
Sektör ve Almanya'dan Bir Örnek![]()
Geçtiğimiz sayımızda, diğer sektörlerde olduğu gibi arıtma sektöründe de temel işlevleri yerine getirecek bir yapılanmaya ihtiyaç duyulduğu görüşünden hareketle, sektör temsilcilerinin bu yöndeki yorumlarına yer vereceğimiz bir dosya hazırlayacağımızı duyurmuştuk... Bu süreçte gelen yorumları sayfalarımızın elverdiği ölçüde sizlerle paylaşmaya çalıştık... Söz konusu dosya çalışmasını tamamlayan en büyük katkı ise dergimizin düzenli yazarı Prof. Dr. Ahmet Samsunlu’dan geldi. Samsunlu, köşesinde tüm soruların cevaplarını çok da uzatmadan, DWA (Almanya Su Ekonomisi, Atıksu ve Atık Derneği) örneği ile net bir şekilde verdi... DWA bizler için gerçekten çok önemli bir model teşkil ediyor. Temeli 40’lı yıllarda atılan ve ilk başlarda amacı, atıksu tesislerinde çalışan personelin mesleki yeterliliğini sağlamak, tesislerin inşaat ve işletilmesine yönelik standartları belirlemek olan Dernek, süreç içinde teknik konularla sınırlı kalmamış, bunun yanında hukuki ve ekonomik normlar da hazırlamış. IFAT’ın temelleri de Derneğin çalışmalarıyla atılmış. Verdiği eğitimlerle dikkat çeken ve binlerce üyeye sahip DWA, zaman içinde bir yayınevi sahibi de olmuş. Almanya’daki tüm arıtma tesislerinin verimi ve kapasitesini izleyen DWA, normların, standartların, yasa ve yönetmeliklerin taslaklarını hazırlıyor, bakanlıklar, belediyeler, üniversiteler ile sektör arasında iletişimi sağlıyor ve en etkili “muhatap” kabul ediliyor. DWA, yayınlarıyla ciddi bir envanterin oluşmasına da katkı sağlıyor. Envanter demişken... Türkiye’de arıtma sektöründe envanter oluşturulamaması veya raporlamanın yapılamaması ise bilindiği gibi sektörün en büyük eksiklerinden birisi olarak karşımızda duruyor. Bu eksikliği bizler de bir yayıncı olarak çok yakından hissediyor, yaşıyoruz. Tarafımıza gelen soruların neredeyse yüzde 99.9’u, mevcut tesislerle ilgili bir envantere, kaynağa sahip olup olmadığımız veya böyle kaynağın nerede bulunabileceğiyle ilgili oluyor. Cevabı ise malumunuz... “Röportaj” sayfalarımıza konuk olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Mustafa Öztürk’ün de konuyla ilgili öncelikle aynı hususa değinmiş olması tabii ki bir rastlantı değil. Arıtma sektöründe kesinlikle bir sivil toplum kuruluşu olması gerektiğine inanan Öztürk, kurulabilecek derneğin temel işlevinin ise öncelikle “uzmanlaşmış, birikimi olan ve envanter oluşturabilecek, raporlama yapabilecek” kapasiteye sahip olması gerektiğini vurguluyor ve arıtma tesislerindeki standartların ancak böyle yükselebileceğine inanıyor. Bu arada, dosya hakkında görüş belirtmek isteyen sektör temsilcilerinin yorumlarını, ilerleyen sayılarımızda da sayfalarımızın elverdiği ölçüde okurlarımızla paylaşacağımızı hatırlatmak isteriz. Önümüzdeki sayıda görüşmek ümidiyle... İlginizi çekebilir... Cumhuriyetimizin İkinci Yüzyılına Girerken...Cumhuriyetimizin yüzüncü yaşını kutladığımız, ikinci yüzyılına girmenin coÅŸkusunu yaÅŸadığımız günlerde, B2B Medya yayın ekibimizle, her yıl olduÄŸu gib... Atık Su Arıtma Tesislerinde Tehlikeli Gazlar ve İş GüvenliÄŸiÜsküdar Üniversitesi, SaÄŸlık Bilimleri Fakültesi, İş SaÄŸlığı ve GüvenliÄŸi Bölümü Öğretim üyeleri Yakup Karagöz, Tuğçe Oral, Rüştü Uçan ve Müge Ensari ... Su Ayak İzi...Çevre köşemizin yazarı Taksim Danışmanlık Hizmetleri Kurucu Genel Müdürü Global Raporlama Uzmanı Dilek AÅŸan, Su Ayak İzini Nasıl Azaltırız? baÅŸlıklı y... |
||||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.