E-Dergi Oku 
BIODESULF
SAKA ARITIM
HANASU

"Çevreyi korumak aklın gereğidir"

YAYINCIDAN
10. Sayı (Eylül Ekim 2006)

Ulu Önder ATATÜRK’ün çevreci kişiliğini, belki biliyoruz, belki de birçoğumuz farkında değiliz. Farkında olmayışımızın nedeni, ATATÜRK’ün çevre ve doğa sevgisinin, tarihe mal olmuş özelliklerinin altında ezildiği için belki de. Araştırmacı Yazar Prof. İlknur Güntürkün Kalıpçı, ATATÜRK’ün doğa ve çevre sevgisini bir araştırmasında anlatıyordu. Ben de bu sayımızda, Kalıpçı’nın araştırmasında yer alan ATATÜRK’le ilgili bir kaç anekdota yer vermek istiyorum.
Tarihte, ATATÜRK’ün ağladığı çok ender görülürmüş. Bunlardan biri belki bildiğiniz bir hikaye ama ben yine sizlerle paylaşmak istiyorum. 1920’li yıllarda geçiyor hikaye. O günün Ankara’sı kurak, çorak bir köy. Çankaya’dan meclise gelirken yolunun üzerinde sadece bir tek iğde ağacı varmış. ATATÜRK, o iğde ağacının önünden her geçişinde arabasından inip, o iğde ağacına selam verirmiş. "Paşam ne yapıyorsunuz" diye sorduklarında, ATATÜRK: "O iğde ağacı yediğim meyvenin, sığındığım gölgenin, soluduğum havanın bir neferi. En az diğer neferler kadar bunun da selama hakkı var". diyormuş. Ve yine bir gün o iğde ağacının yanından geçerken, yanında bulunan arkadaşına tam iğde ağacını gösterecekken bir de bakıyor ağaç yok ortada, hemen iniyor arabasından "Ne yaptınız bu ağaca" diyor. "Paşam, yolu genişletmek için mecburduk, kestik o ağacı" diyorlar. "Bana sorsaydınız eğer, bu ağacı kurtaracak bir yolu mutlaka bulurdum" diyor ATATÜRK ve şoförü ile arkadaşının gözü önünde hüngür hüngür ağlamaya başlıyor. Bir tek iğde ağacı için mi dersiniz? Hayır. Bu ülkenin lideri olduğu için, çok zor şartlarda kurtardığı bu topraklarda yetişen bir canlının da, o iğde ağacının da sorumluluğu Mustafa Kemal’in omuzlarındadır da onun için.

Diğer bir hikaye de 1930’da, Yalova’da geçiyor. ATATÜRK ’ün Yalova’ya ilgisini ve sevgisini bilmeyen yoktur sanırım. Hatta "Yalova benim kentimdir" sözü de kendisine aittir. Bu nedenle hayran olduğu bu kentte bir köşk yaptırır. ATATÜRK, köşke gittiği bir gün, köşkün hemen yanındaki Ulu Çınar ağacını kesmeye çalışan bir bahçıvan ile karşılaşır. Hemen bahçıvanı yanına çağırarak bunun nedenini sorar. Görevli bahçıvan, "Ağacın kökleri temele zarar veriyor, dalları da binanın duvarına müdahale ediyor" yanıtını verir. Aldığı cevaptan tatmin olmayan ATATÜRK, ağacın kesilmeyeceğini gerekirse köşkün kaydırılacağını söyler. O tarihlerde böyle bir olayı gerçekleştirmek pek mümkün gözükmese de, İstanbul’dan getirilen köprü altındaki tramvay rayları ile köşk 4,80 metre kaydırılır. Bu nedenle günümüzde bu köşk, Yürüyen Köşk olarak adlandırılır. O tarihlerde Ulu Önder ATATÜRK, bir çınar ağacı için köşkün kaydırılması emrini verirken, günümüzde inşaat alanı açmak için ormanlarımız talan ediliyor, üstelik de kanunlarla...

Bizler pek farkında olmasak da ATATÜRK’ün doğa tutkusu dünyada biliniyordu. Neden derseniz Atatürk Çiçeği ile ilgili örneği verebiliriz. Hepimizin bildiği kırmızı renkli bir çiçek; Atatürk Çiçeği. Bizim ülkemizdeki adı böyle diye biliyorduk ama bu adı biz vermemişiz, tüm dünyada bu adla adlandırılıyormuş aslında. Anlatılanlara göre Vanderbit Üniversitesi Profesörlerinden Dr. Kirk Landın, laboratuvarda yaptığı araştırmalar neticesinde kırmızı renkli bir çiçek elde etmiş. Bu çiçeğe isim aranırken, Tarsus Kolejinde ATATÜRK’le tanışan ve O’nun tabiat bilgi ve ilgisine hayran olan bir diğer profesör, Gazi ATATÜRK isminin verilmesini önermiş ve bu öneri Dünya Nebatat Dairesi’nde oy birliği ile kabul edilmiş. Yani sadece ülkemizde değil, dünyadaki her ülkede bu çiçek, Gazi ATATÜRK adıyla üretiliyor ve satılıyor. Bu arada şunu da belirtmek istiyorum, dünyada herhangi bir çiçeğe adını veren başka bir lider de yok.

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK bir karış toprağını, bir tutam yeşilini koruyan tek bir liderdi. Dünya ülkelerinin, çevrenin önemini, 1970’li yıllardan sonra gündeme aldığını hatırlarsak, ATATÜRK, 1930’lu yıllarda benimsiyordu bu düşünceyi ve "Çevreyi korumak aklın gereğidir" özdeyişi ile yalnızca Türk insanına değil, tüm dünya ülkelerine çok önemli bir mesaj veriyordu.

Önümüzdeki sayıda görüşmek dileğiyle...

Berna KASAP
bernakasap@dogayayin.com
 

R E K L A M

İlginizi çekebilir...

Cumhuriyetimizin İkinci Yüzyılına Girerken...

Cumhuriyetimizin yüzüncü yaşını kutladığımız, ikinci yüzyılına girmenin coşkusunu yaşadığımız günlerde, B2B Medya yayın ekibimizle, her yıl olduğu gib...
6 Ekim 2023

Atık Su Arıtma Tesislerinde Tehlikeli Gazlar ve İş Güvenliği

Üsküdar Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümü Öğretim üyeleri Yakup Karagöz, Tuğçe Oral, Rüştü Uçan ve Müge Ensari ...
5 Ağustos 2022

Su Ayak İzi...

Çevre köşemizin yazarı Taksim Danışmanlık Hizmetleri Kurucu Genel Müdürü Global Raporlama Uzmanı Dilek Aşan, Su Ayak İzini Nasıl Azaltırız? başlıklı y...
6 Temmuz 2022

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Boat Builder Türkiye
  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • Doğalgaz Dergisi
  • Enerji ve Çevre Dünyası
  • Tersane Dergisi
  • Tesisat Dergisi
  • Yalıtım Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • YeşilBina Dergisi
  • İklimlendirme Sektörü Kataloğu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü Kataloğu
  • Yalıtım Sektörü Kataloğu
  • Su ve Çevre Sektörü Kataloğu

©2024 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.