Dergimizin sorularını yanıtlayan Forsa Grup Yönetim Kurulu Başkanı Cem Şenoğlu su şartlandırma sistemlerinin kurulmasıyla %20’ye varan oranlarda tasarruf sağlanabileceğini belirterek, doğru ve etkili yapılması halinde su şartlandırmanın insani yönden de oldukça önemli katkıları olduğunu söyledi.

Öncelikten kendinizden ve neler yaptığınızdan bahseder misiniz?

Adım Cem Şenoğlu, 46 yaşındayım. Eski askerim, evliyim ve 2 çocuk sahibiyim. Bodrum da yaşıyorum ve 20 yıldır da su şartlandırma sektöründeyim. Endüstriyel Kimyasal Şartlandırma, Su Arıtma, Çevre Danışmanlık ve İnşaat sektörleri ile ilgili birkaç firmam var. 

Profesyonel olarak yaptığınız bu işleri kısaca açıklar mısınız?

Asıl ve önemli profesyonelliğim “Su Şartlandırma” sektörü üzerinedir. Su şartlandırma dünyamızın varlığı boyunca toplumun her boyutu için bireysel, kurumsal, endüstriyel alanlarda hep en önemli sorunlardan biri olmuştur. Her boyutta çözülmesi gereken önemli bir sorundur. Bu sektörde hem kendi firmam hem de başka bazı partnerlerle birlikte geniş bir alanda faaliyetlerde bulunmaktayım. Özellikle endüstriyel soğutma ve ısıtma sistemlerinin su kaynaklı şartlandırılması ile verimlilik, performans ve enerji kazançları; su kaynaklı patojenlere karşı yapılan dezenfeksiyon mücadelelerini hem profesyonel iş konum hem de dünya ve insanlığa karşı sorumluluk misyonum olarak çok önemsiyorum.

Dünya ve insanlığa karşı sorumluluk misyonunuzdan bahsederek ne demek istiyorsunuz?

Para kazanmamızı sağlayan, iş kolumuzun bir parçası olan endüstriyel sistemlerdeki suların şartlandırılması ve su kaynaklarının endüstride doğru kullanılması ile tüm dünya genelinde makro ölçekte enerji tasarrufu yapabilir, üretilmesi çok pahalı ve zor olan makine ve sanayi sistemlerinin çok daha performanslı ve verimli kullanılmasını sağlayabiliriz. Basit bir örnekle, soğutma veya ısıtma yapılan bir sistemin su geçişi olan iç yüzeylerinde oluşacak 2 mm kalınlıkta bir çökelti veya kaplama, o sistemde %20-%30 civarında bir verim kaybına kolaylıkla sebep olabilir. Sudaki safsızlıkların disperse (basitçe homojenize) olmasını sağlayıp, tıkanma ve yüzey kaplamaların önüne geçerek rahatlıkla enerjide, zamanda, işçilikte, mekanik sarf ve bakımlarda, %20’ye kadar tasarruf sağlayıp, verimlilik elde edebiliriz. Bu sayede dünyanın yeterince işletme ve kurulum sermayesi olmayan bölgelerinde de endüstrinin daha hızlı gelişmesi ve verimli olmasına katkı sağlanabiliriz.

Yazının devamı için tıklayın