LYLAH DAVIES ve SOPHIE TRÉMOLET

OECD Çevre DirektörlüÄŸü

GeliÅŸmiÅŸ ve geliÅŸmekte olan ekonomiler benzer ÅŸekilde su riskine maruz kalmaktadır. Rakamlar ÅŸaşırtıcı. Dünya nüfusunun dörtte biri olan 2,2 milyar insanın güvenli bir ÅŸekilde yönetilen su kaynaklarına eriÅŸimi yok ve 1,7 milyar insanın suyu dışkıyla kirleniyor.

Dünya nüfusunun en az yarısı (4 milyar insan) halihazırda yılın en az bir ayı boyunca su sıkıntısı yaşıyor. Amerika BirleÅŸik Devletleri'nde yapılan bir araÅŸtırma, 204 tatlı su havzasının neredeyse yarısının 2071 yılına kadar aylık su talebini karşılayamayabileceÄŸini ortaya çıkardı. Aynı zamanda 8 kiÅŸiden 1'inden fazlası (küresel olarak 1,2 milyar kiÅŸi) selden etkileniyor. Ä°klim deÄŸiÅŸikliÄŸinin etkileri arttıkça, 2021 yılında Orta Avrupa'da olduÄŸu gibi, 54 milyar ABD doları tutarında ekonomik kayba yol açtığı tahmin edilen daha ciddi sel vakaları görüyoruz. Su kirliliÄŸi de kritik bir sorundur ve bu da temiz suyun kullanılabilirliÄŸini azaltır.

Küresel olarak su, tarımsal akıntılar ve farmasötikler, hormonlar, endüstriyel kimyasallar, deterjanlar, siyanotoksinler ve nanomateryaller dahil olmak üzere ortaya çıkan kirletici maddeler nedeniyle kirleniyor. Dünyadaki 258 nehir üzerinde yapılan bir çalışmada, bunların dörtte birinden fazlasının güvenli sınırları aÅŸan aktif farmasötik içerik konsantrasyonlarına sahip olduÄŸu bulunmuÅŸtur.

Ekonomilerimiz su riskinin artmasına katkıda bulunuyor

Ä°klim deÄŸiÅŸikliÄŸi su riskine neden olan faktörlerden biridir; ancak kaynakların aşırı tüketimi, arazi kullanımındaki deÄŸiÅŸiklikler, kirlilik ve istilacı türler de aynı ÅŸekildedir. KentleÅŸme ve ekonomik faaliyetler mevcut kaynaklar için rekabet yaratmakta, kontrol edilmediÄŸi takdirde kirliliÄŸin artmasına ve tatlı su kaynaklarının tükenmesine yol açmaktadır.

Yazının devamı için tıklayın