DOSYA 15. Sayı (Temmuz Ağustos 2007) | |
Su Kıtlığından Su ZenginliÄŸine Giden Yolda İsrail... İsrailli bilim adamları, önümüzdeki 15 yıl içinde insan nüfusunun artmasına karşın kullanılabilir su miktarının yüzde 35 azalacağını ve bu azalmanın suyu 21. yüzyılın petrolü konumuna getireceÄŸini söylüyorlar. Dörtte üçü suyla kaplı dünyamızda, teknoloji geliÅŸtirip ona sahip olanların suyu yöneteceÄŸini; nerden nereye, nasıl ve ne kadara akacağına da karar vereceÄŸini belirtiyorlar... Bugün dünya su pazarı hızlı ve dikkat çekici şekilde büyüyerek 504 milyar dolara ulaşırken diğer çevre teknolojileri 200 milyar dolar civarına geldi.
Küresel Pazarlar (2006)
Sektör(Milyar Dolar)
Elektrik Enerjisi600-800
Bilgi Teknolojileri600-650
Mobil Telefon Sektörü500-600
İlaç Sektörü400-450
Su Sektörü 400
2004-2008 yılları arasında su sektöründe; "Tuz Arıtma Teknolojileri", "Membranlar" ve "Güvenlik" alanlarında yüzde 10 ile 12 oranında büyüme bekleniyor.
Geçtiğimiz ay İsrail Sanayi, Ticaret ve Çalışma Bakanlığı, İsrail Çevre Koruma Bakanlığı ve İsrail Dışişleri Bakanlığı tarafından uluslararası basının davet edildiği bir basın turuna katıldık.
30 Ekim -1 Kasım 2007 tarihleri arasında düzenlenecek, "WATEC 2007- Su Teknolojileri ve Çevre Kontrolü" fuarı öncesinde gerçekleştirilen 3 günlük gezide dünyanın pek çok ülkesinden gelen basın mensubuyla birlikte İsrail’in su ve çevre teknolojileri hakkında detaylı bilgi aldık ve uygulamaları yerinde görerek, inceleme fırsatı bulduk.
Çölün kenarında, doğal kaynaklardan özellikle sudan mahrum bir bölgede "ihtiyaç keşfin anasıdır" sözünü doğrulayarak kendi suyunu yeniden yaratan İsrail’in dünyaya anlatacak pek çok tecrübesi var. 7 milyonluk nüfusu ile geçen yıl 140.3 milyar dolar Gayri Safi Milli Hasıla elde eden İsrail, 900 milyon dolarlık da su endüstrisi ihracatı gerçekleştirdi. (Kaynak: İsrail Sanayi, Ticaret ve Çalışma Bakanlığı)
Su endüstrisinde; devletin stratejik yaklaşımı, üniversitelerin Ar-Ge desteği, özel sektörün yatırımlarıyla gelişip büyüyen İsrail, dünyanın "silikon vadisi" olmayı hedefliyor.
Gezi boyunca düzenlenen bilgilendirme toplantılarında İsrailli yetkililer su ve çevre teknolojileri hakkında bilgi verdiler.
İsrail İhracat ve Uluslararası İşbirliği Kurumu Başkanı Maiki Yoeli;
"Tecrübelerimizi uluslararası işbirlikleriyle paylaşmak istiyoruz"
Sizleri buraya dünyanın ısınması karşısında küresel işbirliklerinin geliştirilmesine katkı sağlamak adına davet ettik. Hepimizin bildiği gibi dünya ısınıyor ve bu durumdan tüm ülkeler etkilenecek. Bunu değiştirmenin ve oluşacak sorunların çözümü için teknoloji geliştirmek ve uygulamak zorundayız. Dünyanın büyük felaketlere uğramaması için insan oğlunun yanlış üretim proseslerine dur demek zorundayız. Biz bu coğrafyada küçük bir ülke olarak kendi doğal kaynaklarımızı yaratmak üzere yatırım yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Uzun yıllardır geliştirdiğimiz teknolojiler bizi bu konuda dünya sıralamasında üst sıralara taşıdı. Önce Bilgi Teknolojileri konusunda ciddi gelişmeler kaydettik.
Onu su teknolojiler takip etti. Su üretme ve geri kazanım konularında ciddi teknolojiler geliştirdik ve uyguladık Yine dünyada güneş enerjisinden elektrik üretme konusunda da ön sıralardayız.
Tüm bu tecrübelerimizi uluslararası işbirlikleriyle paylaşmak istiyoruz. 30 Ekim-1 Kasım tarihleri arasında düzenleyeceğimiz "WATEC 2007 " fuarına büyük önem veriyoruz. Bu fuar İsrail’in en önemli ve en büyük uluslararası organizasyonudur. Sizin aracılığınızla ülkelerinizi ve tüm ilgili kişi ve kurumları bu etkinliğimize davet ediyoruz.
WATEC Başkanı Booky Oren;
"Biz İsrailli küresel su teknolojileri pazarında dünyanın silikon vadisi olarak konumlandırmayı hedefliyoruz"
Bugüne kadar dünya ölçeğinde pek çok teknoloji ve altyapı projesinin atına imza attık. Örneğin son olarak su konusunda Siemens’le stratejik bir anlaşma imzaladık. Yine Çin’le de ciddi işbirliklerimiz var. 2002 yılında düzenlenen "Çin Su İhracatı 2002" etkinliğinde Çin su bakanlığı tarafından davet edilen tek yabancı ülke delegasyonu bizdik. Yine biz Avustralya hükümeti, İspanya ve İsveç hükümetleriyle de işbirlikleri ve anlaşmalar imzaladık. İsrail bu konuda dünya işbirliklerine açıktır ve açık olmaya devam edecektir.
Dünyamız ciddi su sıkıntılarıyla ve çevre sorunlarıyla karşı karşıya. Kuzey kutbundaki buzların erimesi dünyadaki her şeyi değiştiriyor. Örneğin Katerina Kasırgası ve yaptığı tahribatı hepimiz gördük. Dünyadaki göller kuruyor. Eski Sovyetler zamanındaki Aral Gölü’nün düzeyi ile bugünkü düzeyine bakarsanız çok çok fazla küçülmüş olduğunu görebilirsiniz. Tüm diğer örnekleri de dikkate aldığımızda su çok ciddi bir problem olarak karşımızda duruyor. Önümüzdeki yıllar, enerjide olduğu gibi suyun problem olduğu yıllar olacak. Su sektörü de önümüzdeki süreçte stratejik sektör olarak karşımıza gelecek. Halen enerji konusuna eğiliniyor ama su konusuna da odaklanmak gerekiyor.
Dünya su sektöründe neler oluyor? Dünya nüfusu arttığı için suya olan talep de artmış durumda. Ancak kaliteli suya olan talebi karşılamada yeterli değiliz. Öte yandan ürettiğimiz suyu altyapı sorunları yüzünden kaybediyoruz. Örneğin Şikago’da yüzde 60 oranında su, altyapı sistemlerinden kaybediliyor. Bu oran Londra’da yüzde 33 seviyelerinde. Suyu üret ve bozuk altyapı sistemlerinde kaybet. Buna kesinlikle izin vermemeliyiz.
Su sektöründe artan talep, çok sayıda küçük firmanın büyük küresel firmalara dönüşmesini sağlıyor. Altyapı yatırımları artmaya başladı. Gelecek 20 yıl içinde su konusunda altyapı yatırımlarına toplam 40 trilyon dolar yatırım yapılacak. Yeni teknolojiler geliştirilecek. Çünkü biz artık deniz suyunu da nasıl kullanacağımızı biliyoruz. Ben dünyada su azaldı, su yok diyenlere katılmıyorum. Dünyada yeterince su var. Sorun bedel para konusundadır. Bu bedeli ödemeye hazır mısınız? İkinci soruda bu bedeli azaltabilir miyiz? Şunu anlamalıyız ki dünyada yeterince su var ama kullanamıyoruz. Tuz arıtımı pahalı bir teknoloji, tamam bu şimdilik doğru. Ancak yeni teknolojiler geliştirelim, işbirlikleri yapalım. Biz burada, bu konuya ülke olarak odaklanmış durumdayız. Ve biz İsrail hükümeti olarak dünyaya pek çok teknoloji çözümü sunabiliriz. Elbette bu konuda çözüm sunan tek ülke değiliz ama İsrail hükümeti kendini bu konuda dünyanın silikon vadisi olarak konumlandırıyor.
Dünya su pazarı gelişmeye açık sürdürülebilir fırsatlar sunuyor. Sektörde kurulan küçük yenilikçi teknoloji şirketlerinin, yarattıkları çözümler dolayısıyla, diğer büyük şirketler tarafından alınması, sektörün büyüyüp gelişmesini sağlıyor. General Electric (GE), ITT, Siemens gibi dünya devleri de bu şekilde pazara girdiler. Tüm bu firmalar yeni teknolojileri arıyor, onlarla ilgileniyorlar. Küresel şirketler bu sebeplerle İsrail’e geliyor ve burada yatırım yapıyorlar.
İsrail çok, çok küçük bir ülke. Geliştirdiğimiz damlama sulama ile yüzde 90’lara varan randıman artışı sağladık. Dünyanın en büyük tuzlu sudan ters ozmoz yöntemiyle tuz arıtan tesis, İsrail’de bu küçük ülkede kurulu. Sulamada suyun yeniden kullanımında en yüksek orana sahip ülkesi. Tüm atık sularımızın yüzde 75’ini geri kazanıyoruz.
Biz su konusunda pek çok sorun yaşamış bir ülke olarak, bu konuda teknolojik çözümler kullanıyoruz. Bizim doğal kaynaklarımız yok ve bizim keşfetmeye teknoloji geliştirmeye ihtiyacımız var. İsrail özel sektörü bu konuda hükümetten ve 4 adet önemli üniversiteden akademik destek alıyor. Üniversiteler geliştiriyor özel sektör de yatırım yapıyor. Ve bunlar daha başlangıç sayılır. Çünkü İsrail özel sektörü su sektöründe çok büyük fırsatların olduğuna inanıyor. Sektöre dahil olmak için şimdi en uygun zaman ve biz tüm dünyada işbirliklerine açığız.
İsrail Sanayi Ticaret ve Çalışma Bakanlığı, Uluslararası Yatırım Direktörü Oded Distel;
"Su konusu bundan sonrada İsrail devletinin öncelikli hedeflerinden olacak"
7 milyon insan ve 2006’da 140 milyar dolar Gayri Safi Milli Hasıla. İsrail ekonomisine baktığınızda gelişimini sürdüren ve düzenli artıran bir pozisyon çiziyor. Gelişmedeki bu rakamlar savaşlara ve hükümet değişikliklerine rağmen elde ediliyor.
İsrail’in Ar-Ge çalışmalarına verdiği destek ve elde kazanımlar dünya genelinde çok yüksek bir orana sahiptir. Bunda işgücü kalitesinin ve eğitim düzeyinin yüksekliğinin etkisi var.
Birçok küresel ölçekli Bilgi Teknolojileri firması bu sebeple İsrail’de yatırım yapıyor. HP gibi Microsoft gibi. Örneğin ICQ firması 1990’lı yıllarda kimsenin bilmediği çok küçük bir şirketti. Daha sonra Amerika On-line şirketi, bu şirketi 100 milyon dolara satın aldı. ICQ şirketini yaratanlar tüm genç jenerasyonun ve üniversiteli gençliğin bir çeşit kahramanı, örneği oldular. Bu durum bazı şeyleri değiştirdi. Yüksek teknoloji alanının talebi arttı ve gençler bu alanda çalışmaya başladı. Bugün pek çok küçük İsrail şirketi büyük dev uluslararası şirket tarafından satın alındı. Bu tabloyu temiz teknolojilerde ve diğer sektörlerde de görmeye başladık. Örneğin Netafim, damlama sulama sektöründe büyük bir şirket ve büyük bir paya sahip. Arkasından gelen diğer şirketlerle birlikte İsrail dünya damlama sulama pazarını kontrol ediyor.
Tüm bunlar nereden geliyor? Bu gelişme şans değil. Sadece üniversitelerin katkısı da değil. Bu İsrail hükümetinin kararıdır. Su konusu bundan sonrada İsrail devletinin öncelikli ve birincil hedeflerinden olacak. Bu konuda Sanayi Ticaret ve Çalışma Bakanlığı’nın desteklediği ulusal bir program oluşturuldu. Önümüzdeki 3 yıl içinde 50 milyon dolarlık bütçesi olacak. Programa, bakanlık ve hükümet kurumları olan ihracat kurumu, su otoriteleri, Mekorot ulusal su dağıtım şirketi ve daha birçok kurum dahil olacak. Temel olarak program bazı noktalara odaklanıyor.
1- Nitelikli insan gücü sermayesi. Biz öğrenci ve profesörleri, bu alandaki araştırma geliştirme projelerinde daha çok görmek istiyoruz. Fakültelerdeki öğrencilere desteğimizi artıracağız.
2. Ar-Ge çalışmaları. Üniversitelerde ya da özel sektörde yürütülen Ar-Ge çalışmalarını desteklemeyi sürdüreceğiz. Fikirleri ve projeleri yatırımcılara taşıyacağız. Ayrıca yatırımcı şirketler de ülkenin her tarafında zaten var. Biz geliştirilen teknolojinin iç pazarda ve küresel pazarda uygulanmasını, kullanılmasını da destekliyoruz. İsrail’in dünya pazarında konumunu güçlendirmek üzere tüm aktiviteleri, etkinlikleri, fuarları Bakanlık ve İhracat ve Uluslararası İşbirliği Kurumu olarak destekliyoruz.
İsrail’de Su
İsrail hükümeti; mevcut coğrafi yapısı, kurak iklim koşulları ve su kıtlığı karşısında, teknoloji geliştirmeye ağırlık vererek Ar-Ge çalışmalarını desteklemiş ve kendi çözümlerini yaratarak bu konuda önemli mesafeler kat etmiştir. Bugün geldiği noktada küresel su ve çevre teknolojileri pazarında söz sahibi lider ülkelerden biri olmuştur. Bu liderliğin çarpıcı başlıkları şöyle;
En büyük denizden su arıtma tesisi İsrail’de...
En gelişmiş sulama sistemi İsrail’de...
Atık su geri kazanımında lider ülke...
Ulusal su yönetim sistemi en gelişmiş ülke...
İsrail su sektörü tipik olarak ziraat firmaları tarafından oluşturuldu fakat bu durum zaman içerisinde hızla değişti. Ar-Ge çalışmalarının odağı zirai alandan diğer su kullanım alanlarına, tuzlu su arıtma, daha iyi arıtma, su güvenliği ve atıksu geri kazanımı ve arıtımı alanlarına doğru genişledi. Bu alanda kurulan Mekorot Ulusal Su Şirketi ve Tahal Grup gibi kuruluşlar ülkenin su problemlerine karşı ciddi çözümler yarattılar. Şirketler birlikte çalışarak; su transferi, depolama ekipmanları, sarnıçlar, tuz arıtımı, su geri kazanımı ve iyileştirme alanlarında teknolojiler geliştirdiler, tesisler kurdular. Sonuçta 2006 yılında İsrail su endüstrisi ihracatı toplam 900 milyon dolara ulaştı. Bu rakamın yüzde 45’ini sulama ve zirai projeler oluşturuyor. Su vanaları ve sayaçlar gibi ekipmanlar yüzde 27 olurken, mühendislik hizmetleri ve projeler de yüzde 13 pay sahibi oldular.
Risk sermayesi şirketleri
İsrail’in bu gelişmesinde bir önemli faktörde de Bilgi Teknolojileri’nin gelişiminde olduğu gibi su ve çevre sektöründe kurulmaya başlayan risk sermayesi şirketlerinin önemli bir payı var. Bugün İsrail su teknolojileri sektörünün atmosferi, 1990’lı yıllarda, ileri teknoloji alanında, güçlü risk sermayesi desteğini aldığı yılları hatırlatıyor. Halen uluslararası oyuncular; General Electric (GE), Siemens, Coca-Cola, 3M, Veolia gibi şirketler İsrail su teknolojileri pazarına yoğun ilgi gösteriyorlar. Sektörün gelişme ve büyümeye açık potansiyeli üzerinde duruyorlar. 2006 yılı sonu itibariyle ülkede 108 adet su teknolojileri (start-up) şirketi kuruldu. Bunların çoğu yüzde 33 ile atıksu arıtma ve su iyileştirme alanlarında faaliyet gösteriyor. İsrail risk sermayesi pazarıyla, dünya risk sermayesi pazarında ikinci sırada yer alıyor. Sadece 2006 yılında 6 İsrailli temiz teknolojiler fonu aktif hale geldi.
Su Üretimi
Tuzlu su arıtımı.
Ülkenin artan su ihtiyacını karşılamada İsrail’in kullandığı en önemli araçlardan biri. Tuzlu su arıtımı proseslerindeki etkin iyileştirme ve geliştirme çabaları İsrail’i bu alanda dünya lideri haline getirdi ve dolayısıyla da İsrailli uzmanlara olan talep de bu doğrultu da artmakta. 2006 yılında İsrail tuz arıtımı teknolojileri konusunda gerçekleştirdiği ihracat 72 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bu rakam, toplam su endüstrisi ihracatının yüzde 8’ine karşılık geliyor.
Ülkenin güney bölgesinde 31 adet küçük tuz arıtma tesisi bulunuyor. Bunlar yılda 26 milyon metreküp su üretiyorlar. 2005’in ağustos ayında 250 milyon dolarlık, deniz suyundan ters ozmos yöntemiyle tuz arıtma tesisi Ashkelon’da faaliyete geçti. Bu tesislerin 2008 yılına kadar ülkenin su ihtiyacının yüzde 15’ini karşılaması bekleniyor. Öte yandan İsrail Su Komisyonu’nun açıklamasına göre 2010 yılına kadar bu şekilde tuzsuzlaştırılmış su tüketim oranının yüzde 20’yi bulacağı söyleniyor.
Ülke ayrıca, dünyada yenilikçi su filtrasyon teknikleri ve su iyileştirme konularında da endüstri lideri olarak tanınıyor. İsrail firmaları su iyileştirme geliştirme çalışmalarında bütünleşik teknolojileri kullanıyorlar. Bu özgün teknikler diğer sektörlerin bilgi ve deneyimlerinin, su iyileştirme teknolojileriyle bütünleştirilmesiyle, kazanılıyor. Örneğin, ultraviole lambaları, elektromanyetik sensörler, lazer esaslı analiz ekipmanları, filtreler ve membranlar gibi.
Atıksu geri kazanımı ve yeniden kullanımı
İsrail su geri kazanımı konusunda yüzde 75’lik oranla dünya lideri. Onu yüzde 12 ile İspanya izliyor. Yine dünyada tarımsal sulamada atıksu ve kirli suyun arıtarak kullanma konusunda da en yüksek oranlara sahip.
Shafdan, (Tel Aviv’in güneyi) Dan Bölgesi Arıtma ve Geri Kazanma Tesisi kendi türü içinde en büyük tesislerden biri. Tesis sulama için yıllık 130 milyon metreküp atıksu arıtımı sağlıyor. Atıksu buraya 2.3 milyon kişinin yaşadığı Tel-Aviv bölgesindeki 13 belediyeden geliyor. Bu bölgedeki su tüketimi aynı İsrail’in tüm su tüketiminin neredeyse yüzde 8’ini oluşturuyor. Tesiste arıtılan su Tel-Aviv’in güneyinden itibaren Negev Çölü boyunca taşınarak, sulama yapılıyor.
İsrail şirketleri atıksuyun geri kazanımı ve yeniden kullanımı konusunda pek çok teknolojye sahip. Bu teknolojiler arasında manyetik esaslı (magnet-based) su arıtma teknolojileri de yer alıyor. Endüstriyel atıksuların yeniden kullanımı konusunda elektrofizik teknolojileri ve bakteri esaslı metotlar kullanılıyor. Buna ek olarak İsrail, çok kirli ağır su (heavy water) ve siyanürün giderilmesi konusunda; elektrokimya, mekanik ve fiziksel proseslerin entegre kullanımında da lider ülke konumunda.
Su taşıma: Bölgeler arası dengesiz yağışlar İsrail’i etkin su taşıma teknolojileri geliştirmeye yöneltmiş. Özellikle ülkenin yağışlı kuzey bölgesinden kurak güney bölgesine su taşınıyor. 1960’lı yıllardan beri 13 milyar metreküp su borularla pompa istasyonlarıyla ve su izleme teknolojileriyle bu bölgeye transfer edilmiş. İsrail firmaları bu konudaki başarılı taşıma teknikleri ve tasarım mühendisliği deneyimlerini dünyanın başka bölgelerine; Asya, Afrika, Latin Amerika ve Avrupa gibi ihraç ediyorlar.
Vanalar ve sayaçlar: Su yönetimi ve dağıtımı, kaliteli ve güvenilir altyapı ekipmanlarına bağlı. İsrail firmaları bu bilinçle daha dayanıklı ve daha iyi performansa sahip vanalar, borular ve sayaçlar dizayn ediyorlar. 2006 yılında toplam su endüstrisi ihracatının yüzde 27’sini yani 243 milyon dolarını vana ve sayaçlar oluştururken, filtre ve boru ihracatları toplamı da yüzde 12 ile 108 milyon dolara ulaşmış durumda.
Sulama
Sınırlı yağışlar ve toprak kuruluğu İsrail’i yenilikçi sulama metotları ve su yönetimi teknolojileri geliştirmeye zorluyor. Bugün bilim adamları ve çiftçilerin yakın işbirlikleri sonucunda ülke coğrafyasının yarısından fazlasının çöl olmasına rağmen İsrail, modern ziraatte de lider ülkeleri arasında yer alıyor. Geliştirdiği sulama teknolojileriyle kendi ihtiyacı olan yiyeceği üretmesi bakımından oldukça başarılı bir ülke.
Sulama sektör neredeyse tamamen Ar-Ge çalışmalarının başarılı uygulamalarıyla gelişmiş ve bugünkü seviyesine ulaşmış. Ülkede bu konuda; hükümet kurumlarının, akademik kurumların ve zirai kooperatiflerin ciddi işbirlikleri var. Sektörün başarısındaki anahtar; araştırmacılarla, çiftçiler arasındaki sıkı bilgi alışverişine dayanıyor. Problemler, araştırmacıların spesifik çözümler bulmaları için direk olarak önüne getiriliyor. Üretilen çözümlerde hızlı şekilde ilgili alanlarda uygulanabiliyor.
Düşük basınçlı damlama sulama
BusinessWeek Dergisi’ne göre İsrailli firmalar, 1-1.5 milyar dolarlık küresel damlama sulama pazarının yarısını kontrol ediyorlar. İsrail’in dünya sulama pazarına girişi 1960’lı yılların ilk dönemlerine çiftçilerin Güney İsrail’de damlama sulama teknolojisini geliştirmeleri üzerine başlıyor. Zaten bu şekilde de küresel damlama sulama pazarı oluşuyor. Kısıtlı kaynaklarını en iyi şekilde değerlendirilmek amacıyla plastik borular boyunca yapılan damlama sulama ile İsrail, zirai sulamada yüzde 70-80 oranında başarı elde etmiş. İsrailli şirketler; Netafim, Naan-Dan ve Plastro gibi şirketler damlama sulama teknolojilerinde dünya lideri konumundalar. Netafim şirketi dünya ölçeğinde İsrail’in ilk ve halen lider mikro-sulama şirketi. Küresel düzeyde en büyük düşük basınçlı damlama sulama sağlayıcısı olan firma geçen 4 yılda, yıllık yüzde 15 büyüme gerçekleştirerek 2006’da 400 milyon dolar gelir elde etti. Damlama sulama teknolojisi şimdi tüm dünyada kullanılan bir teknoloji ve küresel pazarın yüzde 50’si İsrailli firmalar kontrol ediliyor.
Damlama sulama yöntemiyle saate 1 litreden 20 litreye kadar su dağıtılabilir. Değişik ve farklı sulama ihtiyacı olan topraklar için daha kaliteli ve verimli sulama sağlanabiliyor. Damlama sulamanın en büyük ve en özgün özelliği tuzlu ya da acı suyu da sulamada kullanma olanağı vermesidir. Suyun damlaması tuzun sürekli olarak yıkanarak systemden uzaklaşmasını sağlıyor. İsrail’de zirai alanların sulanmasında yüzde 60 oranında damlama sulama kullanılıyor. Bu oran Amerika’da ancak yüzde 6 oranında gerçekleştiriliyor. Damlama sulamanın bir başka çeşidi de boruları toprağın 50 cm altına gömerek yapılan sulama. Yine bir başka sulama biçimi de sprey sulama olarak adlandırılan sulama biçimi. Bu yöntemde her ağaç kendi su spreyine sahip ve saatte 30 ile 300 litre arasında su tüketiliyor. Sprey sulamada yüzde 80 etkinlik ve verim artışı sağlanıyor. Öte yandan İsrail’de tüm sulama biçimleri bilgisayarla kontrol edilip izlenebiliyor. Su ya da gübre dağıtımında programlanan miktarların dışına taşıldığında sistem kendini kapatarak işlemi durduruyor. Yıllık zirai üretimde artış yaşanırken sulamadaki su ihtiyacı artmadığı gibi oldukça azalmış, 1994 yılından beri tüketilen su miktarı değişmemiş.
Ar-Ge ve üniversiteler
İsrail 2005 yılında, OEDC ülkeleri arasında Gayri Safi Milli Hasıla’sının yüzde 4.8’ini araştırma projelerine ayıran ülke olarak ilk sırada yer aldı.
İsrail Risk Sermayesi Araştırma Merkezi’ne göre İsrailli risk sermayesi şirketlerinin 2005 yılında 1.2 milyar dolar sermayesi varken yatırım için bugün mevcut sermaye 2.3 milyar dolara yükselmiş durumda.
Devletin de su konusuna stratejik önemde yaklaşması İsrail üniversitelerinin araştırma geliştirme için kaynak sorunu yaşamamaları sonucunu doğuruyor. Örneğin Hebrew Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak ve Su Bilimi Bölümü, İsrail’in zirai gelişimi için tarımda damla sulama, tuzlu suyun kullanımının uygun hale getirilmesi gibi konularda gerekli araştırmaları yapıyor ve uygulanabilir çözümler sağlıyor.
Ben-Gurion Üniversitesi Su Araştırma Enstitüsü de su kaynaklarını genişletmek için yer altı suyu üretiminden, deniz suyu arıtma teknolojilerine kadar araştırma geliştirme çalışmaları yapıyor.
İsrail eğitimli iş gücü konusunda dünyada en yüksek oranlara sahip. Yetişmiş işgücünün yüzde 24’ü üniversite mezunu. Amerika ve Hollanda’nın ardından dünyada üçüncü sırada. Yine yetişmiş iş gücünün yüzde 12’si yüksek okul mezunu, yüzde 16’sı yine farklı bir yüksek oluk mezunu ve yüzde 41’i standart yüksek okulu tamamlamış durumda.
Yetişmiş yüksek eğitimli iş gücü dolayısıyla pek çok dünya devi şirket Ar-Ge çalışmaları için İsrail’e geliyor. Cisco Systems ve Microsoft’un Amerika dışında ilk Ar-Ge ofisleri İsrail’de kuruldu. Motorola’nın dünyadaki en büyük geliştirme merkezi yine İsrail’de. IBM ilk risk sermayesi yatırımı için Amerika dışında İsrail’i seçti. Google’ın iki Ar-Ge merkezi halen İsrail’de faaliyetlerini sürdürüyor.
Mekorot İsrail Ulusal Su Şirketi
Mekorot Ulusal Su Şirketi’nin yıllık su satışı 600 milyon dolar ve yıllık bilançosu da 3 milyar dolar seviyesinde. Mekorot İsrail’in "içme suyu" ihtiyacının yüzde 90’nını ve tüm su ihtiyacının yüzde 70’ini karşılıyor. 2006 yılında Mekorot; şehirlerde, tarım ve endüstride kullanılmak üzere 1.4 milyar metreküp su dağıttı.
Mekorot su destek sisteminde: 800’den fazla pompa istasyonu, 1200 kuyu bulunuyor. Kimi zaman bazı kuyularda pompalar 400 metreye konuluyor. 2.400’den fazla pompa, 10.500 km’den fazla boru, 750 beton ve çelik rezervuar (Sarnıç), 31 tuz arıtma tesisi, 6 laboratuar ve 8 adet kontrol merkezi bulunuyor. Mekorot, ülkenin kuzeyinden merkezine ve güneyine su taşıyor. Toplam pompalama kapasitesi saatte 72.000 metreküp. Mekorot su kaynaklarını geliştirme çalışmaları doğrultusunda tuz giderme yöntemiyle değişik kalitede su üretiyor. Bu alanda yıllık olarak; acı su da 22.5 milyon metreküp, deniz suyunda 3.3 milyon metreküp arıtılmış su üretiyor. Halen yıllık 8.8 milyon metreküplük bir acı su arıtma tesisi de inşa halinde.
Mekorot İsrail’in atıksularının (500 milyon metreküp) yüzde 32’sini yani 160 milyon metreküpünü arıtıyor. Zirai sulamada suyun yeniden kullanımı konusunda İsrail yıllık toplamının (280 milyon metreküp) 190 milyon metreküpünü karşılıyor.
Öte yandan Mekorot su kalitesi konusundaki çalışmalara da büyük önem veriyor. Laboratuarlarında 40.000 su örneği üzerinde 200.000 çeşit farklı analiz yapılabiliyor.
Ashkelon Tesisi
Ters ozmoz yöntemiyle deniz suyundan tuz arıtan dünyanın en büyük tesisi. Yılda 110 milyon metreküp su arıtıyor ve 1 metreküp suyu 57 sent’e mal ederek yine dünyada en düşük rakamı ediyor.
V.I.D. Desalination Company Ltd. şirketi tarafından yap-işlet-devret modeliyle 70 bin metrekarelik alanda inşaa edilen tesis, 2005’in Ağustos ayında çalışmaya başladı.
V.I.D. Desalination Company Ltd. şirketi üç ortaklı bir şirket. Şirketin yüzde 50’si IDE Technologies Ltd. şirkertine, yüzde 25’i Veolia Water şirketine ve diğer yüzde 25’i de Elren Infrastructures şirketine ait. V.I.D şirketi tesisin finansmanından, planlamasından, inşaasından, işletmesinden ve bakımından sorumlu. İsrail devleti ile yapılan anlaşmanın (25 yıl) bitiminin ardından tesis devlete teslim edilecek.
Ashkelon tesisi ters ozmos yötemiyle deniz suyundan tuz giderme esasına dayanarak çalışıyor. Tesis kullandığı teknolojilerle; yüksek ürün kalitesi, teknik fizibilite ve çevre koruma konusunda tüm beklentileri karşılıyor. Bazı yenilikçi özelikleri şöyle; Basınç Merkezi Dizaynı, Üçlü Hatlı Giriş ve Bor Giderme Sistemi tamamen otomatik olarak çalışan tesis enerji tasarrufu sağlayacak şekilde dizayn edilmiş. Elektrik üretmek üzere doğal gaz güç santraline sahip ve santral 80 mW elektrik üretiyor.
Maksimum elektrik tüketimi, besleme ve su üretim pompalaması dahil: < 4k Wh/m3
Beslenen suyun tuzluluğu: 40.750 ppm TDS
Üretilen suyun tuzluluğu: < 200 ppm TDS
Bor miktarı: < 0.4 ppm
Beslenen su sıcaklığı: 15-30 ¡C
Tesis birbirinden bağımsız olarak işletilmek üzere iki bölüm halinde ve her bölüm yılda 50 milyon metreküp su üretmek üzere tasarlanmış. Tüm tesiste 35 binden fazla ters ozmoz membranı bulunuyor. Bu membranlar bakımları ve temizlikleri için küçük orta ya da büyük ters ozmoz üniteleri olarak düzenlenmiş. Tüm ters ozmoz ünitelerinde 8.960 membran, 8.960 iç bağlayıcılar ve 17.920 adet "O" halkası bulunuyor. Tesis dünya su sektörünün prestij ödüllerini veren "Küresel Su Ödüllerinde", "Yılın Tuz Arıtım Tesisi 2006" ödülünün de sahibi.
Serpil Yavuz
R E K L A M