Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi 40. Sayı (Eylül-Ekim 2011)

Su ve Çevre Teknolojileri • Eylül - Ekim 2011 23 kentsel katı atığın çeşitli amaçlara yönelik işlenmesi, değerlendiril- mesi ve geri dönüşümü yönünde ciddi projelere imza atmaya hazırız. Bunun için gerekli olan deneyim ve bilgi birikimi bünyemizde mevcut” diyor. Hedeflerini ise teknolojiyi sek- törde önemli bir noktaya taşımak; sektöre yüksek kalitede ekipman sunmak; kurulacak tesislere en etkin ve hızlı teknik servis desteği vermek; ülkenin atık yapısına uygun doğru, güvenilir ve en etkili çözümleri üretebilmek; her iki firmanın Ar-Ge çalışmalarından atık sektörünü mümkün olduğunca yüksek oranda faydalandırabilmek; fiyat/kalite oranını en uygun sevi- yeye çekerek, proje maliyetlerini minimize edebilmek olarak özetle- yen Göktepe, Türkiye’de katı atık üzerine, katı atığın ayrıştırılıp geri dönüşümü, kompost üretimi veya enerji üretimini gerçekleştirecek tesisler kurmaya yoğunlaşacaklarını ifade ediyor. Bunun dışında karışık olmayan ambalaj atıklarının tam otomatik ayrıştırılması işleri de yürüteceklerini belirten Göktepe, bu teknolojilerin hepsine sahip olduklarını, entegre çözümler veya sadece ambalaj atıkları gibi özel çözümler de sunabildiklerini ifade ediyor. Gelecekte, pazarlama ve teknik bölümlerini de oluşturmayı planladıklarını vurgulayan Gök- tepe, “İstanbul merkezli olmamıza rağmen Ortadoğu ve Türki cumhu- riyetleri kapsayan bir coğrafyayı da takip eden bir ofis olacağız” diyor ve şu yorumlarda bulunuyor: İki Firmanın da Ar-Ge’si çok güçlü “İki firmanın da Ar-Ge faaliyetleri çok güçlü. En az üretim faaliyetleri kadar ciddiye alınıyor ve önemse- niyor. Patentli birçok teknolojimiz var. Kurulan tesisler hiçbir zaman dört başı mamur tesisler olamaz. İnsanının değiştiği yerde, aynı teknolojiyi kurduğunuz zaman farklı problemler çıkacağı açıktır. Tesis ne kadar mükemmel olursa olsun çeşitli sıkıntılar yaşanacaktır. O sıkıntılar, ancak geri dönüşle- rin doğru analiz edilmesi ve iyi bir Ar-Ge desteğiyle çözülebilir. Ar-Ge’ye veriler aktığı müddetçe, o bölgeye özel çözümler sunulduğu zaman iş verimli bir hal alır. Her bölgeye standart bir tesis kurarsanız yanlış olur. Geri bildirimler alıp, değerlendirip her bölgeye özgü çözümler üretmek çok önemli. Bunu da Ar-Ge sayesinde yapabili- yoruz. Sektörler Ar-Ge ile gelişme- liler...” Atık yapısına uygun teknoloji sunacağız “Biz kalite ve gerçek çözüm sunuyoruz. Yani kuracağımız tesisler, gerçekten o atığa çözüm olarak kurulacak. Madrid veya Barcelona’daki tesislerimiz on senedir kesintisiz çalışıyor. Sürekli çalışma ve fiyat-kalite oranının akılcı olması çok önemli. Kurulacak tesislerin yirmi-otuz yıllık olması şart. Kurduğumuz tesisler sağlam ve geleceğe yönelik tesisler olur. Yine önemli bir nokta, aslında rekabet, yurtdışından gelecek teknolojinin fiyatının da makul olmasını sağlıyor. Bu iyi bir şey. Hem kendi kalitenizi hem de fiyatı iyi tutmak durumun- dasınız. Ayrıca atığa göre teknoloji, atığın karakteristiğine göre tekno- loji çok önemli. Gelen teknoloji o atığa uygun olmadığı zaman tesis yatıyor. Bu yanlış. Bizim Türkiye ile ilgili önemli iddialarımızdan biri de atık yapısına uygun doğru teknolo- jiyi sunmak.” Maddi problemler ciddi bir engel “Türkiye’de sektörde bazı prob- lemler olduğu açık. Fakat her geçen gün koşullar iyileşiyor. Özellikle ocak ayından sonra çıkan yeni kanunlarla sektörün önü bayağı açıldı. Kanun çıkarmak önemli ama yetersizdir. Maddi problemler çoğu belediyenin önünde ciddi bir engel. Devletin ekonomik anlamda desteği şart. Şu anda AB’den alınan krediler sektörün hareketlenmesini sağlıyor.” “İspanya’nın katı atık karak- terizasyonu Türkiye’yle bire bir aynı. Orada da yerinde ayrıştırma özendirilmeye çalışılıyor. İspanya yirmi sene önce Türkiye’nin şu anki halindeydi. Yirmi sene içinde atığın ayrıştırılması, geri dönüşümü ve enerji üretimi konularında çok etki- leyici bir noktaya geldi. Dünyada enerjiyle ilgili geçmişte çok yanlış deneyimler oluşmuş. Özellikle evsel katı atıkta kolay bir olay değil. Türkiye’de de benzer sıkıntılar var...” Gidişat olumlu “Karşımızdaki engel yatırım- ların, yatırımcı açısından fizible olup olmaması. Hiçbir yatırımcı bir yatırımı kar edemeyecekse yapmaz. Yani yatırımcı açısından baktığı- nızda, belediyelerin, ‘biz yapalım’ demesi parasal anlamda çok zor. Türkiye’de yap-işlet-devret sistemi- nin önü açıldı. İşletmeci firmalar da bu ihalelere rağbet ediyor. Fakat orada da ton başına belediyeden belli bir miktar ücret alınması meselesi var. Bu, iki sene önce çok büyük bir sıkıntıydı. Böyle şeyler- den bahsedilmiyordu ama şimdi gittikçe belediyeler, devletin desteği ve teşvikiyle ödemeler konusunda olumlu yaklaşımda bulunmaya başladılar. O açıdan gidişat olumlu. Sıkıntılar var ama iş yatırımcıya kalı- yor. Yap-işlet- devret modelinde, yatırımcı da hesap kitap yapıyor. Kâr göremezse uzak duruyor. Şu andaki sıkıntı bu. Belediyeler söz konusu ücretler konusunda olumlu yaklaşırsa işlerin önü açılır...”

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=