
Danimarka Firmaları Türkiye Pazarına Girmeye Hazırlanıyor![]()
Türkiye su ve atıksu teknolojileri pazarında yer almak isteyen Danimarkalı firmalar, 26-30 Kasım 2012 tarihleri arasında “Danimarka-Türkiye Su Günleri” kapsamında Türk firmalarıyla ikili görüşmeler yaptılar. Ağırlıklı olarak su ve çevre teknolojileri konusunda hizmet veren 8 Danimarka firmasının katıldığı etkinlikte gerek kamu, gerekse özel sektörle işbirliği olanakları değerlendirildi. Bu kapsamda Danimarka firmalarının Türkiye su sektörüne yaklaşımını ve bakışını özetlemesini istediğimiz toplantının moderatörü ve Danimarka Su Teknolojileri Grubu Müdürü Ilse Korsvang, Türkiye ve Danimarka’nın belirli alanlarda birbirlerine benzediğini dile getiriyor: “İkisi de modern, ikisi de teknolojik gelişmeleri takip eden ülkeler. Türkiye’de gördüğüm kadarıyla enerji verimliliği ve modern su teknolojileri konuları gündemde. Bizim ülkemizde de durum bu şekilde. Türkiye ile Danimarka arasındaki benzerlikler, işbirliği potansiyelinin yüksek olduğunu gösteriyor.” Danimarka’da 1970’li yıllardan beri suyun verimli kullanılmasına yönelik caydırıcı kanunların getirildiğini, halkın ise “Suyu en etkili ve en verimli olarak nasıl kullanırız?” bilinciyle hareket ettiğini vurgulayan Korsvang, “Danimarka son yirmi yıl içerisinde enerji tüketimini yüzde 25, su tüketimini ise yüzde 30 düşürürken, değerlendirilmeyen su oranını da yüzde 7’lerin altına çekti. Danimarka’da su çok kıymetli. Bu konuda halk ve devlet işbirliği içerisinde. Genel olarak çeşitli endüstrilerde kullanılan atıksular, modern teknolojilerle en temiz ve en verimli hale dönüştürülerek tekrar kullanılıyor. Kullanılan suların yüzde 90’ını geri kazanabiliyoruz. Arıttığımız suları da tekrar arıtıp yeniden kullanıyoruz. Danimarka’da popülasyon artmasına rağmen su tüketimi düşüyor. Çünkü enerji verimliliği ön planda ve su pahalılaşıyor. Danimarka suyun yönetilmesine iklim değişikliği çerçevesinde de bakıyor ve bu konu ile ilgili çeşitli projeler üretiyor. Çeşitli yazılımlar üretme konusunda çalışmalar başlatıldı.” ifadelerini kullanıyor. Türkiye’de suyun yüzde 30’u kaybediliyor “Türkiye’de genel olarak elektrik, su kullanılarak barajlardan üretiliyor. Danimarka’da ise yeraltı suyu kaynaklarından yararlanılıyor. Türkiye’nin bu konuda bir çözüme ihtiyacı var. Gördüğümüz kadarıyla Türkiye’deki bir diğer konu da sızıntılardan, altyapı eksiklerinden kaybedilen su. Danimarka’da değerlendirilmeyen su, yüzde 4 civarındadır. Türkiye’de yaptığımız görüşmelerde, kaybedilen suyun yüzde 30 civarında olduğunu öğrendik. Türkiye’de su transferleri borular aracılığıyla yapılıyor; su, kaynağından çıkıp hedeflenen bölgeye gelene kadar belli kayıplara uğruyor. Kayıpların yaşanmaması için kullanılan borunun kalitesi, eğimi, su sızdırıp sızdırmaması gibi etkenlere dikkat etmek gerekiyor. Bu konuda Türkiye’ye örnek teşkil ederek işbirliği yapmaya hazırız.” ![]() Danimarka Su Teknolojileri Grubu Müdürü Ilse Korsvang Türkiye ile yapabileceğimiz çok iş var Korsvang, Danimarka ile Türkiye arasında nüfus bakımından büyük farkların olduğunu, fakat buna rağmen iki ülkenin ortaklaşa yapabileceği birçok iş olduğunu vurguluyor. Korsvang, Danimarka firmalarının, Türkiye’deki hedeflerini ise şu şekilde özetliyor: “Danimarka ile Türkiye arasında nüfus bakımından çok büyük bir fark var. Danimarka nüfusu 5,5 milyon, Türkiye’nin nüfusu ise 80 milyon. İSKİ’nin toplantısına katıldığımda 14 milyon nüfusa hitap eden büyük projelerden bahsedildi. Popülasyon olarak iki ülke arasında büyük farklılıklar var. Ancak teknoloji paylaşımında ve partnerlik anlamında Türkiye ile yapabileceğimiz çok iş var. Danimarka atıksudan enerji elde edilmesi, arıtma tesislerinin sadece tesis olarak kalmayıp bir işletme haline getirilmesi, tesislerin kendi kendine para kazandırması gibi konularda çok güçlü. Türkiye ile bu konularda işbirlikleri yapabiliriz. Katılımcı firmalardan Stjernholm, arıtma tesislerine yönelik çeşitli anlamlarda enerji verimliliğine yönelik makineler üreten bir firma. Bu tarz ortaklıklarla Türkiye’deki süreç daha verimli ve teknolojik hale getirilebilir. Bunun yanı sıra Danimarka’da jeolojik araştırmalar çok gelişmiş düzeyde, Türkiye’deki yeraltı su kaynaklarını hızlı bir şekilde bulabilirler. Katılımcılardan AVK International firması, dünyanın en büyük 5 vana üreticisinden birisi. Zaten Türkiye’de daha önceden de işbirliği içinde olduğu belediyeler var. Örneğin Ambarlı Atıksu Arıtma Projesi’nde İSKİ ile ortak çalıştılar. Danimarka Su Günleri kapsamında yapılan ikili görüşmelerle Türkiye’de pozisyonlarını biraz daha güçlendirdiler. Danwell firması donmaya karşı dayanıklı, yalıtılmış su sayaç kutuları üretiyor. Türkiye’de distribütör arayan bir firma. Kamstrup firması da enerji sayaçları konusunda dünyanın önde gelen firmalarından. Elektrik sayaçları konusunda Türkiye’de belirli temaslarda bulunmuştu ve ısı sayaçları Türkiye’de satılıyor. Su Günleri kapsamında da ultrasonik su sayaçlarını tanıttılar. İSKİ’den Mycometer firmasına daha detaylı görüşmelerde bulunmak üzere bir talep geldi. Mycometer, gittikleri her etkinlikte dikkat çeken bir firma. Ürünleri, tamamen Kopenhag Üniversitesi’nde yapılan çalışmalar ve araştırmalar sonucu ortaya çıkmış. Normalde bir suyun içinde ne kadar bakteri olup olmadığı, günler süren testler sonucu elde edilir ama Mycometer’in teknolojisiyle 5 ile 30 dakika süren kısa bir süreçte test gerçekleştiriliyor. Mycometer, aynı zamanda üniversite-sanayi işbirliği içinde olduğunu, bu ürünlerin nasıl pazarlandığını ve devletin de bunu desteklediğini gösteren güzel bir örnek. Ramboll ve Per Aarsleff firmaları Türkiye pazarında hâlihazırda projeler yürütüyor ve Danish Water Services firması da özellikle finansal olarak desteklenen projeleri ile dikkat çekiyor.” Türkiye yükselen bir pazar “Türkiye, Danimarkalı firmalar için yükselen ve hızlı büyüyen bir pazar. 2013 yılında ve daha sonrasında da aradaki ikili ilişkilerin daha çok yoğunlaşacağını düşünüyoruz. Danimarka deneyimi ve teknolojisini kullanarak Türkiye’deki ihtiyaçlar doğrultusunda beraber projeler üretme potansiyeli oldukça fazla. Danimarka-Türkiye Su Günleri çerçevesinde hem Ankara hem İstanbul’daydık. Yaptığımız bütün görüşmelerde, bütün temaslarda karşı taraftan da olumlu tepkiler aldık. Gerek sordukları sorular, gerekse gösterdikleri ilgi, bizleri memnun etti. Gayet olumlu izlenimlerle buradan ayrılıyoruz.” Derneğimiz 500 firmayı temsil ediyor Danimarka İhracat Birliği hakkında da bilgi veren Korsvang, “Su Teknolojileri Grubu, aynı zamanda İş Geliştirme Müdürü olduğum Danimarka İhracat Birliği’ne bağlı bir grup. Grubumuzda 42 adet suyla ilgili firma var. Onların ihracatıyla veya farklı ülkelerdeki partnerlikleriyle ilgili neler yapabilecekleri konusunda çalışıyoruz. 42 firmadan 8 tanesi Türkiye ile işbirliği yapmak amacıyla İstanbul ve Ankara’ya geldi. Grubun bağlı olduğu Danimarka İhracat Derneği ise 500 firmayı temsil ediyor. Rüzgar enerjisi, maden, havacılık, denizcilik gibi farklı sektörlerden firmaların bir çatıda toplandığı bir dernek.” diyor. Danimarka Başkonsolosu Soren Robenhagen: “Türkiye, Avrupa Kültürüne Çok Yakın” ![]() Etkinliğe katılan Danimarka Başkonsolosu Soren Robenhagen ise Türkiye’nin ekonomik olarak hızlı bir şekilde büyümesinin Avrupa ülkelerinin dikkatini çektiğini söylüyor ve şu yorumlarda bulunuyor: “Danimarka, ihracat ve ticari ilişkiler açısından şimdiye kadar hep yakın ülkelere odaklandı. Ancak Avrupa’daki kriz, Danimarka’daki girişimcileri yeni pazarlar bulmaya zorladı. Dünyada ‘İkinci Dalga Ülkeleri’ olarak bilinen Brezilya, Çin, Hindistan, Rusya ve Türkiye, yeni pazarlar olarak değerlendiriliyor. Türkiye’nin her geçen gün ekonomik açıdan büyümesi, Danimarka’nın son derece dikkatini çekti. Bu büyüme çerçevesinde, temiz su veya suyla ilgili teknolojilere olan ilgi de doğal olarak artıyor. Danimarka firmalarının Türkiye pazarına yönelmesinin bir sebebi de Türkiye’nin coğrafi konumu. Türkiye pazarına girdiğinizde otomatik olarak Ortadoğu ve Asya pazarına da girmiş oluyorsunuz. Danimarka’da yapılan toplantılarda Türkiye artık ‘Yeni Yakın Pazar’ olarak nitelendiriliyor. Danimarka’ya sadece üç saat uzaklıkta olan bir ülke. Türkiye, mantalite olarak da Çin veya diğer uzak ülkelere kıyasla Avrupa kültürüne çok daha yakın. Dolayısıyla bu anlamda Danimarka firmalarının Türkiye’ye açılımları olacak. Danimarka’nın teknolojisi ve deneyimiyle Türk insanının işbirlikçiliği ve riskten kaçmaması bir şekilde birleşirse güzel bir kombinasyon olacağı inancındayız.” İlginizi çekebilir... Dünya Su Kongresi 2027'de İstanbul'da YapılacakFas'ın Marakeş şehrinde yaklaşık 100 ülkeden temsilcinin katılımıyla gerçekleştirilen 19. Dünya Su Kongresinin kapanış oturumunda, 20. Dünya Su Ko... Standart Pompa, HESİAD Çalıştayına KatıldıÜlkemizin son yıllarda etkisi altında olduğu kuraklığa karşı geliştirilebilecek sürdürülebilir ve iyileştirici yaklaşımların değerlendirildiği, Standa... IFAT Eurasia, COP31 Kararlarını Sahaya Taşımak İçin Hazırlıklara Vakit Geçirmeden BaşlıyorTürkiye, 2026'da COP31 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Liderler Konferansı'na ilk kez ev sahipliği yapacak, 196 ülkenin liderini, İstanb... |
||||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.