hesaplamaktadırlar. Burada anahtar kavram "ekonomik olarak yapılabilirlik" kavramıdır. Türkiye'nin hidroelektrik kapasitesinin cleğerlenclirilmesincle kullanılan ve herhangi bir tesisin ekonomik olarak yapılabilir olup olmadığı kararına mesnet teşkil eden kriterlerin daha yakından incelenmesi gerekmektedir. Halihazırda kullanılan kriterlerin hidroelektriğe karşı ve caydırıcı etkisi olduğu olduğu düşünülmektedir. Bu hesaplar ve hesaplarda kullanılan kriterler tamamen "internal costs" elenen içsel maliyetler esas alınarak yapılmakta, hidroelektrik santralların alternatifi olarak düşünülen termik santralların dışsal maliyetleri (external costs) tümüyle gözardı edilmektedir. Literatürde dışsal maliyetler bu santrallann sebep olduğu çevre sorunlarının (sera gazı emisyonları, asit yağmurları, atık maddelerin muhafazası, çevre kirliliği, vs.) giderilmesi için gerekecek harcamalar olarak tanımlanmaktadır ve mertebesinin içsel maliyetlerinin en az % 30'u olduğu belirtilmektedir. Yukarda ela ifade edildiği gibi bu tarz bir ekonomik analizde hidroelektrik santrallar lehine dikkate alınması gereken birçok fayda unsuru dikkate alınmamakta, alınanlar gerçek değerlerinin çok altında cleğerlenclirilmekte, ve keneli kaynağımız olan hidroelektrik santrallar hem termik santrallarla (özellikle cloğalgaz ve ithal kömür) haksız rekabete maruz bırakılmakta, hem ele geliştirilmeleri güya ekonomik nedenlerle ve verimlilik mülahazalarıyla ertelenmektedir. Halen kullanılan kriterler yerine yukarda ifade edilen hususları dikkate alan kriterler kullanıldığında, dışsal maliyetler dikkate alınmasa bile hidroelektrik tesislerden şu anda ekonomik olarak yapılabilir tesislere oranla maliyetleri % 20-25 daha pahalı olanlar da ekonomik hale gelecektir. Dışsal maliyetlerin dikkate alınması halinde ise bu oran % 40-45 mertebelerine çıkacaktır. Bu durumda Türkiye'nin ekonomik olarak geliştirilebilir hidroelektrik kapasitesinin, DSİ tarafından hesaplanan 125 milyar kWsaat yerine, yıllık 190 milyar kWsaat mertebesinde olduğu hesaplanmıştır. Aşağıda Tablo l'de havzalara göre DSİ değerleri ve yeni kriterlere göre potansiyel tahmini ola- !}?] SU VE ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ • SAY! 3 rak verilmektedir Aşağıda hidrolik kurulu güç ve elektrik üretimini gösteren grafikten (Şekil 2)'de açıkça görüldüğü üzere, Türkiye'nin hidroelektrik potansiyelini geliştirme yönünde son yıllarda ciddi bir yavaşlama vardır. 1993 yılında kurulu güç 9,682 MW iken bu değer 2003 yılında ancak 12,579 MW'a çıkarılabilmiştir. Eğer hidroelektrik tesislere yatırım bu son on yıldaki hızla ilerlerse, Türkiye'nin DSİ'ce hesaplanan kurulu güce ulaşması yaklaşık 80 yıl, yazar tarafından hesaplanan kurulu güce ulaşması ise yaklaşık 150 yıl alacaktır. TEAŞ tarafından yayınlanan veriler ve Aralık 1997 tarihli "Orta ve Uzun Dönem Elektrik Enerjisi Üretim Planlama Çalışması"na göre 1997 yılında % 38.5 olan hidroelektriğin tüm elektrik üretimi içindeki payı 2020 yılında % 16.6'ya düşerken, ithal yakıtla üretilen elektriğin payı aynı dönemde % 28.3'ten % 65'e fırlamaktadır. Bu rakamlar Türkiye için alarm zilleridir ve aşağıdaki tablodan ela görüleceği üzere yeşil enerjinin geliştirilmesi yönündeki avrupa birliği ülkelerinin hedefleriyle ironik bir tezat teşkil etmektedirler. Tüm hidroelektrik kapasitenin mümkün olan en kısa zamanda geliştirilmesi Türl<iyenin milli menfaatleri açısından gereklidir ve tüm enerji kaynakları arasında birinci önceliğe sahip olmalıdır. Aşağıda, hidroelektriğin mümkün olan her şekilde desteklenmesi ve teşvik edilmesini gerektiren avantaj ve faydaları anahatlarıyla verilmektedir. Hidroelektrik Santralların Avantaj ve Faydaları Ekonomik • Yatırını bedelinin büyük bir kısmını (%70-80) yurtiçi harcamalar oluşturur. Türkiye'nin Hidroelektrik Üretimi ithal Yakıtla Elektrik Üretimi AB Ülkelerinde Yenilenebilir Enerji Kaynaklarından Elektrik Üretimi Bu milli ekonomiye ve Gayrisafi /VIilli Hasılaya (GSMH) anlamlı ve pozitif katkı elemektir. • Yatırımda dışa bağımlılık ve döviz harcaması en alt düzeydedir. Ithal ekipman ve hizmet bedelleri yatırımın çok küçük bir bölümünü oluşturur ve hidroelektrik santrallarda, diğer tüm elektrik santrallarından çok daha az yabancı kaynağa ihtiyaç vardır. • Hidroelektrik santralların ekonomik ömrü diğer tip santrallardan çok daha uzundur (75 yıl). Bu ilk dönemden sonra ela, çok küçük bir yatırımla (200-400 $/kW), elektromekanik ekipman tümüyle değiştirilip ikinci, üçüncü, dördüncü 75 yıllık periyotlarda elektrik üretmeye devam edebilirler. • İşletme gideri en düşük santral tipidir ve herhangi bir yakıt gideri yoktur. • Ucuz elektrik üreterek rekabetçi elektrik piyasasının oluşmasına en büyük katkıyı yapar. • İşletme kolaylığı ve esneklik çok önemli bir özelliğidir. İhtiyaç duyulan tüm malzeme ve hizmetler yerli piyasadan sağlanabilir. • Enterkonnekte sistemde yük dengelenmesi ve frekans düzenlenmesi gibi hayati öneme haiz fonksiyonları vardır. • Yeşil enerji olduğu için AB ülkelerine ihracatı daha kolaydır. Buna ilave olarak, barajlarımızdaki muazzam depolama kapasitesi elektriğin puant saatlerde ihrac edilebilme imkanını sağlar. Yandaki Tablo 2'cle 300 MW Kurulu Gücü olan Tipik bir Rezervuarlı Hidrolik Santral ile Kombine Çevrim Doğalgaz Santralının ekonomik mukayesesi yapılmıştır. Ortalama sonuçlar ise grafik formunda Şekil 3'te verilmektedir. 1997 Yılı 2010 Yılı 2020 Yılı %38.5 %24.6 %16.6 %28.3 %Si.O %65.0 %13.9 %22.0 %22.0
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=