BIODESULF
HANASU
SAKA ARITIM
WAVIN

Prof. Dr. Kadir Kestioğlu: "Siyasi İrade Kaynakları Harekete Geçirmeli"

Prof. Dr. Kadir KestioÄŸlu:

27 Şubat 2015 | SÖYLEŞİ
79. Sayı (Åžubat 2015)

Uludağ Çevre Teknolojileri Ar-Ge Mühendislik Merkezi (ULUÇEV) Genel Müdürü Prof. Dr. Kadir Kestioğlu, “Çevresel sorunları çözecek kaynağımız ve teknik kadromuz mevcut. Siyasi irade ile bunları harekete geçirmemiz gerekiyor” diyor...Prof. Dr. Kadir Kestioğlu, 1979 yılında çevre konularında araştırmalara başlamış bilim insanlarımızdan birisi... 45 yıllık meslek hayatında Türkiye’deki çevresel konuları kitaplardan ve derslerden değil, yaşayarak gözlemlemiş, çevre dostu bir araştırmacı. 2001 yılında Uludağ Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü, Çevre Teknolojileri Anabilim Dalında profesör olan Kestioğlu’nun ulusal ve uluslararası hakemli dergilerde yayınlanmış makaleleri, mesleki konularda yayınlanmış dört adet ders kitabı bulunuyor. “Handbook of Environment and Waste Management” ve “Treatment of Domestic Wastewater” adlı kitaplarda bölüm yazarlığı yapan Prof. Dr. Kadir Kestioğlu, 2008 yılından itibaren Uludağ Üniversitesi Geliştirme Bölgesi’nde faaliyet gösteren, bilimsel araştırmalar ve çevresel konularda inovatif çözümler üreten, arıtma verimini artırıp işletme maliyetini düşüren yeni araştırma teknolojilerini uygulayan Uludağ Çevre Teknolojileri Ar-Ge Mühendislik Merkezi (ULUÇEV)’nin genel müdürlüğünü yürütüyor. Uzun yıllardır hem bilim insanı olarak hem de bilfiil yaptığı çalışmalarla çevreye ve sektöre katkılar üreten Prof. Dr. Kadir Kestioğlu’yla kısa bir röportaj yaptık. Kestioğlu, Türkiye’nin çevresel sorunları çözecek kaynak ve teknik kadroya sahip olduğunu, bunları da siyasi iradenin harekete geçirmesi gerektiğini vurguluyor... 


Su&Çevre: Türkiye’nin çevre ve su politikaları hakkındaki görüşleriniz nelerdir? Kamu yönetimi tarafına sizce ne düşüyor, neler eksik veya kusurlu kalıyor? 


Prof. Dr. Kadir Kestioğlu: Çevre yönetimi bütüncül bir konu. Stratejik planların yapılıp uygulanması gerekiyor. Gelişmiş ülkelerde çevre bakanlıkları en önemli bakanlığı oluştururken, ülkemizde en son bakanlık olarak değerlendiriliyor. 
Ayrıca bakanlıklar bölündü, yetki kargaşası oluştu. Bu yüzden hiçbir bakanlık çevre konusunda tam sorumlu değil, kargaşa devam ediyor. Çevreyi doğrudan ilgilendiren bakanlıklar belirlenip net görev tanımı yapılmalı ve sorumluluklar belirlenmeli. Ayrıca yeni çıkarılan yasa ile yerel yönetimlerin sorumlulukları artırıldı. Yerel yönetimler altyapılarını tamamlayamadıklarından ve tüm atıkları kanalizasyon sistemi içinde toplayamadıklarından en büyük kirletici durumundalar. Bunlar çevre kirliliğini nasıl azaltabilirler? Ayrıca çıkarılan yeni yönetmeliklerin sayısı, mevcut yönetmeliklerden çok fazla olduğundan takip etmek de mümkün olamıyor. Diğer taraftan yurtdışından 55 milyar dolarlık enerji ithalatı yapıldığından ülkemiz hidrolik barajlara, HES’lere ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yöneliyor. 
Bu nedenle nehirlerden ve derelerden akan sular barajlarda ve HES’lerde tutulmaya başlandı, yüzeysel sularda temiz su miktarı azaldı, birçok bölgede dere ve nehirler adeta kurutuldu. Bunun sonucunda büyük kentlerden geçen dere ve nehirlerden yüzde 80-90 atıksu akıyor. Sulama suyu bulamayan halk, yüzde 80-90 atıksu akan derelerden tarlaları, ağaçları sular hale geldi. Bu olay özellikle ülkenin batısında kanser vakalarını artırdı. Uzun yılların oluşturduğu çevresel sorunlar artık ertelenemez boyutlara ulaştı. Çevresel sorunları çözecek kaynağımız ve teknik kadromuz mevcut. Siyasi irade ile bunları harekete geçirmemiz gerekiyor. 


Su&Çevre: Sanayi kuruluşlarının ve özel sektörün çevreye yaklaşımı konusunda neler düşünüyorsunuz? 
  
Prof. Dr. Kadir Kestioğlu: Ülkemizde sanayi kuruluşlarının gelişimi tüm dünyaya örnek olabilecek şekilde devam ediyor. Sanayi kuruluşları faaliyetlerini genel olarak OSB’ler içinde sürdürüyorlar. Ülkemizde halen 287 adet OSB mevcut. 206 adedi işletme aşamasında. 34 adedinin de (%12) altyapıları tamamlandı. OSB’ler içinde bulunan sanayi kuruluşları atıksu sorununu ortak arıtma kurarak çözerken, emisyon ve katı atık bertaraf sorunlarını ayrı ayrı çözüyorlar. Günümüzde OSB’lerde gözlenen en büyük sorun, işletmelere proses suyu sağlanamaması ve atıksu arıtma tesislerinden çıkan çamurun bertarafında karşılaşılan güçlükler. 
İklim değişikliğinin neden olduğu kuraklıklar, yüzeysel ve yeraltı su kaynaklarının azalmasına neden oluyor. Gelecekte su sıkıntısı daha büyük bir sorun olarak karşımıza çıkacak. Bu nedenle endüstriyel proses sularının teminine yönelik uzun dönemli stratejik planlar yapılmalı. Arıtma çamurlarının bertarafına yönelik araştırmalar devam ediyor. Kentsel arıtma çamurlarının bertarafı ile OSB’lerden kaynaklanan çamurların bertarafı birlikte planlanmalı. Ancak ülkemizde entegre çözüm üretmek mümkün olmadığından sorunlar hala sürüyor. Ama global bir çevrede yaşadığımız dünyada çevresel sorunları insanoğlu kesinlikle çözecektir, umutlu olmamız gerekiyor. 


Su&Çevre: Önümüzdeki yıllarda ne gibi tehlikeler öngörüyorsunuz? Sizce ne tür önlemlerle bu tehlikeler bertaraf edilebilir?


Prof. Dr. Kadir Kestioğlu: İklim değişikliği önümüzdeki yıllarda çevre sorunlarını oluşturacak. Günümüzde sürdürülebilir çevre yönetimi kurulamadığından gün geçtikçe dereler, nehirler, göller ve denizler kirleniyor. Ayrıca yeraltı suları da hızla kirlenmeye devam ediyor. Doğalgaz fiyatları gün geçtikçe artış gösterdiğinden halk daha çok kömür kullanıyor. Kalitesiz kömürlerin yakılmasıyla hava kirliliği oluşuyor. Ayrıca enerjinin dışa bağımlı olması nedeniyle yerli kömürle çalışan termik santrallerin kurulması cazip hale geliyor. Termik santrallerin artmasıyla da karbon salımı artıyor, dolayısıyla iklim değişikliği meydana geliyor. Bu kısır döngüden kurtulmak için yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmeli ve kurulması için uygulanabilir düzeyde teşvik edilmelidir.


Su&Çevre: Arıtma tesislerinde ne tür teknoloji ve yaklaşımlar önem kazanıyor? 


Prof. Dr. Kadir Kestioğlu: Atıksu arıtma tesisleri kurulurken dikkat edilmesi gereken en önemli husus, etüt-fizibilite çalışmalarının yapılmasıdır. Atıksu arıtma tesisinin yapımına yönelik yapılan etüt–fizibilite projelerinde atıksu karakterizasyonunun belirlenmesi, arıtabilirlik çalışmalarının yapılması, istenen deşarj kriterlerini sağlayabilecek yeni arıtma teknolojilerinin belirlenmesi, akım şemasının oluşturulması, ilk kuruluş ve işletme maliyetlerinin belirlenmesi gibi hususlar mevcut. Günümüzde maalesef yeni kurulmakta olan atıksu arıtma tesisleri için yeterli düzeyde etüt-fizibilite projeleri yapılmıyor, detay proje ile birlikte ihale ediliyor. Yeterli düzeyde araştırma yapılmadan kurulan arıtma tesislerinin işletme maliyetleri, belirli bir süre sonra sürdürülemez hale geliyor. Örneğin 50.000 m3/gün debiye sahip OSB atıksu arıtma tesislerinin işletme maliyeti (0.4 TL/m3) 7.3 milyon TL/yıl mertebelerinde. 5 yıllık sürede bu değer 36.5 milyon TL mertebesine ulaşıyor. Sanayici bu seviyede işletme giderini ödemekte zorlanıyor ve başka deşarj yollarını deniyor. Bu nedenle tüm arıtmalar için etüt-fizibilite projeleri yapılmalı, istenilen deşarj kriterlerini sağlayabilen, ilk kuruluş ve işletme maliyetleri düşük olan sistemler seçilmeli. Ayrıca mevcut sistemler incelenerek gerekli iyileştirmeler yapılmalı. Halkın çevre bilinci oluşturulmadan günümüzde rantabl arıtma sistemlerini çalıştırmak mümkün görülmüyor. Bu nedenle birinci öncelik olarak halkın bilinçlendirilmesi gerekiyor. 


Su&Çevre: Üniversitelerdeki çevre mühendisliği eğitimi hakkındaki görüşleriniz nelerdir? 


Prof. Dr. Kadir Kestioğlu: Üniversitelerdeki çevre mühendisliği eğitimi Türkiye’deki tüm mühendislik eğitimlerinin bir benzeri. Günümüz ihtiyaçlarına cevap veremiyor. Mezun olan mühendisler ancak 3-4 yıl çalıştıktan sonra çevresel konularda projeler yapabiliyorlar. Çevre mühendisliğinde en büyük sorun uygulamalı eğitim yapılamaması, arıtma tesislerine ulaşılamamasıdır. Ayrıca stajlar yetersiz, öğrenciler ise isteksiz. Gelişmiş ülkelerin üniversite düzeyine getirmek için şekilsel akredite çalışmalarına başlandı fakat altyapı ve mantalite yetersiz olduğundan istenilen iyileştirmeler elde edilemiyor. İlköğretim, ortaöğretim ve üniversite birlikte ele alınıp, eğitim sisteminin çağdaş medeniyet seviyelerine ulaştırılması gerekiyor. Bunu sağlayacak teknik bilgi birikimi var ancak irade maalesef yeterli değil. Bir an önce ülkenin çevresel sorunlarının çözümüne uygun çevre mühendisleri yetiştirilmeli. 


Su&Çevre: Çevre açısından kent ve sanayinin iç içe olduğu Bursa’da veya genel olarak Marmara’da sizce ne tür sıkıntılar yaşanıyor? Çözüm olarak neler öneriyorsunuz?
 
Prof. Dr. Kadir Kestioğlu: Tür-kiye’nin genel olarak çevresel sorunlarını AB mevzuatının istediği şekilde çözebilmesi için 2023 yılına kadar 35 milyar euro yatırım yapılması gerekiyor. Ülkemizde arıtma tesislerinin istenen seviyede çalışmadığı, yüzeysel suların gün geçtikçe azaldığı ve yeni alıcı ortam standartlarının belirlenmesi gerektiği herkes tarafından biliniyor. Nasıl çözülmesi gerektiğini de bilenler çoğunlukta. Ancak sürdürülebilir çevre yönetimi kurulamıyor. Çevresel sorunları çözmek için gerekli kaynak yok. Hem özel sektör hem de kamu sektörü çevresel sorunlar için kaynak ayıramıyor. Çünkü toplumsal baskı yok. Çöpler toplanmasa, sular akmasa, elektrik kesilse kıyamet kopar ancak kullanılan sular nereye gidiyor, nasıl arıtılıyor, hangi sanayi çevreyi kirletiyor gibi soruların cevapları hiç kimseyi ilgilendirmiyor. 
Bursa ili 1. sınıf tarım arazisine sahip, endüstrisi gelişmiş bir ilimiz. Özellikle otomotiv ve tekstil sanayi oldukça gelişmiş. 13 adet gelişmiş OSB’ye sahip. Sanayi ve tarım iç içe olduğundan, günümüz koşullarına göre alıcı ortam deşarj kriterleri belirlenmediğinden çevresel sorunlar devam ediyor. Nilüfer Çayı kirli akıyor. Genel olarak tüm Marmara Denizi’nde aynı sorunlar sürüyor. Bütün bu olumsuzluklara rağmen AB’nin zorlamasıyla çevresel sorunlar zorunlu olarak çözülecek, Marmara’nın tüm plajlarında yüzülebilecek. Zaman, haklı olduğumuzu gösterecek.

ULUÇEV
ULUÇEV, 2001 yılında 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri (TGB) Kanunu gereğince Uludağ Üniversitesi TGB (ULUTEK)’de kurulan, inovatif çevresel çözümler üreten, dünyadaki en son çevresel gelişmeleri takip eden, bilimsel bazlı yeni teknolojiler geliştiren ve bu teknolojileri endüstrilere uygulayan bir kurum. Uludağ Çevre Teknolojileri Ar-Ge Merkezi bu zamana kadar gerçekleştirdiği projelerle endüstriyel atıksuların arıtımına yönelik patent almış, atıksuların tekrar proses suyu olarak kullanılabilmelerini sağlamış, arıtma çamurlarının azaltılması yönünde yeni arıtma teknolojileri geliştirmiş ve atıksu arıtma tesislerine uygulamış. ULUÇEV’in sonuç odaklı, yapılabilirlik ve sürdürülebilirlik esaslı çevresel çözümler üretmesi, ülkenin çevresel sorunlarının çözümüne de katkı sağlıyor. Arıtma tesislerinin işletme maliyetlerini düşürerek endüstrilere ek girdi sağlamak, aynı zamanda da arıtma verimini artırarak çevre kirliliğini azaltmayı amaçlayan ULUÇEV’in hedef kitlesi ise OSB’ler, kentsel atıksu arıtma tesisleri ve belediyelerin su yönetim birimleri. ULUÇEV Ar-Ge Merkezi, yaptığı projelerle OSB atıksu arıtma tesislerinde yıllık 1,5-6 milyon TL arasında bir işletme tasarrufu sağlamış, ayrıca mevcut atıksu arıma tesislerinden suların  0,3-0,45 euro/metreküp işletme maliyetinde proses suyu üretebileceğini belirlemiş ve  doğru etüt-fizibilite çalışmaları ile uygulanabilir sonuçlar elde etmiş. Bugüne kadar TÜBİTAK-TEYDEB tarafından desteklenmiş üç proje, havza ve yüzeysel su kaynaklarının korunması konusunda belediye ile yaptığı projeler ve OSB’lerde arıtma verimini artırmak, işletme maliyetlerini düşürmek amacıyla yapılan projelerle ULUÇEV, sanayicinin, OSB’lerin ve kamu kuruluşlarının güvenini kazanmış bir kurum olarak görülüyor.
 

R E K L A M

İlginizi çekebilir...

ETA Ekipman Genel Müdürü İbrahim Yazıcı: "Yarının Beklentilerini Karşılayacak Teknolojiler için çalışıyoruz"

Dergimizin sorularını yanıtlayan ETA Ekipman Genel Müdürü İbrahim Yazıcı, firma olarak yalnızca bugünün ihtiyaçlarına değil, yarının beklentilerine de...
8 Mayıs 2025

AKATED Yönetim Kurulu Başkanı Yasın Torun: "Avrasya Su Fuarı: Suyun Geleceği için Teknoloji ve Bilgi Buluşması"

Altyapı ve kazısız teknolojiler derneği (AKATED) Yönetim Kurulu Başkanı Yasin Torun, 5-6 kasım 2025 tarihlerinde düzenlenecek Avrasya Su Fuarı'nın...
10 Nisan 2025

Su ve Atık Suya Yaklaşımda Ökotek ile Yeni Perspektifler

Ökotek Yönetim Kurulu Başkanı Şebnem Aybige Barlas, döngüsellik ve değer artırımının kendileri için büyük önem taşıdığını belirterek, upcycling kavram...
7 Mart 2025

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Boat Builder Türkiye
  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • Enerji & DoÄŸalgaz Dergisi
  • Enerji ve Çevre Dünyası
  • Tersane Dergisi
  • Tesisat Dergisi
  • Yalıtım Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • YeÅŸilBina Dergisi
  • İklimlendirme Sektörü KataloÄŸu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü KataloÄŸu
  • Yalıtım Sektörü KataloÄŸu
  • Su ve Çevre Sektörü KataloÄŸu

©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.