Değişen Şartlar ve Fırsatlar
Sektör, bu yıl yeni organizasyonlarla tanıştı... Mayıs’ta Ankara’da ilki düzenlenen IFAT Fuarı’nın ardından geçtiğimiz günlerde de IWE Fuarı’nın ilki gerçekleştirildi. Önümüzdeki günlerde nispeten daha dar kapsamlı buluşmaların ardından İzmir’deki Su Yönetimi Kongresi ve Çevre Mühendisliği Kongresi, sektörü yine bir araya getirecek. Bu etkinlikler; kamu yöneticileri, özel sektör temsilcileri ve akademik çevreleri buluşturması açısından sektöre oldukça fayda sağlıyor. Sektörü ilgilendiren her iki bakanlığın temsilcileri de bu organizasyonlara katılımı oldukça önemsiyor ve güncel gelişmeleri sektörle paylaşıyorlar. IWE’deki bu paylaşımlardan bizce en önemlilerinden birisi ise Orman ve Su İşleri Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürü Prof. Dr. Cumali Kınacı’nın yaptığı sunumdu. Kınacı’nın işaret ettiği konular, sektörde yatırım yapacak, Ar-Ge faaliyeti yürütecek veya farklı bir yapılanmaya-planlamaya gidecek firmalara yol gösteren kayda değer tavsiyeler niteliğindeydi. Kınacı’nın konuşmasına fuar haberi sayfalarımızda yer veremedik fakat önemli gördüğümüz bazı satır başlarını bu köşede sizinle de paylaşmak istiyoruz... Kınacı, “havza ölçekli su yönetimi”nin etkin kılınmaya, “alıcı ortam bazlı deşarj standartları”na geçilmeye çalışıldığı AB’ye uyum sürecinde, mevzuatın uyumlu hale getirilmesine rağmen uygulamada daha alınacak çok yol olduğunu vurguladığı konuşmasında şu konuların altını çiziyordu: - AB, konvansiyonel mevcut parametrelerin dışında “yeni spesifik kirleticilerin” de giderilmesini istiyor. Özellikle sanayi ve tarımın yoğun olduğu bölgelerde mevcut konvansiyonel parametreler, su kaynaklarının korunması için yeterli değil. Mevcut parametrelerin haricinde kimyasal izlemenin yapılması ve Türkiye’ye özgü spesifik kirleticilerin de tespit edilmesi şart. Burada arıtma sektörüne ve özel laboratuvarlara ciddi “fırsatlar” da yaratacak işler düşüyor. - Önemli olan “arıtmak” değil, “kirletici miktarını azaltmak”. Dolayısıyla bir an önce temiz üretime geçilmeli. Üretim proseslerinde daha az enerji sarf eden, daha az su kullanan, daha az kirletici hammadde harcayan, “tekrar kullanımı öngören” arıtma teknolojileri önem kazanıyor. Sektör, bu kapsamda daha az kirletici deşarj edecek proseslere yoğunlaşmalı. - Büyük şehirlerde ve büyük sanayi bölgelerinde su ve atıksu arıtma tesisleri kuruldu. Sektörün artık “küçük arıtma sistemleri”ne odaklanması gerekiyor. Sayıları binleri bulan küçük yerleşimler su ve atıksu sektörü için çok daha ciddi bir potansiyel barındırıyor. Bunlar için teknoloji geliştirmek ve pazarlamak daha uygun. - Arıtma tesislerinde en büyük problem “işletme güçlüğü”. Bu sorun, arıtma sektörüne güveni sarsıyor. İnşaatı yapıp, tesisi kurup teslim etmekle iş bitmiyor; tesislerin sürdürülebilirliğini de dikkate almak gerekiyor. Kınacı’nın bu tavsiyeleri, sektörün ileriki yıllarda nasıl bir hal alabileceğini göstermesi, en azından devlet politikasının ve vizyonunun bu yönde olacağını bildirmesi açısından önemliydi. Önümüzdeki sayıda görüşmek ümidiyle... Ä°lginizi çekebilir... Cumhuriyetimizin Ä°kinci Yüzyılına Girerken...Cumhuriyetimizin yüzüncü yaşını kutladığımız, ikinci yüzyılına girmenin coÅŸkusunu yaÅŸadığımız günlerde, B2B Medya yayın ekibimizle, her yıl olduÄŸu gib... Atık Su Arıtma Tesislerinde Tehlikeli Gazlar ve Ä°ÅŸ GüvenliÄŸiÃœsküdar Ãœniversitesi, SaÄŸlık Bilimleri Fakültesi, Ä°ÅŸ SaÄŸlığı ve GüvenliÄŸi Bölümü Öğretim üyeleri Yakup Karagöz, Tuğçe Oral, Rüştü Uçan ve Müge Ensari ... Su Ayak Ä°zi...Çevre köşemizin yazarı Taksim Danışmanlık Hizmetleri Kurucu Genel Müdürü Global Raporlama Uzmanı Dilek AÅŸan, Su Ayak Ä°zini Nasıl Azaltırız? baÅŸlıklı y... |
||||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.