25 Temmuz 2014 | YAYINCIDAN 72. Sayı (Temmuz 2014)

SERTAÇ AYTAÇ sertacaytac@b2bmedya.com
Bu sayımızda, çevre dostu üretim anlayışı ve uygulamaları nedeniyle Şahabettin Bilgisu Çevre Ödülü’ne layık görülen Türk Pirelli’nin İzmit’teki tesislerini ziyaret ettik... 
1999 yılında Çevre Yönetim Sistemi belgesini alan ve mevzuatın gerektirdiği uygulamaların ötesinde bir vizyonun benimsendiği tesiste Biyolojik, Kimyasal ve Yağmur Suyu Arıtma Tesisi olmak üzere üç arıtma tesisi bulunuyor ve günde 500 ton atıksu arıtılıyor. Ülkemizin kanayan yarası “plansızlıktan” artık yerleşim yerleriyle arasında pek mesafe kalmayan tesisteki bacaların çoğunda da, yine yasal düzenlemelerden çok önce yapılmış koku giderim sistemleri mevcut. Atığa “ekonomik bir değer” olarak bakılan tesiste üretim atıklarından elektronik atıklara kadar her şey yüzde yüz endüstriye geri kazandırılıyor. İzmit tesisi, şirketin su tasarrufuyla ilgili 2020 yılına yönelik global hedeflerini bile şimdiden tutturmuş durumda... Ödüle katkısı olan unsurlardan birisi de arıtma tesisi kontrol odası enerjisinin fotovoltaik üniteler vasıtasıyla güneşten elde ediliyor olması... Bu ayrıntıları ilerleyen sayfalarımızda bulabilirsiniz. 
Alınan ödül tabii ki anlamlı... Fakat asıl önemli olan, kurumun konuyu içselleştirip, her şeyi tümüyle sosyal sorumluluk bilinci ve gönüllülük esasıyla yapmış olması... Burada da çalışanların ve özellikle çevre departmanının vizyonu, yani “insan” unsuru önem kazanıyor. Bu unsuru Pirelli fabrikasının Çevre ve İş Güvenliği Birimi’nin çalışanlarında fazlasıyla gördük. Başı da Birim Müdürü Çevre Y. Mühendisi Can Alataş çekiyordu. Alataş ve ekibinin başarılı çalışmaları sayesinde bugüne kadar hiç görmediğimiz kadar -gerekli olup-olmadığı tartışılır- “estetik ve güzel” bir arıtma tesisiyle karşılaştık... İnanın çok şaşırtıcıydı... 
Arıtma sahası, uzaktan bakıldığında bir dinlenme alanı veya botanik bahçesi gibi algılanıyor. Sektör dışından birçok kişiye itici gelebilecek arıtma sahası peyzajla öyle “kamufle” edilmiş ki içine girene kadar anlamıyorsunuz bile. Küçük yapıların duvarları, bir anaokulu binasındaki gibi ressamların yaptığı resimlerle süslü. Alanın içinde, arıtılmış sularla dolu fıskiyeli havuzu bulunan küçük bir hayvanat bahçesi bile var. Tüm bunlar bir arıtma tesisinin işlevinin dışında belki de çok önemli olmayan detaylar. Ama bu detaylar, kesinlikle yapılan işe duyulan inancı ve sorumluluk bilincinin yüksekliğini gösteriyor. 
Evet, oldukça şaşırtıcı bir tesisle karşılaştık... Ziyaretimizde bizler için şaşırtıcı olan diğer bir şey ise “röportaj da dahil” bir güvenlik görevlisinin yanımızdan hiç ayrılmamış olmasıydı... E bu kadar kusur(!) kadı kızında da olur diyelim... 
Önümüzdeki sayıda görüşmek dileğiyle...
 

---

R E K L A M