçılar ve daha nicesini ilgilendiren bir konu.” sözlerine yer verdi.

Bozbey: Marmara Denizi’ni korumak sadece çevresel bir mesele deÄŸil, insani bir sorumluluktur.

Toplantının açılış konuÅŸmasını yapan MBB ve Bursa BüyükÅŸehir Belediye BaÅŸkanı Mustafa Bozbey, Marmara Denizi’nin geleceÄŸi, birlikte hareket etmenin önemi ve MBB’nin 50. yılına dair önemli mesajlar verdi. Bozbey, "Marmara’ya yüklediÄŸimiz bunca yük, bence artık yeter. Bu yükü Marmara ve Marmara Denizi kaldıramaz. KaybettiÄŸimiz deÄŸer, hepimizin deÄŸeridir. Marmara Denizi, tabiri caizse ‘Ben ölüyorum, ben can çekiÅŸiyorum. Bir ÅŸeyler yapın. Tedbirleri etkili bir ÅŸekilde alın’ diyor. Ancak biz hala adım attığımızda karşımıza çıkan engelleri aÅŸamıyoruz. Yerel ve genel idarenin kol kola girerek, yan yana durarak, çözüm ortağı olarak sorunları aÅŸabileceÄŸine inanıyorum" diye konuÅŸtu.

Marmara Denizi’nin bir yaÅŸam kaynağı olduÄŸunu dile getiren Bozbey, "Marmara Denizi geri dönülemez bir felakete sürükleniyor. Bu krizi durdurmak bizim elimizde. Marmara’nın çığlığını duymazdan gelemeyiz. Amacımız yalnızca sorunları ve çözümleri konuÅŸmak deÄŸil, aynı zamanda somut ve etkili yol haritaları oluÅŸturarak harekete geçmektir” dedi. Bozbey, “Yerel yönetimlerin gücünü artırmak, çevresel sorunlara karşı ortak hareket etmek ve vatandaÅŸlarımız için daha yaÅŸanabilir kentler oluÅŸturmak en temel hedefimiz oldu. Bugün, 50 yıllık birikimle en büyük sınavımızı veriyoruz.” ifadelerini kullandı. KonuÅŸmasında, 50. yıl dönümünü kutlarken MBB’nin bu yılki çalışmalarına da deÄŸinen Bozbey, Nisan ayında düzenlenecek Marmara Denizi Sempozyumu’na ve 1-3 Ekim 2025 tarihlerinde Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleÅŸecek olan MARUF25’e katılım çaÄŸrısında bulundu.

Prof. Dr. Mustafa Sarı: Marmara Denizi denizi doÄŸuÅŸtan astımlı bir çocuk.

Toplantının müsilaj konusuna odaklanan “Denizde Müsilaj Görmek Ne Demek?” oturumunda Prof. Dr. Mustafa Sarı ana hatlarıyla müsilaj, boyutları ve sektörel etkilerini anlattı. Veriler aracılığı ile müsilajın etkilerini ve Marmara Denizi üzerinde artan baskıyı aktaran Sarı “Marmara Denizi çocuk olsaydı, üstelik astımlı bir çocuk, ona daha çok özenelim ilgi gösterelim dersiniz. Ama biz daha çok kir toz döküyoruz.” dedi.

DoÄŸanın zorluklara raÄŸmen umudunu kaybetmediÄŸinden ve umudumuzu korumanın önemli olduÄŸundan bahseden Sarı, “Çırçır balığı müsilaj zamanında deniz kabuÄŸu bulamayıp müsilaja yuva yapmış. Müsilajdan korkmuyor. Çırçır balığının denizden umudu var. Biz korkacak mıyız? Çırçır balığının umudu var, benim niye olmasın?” diyerek ifade etti.

Prof. Dr. Mehmet Çakmakçı: Atıksuyu deÄŸerlendirmek psikolojik bir bariyer.

"Kentlerin Atıksu Yükü ile BaÅŸ Etmek Ne Demek?" oturumunda Prof. Dr. Mehmet Çakmakçı, atıksuyun geri kazanılması veya etkin bir ÅŸekilde arıtılarak tekrar döngüye kazandırılması konusunda bilgi verdi. Çakmakçı, atıksuyun tuzluluk deÄŸeriyle deniz suyunun tuzluluk deÄŸeri karşılaÅŸtırıldığında, atıksuyun arıtılmasının çok daha düÅŸük maliyetli olduÄŸunu, hatta içme suyu haline getirilmesinin bile daha ekonomik olduÄŸunu belirtti. Bu konuda psikolojik bir bariyer bulunduÄŸuna dikkat çeken Çakmakçı, “Son 50 yılda ülkemizde yaklaşık 70 doÄŸal göl kurudu. Atıksu, insanların kurtulması gereken bir yük deÄŸil, bizim için deÄŸerli bir kaynaktır.” ifadelerini kullandı.

Marmara Denizi Eylem Planı’nda Güncel Durum DeÄŸerlendirildi

ÖÄŸleden sonra Mustafa Bozbey baÅŸkanlığında düzenlenen Marmara Denizi Eylem Planı Özel Ä°stiÅŸare Toplantısı’nda Marmara Denizi’ne kıyısı olan 5 büyükÅŸehir (Balıkesir, Bursa, Ä°stanbul, Kocaeli, TekirdaÄŸ) ve 2 ilin (Çanakkale, Yalova) atıksu arıtma süreçleri ele alındı. Mevcut durum deÄŸerlendirilirken, karşılaşılan güçlükler ve çözüm önerileri detaylı ÅŸekilde tartışıldı.

Toplantıda ayrıca, 2021 yılında yaÅŸanan aşırı müsilaj vakasının ardından baÅŸlatılan Marmara Denizi Eylem Planı'nda kaydedilen ilerlemeler deÄŸerlendirildi. Özellikle, Marmara Denizi Havzası içerisindeki evsel ve kentsel atıksu arıtma tesislerinin ileri biyolojik atıksu arıtma tesislerine dönüÅŸtürülmesi sürecinde kat edilen mesafe ve atılması gereken adımlar gündeme alındı.