Ülke Olarak Yastayız
Deprem bu ülkenin kaderi mi? Bu afetler bulunduğumuz coğrafya nedeniyle hep ölümlere mi sebebiyet verecek? Ülkemizin bulunduğu deprem kuşağından çok daha riskli bölgelerde yer alan ülkelerde durum nasıl peki? Kader diyerek yas mı tutuluyor, yoksa akla ve bilime dayalı şehirleşme mi yapılıyor? Sorunun cevabı çok net… Sorun ülkemizin deprem kuşağında yer alıyor olması değil, afetleri bir hafta sonra unutup sadece daha fazla kazanmayı önceliklendiren bakış açımızda. 1999 yılında Marmara Bölgesi’nde meydana gelen deprem sonrası, kamuoyunda deprem vergisi olarak nitelendirilen gelirler nereye harcandı? Kentsel dönüşüm, riskli binaların depreme dayanıklı şekilde yeniden yapılması yerine zenginleştirme aracı oldu. TOKİ lüks konutlar yapma gayretine girdi. Toplanma yerlerine AVM’ler, rezidanslar yapıldı. Tüm bunlar yetmezmiş gibi imar planlarına aykırı şekilde oluşturulan yapılar af kapsamına alınarak normalleştirildi. Ne yazık ki geçen bunca yıllık süre zarfında şehirlerimiz depreme karşı hala çok savunmasız durumda. Depreme karşı uyarılarda bulunarak eylem planları oluşturan bilim insanlarımızı dinleyen yetkililer yok. Deprem riskinin yüksek olduğu bölgelerde yerleşim sayının ve nüfusun artışına izin verilmemesi gerekirken, ülkemizde tam tersi bir süreç izleniyor. En yoğun risk taşıyan bölgeler, en fazla nüfusun yaşadığı iller. Bu nüfus artışını karşılamak için her geçen yıl birbiri ile yarışan yüksek binalar yapılıyor. Yeni yapılan binaların dahi depremde yıkılıyor olması denetim konusunda da eksik olduğumuzu gösteriyor. Kat üstüne kat atmak, balkonu salona katmak, duvarları yıkmak, kolon kesmek ülkemizde gayet normal karşılanan durumlar. Kimse farkında değil, aslında yapılanın kendisisin ve sevdiklerinin mezarını hazırlamak olduğunun. Ülke olarak böyle bir zihniyete sahip olduğumuzdan ötürü, deprem konusunda benzer risk taşımasına karşın, bilimsel olarak depreme hazırlanmış ve yapılarını bu riske göre oluşturmuş ülkelerde, aynı büyüklükte deprem yaşandığında ölümle sonuçlanan vakalar çok az sayıda kalırken biz binlerce insanımızı kaybediyoruz. Depremde hayatını kaybeden yurttaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.
Tüm halkımızın başı sağ olsun. İlginizi çekebilir... Atık Su Arıtımında Yeni AB KurallarıArtan nüfus ve çevreye yönelik zararlı maddeler içeren kirleticilerin her geçen gün artış gösteriyor olması bu alanda yapılan düzenlemelerin ve mevzua... Su Kaynakları Kritik SeviyedeÜlkemizin gündemi takip edilemeyecek kadar hızlı ve önemli başlıklarla değişiyor.... Su Kaynaklarının Korunması ve Atık Su Arıtımının ÖnemiSuyun kullanım miktarı her geçen gün daha fazla artış gösterirken, su kaynaklarımız ise bu durumun tam tersine azalma eğiliminde.... |
||||
©2024 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.