
Ekoanksiyete![]()
DİLEK AŞAN Taksim Danışmanlık Hizmetleri Kurucu Genel Müdürü Global Raporlama Uzmanı İklim değişikliği ve küresel ısınmayı kafanıza çok mu fazla takıyorsunuz? Aşırı hava olayları, biyoçeşitlilik kaybı, buzulların erimesi, kuraklık ve çölleşme gibi çevresel sorunlara karşı hassasiyetiniz her geçen gün artıyor mu? Gelecek nesillere sağlıklı bir ekosistem bırakamama korkusu sizi çok mu bunaltıyor? Yaptığınız her eylemin çevre üzerinde olumsuz bir etki oluşturduğunu düşünüyor ve strese mi giriyorsunuz? O zaman teşhisi koyalım; sizde bariz bir şekilde ekoanksiyete var! Bu bir hastalık mıdır, hastalıksa hangi kategoride ele almak lazım, değilse nasıl bir yol izlemek gerekir gibi sorular özellikle son dönemde uzuyor gidiyor. Yalnız şu bir gerçek ki, küresel bir iklim krizi ve onun getirmekte olduğu birçok çevresel problem var ve bazılarımız bu konuda diğerlerine göre daha hassas. Ekoanksiyete veya ekokaygı genellikle bir hastalık olarak değerlendirilmiyor. Fakat iklim konularıyla ilgili giderek yükselen endişe seviyesi bazı insanlarda psikolojik sorunlara neden olabiliyor. Amerikan Psikoloji Derneği (APA) ekoanksiyeteyi “iklim değişikliğinin getirdiği ve geri döndürülemez olduğuna inanılan sonuçları ve bu bağlamda gelecek nesillerle ilgili endişeleri çok fazla düşünmekten kaynaklanan kronik bir çevresel felaket korkusu” olarak tanımlıyor. Küresel çevre problemlerini diğer insanlara göre çok fazla içselleştiren, hatta bu problemlerin kaynaklarından biri olarak doğrudan kendisini gören ve haliyle suçluluk duygusunu derinden hissetmeye başlayan insanlar için ekoanksiyete teşhisi konuluyor. Son birkaç yüzyıla baktığımız zaman küresel çevre krizinin adeta bir kar topu gibi giderek büyüdüğünü görüyoruz. Aşırı hava olayları (sıcak hava dalgaları, yangınlar, tayfunlar, depremler, gelgit dalgaları vb.) kirliliğin artması, besin zincirlerinin bozulması, okyanusların asitlenmesi, biyolojik çeşitliliğin azalması, su kıtlığı, doğal kaynakların aşırı kullanımı, ormansızlaşma, yükselen deniz seviyeleri... Tüm bunların getirdiği olumsuz sonuçları (birçoğu için artık “felaket” tanımı yapmak daha doğru) giderek daha fazla hissetmeye başlıyoruz. İlginizi çekebilir... ISO 14046 ile Su Ayak İzi Yönetimi ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına Uyumlulukİklim değişikliği, hızlı nüfus artışı ve sanayileşme gibi dinamikler, su kaynakları üzerinde giderek artan bir baskı oluşturmaktadır.... Döngüsel Ekonomi Nedir?Geleneksel ekonomik sistem, "al, yap, at" modeliyle tanımlanan doğrusal bir yapıya sahiptir.... CBAM Raporunun Avrupa Yeşil Mutabakatı ile İlişkisiSınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM), Avrupa Birliği'nin çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşma yolunda belirlediği Avrupa Yeşil Mut... |
||||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.