YAYINCIDAN 16. Sayı (Eylül Ekim 2007)

Geçtiğimiz Ağustos ayında (27-31 Ağustos) Avusturya'nın başkenti Viyana'da Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı düzenlendi. Konferansa, BM iklim değişikliği çerçeve konvansiyonuna taraf 191 ülkeden bin kadar uzman katıldı.
Bizim hükümet yetkililerimiz, Çevre Bakanlığımız, üniversitelerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız da bu toplantıya katıldılar mı?

24 Eylül tarihinde Birleşmiş Milletler, New York’ta 62. Genel Kurulu öncesinde, 80 ülkenin devlet ve hükümet başkanlarıyla, bakan ve temsilcilerinin katıldığı bir günlük küresel iklim değişikliği toplantısı düzenledi. Şimdiye kadar ilk defa bu kadar çok liderin katıldığı bu önemli toplantıya bizim hükümet yetkililerimiz, Çevre Bakanlığımız, üniversitelerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız da katıldılar mı?

Her iki toplantıda da 2012'de süresi dolacak Kyoto Protokolü'nün uzatılması ve kapsamının genişletilmesi konuşuldu. Özellikle Viyana toplantısında pekçok ülke konuyla ilgili görüş ve önerilerini dile getirdi. New York’taki toplantıda ise Kyoto Protokolu’nun süresinin sona ermekte olduğu ve yeni anlaşmaların bir an önce konuşulması gerektiği bizzat Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-Moon tarafından dile getirildi ve ülkelerden destek istendi.

Böylesi önemli bir toplantıya biz de katıldık mı? Küresel ısınma ve susuzluğa dair görüşlerimizi anlattık mı?

Peki, yine Birleşmiş Milletler’in Aralık ayında (3-14 Aralık), Endonezya’nın Bali Adası’nda düzenleyeceği ve Kyoto Protokolü’nün uzatılması konusunun ana gündem maddesi olacağı, toplantıya bizim Çevre Bakanlığımız da katılacak mı?

Burada belli başlılarını saydığım bu toplantılara dair ülke olarak gerek katılımlarımız gerekse hangi fikir, görüş, öneri ve dilekleri ilettiğimiz, paylaştığımız, paylaşacağımız konusunda hiçbir bilgiye sahip değiliz... Halen devam etmekte olan sürecin kendisine uzaktan yakından nasıl bakıyoruz? Dahil miyiz, değil miyiz? Bilmiyoruz...

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon; "2012 gelmeden önce bütün ülkeler yeni bir anlaşmaya varabilmek için ellerinden gelen gayreti ve çabayı göstermek durumunda. Zira 2009’a kadar yeni bir anlaşma yaratmak ve bunu 2012’ sonuna kadar da mümkün olduğunca çok ülkeye imzalatmak zorundayız" diyor.

Peki biz ne yapacağız?

Hangi plan, proje, görüş, öneri ve yaklaşımlar içindeyiz...

Bilenlerin aydınlatması ümidiyle...

Serpil Yavuz

serpilyavuz@dogayayin.com
 

---

R E K L A M