BIODESULF
HANASU
SAKA ARITIM
WAVIN

Prof. Dr. Günay Kocasoy: "En İdeali Düzenli Depolama Alanları Oluşturmak"

Prof. Dr. Günay Kocasoy:

28 Ocak 2010 | SÖYLEŞİ
30. Sayı (Ocak-Åžubat 2010)

Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi ve Katı Atık Kirlenmesi Araştırma ve Denetimi Türk Milli Komitesi Başkanı Prof. Dr. Günay Kocasoy, "Türkiye gibi ekonomik yönden çok güçlü olmayan ülkelerde, öncelikle vahşi depolama alanlarının düzenli depolama alanlarına dönüştürülmesi gerekiyor" diyor...

Su ve Çevre: Katı atık yönetimi konusunda Türkiye'de devletin politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Durum nedir ve ne tür sıkıntılar var?

 

Prof. Dr. Günay Kocasoy: Son yıllarda AB'ye girme sürecinde olmamız nedeniyle çevre konusunda birçok yönetmelik çıkartıldı. Fakat bunların birçoğu uygulanamıyor, kağıt üzerinde kalıyor.

 

Türkiye genelinde 3000'i aÅŸkın vahÅŸi depolama alanı var ve buralara atıklar hiçbir ayrım yapılmadan atılıyordu. Bunların içinde enfekte tıbbi atıklar, tehlikeli atıklar, piller vs. aklınıza ne gelirse var ve halk saÄŸlığını ciddi derecede tehdit ediyor. Fakat buna raÄŸmen Katı Atık Kontrolü YönetmeliÄŸi'nin yayınlanmasından sonra bu vahÅŸi depolama alanları yavaÅŸ yavaÅŸ düzenli ve uluslararası standartlarla uyumlu depolama alanlarına dönüşmeye baÅŸladı. Yer seçimleri yapılıyor ve çıkan sızıntı suyunu toplayacak, arıtacak, enerji üretecek sistemler kuruluyor. Bu tip çalışmaların yapılması lazım. Fakat bunlar pahalı sistemler. Türkiye gibi geliÅŸmekte olan ve ekonomik olarak güçlü olmayan ülkelerde katı atıkların bertarafı için en uygun yöntem düzenli depolama alanlarıdır... Yakma fırınlarını ise tehlikeli atıkların bertarafı  dışındaki atıklar için pek önermiyoruz. O da her ÅŸehirde deÄŸil de ancak bölgesel olursa yararlı olur. Çünkü yakma fırınların hem yatırım hem iÅŸletme maliyetleri oldukça yüksek. Öncelikle vahÅŸi depolama alanlarımızın düzenli depolama alanlarına dönüştürülmesi gerektiÄŸine inanıyoruz. BüyükÅŸehirler buna baÅŸladı...

 

Onun haricinde Tıbbi Atık Kontrolü YönetmeliÄŸi de 2005 yılındaki revizyonunun ardından hastanelerde olması gerektiÄŸi gibi uygulanmaya baÅŸladı. Hastaneler genelde istenildiÄŸi gibi YönetmeliÄŸi uygulamaya baÅŸladılar,  bütçelerini ayarladılar. Hastanelerin personelleri de bilinçlenmeye baÅŸladı. Fakat oradaki sorun da, yerel yönetimlerin iÅŸin devamını tam getirememesi. Belediyelerin bu atıkları doÄŸru ÅŸekilde ve sıklıkta alması/toplaması ve doÄŸru ÅŸekilde bertaraf etmesi gerekiyor. Bu konuda eksiklikler var. Yönetmelik, bu atıkların yakma fırınlarında, sterilazöterlerde veya düzenli depolama alanlarında bertaraf edilmesini ÅŸart koÅŸuyor. Avrupa BirliÄŸi ise yakma fırınlarında bertaraf edilmesi konusunda baskı yapıyor. Türkiye, herhangi bir Avrupa ülkesi gibi küçük deÄŸil, yönetmeliklerde öngörülenleri hemen uygulamak mümkün olmuyor. Belediyelerin yeterli finans güçleri  yok. ÇoÄŸu belediye de zaten bu nedenle bu atıkları rastgele atıyorlar. Biz ise geçiÅŸ dönemi olması nedeniyle bu atıkların  bir süre daha düzenli depolama alanlarında bertaraf edilmesini istiyoruz. Ayrıca küçük belediyeler için en uygun yöntemin sterilazötör olduÄŸuna inanıyoruz.

 

DiÄŸer önemli bir konu da katı atıkların rastgele atılması... Aslında atıkların hepsi deÄŸerli doÄŸal kaynaklar olarak görülmeli. Onları mümkün olduÄŸunca geri dönüştürmek gerekiyor. Buna da ambalaj atıklarından baÅŸlamak lazım. Burada toplumun tüm kesimlerinin bilinçlendirilmesi  ÅŸart. Bu tüm halk, iÅŸyerleri, resmi kurumlar, evler vs bütün toplumu kapsıyor. Arkasından da belediyenin hazır olması ve devletin de bu atıkları deÄŸerlendirecek geri dönüşüm merkezlerinin kurulmasına ön ayak olması, destek ve teÅŸvik vermesi gerekiyor. Bu geri dönüşüm merkezleri olmadan yapılan çalışmaların pek bir anlamı kalmıyor.

 

Başka problemler de var. Atıkları toplanan firmalara, geri dönüştürülecek atıklarından dolayı bir ücret ödenmesi gerekiyor. Evlere ödenmeyebilir fakat otellere, iş yerlerine bir ücretin ödenmesi şart.

 

Çöplerin evlerden ayrıştırılmış olarak toplanması lazım. Fakat bu, bilinçle olabilecek bir ÅŸey. Ayrıca evlerimizde mimari olarak tek bir çöp kovasının koyulacağı yerler bile olmayabiliyor. Sadece bilincin yetmediÄŸi durumlar da oluyor.  

 

Bir de yakın zamanda AB?de elektronik atıklarla ilgili bir düzenleme için çalışmalar devam ediyor. Åžu anda  elektronik atıklarla ilgili bir yönetmelik hazırlanıyor, yakında da yayınlanacak. Bu Yönetmelik, tüketicinin yanında özellikle üretici firmalara ciddi sorumluluklar getirecek. Firmalar artık elektronik ürünlerinin kolay ve ucuz tamir edilebilecek dizaynlar/tasarımlar yapmak zorunda kalacaklar. Bozulan cihazların kolayca atılmasının önüne geçmeyi planlayan Yönetmelik, ürünlerin kolayca atılmasından ziyade tamir edilip yeniden kullanılması yönünde maddeler içerecek. Yerel yönetimler geri kazanma birimlerini oluÅŸturacaklar.

 

Su ve Çevre: Yerel yönetimlerin çevre konusundaki çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

 

Prof. Dr. Günay Kocasoy: Bütün şehirler hakkında bilgim olmadığından böyle bir şey söyleyemem. Hepsinin incelenmesi gerekli. Ayrıca bu incelemeyi yaparken bir de maddi olanaklara bakmak lazım.

 

Zamanında İstanbul'da kongre organize ederken düzenli depolama alanlarımız yoktu. Yabancı kongre katılımcılarını vahşi depolama alanlarına götürmüştük. Müthiş bir koku olmasına rağmen, delegelere maske dağıtmamıza rağmen onları otobüslere bindiremezdik. Çöplerin için için yanması çok ilginç gelirdi. Artık bu tip manzaralar İstanbul'da pek yok. İstanbul, Ankara, Bursa ve İzmir gibi kentler vahşi depolama alanlarını rehabilite ettiler. Büyükşehir belediyeleri artık düzenli depolama alanlarına ağırlık veriyorlar. Ama bu toplama işlemlerinin daha verimli yapılması lazım. Geri kazanma birimleri için Türkiye genelinde çok eksiğimiz var. O ünitelerin kurulması şart. Belediyeler geçmişe oranla çevre konusunda daha iyi çalışmaya başladılar. Bu iyi çalışmalarının çevre açısından mı, AB'ye uyum açısından mı, finansman açısından mı olduğu çok da önemli değil.

 

Su ve Çevre: Geçtiğimiz aylarda İzmir?de düzenlenen Arıtma Çamurları Sempozyumu'na katılmıştınız... Arıtma çamurlarının bertarafı konusundaki yorumlarınız nelerdir? Bu konudaki çalışmalar hangi yönde ilerliyor?.. Ve Türkiye'nin bu konudaki politikası ne olmalı?

 

Prof. Dr. Günay Kocasoy: Arıtma çamurlarının bertarafı sadece Türkiye için deÄŸil tüm dünya için bir sorun. Çevre bilinci arttıkça, yönetmelikler uygulandıkça, insanlar önemini anladıkça su ve atıksu arıtma tesislerinin da sayısı gittikçe artıyor. Arıtma tesislerinde atıksuların arıtılması, arıtılan suların geri dönüşümünün saÄŸlanarak tekrar kullanılması olumlu bir adım. Ama suları arıttıkça baÅŸka bir sorunla karşılaşıyoruz; o da çamur... Bu çamurların bazıları da oldukça tehlikeli olabiliyor. Toprak alanı az olan ülkelerde bu çamuru gömme durumu da olmuyor. Ayrıca düzenli depolama alanına yollanmadan önce bu çamurun susuzlaÅŸtırılması lazım. Bu durumda baÅŸka yöntemlere baÅŸvurmak gerekiyor. Burada yapılacak ÅŸey bu çamurları faydalı ürünlere dönüştürmek. Arıtma çamurlarında çalışmalar da bu yönde ilerliyor. İnÅŸaat malzemesi olarak kullanılabilir, gübre olarak kullanılabilir, beton elde edilebilir.  Bu konuda bizim Yüksek Lisans öğrencileri ile tamamladığımız üç Yüksek Lisans Tezi var. Bu tezlerde, araÅŸtırmalarda evsel ve endüstriyel atıksu arıtma tesislerinden oluÅŸan çamurları doÄŸal ürünlerle katılaÅŸtırarak bina yapımında, ara duvarların inÅŸasında kullanılabilecek inÅŸaat malzemelerine dönüştürdük.

Su ve Çevre: Katı Atık Kirlenmesi Araştırma ve Denetimi Türk Milli Komitesi hakkında kısa bir bilgi alabilir miyiz? Bugünlerdeki gündeminiz nedir?

 

Prof. Dr. Günay Kocasoy: Merkezi Boğaziçi Üniversitesinde olan Katı Atık Kirlenmesi Araştırma ve Denetimi Türk Milli Komitesi (KAKAD) Türkiye'de katı atıklarla ilgili araştırmaları ve denetimi alanında yapılan çalışmaları teşvik etmek, yürütmek ve desteklemek, bilimsel toplantılar düzenlemek, bilimsel yayınlar yapma; Türkiye'de katı atıklardan kaynaklanan kirlenmeyi denetleyip, asgariye indirmek için resmi ve özel kuruluşlarla işbirliği yapmak; evsel, ticari ve endüstriyel katı atıklar ile arıtmadan çıkan çamurların toplanması, zararsız hale getirilerek uzaklaştırılması, geri kazanılması ile şehirsel ve kırsal alanlara giren konularda bilgi ve tecrübe alışverişinde bulunmak; çalışma alanına giren konularda ulusal teknolojiyi geliştirmek için endüstri ile işbirliği yapmak; Türkiye'den üye kuruluş olarak "International Solid Wastes and Public Cleansing Association-ISWA"ya katılmak ve Türkiye'yi bu birlik nezdinde temsil etmek; Birliğe üye diğer ülkelerle kişi, kurum ve kuruluşlarla temas ve ilişkiler kurmak ve bunlarla, amaç ve imkanları içinde işbirliği yapmak üzere hocamız Prof. Dr. Kriton Curi tarafından 1989 yılında kurulmuştu. Prof. Dr. Kriton Curi vefatına kadar KAKAD Başkanlığını yürütmüştü. Prof. Dr. Kriton Curi'nin 1996 yılındaki vefatının ardından da başkanlık görevini devraldım.

 

KAKAD'a katı atık kirlenmesi araÅŸtırma ve denetimi konusunda  tamamı ile çevre bilimleri ve çevre teknolojisinde ilgili bütün alanları kapsayan faaliyetlerde bulunan kiÅŸi ve kuruluÅŸlar, üye olabiliyorlar. Aynı zamanda Uluslararası Katı Atık BirliÄŸi'ne de (ISWA) üye olan KAKAD, adından da anlaşılacağı üzere katı atık konusunda çalışan bir milli komite. ISWA'nın tüm dünya ülkelerinden 3000'i aÅŸkın üyesi var ve Türkiye'deki ayağı da KAKAD.

 

ISWA'nın çok başarılı geçen 2002 yılındaki uluslararası dünya kongresini İstanbul'da KAKAD organize etmişti. "2002 Kongresinde 2002 Delege" sloganıyla gerçekleştirilen Dünya Kongresi çok başarılı olmuştu.

 

Tıbbi atıkların kontrolü ve yönetimi konusunda AB destekli bir projeyi tamamladık. Katı atıkların deÄŸiÅŸik konularında çok sayıda eÄŸitim kursları düzenlendik, halen de düzenlenmesine devam ediliyor. Bu kurslar ulusal ve/veya uluslararası nitelikte. Ayrıca ISWA Çalışma Grupları tarafından Singapur, Lizbon, Sırbistan ve Arjantin gibi ülkelerde düzenlenen eÄŸitim kurslarına da eÄŸitmen olarak katılıyoruz. Bunların yanında ISWA bünyesinde kurulmuÅŸ olan bölgesel faaliyet aÄŸlarından Balkan, Akdeniz ve OrtadoÄŸu Ülkeleri Bölgesel GeliÅŸim Ağı'nın  merkezi olarak Türkiye-Katı Atık Kirlenmesi AraÅŸtırma ve Denetimi Türk Milli Komitesi   seçidi. Bu kapsamda bölgede katı atıklarla ilgili birimlerin oluÅŸturulmasını saÄŸlayarak, stratejilerin belirlenmesine yardımcı olup, gerekli eÄŸitim programları hazırlayarak  bilinçlendirme çalışmaları yapıyoruz. Bu Bölgesel aÄŸda Türkiye'nin Milli Komiteler kurduÄŸu Bulgaristan, Bosna Hersek ve Romanya'dan baÅŸka Yunanistan, Sırbistan ve İsrail de var.  Bu seneki ağırlığımız ise Kuzey Afrika ve OrtadoÄŸu ülkeleri olacak.

 

Ayrıca üyelerimiz  ISWA'daki çalışma gruplarına katılıyor. Ağırlıklı olarak tıbbi atıklar ve düzenli depolama gruplarında faaliyet gösteriyoruz. ISWA bünyesinde "Düzenli Depolama Alanlarını İşletme Kriterleri" baÅŸlıklı kitabın hazırlanmasında büyük katkımız oldu.

 

Tüm bunlardan başka 60 senelik mazisi olan ve ekonomik olarak gelişmiş ülkelerin üye oldukları ISWA'nın Yönetim Kurulunda hiç bayan üye bulunmaması ve ilk bayan üyenin Türkiye'den seçilmiş olması gurur verici olduğu kadar KAKAD'ın faaliyetlerinin de bir göstergesi. Bu görev altı senedir tarafımdan yürütülüyor.

 

Su ve Çevre: KAKAD olarak ne tür sıkıntılar yaşıyorsunuz?

 

Prof. Dr. Günay Kocasoy: Avrupa ülkelerindeki Katı Atık Milli Komiteleri ile her konuda yarışabilecek bir konumdayız. Hatta birçok konuda onlardan öndeyiz. Sadece ekonomik açıdan bizden çok ilerdeler. Finansman olarak çok rahatlar. Devletin ve özel sektörün desteğini sürekli olarak alıyorlar. Biz ise tamamen kendi olanaklarımızla birçok faaliyeti gerçekleştirmek durumundayız. ISWA'nın uluslararası çalışma gruplarına katılımı bile sınırlı oranda yapabiliyoruz. Sadece yıllık kongrelere veya genel kurullara katılabiliyoruz. Şu andaki en zayıf olan durumumuz ekonomik sıkıntı..

 

Su ve Çevre: Özel sektörle ilişkileriniz nasıl?..

 

Prof. Dr. Günay Kocasoy: Kongrelerimizde ve eÄŸitim kurslarımızda özel sektör firmaları oldukça destek veriyorlar. Fakat biraz önce de söylediÄŸim gibi özellikle ISWA ve benzeri örgütlerin toplantılarına, çalışma gruplarına akademisyenlerin veya KAKAD üyelerinin katılımı için bir takım destekler saÄŸlamaları gerektiÄŸine inanıyorum. Bu tip uluslararası etkinliklerde geliÅŸmeleri çok yakından takip etme fırsatı yakalıyoruz.  
 


R E K L A M

İlginizi çekebilir...

ETA Ekipman Genel Müdürü İbrahim Yazıcı: "Yarının Beklentilerini Karşılayacak Teknolojiler için çalışıyoruz"

Dergimizin sorularını yanıtlayan ETA Ekipman Genel Müdürü İbrahim Yazıcı, firma olarak yalnızca bugünün ihtiyaçlarına değil, yarının beklentilerine de...
8 Mayıs 2025

AKATED Yönetim Kurulu Başkanı Yasın Torun: "Avrasya Su Fuarı: Suyun Geleceği için Teknoloji ve Bilgi Buluşması"

Altyapı ve kazısız teknolojiler derneği (AKATED) Yönetim Kurulu Başkanı Yasin Torun, 5-6 kasım 2025 tarihlerinde düzenlenecek Avrasya Su Fuarı'nın...
10 Nisan 2025

Su ve Atık Suya Yaklaşımda Ökotek ile Yeni Perspektifler

Ökotek Yönetim Kurulu Başkanı Şebnem Aybige Barlas, döngüsellik ve değer artırımının kendileri için büyük önem taşıdığını belirterek, upcycling kavram...
7 Mart 2025

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Boat Builder Türkiye
  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • Enerji & DoÄŸalgaz Dergisi
  • Enerji ve Çevre Dünyası
  • Tersane Dergisi
  • Tesisat Dergisi
  • Yalıtım Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • YeÅŸilBina Dergisi
  • İklimlendirme Sektörü KataloÄŸu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü KataloÄŸu
  • Yalıtım Sektörü KataloÄŸu
  • Su ve Çevre Sektörü KataloÄŸu

©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.