2 Haziran 2014 | SÖYLEŞİ 70. Sayı (Mayıs 2014)

Önümüzdeki günlerde makine imalat kapasitesini yüzde 35 artıracak olan HAUS Santrifüj Teknolojileri, yurtiçi ve yurtdışı referansları ile ürün yelpazesini de her geçen gün genişletiyor... "Küresel oyuncular arasında yer almak istiyoruz" diyen HAUS Santrifüj Teknolojileri Satış Müdürü Oğuz Vural, Yurt Dışı Satış Müdürü Berat Göktuğ Yıldırım ve Satış Sonrası Hizmetler Müdürü Anıl Küçükkavcı'dan, firmanın son dönemdeki faaliyetleri ve gelecek dönemlere ilişkin hedefleriyle ilgili bilgiler aldık...
Su&Çevre: HAUS olarak son dönemdeki faaliyetlerinizden söz eder misiniz?


Oğuz Vural: Firma olarak 2014’te 60. yılımızı kutluyoruz. Hollanda’daki firmamız HAUSEUROPE B.V. de ikinci senesini doldurdu. Hem ekip olarak hem de yatırım ve makine parkuru anlamında giderek büyüyoruz. 2014’ün 3. çeyreği itibariyle makine imalat kapasitemiz yüzde 35 artmış olacak. Bunların yanında ürün yelpazemizi de genişletiyoruz. Makinelerimizin verimliliklerini, performanslarını ve çalışma kapasitelerini artırdık. Ar-Ge çalışmaları sonucu bazı makine modellerinde yüzde 32’ye yakın kapasite artışları sağladık. Elektrik, arıtma tesislerinde önemli giderlerden birisidir. Enerji sarfiyatlarında da yine bazı makine modellerinde yüzde 20’ye yakın düşüşler sağladık. Geliştirdiğimiz teknolojimizin paralelinde dünya markası olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz... 


Berat Göktuğ Yıldırım: Bu seneki programımızda 13 fuar ve 3 kongre var. Geçtiğimiz haftalarda Almanya’da düzenlenen IFAT Fuarı’na katıldık. Fuarda çok iyi geri bildirimler aldık. Gerek Türkiye’den gerekse yurtdışından çok sayıda ziyaretçimiz oldu. Ziyaretçilerimiz, ürünlerimiz ve kurumsal imajımız açısından bizim artık bir dünya firması olma yolunda güvenli bir şekilde ilerlediğimizi söylediler. IFAT’a bu sene 3. katılımımızı gerçekleştirdik. İlk katılımımızdan bu yana bir öncekinden daha büyük bir standa konumlanarak firmamızın doğal büyüyüşünü de sergilemiş olduk. Bu seneki fuarda 160 metrekarelik standımız vardı ve standımızda, çevre uygulamalarında kullandığımız DDE 3542, DDE 4742 ve DDE 5342 dekantörlerimizi sergiledik.


Su&Çevre: Yurtdışı faaliyetlerinizi özetleyebilir misiniz? Yurtdışı referanslarınız da çok fazla... Neler yaptınız ve neler yapmayı planlıyorsunuz?


Berat Göktuğ Yıldırım: Stratejik pazarlama faaliyetleri doğrultusunda yurtdışı satış ağımızı genişletiyoruz. Şu anda 29 ülkede bayimiz var. Var olan bayi sayımızı 2014 sonuna kadar 35, 2018 yılına kadar da 50’ye çıkarmayı planlıyoruz. Stratejik pazarların hepsinde mutlaka yer almak istiyoruz. Bu anlamda bayilik anlaşmaları için çeşitli firmalarla görüşüyoruz. 2012’de HAUSEUROPE B.V.şirketini kurduk. Avrupa’yı, Hollanda’daki HAUSEUROPE üzerinden kontrol ediyoruz. 2018 yılına kadar da belirleyeceğimiz stratejik bölgelerde kendi şirketlerimizi kurmayı planlıyoruz. 
Yurtdışı referanslarımızın sayısı da her geçen gün artıyor. Bugüne kadar referanslarımız ağırlıklı olarak Avrupa ülkeleriydi. Fakat son zamanlarda Asya ülkelerinde de yeni makinelerimizi devreye almaya başladık. ABD ve Kanada’da referanslarımız mevcut. Güney Amerika pazarına satışlarımızı gerçekleştirdik. Çok yakında bir Avrupa başkentinin atıksu arıtma tesisinde dekantörlerimiz devreye girecek. 
Yurtdışı referanslarımıza son zamanlarda farklı pazarlara yapmış olduğumuz satışlar eklendi. Örneğin Sibirya’da iki adet dekantörümüzü devreye aldık. Çok yakın zamanda Katar ve Ortadoğu’da dekantörlerimiz devreye girecek. Kısaca, referans sayımızı farklı bölgelerde de gittikçe artırdığımızı söyleyebilirim.
2013’te ihracat oranımız yüzde 30 iken, bu yıl itibariyle yüzde 35’e çıkardık. Firma olarak kısa vadeli hedefimiz, üretim kapasitemizdeki artışa paralel olarak 2018’e kadar bu oranı yüzde 50’ye yükseltmek. 2014 itibariyle katıldığımız birçok fuarda, gelen ziyaretçilerden aldığımız geri bildirimlere göre marka bilinirliğimizin dünya çapında arttığını gördük. Bu da firma olarak pazarlama faaliyetlerine verdiğimiz önemin bir yansıması.



HAUS, IFAT Fuarı’nda çalışanları ve bayileriyle...


Su&Çevre: Yurtdışında kullanılan makinelerinize nasıl bir teknik hizmet sağlıyorsunuz? 


Anıl Küçükkavcı: Yurtdışındaki bayilerimizi seçerken özellikle servis altyapısı olmasına dikkat ediyor ve bu hizmeti sağlayabilecek teknik yeterlilikte olanlara öncelik veriyoruz. Ayrıca tüm bayilerimizi belirli periyotlarda fabrikamıza davet ederek gerekli eğitimlerden geçiriyor ve dekantörlerimize gerekli müdahaleleri yapabilecek seviyeye getirecek eğitimleri sağlıyoruz. Tüm bayilerimiz ve müşterilerimiz için desteğimizi bugüne kadar nasıl verdiysek bundan sonrası için de artırarak devam etme düşüncesindeyiz. Gerekli altyapının sağlanmış olduğu tüm makinelerimizde, uzaktan bağlantıyla online olarak yaşanan sorunları çok kısa sürede tespit edip çözüm üretebiliyoruz. Ayrıca konusuna hakim ve dünyanın herhangi bir yerinde servis sağlayabilecek teknik yeterliliği üst seviyede olan çalışma arkadaşlarına sahibiz. Makinelerimizde yaşanabilecek her türlü problemi fabrikamızda da çözebiliyoruz. 
Satışını gerçekleştirdiğimiz yeni bölgelere daha düşük maliyetle daha iyi bir hizmet sunabilmek için sevkiyat öncesinde servisimizi götürüyor ve orada son kullanıcılara eğitim veriyoruz. Bu durum hem müşterilerimizin hem de firmamızın daha az problem yaşamasını sağlıyor. 
Hem yurtiçi hem yurtdışında çalışmakta olan makinelerimizin tamamının bakımlarını kendimiz yapıyoruz. Bu anlamda müşterilerimizden iyi geri bildirimler alıyoruz. Bunun haricinde sağladığımız güvenilir servis için bizi tercih etmek isteyen diğer marka kullanıcılarına da hizmet veriyoruz. Aynı zamanda HAUSEUROPE B.V. ve Danimarka bayimiz aracılığıyla Avrupa’dan birçok farklı marka dekantör ve seperatörün de bakımlarını gerçekleştiriyoruz. HAUS olarak büyümemizin sebeplerinden biri de satış sonrasına vermiş olduğumuz önemdir. 


Su&Çevre: Pazar payınız, bu anlamdaki hedefleriniz ve yurtiçindeki referanslarınız hakkında bilgi alabilir miyiz?


Oğuz Vural: Çevre sektöründe yaklaşık yüzde 70’lik yurtiçi pazar payımız var. 2014 yılı ilk çeyreği için bu oranın, geçen yılın aynı dönemine göre biraz daha yükseldiğini söyleyebiliriz. Kapasite artışımız bu anlamda pazar payını artırmamızda önemli rol oynuyor. 2013’te 180 dekantör, 80 seperatör imalatı gerçekleştirdik. Çalışan sayımızın artması ve yaptığımız yeni yatırımlar sayesinde 2014 yılı için hedefimiz 215 dekantör, 110 seperatör imalatı. Artan istihdamla birlikte Ocak 2013 tarihinde 269 kişi çalışanımız varken bu rakam 2014 Mayıs ayında yüzde 24,5 artışla 335 kişiye çıktı. 
Yurtiçi referanslarımız ise çok fazla... Konya Şeker Fabrikaları’nın Brückner çamuru susuzlaştırma projesi için Türkiye’de çevre uygulamaları alanında kullanılan en büyük dekantörleri ürettik. Türkiye’nin en büyük kapasiteli atıksu arıtma tesisi olan ASKİ Tatlar AAT’de üç adet çamur susuzlaştırma dekantörümüzle hizmet veriyoruz. Afyonkarahisar İleri Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi’nde çamur susuzlaştırma uygulamasında üç dekantörümüz bulunuyor. Ayrıca Kırıkkale Merkez, Ordu, Lüleburgaz, İnegöl OSB AAT, Gerede Deri OSB ve Çiğli Çamur Kurutma Tesisi’nde makinelerimiz mevcut. Bunlara ek olarak geçen yıl Avrupa ve Anadolu yakasında kullanılmak üzere iki adet Mobil Tır satışımızı İSKİ’ye gerçekleştirdik. Ayrıca bu yıl İstanbul’da İSKİ’nin yaptığı Çanta, Silivri ve Büyükçekmece atıksu arıtma tesisislerinde 11 dekantörümüz devreye girecek.





Berat Göktuğ Yıldırım: Yurtdışındaki pazar paylarımız ise bölgelere göre değişiyor. Bazı bölgelerde, özellikle Asya’da çok fazla üretici mevcut. Küresel oyunculara ilaveten Çin ve Hindistan’da çok fazla yerel üretici bulunuyor. Dolayısıyla o pazarlarda rekabet edebilmek çok daha zor. Üretim adedi bazında biz dünyanın en büyük 8. üreticisi olduğumuzu biliyoruz. Hedefimiz 2020 yılına kadar 5. en büyük separasyon teknolojileri üreticisi olmak. Santrifüj teknolojiler, sadece su ve çevre alanında değil üç bine yakın farklı alanda kullanılıyor. Dolayısıyla biz her konuda ürün gamımızı tamamlayarak küresel oyuncular arasında yer almak istiyoruz. 


Su&Çevre: HAUS’un önümüzdeki dönemde farklı bir üretimi veya farklı açılımları olacak mı?


Anıl Küçükkavcı: Servis ağımızı her geçen gün genişletiyoruz. Makine yoğunluğumuzun çok olduğu bölgelerde yeni servisler kurup müşterilerimize çok daha hızlı ulaşmayı ve yaşanan sorunları çok daha kısa sürelerde gidermeyi hedefliyoruz. Ayrıca atıksu arıtma tesislerinde susuzlaştırmayla ilgili anahtar teslim projeler yaptığımız gibi bazı spesifik işlerde ve endüstriyel alanlarda da doğrudan anahtar teslim susuzlaştırma prosesleri sunabiliyoruz. 
Tüketicilerimize sunmuş olduğumuz hizmetin sınırının olmadığı ve daima daha iyi bir hizmet sunulması gerektiği bilinciyle, müşteri memnuniyetini ön planda tutmakta olan firmamız, yenilikçi ve üstün hizmetler sunarak her zaman farklılığını gösterecektir. Müşteri odaklı hizmet anlayışıyla sürekli değer yaratmaya çalışan satış sonrası servisimizin hedefi, müşteri memnuniyetindeki liderliğimizi sürdürmektir. Bu amaçla gerek bakım gerekse onarım kalitesine yönelik, teknik eğitimlere ve son teknoloji ile üretilmiş özel test ekipmanlarına kesintisiz yatırım yapıyoruz. Müşterilerimiz ile sonsuz güvene dayalı bir iş ortaklığına sahibiz. Bu güveni yaratan en büyük fark ise kusursuz bir “Satış Sonrası Servis” yaşatma hedefimizdir. 


Oğuz Vural: Bazı sektörlerde tek tedarikçi olma noktasına geldik. Her atıksu ya da her içme suyu çözümünü tek bir tip kabul edip, standart bir konfigürasyonla müşterinin karşısına çıkmıyoruz. Her müşterinin elindeki işi ayrı bir proje olarak değerlendiriyoruz. Proje bazlı esnek çalışabilen bir firmayız Bu yaklaşımımızı üretime de yansıtıyoruz. Belli prosesler için, daha iyi sonuç vereceğini tespit ettiğimiz tasarım değişikliklerini hemen üretimimize yansıtabiliyoruz. Performans verimliliğimizin artmasında proje bazlı tasarım değişiklikleri belirleyici oluyor. Kesimhaneler ya da maden işletmelerindeki gibi atıksu karakterinin daha zorlayıcı olduğu proseslerde makinelerimizin, benzerlerine göre çok daha verimli çalışması sonucu bu tür endüstrilerde tek tedarikçi konumuna geldik. Kesimhaneler, dekantörü Türkiye’de uzun süredir kullanan endüstrilerden birisi. Son dönemde adı bilinen ve en üst sıralarda yer alan firmaların tamamı tüm dekantör alımlarını sadece HAUS’tan yaptılar. Bu da müşterilerimize göre çözüm geliştirmemizden kaynaklanıyor. 


Su&Çevre: Santrifüj dekantör ve separatörlerde teknoloji ne yönde ilerliyor?


Berat Göktuğ Yıldırım: Atıksu arıtma tesislerinde santrifüj ekipmanın en büyük handikaplarından bir tanesi, diğer susuzlaştırma ekipmanlarına göre enerji sarfiyatlarının çok yüksek olmasıydı. Dolayısıyla Ar-Ge çalışmaları ağırlıklı olarak bu yönde ilerliyor. Enerji sarfiyatlarını düşürme yönünde ve aynı zamanda aynı boyuttaki ekipmanın kapasitelerini yükseltmek yönünde ilerliyor. Biz enerji sarfiyatında yüzde 20’ye kadar düşüşler sağladık. Aynı boyuttaki ekipmanlarda ise yüzde 32’ye yakın kapasite artışları sağladık. Bu anlamda Ar-Ge çalışmalarımız devam ediyor. Diğer prosesler içinse ekipmanlarımıza farklı uygulama alanları bulmak için çeşitli Ar-Ge çalışmalarına destek oluyoruz. Bunlardan bir tanesi de yosunların üretilerek biyodizele çevrilmesi. 


Su&Çevre: Çevre sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz?


Berat Göktuğ Yıldırım: 2009 yılından itibaren ciddi bir ivme vardı. Bu ivme devam ediyor. Fakat 2010’lu yıllarda yüksek kapasiteli tesislerin çoğu kuruldu, şu anda da faaliyetteler. Artık daha küçük kapasiteli tesisler kurulmaya başlandı. 2013 yılına kadar Türkiye’deki neredeyse bütün büyükşehirler tesis yatırımlarını tamamladılar. Şu anda devrede olan bölgesel projeler var. Ergene Havzası’nın korunmasıyla ilgili çalışmalar çerçevesinde arıtma tesislerinin yapımları devam ediyor. Endüstriyel yatırımlar da yine aynı hızla ilerliyor. 

 

---

R E K L A M