Mevcut gidişatın Marmara Denizi’ni öldürmeye yeterli olacağını dile getiren Kazancı Çevre CEO’su Artun Kazancı, iyi bir planlama ile hem kamunun hem de sanayinin koordineli çalışmasıyla tüm denizlerimize verdiğimiz atık yükünü olabilen en az seviyeye indirerek sorunun çözülebileceğini söylüyor.

Marmara Denizi’nde görülen müsilaj sorunun nedenleri nelerdir?

Aslında bunu hepimiz biliyoruz. Sebep biziz. Basit ve teknik bir anlatımla müsilajın bugün karşılaştığımız haliyle oluşması için denizde kimi atıkların belli değerlerin üzerine bulunması ve uygun çevre şartlarının oluşması gerekir. Atıkları yıllardır Marmara Denizi’ne zaten veriyorduk. Bu yıl uygun çevre, iklim koşulları da oluşunca bu fenomeni gözlemledik. Benzer durum geçmişte de 1988, 1989 ve 1991’de Adriyatik denizinde de görülmüş. Bunu bilimsel nedenleri yönünden inceleyen makalelere internette kolayca ulaşabilirsiniz. Benim üzerinde durmak istediğimse daha çok kısa vadede ve dar bir çerçevede yönetilebilir olan nedenleri. Yani bizim bir anda yıllık ortalama sıcaklıkları veya deniz suyunun belli bir tarih aralığındaki sıcaklığını yönetmemiz mümkün değil. Ancak denize atarak bertaraf ettiğimizi zannettiğimiz atık suyu ve atığı yönetebiliriz.

Çevre Bakanlığı tarafından müsilajın temizlenmesi konusunda yapılan çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu sorunla ilgili çözüm önerileriniz nelerdir?

Benim gördüğüm kadarıyla ilk anda fiziksel olarak toplanıp ortamdan uzaklaştırılmaya çalışılıyor. Tabii ki acil eylem olarak doğru. En azından görsel kirliliği engellediği gibi güneş ışınlarının olabildiğince deniz dibine ulaşmasına da olanak tanıyor. Bununla birlikte kirliliğin bütün olarak potansiyeli düşünüldüğünde maalesef bir faydası yok. Önümüzdeki yıl aynı şartlar oluşursa aynı fenomeni yine yaşarız. Ayrıca maalesef deniz dibindeki tahribat için de yapabildiğimiz bir şey olmadı. Birçok deniz canlısının dipte bu tabakayla kaplanıp yaşam alanlarının ve yaşamlarının nasıl tehdit altında olduğunu gördük. Bence bu sorunun çözümü iyi bir planlama ile hem kamunun hem de sanayiinin koordineli çalışmasıyla tüm denizlerimize verdiğimiz atık yükünü olabilen en az seviyeye indirmekle sağlanır.

Yazının devamı için tıklayın