Fırat ve Dicle Nehirleri: Fırat ve Dicle nehirleri Türkiye'den kaynaklanan ve Suriye ile Irak'tan geçerek Basra Körfezine dökülen iki önemli sınırı aşan sudur. Bu ilk nehir Basra Körfezi'nden yaklaşık 80 km önce birleşerek Şattularap adını alarak tek bir nehir olarak Basra Körfezi'ne dökülürler. Fırat Nehri havzası; 444 bin km2'dir. Bu geniş havzanın % 28'i Türkiye, % 17'si Suriye, % 40'ı Irak'ta ve % 15'i diğer bölge ülkelerindedir. Havzadaki bu dağılıma karşı Fırat Nehri suyunun % 88,7'si Türkiye'den kaynaklanır. Geri kalan % 11,3 ise Suriye'deki Habur ve Culap sularının katkısıdır. Dicle Nehri sularının % 51,9'u Türkiye'den, % 48,1 Irak'tan kaynaklanır. Suriye'nin Dicle Nehrine katkısı yoktur. Asi Nehri: Asi Nehrinin toplam uzunluğu 450 km olup, bunun 35 km'si Lübnan, 325 km'si Suriye, 88 km'si ise Türkiye'declir. Ürdün Nehri havzasında bulunan Suriye, Ürdün, Filistin ve İsrail su kıtlığının dünyada en yoğun yaşandığı ülkelerin başında gelmektedir. Litani Nehri: Ortadoğu'cla tek bir devlet içinde doğup, aynı devletin sınırları içinde Akcleniz'e dökülen tek akarsudur. Litani, Lübnan'ın en büyük akarsuyuclur. Ürdün Nehri (Şeria Nehri): Ortadoğu'nun üzerinde en büyük paylaşım mücadelesinin verildiği tartışmalı nehir Ürdün nehridir. Suriye, İsrail, Ürdün ve Filistin arasında paylaşımında büyük sorunlar çıkmaktadır. Nil Nehri: Havzası ve drenaj kanalıyla 9 ayrı ülkeye yayılmaktadır. Su toplama havzası 3 milyon km''den fazladır. Nil havzası 7 ana bölgeye ayrılır. Bunlar; Doğu Afrika Göller Platosu, Bahrül-Cebel, Beyaz Nil Irmağı, Mavi Nil Irmağı, Atbera Irmağı, Nil havzası, Nil Deltası'clır. Yeraltı Suları; Ortadoğu'da kısıtlı da olsa kullanılabilen bazı yeraltı suları da bulunmaktadır. Ortadoğu Su Kıtlığının Başlıca Özellikleri Ortadoğu'da bulunan su kaynaklarının hidrolik özelliklerinin yanında, akarsu- ~ SU VE ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ• SAYI 8 !arın bölge ülkeleri için önem taşıyan bazı özellikleri vardır. Bunlar; kullandıkları suyun büyük bir kısmı kendi sınırları dışından kaynaklanmaktadır. Bölge akarsularının Litani Nehri dışında hepsinin birden çok ülke tarafından paylaşılmaktadır. Bu özellikler Ortadoğu'cla su kaynaklı en önemli sorunları oluşturmaktadır. Nil Nehri sularının 1959 yılında imzalanan anlaşma gereği hemen hemen tümü Mısır tarafından kullanılmaktadır. Çok az bir kısmı Sudan tarafından kullanılmaktadır. Ancak son yıllarda Etiyopya ela pay istemeye başlamıştır. Bölgenin su kıtlığı açısından can alıcı havzası Ürdün Nehri havzasıdır. Bu havza tartışmaları zaman zaman savaşa kadar uzanan bir yoğun mücadeleyi içermektedir. Arap-İsrail barış görüşmelerinde önemli bir unsur olmaktadır. Litani nehri, ulusal akarsu özelliği taşımalda birlikte, İsrail'de Lübnan'ın yanı sıra bu sudan talep etmektedir. Fırat ve Dicle Nehirlerini suları, Türkiye, Suriye ve Irak arasında kullanımı ela uluslararası platformlarda bir tartışma konusu haline getirilmeye çalışılmaktadır. Bütün bu faktörlere bakıldığında Ortacloğu'da su kıtlığı gerçek bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Su Kıtlığının Alternatif Çözümleri Ortacloğu ülkelerinde su kıtlığının giderilmesi için alternatif çözümler; su tasarrufu yanında öncelikli olarak bölgedeki deniz suyu veya tuzlu sulardan su eldesi veya havza dışı bölgelerden su naklidir. 1. Su tasarrufu; Saniyede 1 damla akıtan musluk saatte yaklaşık 0.7 litre, açık bırakılan musluktan saatte 15-20 litre, diş fırçalarken 2 litre, tuvalet sızıntısından saatte 4 litre su boşa akıtıldığı ve su tüketimi kalkınmanın bir gereği olduğu göz önüne alındığında, su tasarrufu günlük hayatımızda çok önem arz etmektedir. İsraf etmemenin kazanmak olduğu unutulmamalıdır. Su o kadar önemli bir kaynaktır ki kullanırken kirletilir, israf edilirse sonunda hasret kalınabilir. il. Yeni su kaynaklarının temini, alternatif teknolojilerin kullanılması Deniz Suyundan İçme ve Kullanma Suyu Elde Etme Teknikleri Tüm doğal sular belli konsantrasyon oranlarında çözünmüş tuz içerirler. Doğal sulara ek olarak endüstri de doğrudan kullanıma uygun olmayan tuzlu su üretir. İçerdikleri toplam çözünmüş madde konsantrasyonuna (TÇM) bağlı olarak sular sınıflandırılmaktadır. Buna göre; TÇM<l000 mg/1 ise tatlı su, TÇM==l000-35000mg/1 ise acı su (yeraltı suyu), TÇM,.,35000 mg/1 ise deniz suyu olarak adlandırılır. Deniz suyundan tuz giderme yöntemlerini temel olarak; a) Termik yöntemler b) Mekanik enerjili yöntemler olmak üzere iki ana gruba ayırmak münikündür. Deniz suyundan tatlı su elde etme tesislerinin yaklaşık % 27 Suudi Arabistan, % 10,5'i Kuveyt'de % IO'u ela Birleşik Arap Emirlikleri'ndeclir. Daha doğrusu bu tür arıtımı tesislerinin yaklaşık % 60'ı Basra Körfezi etrafındaki ülkelerde bulunmaktadır. a) Termik yöntemler; • Damıtma (Multi-flash damıtma, Multieffect damıtma, Ters ozmoz, Buhar basınçlı damıtma), • Kaynatma ve buharlaştırma, Bu yöntem üretilen suyun çok temiz ve kaliteli olmasını sağladığı gibi, tesisin tam otomatik ve durmadan işletilerek büyük miktarlarda taleplerin karşılanmasını mümkün kılmaktadır. Buharlaştırıcılı damıtma tesislerinin büyüklüklerine göre günlük tatlı su üretimi 500050000 mj olarak değişmektedir. Bunun yanı sıra tatlı su üretilirken 50-500 gr/m3 tuz üretimi ele yapılabilmektedir. Deniz suyundaki yüksek tuz içeriğinden dolayı meydana gelebilecek korozyon tehlikesi ve sistem içinde yoğuşturucu/bulıarlaştırıcı vazifesi gören boru demetlerinin iç çeperlerinde oluşabilecek tortulaşma (kabuklaşma) çok kademeli sabit entalpi buharlaştırıcıları yöntemi ile en aza indirilebilir ya ela tamamen ortadan kal el ırıla bilir.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=