
İklim Değişikliği Ekseninde Sürdürülebilir Kalkınma (Birinci Bölüm)![]()
Kaan Mahmut Erdem / İzmir Barosu Avukatı GİRİŞ İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki dönemde kalkınma kavramı sadece ekonomik bir geliÅŸme olarak anlaşılmakta idi. Fakat 1970 ve sorası dönemde kalkınma kavramının yanına birde çevre kavramı eklenmiÅŸtir. Kalkınmayı çevre ile olan iliÅŸkisi ile bir bütün olarak ele alan yeni anlayış ile sadece ekonomik geliÅŸme hedefi deÄŸil aynı zamanda ekonomik büyüme ile çevre felaketlerinin engellenmesi ve doÄŸanın tahribatının durdurulması amaçlanmıştır. Bu anlayışla birlikte, çevre hakkı kavramı hukuk sistemlerinde yerleÅŸmiÅŸ ve herkesin saÄŸlıklı bir çevrede yaÅŸamaya hakkı olduÄŸu anayasalarca koruma altına alınmıştır. Sürdürülebilir olma kavramı ise, farklı katmanlarda inceleme alanı bulabilir, bunlarda birisi de iklim alanında sürdürülebilir olma kavramıdır. Bu kavramın tahlili ise; sera gazları emisyonlarının doÄŸanın tahribatını minimuma indirecek seviyede tutulması olarak verilebilir. Sürdürülebilir kalkınma modeli öncelikle sera gazı emisyonlarının arması ve buna baÄŸlı olarak doÄŸa felaketlerinin yaÅŸanması ve bir yaÅŸam formunun neslinin tükenmesi ile birlikte gündeme gelmiÅŸtir. BirleÅŸmiÅŸ Milletler çatısı altında oluÅŸturulan 1983 tarihli Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu'nun "Ortak GeleceÄŸimiz" Raporu (Brundtland Raporu) sürdürülebilir kalkınmanın tanımını vermiÅŸtir. Raporda geçen tanım ÅŸu ÅŸekilde çevrilebilir: "Bugünün gereksinimlerini, gelecek kuÅŸakların gereksinimlerini karşılama yeteneÄŸinden ödün vermeden karşılayan kalkınma." Raporun ilk bölümünde; genel kaygılara yer verilmiÅŸ olup (common concerns) alt baÅŸlıklar da tehditler ve sürdürülebilir kalkınma modeli tartışılmıştır. "Ortak geleceÄŸimiz" (Our Common Future) raporunda ana tema ekonomik büyümenin çevresel felaketlere neden olmadan saÄŸlanmasının yollarının araÅŸtırılmasıdır. Bugünün dünyasında "sürdürülebilir kalkınma" (Sustainable Development) hedefi ülkelerin yönetim stratejisinin merkezinde yer almalıdır. Uluslararası camiada sürdürülebilir kalkınma modelinin geliÅŸmiÅŸ ve geliÅŸmekte olan ülkelerde ana gaye olarak kabul edilmesi için etkin bir oynamalıdır. Zira sera gazı emisyonunun birim karbondioksit miktarına çevrilerek hesaplanması sayesinde beÅŸeri faaliyetlerin etkisi kanıtlanmıştır. Bu inovasyon da her ülkenin bir karbon ayak izi olduÄŸunu bilimsel olarak kanıtlamıştır. Kyoto Protokolü il benimsenen kota sistemine göre her ülke belli kotalarda sera etkisine sebebiyet verebilir. Bu kotanın etkin olarak uygulanması için hukuki baÄŸlayıcılı Kyoto Protokol’üne öngörülmemiÅŸ olsa bile, uluslararası camiada Protokole uymayan ülkelere mal ithalat ve ihracatta ambargo uygulamaları, dış politikada yalnızlaÅŸtırma gibi caydırıcı bazı yaptırımlar söz konusu olabilmektedir. Zira tüm insanlık gelecek nesiller, onlarında huzurla yaÅŸayabileceÄŸi bir çevreyi sunmakla mükelleftir. Yazının devamı için tıklayın İlginizi çekebilir... Yeni Delhi Okhla Atık Su Arıtma TesisiDünya nüfusu artmaya devam etmekte ve tahminlere göre 2030 yılına kadar 8,5 milyara ulaÅŸması beklenmektedir. Bu nedenle modern tarımın karşı karşıya o... Modern Atık Su Havalandırma Teknolojileri: Aerostrip® Åžerit Difüzörler ve Neurosâ„¢ Hava Yataklı Turbo Blower Sistemlerinin Entegre KullanımıAtık su arıtma tesislerinde havalandırma, biyolojik arıtım süreçlerinin verimli iÅŸleyebilmesi açısından en kritik aÅŸamalardan biridir. Oksijenin mikro... BUDYKO Yöntemi ile Havza Su Dengesi: Milas ÖrneÄŸiArtık yaÅŸamakta olduÄŸumuz iklim krizinin, Akdeniz havzasında, diÄŸer bölgelere nazaran daha etkin olacağı bilinen bir gerçektir.... |
||||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.