
İzmir Su Raporu 2024 Yayımlandı: İzmir'in İçme Suyu Gerçeği, Kaynaklar Azalıyor, Tehlike Büyüyor![]()
İZMİR’İN İÇME SUYU GERÇEĞİ: KAYNAKLAR AZALIYOR, TEHLİKE BÜYÜYOR TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Åžubesi tarafından hazırlanan 2024 İzmir Su Raporu'na göre, kentin su ihtiyacı giderek artarken, mevcut kaynakların hem miktarı hem de kalitesi ciddi tehdit altında. İzmir BüyükÅŸehir Belediyesi verilerine göre, 2023 yılında kentin içme suyu ihtiyacının %61,22’si yeraltı sularından, %38,78’i ise yüzeysel sulardan karşılandı. Ancak raporda yeraltı su seviyelerinde dramatik bir düÅŸüÅŸ olduÄŸu ve bu durumun sürdürülebilir bir su yönetimini zora soktuÄŸu ifade ediliyor. Özellikle ÖdemiÅŸ ve KemalpaÅŸa bölgelerinde yeraltı suyu seviyelerinde 50 metreyi aÅŸan düÅŸüÅŸler kaydedildi. Yeraltı sularına olan bağımlılığın artması, su kalitesinde de ciddi sorunlar yaratıyor. Kentteki arsenik oranı yüksek yeraltı suyu kaynakları için çeÅŸitli arıtma tesisleri kurulmuÅŸ olsa da, arıtılmış suların kalite kontrolü sürekli takip gerektiriyor. 2023 yılı itibarıyla İzmir genelinde arsenik arıtma kapasiteli 6 büyük tesis bulunuyor ve bu tesisler yılda yaklaşık 139 milyon m³ su arıtarak ÅŸehre içme suyu saÄŸlıyor.
Öte yandan yüzeysel su kaynaklarının durumu da kaygı verici. Tahtalı Barajı, Gördes Barajı ve Balçova Barajı gibi ana kaynaklar, mevsimsel kuraklık ve azalan yağışlar nedeniyle düÅŸük doluluk oranlarıyla mücadele ediyor. İklim deÄŸiÅŸikliÄŸi nedeniyle uzun vadede yüzeysel kaynaklardan saÄŸlanan su miktarının daha da azalabileceÄŸi öngörülüyor. İzmir’de ayrıca su iletim hatlarında kayıplar da büyük bir problem. 2023 yılı verilerine göre merkez ilçelerde su kayıp oranı %27,36 olarak tespit edilirken, çevre ilçelerde bu oran %40’ın üzerine çıkıyor. Bu durum, kıt olan su kaynaklarının önemli bir kısmının iletim sırasında kaybolmasına yol açıyor.
İZMİR’DE ATIK SU YÖNETİMİ: BAÅžARILAR VAR, ANCAK RİSKLER DEVAM EDİYOR Kentsel Atık Su Yönetiminde Genel BaÅŸarı Kent merkezinde ve büyük ilçelerde evsel atık suların büyük bir kısmı arıtılıyor. İzmir BüyükÅŸehir Belediyesi’nin Körfez’e yönelik atık su yönetimi projeleri sayesinde, doÄŸrudan deÅŸarjlar büyük oranda engellense de, özellikle küçük yerleÅŸim birimlerinde kaçak deÅŸarjlar ve eski altyapı sistemlerinden kaynaklı kirlilikler zaman zaman ciddi risk oluÅŸturuyor. Endüstriyel Atık Sularda Ciddi Açıklar İzmir’de bulunan organize sanayi bölgeleri (OSB), serbest bölgeler ve sanayi sitelerinin atık su yönetimi konusunda ise tablo daha endiÅŸe verici. 2023 yılı verilerine göre İzmir’deki OSB'lerin %42’sinde atık su arıtma tesislerinin yetersiz olduÄŸu veya hiç bulunmadığı belirlendi . Bu durum, endüstriyel kaynaklı kimyasal kirlilik riskini artırıyor. Özellikle Gediz Havzası çevresindeki sanayi kuruluÅŸlarından kaynaklı kirlilik, hem yerüstü su kaynaklarını hem de yeraltı sularını tehdit ediyor. Endüstriyel deÅŸarjların tam arıtılmadan doÄŸaya bırakılması, İzmir Körfezi ve çevresindeki su ekosisteminde ciddi hasarlara yol açıyor. İzmir Körfezi KirliliÄŸi ile BaÄŸlantı İzmir Körfezi'nde su kalitesinin düÅŸük çıkmasının en önemli nedenlerinden biri de arıtılmadan bırakılan atık sular. Körfezde yapılan analizlerde, bakteriyolojik parametrelerin bazı bölgelerde sınır deÄŸerlerin üzerinde olduÄŸu tespit edildi. Bu durum, deniz ekosisteminin zarar görmesine, balık ölümlerine ve halk saÄŸlığı risklerinin artmasına neden oluyor. Özellikle yaz aylarında Körfez’de koku problemleri ve deniz suyunda bulanıklık gibi ÅŸikayetler de artıyor. Çözüm Önerileri Raporda, atık su yönetiminde yaÅŸanan aksaklıkların giderilmesi için ÅŸu öneriler sıralandı : Tüm OSB'lerde tam kapasiteli endüstriyel atık su arıtma tesislerinin kurulması. Mevcut kentsel atık su arıtma tesislerinin ileri biyolojik arıtma teknolojileriyle modernize edilmesi. YaÄŸmur suyu ve kanalizasyon hatlarının ayrıştırılması, taÅŸkın ve kaçak deÅŸarjların önlenmesi. Kaçak deÅŸarjların tespiti için izleme sistemlerinin kurulması ve cezai yaptırımların artırılması. Arıtılan suyun geri kazanımı için projeler geliÅŸtirilmesi ve sanayi/tarım alanlarında kullanılması. İZMİR KÖRFEZİ’NDE KİRLİLİK ALARMI: DENİZ YAÅžAMI VE HALK SAÄžLIÄžI TEHDİT ALTINDA İzmir Körfezi, kentin simgelerinden biri olmasına raÄŸmen giderek artan kirlilik tehdidi altında. 2024 İzmir Su Raporu’na göre, Körfez’in su kalitesi birçok bölgede insan saÄŸlığını ve deniz ekosistemini tehdit eder boyutlara ulaÅŸtı.Özellikle kentsel atık su deÅŸarjları, sanayi faaliyetleri, tarımsal kirlilik ve yüzey akışları Körfezde kirlilik yükünü artırıyor. Yapılan ölçümlerde, Escherichia coli (E.coli) ve Intestinal Enterekok gibi bakteri düzeylerinin özellikle yağışlı dönemlerde sınır deÄŸerleri aÅŸtığı kaydedildi. Bu durum, yüzme alanlarında halk saÄŸlığı risklerinin yükselmesine ve deniz ekosisteminde ciddi bozulmalara yol açıyor. İzmir BüyükÅŸehir Belediyesi'nin yürüttüÄŸü deniz temizliÄŸi ve atık su arıtma çalışmaları belirli bölgelerde etkili olurken, Körfez genelinde kirlilik yükünün halen yüksek olması, altyapı yatırımlarının ve denetimlerin yetersizliÄŸini gösteriyor. Raporda, Körfez’e deÅŸarj edilen arıtılmış atık suların kalitesinin iyileÅŸtirilmesi gerektiÄŸi vurgulanıyor.Öte yandan, iklim deÄŸiÅŸikliÄŸine baÄŸlı olarak artan sıcaklıklar ve azalan su sirkülasyonu, kirlilik etkilerini daha da ağırlaÅŸtırıyor. Bu süreç, özellikle oksijen seviyelerinin düÅŸmesiyle balık ölümlerine ve biyolojik çeÅŸitliliÄŸin azalmasına neden oluyor. Uzmanlar, Körfez’in kurtarılması için bütüncül bir yaklaşım gerektiÄŸini belirtiyor. Acil çözüm önerileri arasında ileri biyolojik arıtma sistemlerinin yaygınlaÅŸtırılması, kıyı alanlarında kaçak deÅŸarjların engellenmesi, yaÄŸmur suyu drenaj sistemlerinin iyileÅŸtirilmesi ve düzenli su kalitesi izleme programlarının artırılması bulunuyor. Ege’nin incisi İzmir’in kalbi sayılan Körfez, sürdürülebilir yönetim politikaları ve etkili denetim mekanizmalarıyla eski saÄŸlıklı günlerine kavuÅŸabilir. Ancak bunun için vakit kaybetmeden, kapsamlı ve kararlı adımlar atılması gerekiyor. SONUÇ VE ÖNERİLER İzmir’in su kaynakları, hem nicelik hem de nitelik açısından ciddi tehdit altında. TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Åžubesi tarafından hazırlanan raporun sonuç bölümünde, kentte su yönetiminin geleceÄŸi için kritik uyarılar yapıldı. Raporda, su kaynaklarının korunması, temiz suya eriÅŸimin saÄŸlanması, kullanılmış suların arıtılması ve geri kazanılması gibi adımların artık yaÅŸamsal bir zorunluluk haline geldiÄŸi vurgulandı. Artan nüfusla birlikte içme ve kullanma suyu ihtiyacının büyüdüÄŸüne dikkat çekilen raporda, mevcut kaynakların verimli kullanılması gerektiÄŸi gibi, yeni su kaynaklarının da devreye alınmasının ÅŸart olduÄŸu belirtildi. Bu kapsamda, yerel ve uluslararası hedefler hatırlatıldı. BirleÅŸmiÅŸ Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri'nden özellikle Hedef 6 (Temiz Su ve Sanitasyon) ile birlikte saÄŸlıklı bireyler (Hedef 3), dirençli ÅŸehirler (Hedef 11), iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi ile mücadele (Hedef 13) ve sudaki yaÅŸamın korunması (Hedef 14) gibi baÅŸlıkların suyun kalitesi ve sürdürülebilir kullanımına doÄŸrudan baÄŸlı olduÄŸu vurgulandı. Kuraklık Tehdidi Kapıda İklim deÄŸiÅŸikliÄŸiyle birlikte ülkemizde kuraklık riskinin giderek arttığına iÅŸaret eden raporda, mevcut su kaynaklarının korunmasının her zamankinden daha büyük bir önem taşıdığı belirtildi. Kente yeni su kaynaklarının kazandırılması, derin su kuyularına yönelik araÅŸtırmaların hızla tamamlanması ve uygun alanlarda yeni sondajların yapılması önerildi. Ayrıca DSİ ve İZSU’nun yeraltı su kuyularını daha etkin denetlemesi, ruhsatsız veya ruhsata aykırı kuyuların derhal kapatılması gerektiÄŸi ifade edildi. Tahtalı Barajı Stratejik Önemde İzmir’in su temininde en kritik kaynak olarak gösterilen Tahtalı Barajı ve çevresindeki Tahtalı-Çamlı Havzaları ile Yarımada bölgesinin korunmasına özel önem verilmesi gerektiÄŸi kaydedildi. Raporda, bu alanların temiz su havzaları olarak deÄŸerlendirilmesi, yapılaÅŸma, sanayi ve madencilik faaliyetlerine kesinlikle kapatılması gerektiÄŸi vurgulandı. Özellikle Efemçukuru bölgesindeki altın madenciliÄŸi ruhsatlarının iptal edilmesi ve Çamlı Barajı'nın yapımı önündeki engellerin kaldırılması çaÄŸrısı yapıldı. Denetimler Artırılmalı, Kirlilik Önlenmeli Havza koruma alanlarında doÄŸrudan veya yetersiz arıtılmış atık su deÅŸarjlarının ciddi kirlilik yarattığı ifade edilirken, T.C. Çevre, Åžehircilik ve İklim DeÄŸiÅŸikliÄŸi MüdürlüÄŸü ile belediyelerin bu konuda daha etkin denetim yapması gerektiÄŸi belirtildi. Raporda ayrıca, mikroplastik (MP) kirliliÄŸinin de içme suyu güvenliÄŸi açısından yeni bir tehdit olduÄŸu vurgulandı. İçme suyunda mikroplastik giderimine yönelik etkili arıtma teknolojilerinin geliÅŸtirilmesi gerektiÄŸi, yüzey ve yeraltı sularında MP izleme çalışmalarının periyodik olarak yapılmasının ÅŸart olduÄŸu bildirildi. Tahtalı Havzası'nda ekolojik tarımın desteklenmesi, doÄŸayı tahrip edecek sanayi ve madencilik faaliyetlerinin kesin ÅŸekilde önlenmesi gerektiÄŸi kaydedildi. Rapora göre, havzada mevcut sanayi faaliyetleri planlı bir ÅŸekilde bölgeden çıkarılmalı ve bu bölge bütünüyle bir içme ve kullanma suyu havzası olarak korunmalıdır. Ormanların Rolü Vurgulandı
Su kalitesinin korunmasında orman ekosistemlerinin önemine dikkat çekilen raporda, yalnızca odun üretimi odaklı orman yönetimi yerine, su ve toprak koruma hedeflerinin önceliklendirileceÄŸi yeni bir orman planlama yaklaşımının benimsenmesi gerektiÄŸi belirtildi. İzmir'in hayati öneme sahip su kaynaklarının korunması için Orman Genel MüdürlüÄŸü baÅŸta olmak üzere ilgili tüm kuruluÅŸların yönetim stratejilerinde bu konuya öncelik vermesi gerektiÄŸi vurgulandı. Anayasanın güvence altına aldığı saÄŸlıklı yaÅŸam hakkı temelinde, insani yaÅŸam koÅŸullarının iyileÅŸtirilmesi, hijyenin saÄŸlanması, güvenilir içme ve kullanma suyu temini ile halk saÄŸlığının korunması için somut adımlar atılmasının zaruri olduÄŸu belirtildi. Bu adımların başında ise yeterli kapasitede altyapı sistemlerinin kurulması ve mevcut altyapının güçlendirilmesi geldiÄŸi ifade edildi. Kesintisiz Su İçin Alternatifler DeÄŸerlendirilmeli GeçmiÅŸte ana isale hatlarındaki arızalar nedeniyle yaÅŸanan su kesintileri hatırlatılarak, kentin su ihtiyacının sürekli karşılanabilmesi için alternatif su iletim hatları ve ara depolama çözümlerinin deÄŸerlendirilmesinin önem taşıdığı vurgulandı. Konutlarda su tasarrufunu teÅŸvik etmek amacıyla fotoselli musluklar, musluk baÅŸlıklarına takılan tasarruf aparatları ve tasarruflu duÅŸ baÅŸlıkları gibi yöntemlerin yaygınlaÅŸtırılması gerektiÄŸi ifade edildi. Ayrıca, deniz suyunun alternatif bir kaynak olarak kullanılmasına yönelik çalışmaların geliÅŸtirilmesi ve ihtiyaç halinde bu potansiyelin deÄŸerlendirilmesi gerektiÄŸi belirtildi. Ancak, deniz suyu arıtma süreçlerinin verimliliÄŸi ve ortaya çıkacak tuzlu atık suyun çevresel etkilerinin titizlikle planlanması gerektiÄŸi uyarısı yapıldı. Sanayide Su VerimliliÄŸi Devrimi Åžart Sanayi sektöründeki su tüketiminin azaltılması için üretim süreçlerinde kuru proseslere geçilmesi, su tasarruflu teknolojilerin kullanılması ve suyun geri dönüÅŸtürülerek yeniden kullanılması prensibinin benimsenmesi gerektiÄŸi vurgulandı. Kullanılmış suların geri kazanımına yönelik projelerin teÅŸvik edilmesi gerektiÄŸi de ifade edildi. YeÅŸil Alan Sulamasında Akılcı Yöntemler Uygulanmalı Kamusal ve özel alanlardaki yeÅŸil alanların sulanmasının yaz aylarında su tüketimini önemli ölçüde artırdığına dikkat çekilerek, bu alanlarda su tasarrufu için az su ihtiyacı olan bitki türlerinin tercih edilmesi, sulamanın gece yapılması ve damlama sulama gibi modern yöntemlerin kullanılması gerektiÄŸi belirtildi. Bu tür uygulamaların sürdürülebilir kentsel su yönetimine önemli katkılar saÄŸlayacağı ifade edildi. Su yönetiminde karar vericiler (bakanlıklar, yerel yönetimler), uygulayıcılar (DSİ, belediyeler, sulama birlikleri) ve tüketiciler (çiftçiler, sanayi kuruluÅŸları, haneler) olmak üzere üç temel paydaşın bilinçli, sorumlu ve iÅŸ birliÄŸi içinde hareket etmesinin etkin ve sürdürülebilir bir su yönetimi için hayati olduÄŸu vurgulandı. Suyun verimli kullanımı konusunda farklı tüketici gruplarına yönelik eÄŸitim çalışmalarının yapılması ve kamu spotları aracılığıyla bilinçlendirme faaliyetlerinin artırılması gerektiÄŸi belirtildi. Tarımda Su Kayıplarına Son Verilmeli
FAO ve Tarım ve Orman Bakanlığı raporlarına göre, hem dünya genelinde hem de Türkiye'de suyun büyük bir bölümünün tarımsal sulamada kullanıldığına dikkat çekilerek, sulama sistemlerinin modernizasyonu, bitki ihtiyaçlarına uygun sulama programlarının uygulanması, iyi tarım uygulamalarının yaygınlaÅŸtırılması ve su verimliliÄŸini artırıcı yöntemlerin hayata geçirilmesinin büyük önem taşıdığı ifade edildi. Üreticilerin bilinçlendirilmesi ve su tasarrufu saÄŸlayan yöntemlerin benimsenmesi için teÅŸvik mekanizmalarının oluÅŸturulması gerektiÄŸi de vurgulandı. İzmir Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Åžubesi, kentteki su yönetimi sorunlarına dikkat çekerek acil ve kapsamlı önlemler alınması gerektiÄŸini vurguladı. Oda, yaptığı açıklamada tarımsal üretimden kentsel planlamaya kadar birçok alanda su kaynaklarının korunması ve verimli kullanılması için bir dizi öneri sıraladı. Üniversitelerin ve enstitülerin tarım araÅŸtırmalarının dikkate alınması gerektiÄŸini belirten ÇMO, su ihtiyacına göre ürün deseninde deÄŸiÅŸikliÄŸe gidilerek daha az su tüketen ürünlerin tercih edilmesinin önemini vurguladı. YaÄŸmur Suyu Geri Kazanım Projeleri Hayata Geçirilmeli Planlı Alanlar İmar YönetmeliÄŸi ve İzmir BüyükÅŸehir Belediyesi İmar YönetmeliÄŸi'nde yer alan yaÄŸmur sularının ayrı toplanarak geri kazanımına yönelik çalışmaların yaygınlaÅŸtırılması ve uygulanabilir projelerin hayata geçirilmesi çaÄŸrısında bulunuldu. YaÄŸmur suyu hasadı ve depolama/arıtma sistemlerine iliÅŸkin projelerin geliÅŸtirilmesi gerektiÄŸi de vurgulandı. Sel ve heyelan riski taşıyan bölgelerde yapılaÅŸmaya izin verilmemesi ve mevcut riskli yapıların kaldırılması gerektiÄŸi belirtilen açıklamada, taÅŸkın riskine göre yapı seviyelerinin belirlenmesi ve risk altındaki yapılar için özel önlemler alınması istendi. Yeni yapılacak binaların ve kentsel dönüÅŸüm projelerindeki yapıların depremin yanı sıra sel ve taÅŸkın riskini de göz önünde bulundurarak inÅŸa edilmesi gerektiÄŸi ifade edildi. Dere yataklarında su akışının engellenmemesi için düzenli bakım yapılması ve taÅŸkın suyunu engelleyecek yapı ve birikimlerin ortadan kaldırılması gerektiÄŸi belirtildi. Kaldırım ve yollarda yaÄŸmur suyu akışını saÄŸlayacak geçirgen malzemelerin kullanılması ve kentsel planlamada yeÅŸil alan miktarının artırılması gerektiÄŸi de vurgulandı. 2024 yazında yaÅŸanan balık ölümleriyle İzmir Körfezi'nin kritik bir durumda olduÄŸu hatırlatılarak, körfezin iyileÅŸtirilmesi için ilgili kurumların ÅŸeffaflık ve iÅŸbirliÄŸi içinde çalışması gerektiÄŸi ifade edildi. Nüfus Artışı Altyapı Üzerinde Baskı OluÅŸturuyor Nüfus artışının kentin çevresel altyapı tesislerinin verimli çalışmasını olumsuz etkilediÄŸi belirtilerek, imar planlarının altyapı kapasitesi ve gelecekteki ihtiyaçlar göz önünde bulundurularak yapılması gerektiÄŸi vurgulandı. Mevcut kanalizasyon ve atık su arıtma tesislerinin iyileÅŸtirilmesi, kapasitelerinin artırılması ve yeni tesislere yönelik ihtiyaçların doÄŸru belirlenerek yatırımların zamanında yapılması gerektiÄŸi ifade edildi. Körfezi kirleten tüm kaynakların etkin bir ÅŸekilde denetlenmesi, körfez ve baÄŸlantılı su kaynaklarının düzenli olarak izlenmesi ve olası kaçak deÅŸarjların önlenmesi gerektiÄŸi belirtildi. İzleme verilerinin kamuoyu ile paylaşılması da istendi. Artan su ihtiyacını karşılamak için atık suların arıtılarak yeniden kullanılmasının önemine dikkat çekilen açıklamada, bu teknolojilerin maliyetleri, çevre ve halk saÄŸlığı üzerindeki riskler dikkate alınarak doÄŸru planlama yapılması gerektiÄŸi belirtildi. "Dirençli Kentler" Anlayışı Benimsenmeli Küresel iklim deÄŸiÅŸikliÄŸinin etkileri göz önünde bulundurularak su kaynaklarının korunması ve verimli kullanılması gerektiÄŸi vurgulandı. Kent yönetiminde iklim deÄŸiÅŸikliÄŸinin etkilerini de deÄŸerlendiren "Dirençli Kentler" anlayışının benimsenmesinin önemine dikkat çekildi. Bölgenin gelecekteki su ihtiyacının karşılanması, vatandaÅŸların saÄŸlıklı yaÅŸamı için temiz ve yeterli suya eriÅŸimi, sulak alanların korunması ve tarımsal üretimin sürdürülebilirliÄŸi için su kaynaklarının ticari bir meta olarak görülmemesi ve kamu yararına, bilimsel ilkelere uygun bir ÅŸekilde yönetilmesi gerektiÄŸi vurgulandı. Su kaynaklarının korunmasının yasal güvence altına alınması gerektiÄŸi de ifade edildi. ÇMO İzmir Åžubesi, suyun tüm canlılar için vazgeçilmez bir hak olduÄŸunu hatırlatarak, suyun ekonomik kullanımı ve kaynakların korunmasıyla ilgili kararlarda yerel, bölgesel ve ulusal çıkarların gözetilmesi gerektiÄŸini belirtti. Suyun "doÄŸal hak" olmaktan çıkarılıp "ticari bir mal" haline getirilmesine karşı çıkılarak, doÄŸal kaynakların kamu mülkiyeti temelinde örgütlenmiÅŸ, ulusal planlama çerçevesinde yerel kalkınmayı hedefleyen, her bireyin suya eriÅŸimini saÄŸlayan ulusal su politikalarının hayata geçirilmesi çaÄŸrısında bulunuldu. VatandaÅŸların refahını ve doÄŸal varlıkların korunmasını esas alan yönetim ve çevre politikalarının hayata geçirilmesi konusundaki kararlılık kamuoyu ile paylaşıldı. İlginizi çekebilir... Marmara Belediyeler BirliÄŸi IFAT Eurasia Kapsamında Sürdürülebilirlik Raporlarını Tartışmaya AçıyorMarmara Belediyeler BirliÄŸi (MBB), bu yıl IFAT Eurasia kapsamında, 15 Mayıs 2025 ÇarÅŸamba günü "Adil GeçiÅŸ için Sürdürülebilirlik Raporlaması: Ar... Masdaf ve RES Enerji'den Stratejik İş BirliÄŸiMasdaf, sektörün önemli firmalarından RES Enerji ile iÅŸ birliÄŸine imza attı. Bu iÅŸ birliÄŸi sayesinde, Masdaf'ın pompa sistemleri konusundaki uzman... Wilo, NiÄŸde Tema Park AVM'nin Tercihi OlduNiÄŸde'nin ilk AVM projesi olan Tema Park AVM'de, bina su yönetimi ve yangın güvenliÄŸi gibi kritik alanlarda Wilo'nun yenilikçi pompa çözüm... |
||||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.