DURSUN YILDIZ

Su Politikaları Uzmanı

Yeraltı suyu doÄŸada yenilenebilir bir kaynak olarak, elde edilmesi pratik, çabuk ve arıtım masrafları az olduÄŸu için tercih edilmektedir. Ayrıca nükleer ve kimyasal kirlenmeye yüzey suyuna göre daha geç maruz kalır. “Yeraltı Suyunun Kirlenmesi” teriminin tanımı; hastalık veya zehirlenme gibi halk saÄŸlığı bakımından aktüel bir tehlike yaratan veya suyun kullanılamayacak derecede kimyasal ve bakteriyel kirlenmeyle kalitesinin bozulması ÅŸeklinde yapılabilir.

Önümüzdeki yıllarda çevre sorunlarının giderek artacağı ve buna paralel olarak yüzey sularının daha fazla kirleneceÄŸi göz önünde bulundurulursa yeraltı sularının deÄŸeri daha da artacaktır. Gelecekte suyun miktarından çok su kalitesi önem kazanacaktır. Ülkemizde son yıllarda yeraltı suyu kirlenmesinin artmasına neden olan faaliyetler genel olarak ÅŸu ÅŸekilde sıralanabilir:

 -Hızla artan nüfusa paralel olarak endüstrinin geliÅŸmesi,

- Tarımsal ilaç ve gübre kullanımının kontrolsüz bir ÅŸekilde artması,

- Turizm faaliyetlerinin yoğunlaşması,

- Kıyı ÅŸeritlerinde ikinci konut sayısındaki patlama düzeyindeki artışlar,

- Kırsal kesimden kentlere göç nedeniyle kent yerleÅŸim alanlarının plansız ÅŸekilde yeraltı suyu beslenme alanları üzerinde geniÅŸlemesi,

Kuraklık çekilen yıllarda yeraltı suyu kullanımının azaltılması yerine, yüzey suları kullanılan alanlarda dahi yeraltı suyu kullanılarak son derece bilinçsizce aşırı yeraltı suyu kullanılması. Yukarıda sayılan tüm bu nedenler yeraltı suyu seviyelerinde anormal düÅŸümlerin oluÅŸmasına ve ileride telafisi olanaksız veya çok yüksek bedeller ödemeye sebep olabilecek yeraltı suyu kirlenmesinin artmasına yol açmaktadır. Yeraltı suyu kirlenme nedenleri, kirletici kaynaklarının çeÅŸitliliÄŸine ve tipine baÄŸlı olarak deÄŸiÅŸmekle birlikte ülkemizin koÅŸulları ve jeolojik özellik leri göz önüne alındığında Türkiye’de yeraltı suyu kirlenme nedenlerini doÄŸal ve yapay nedenler olarak iki ana grupta toplamak mümkündür.

Yazının devamı için tıklayın