Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi 71. Sayı (Haziran 2014)

Su&Çevre: 10 yıl önce neyi hedefle- miştiniz? Bugün gelinen noktada fuarın içeriği nasıl şekillendi? Zekeriya Aytemur: Genel olarak bak- tığımızda aslında tek şemsiye altında birçok farklı segmentteki ürün ve hiz- met Fuar’da sergilenir durumda. Biz yolculuğa başlarken odaklandığımız nokta tamamıyla geri dönüşüm tekno- lojileriydi. Süreç içerisinde şunu gör- dük ki aslında tek şemsiye altında bu gruplar birleşiyor. Geri dönüşüm, su, atıksu, atıkgazla ilgili çözümler ve son yıllarda giderek önemi artan bir biçimde atıktan enerjiye geçiş uygulamaları. Bu yıl bunlarla ilgili olarak düzenlediğimiz etkinlikler de ilgi görüyor. Fuarın açı- lış günü Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Atık Yönetimi Dairesi’nin oturumları vardı. Bu oturumlarda bu yıl yapıl- ması düşünülen atık yönetmeliğindeki değişiklikler aktarıldı. Oturumu izle- yen sanayicilerden görüşler alındı ve interaktif bir iletişim ortamı sağlandı. Bioenerji Derneği’nin sunumlarında da atığın nasıl enerjiye dönüştürülebileceği ve bunun sanayiciye kazandıracakları anlatıldı. Üç gün boyunca İş Sağlığı ve Güvenliği Derneği’nin yürüttüğü bir organizasyonla iş sağlığı ve güvenliği alanında detaylı sunumlar yapıldı. Tür- kiye gelişen bir ülke, nüfusu artıyor ve genç nüfusunu koruyor. Her alanda yatı- rımlar ve ihracat artıyor. Ülke bu yolda ilerlerken Fuar’la ilişkilenen önemli iki başlık var. Bir tanesi bunun sürdürüle- bilir kılınması ve çevre dostu kimliğiyle yürüyebiliyor olması. Çünkü hiçbir kay- nak sınırsız, sonsuz değil. Dolayısıyla gelecek nesillerin de hayatını garantiye almak için bir yandan sanayileşmemizi yükseltirken, bir yandan da buna uygun olarak atık bertarafıyla ilgili, suyla ilgili tedbirleri muhakkak alıyor olmamız lazım. Bu açıdan bilginin paylaşımı da önemli. Standlar hem kendi sundukları çözümleri paylaşıyorlar, hem de biz otu- rumlarla bu bilginin paylaşımını artırıyo- ruz. İkinci önemli konu da iş güvenliği ve işçi sağlığı. Bu büyümeler kuşkusuz sermaye birikimiyle sağlanıyor. Sermaye birikimi sağlanırken de işçilerin güven- liğini gözetiyor olmamız lazım. Çevreye duyarlı, atık ile sorunlarını çözen, öte yandan da iş hayatının güvenliğini öne koyan bir ülke olacağımızı düşünüyo- rum. Özellikle sanayi tesislerinde genel- likle çevre mühendisleri aynı zamanda iş güvenliğinden de sorumlu kılınıyor. Dolayısıyla ortak bir yanımız var. Bu yüzden de biz artan bir şekilde geçen yıl da bunu yapmıştık ancak bu yıl özel bölüm haline getirdik. Önümüzdeki yıl da belki paralel, aynı tarihte yapılan, bağımsız bir fuar olarak duyurabiliriz. İş güvenliği konusuna ağırlık vermeye devam edeceğiz. Su&Çevre: Bu yıl “Atık Bilet” uygula- masıyla neyi amaçladınız? Zekeriya Aytemur: Bunu dikkat çek- mek için yaptık. Çünkü katı atık tarafında dünyada geçerli olan prensipler var. Birincisi eğer mümkünse o ürünü tekrar kullanmak. İkincisi tüketimi azaltmak. Çünkü kaynaklar sınırsız değil. Üçün- cüsü de geri dönüşüme sokmak. Bunun için kaynağında ayrıştırmak gerekiyor. Yani o geri dönüşebilir atığın kirlenme- mesi, çöp haline gelmemesi gerekiyor. Eğer kirlenir ve çöp haline gelirse onu geri dönüştürmek artık çok maliyetli bir iş halini alıyor.. İkincil hammadde- nin fiyatı, ana hammaddenin fiyatının üzerine çıkarsa zaten bir anlamı kalmı- yor. Yani ikincil hammadde ekonomik olmalı ki sanayici de birincil hammadde yerine bunu kullanıyor olsun. Biz de bunu hatırlatmak için fuarda giriş kapı- larımızın önüne ayrıştırma kutularını koyduk ve ziyaretçilerimize yanınızda getireceğiniz atığı kutulara atarak fuara bedel ödemeden girebilirsiniz dedik. Su&Çevre: Su ve çevre sektöründeki gelişmeleri nasıl görüyorsunuz? Zekeriya Aytemur: 10 yıl önce Avrupa’da ve Almanya’da suyla ilgili organize olmuş çok fazla yapı vardı. Su ve atıksuyun geri kazanılması konu- sunu çok önemsiyorlardı. O yıllarda biz “Türkiye’de su biter mi?” diyorduk. Şimdi ne oldu? Metropollerde “Acaba susuz bir yaz mı geçireceğiz?” diye konu- şulmaya başlandı. Kaynak suları giderek azalıyor, peki nedeni ne? Sadece kentler- deki tüketim mi? Hayır, değil. Şu anda sanayiye baktığınız zaman, sanayinin yüzde 75’i imalat sırasında kaynaktan su alıyor ve onu drene ediyor. Gelelim kentsel yaşama... Mesela yağmur suları ve atıksularımız akıp gidiyor. Suyu bah- çemizi sulamak için kullanıyoruz. Çünkü hala değerin farkında değiliz. Fakat bir süre sonra çok farklı durumlarla karşı- laşacağız. Birincisi suyu bulamayacağız, ikincisi de su çok pahalı hale gelecek. O yüzden başta sanayiciler olmak üzere suyu geri kazanmak zorundalar. Zaten yasal düzenlemeler bunu söylüyor, önemli olan bunun uygulamaya geçiril- mesi. Sanayiciler de bunun farkındalar fakat bunun bir maliyeti de var. Eğer sanayici zorlayıcı tedbirlerle karşı kar- şıya kalmazsa bu maliyeti erteleyebili- yor. Önemli tarafı ise yönetmeliklerin, yasaların uygulanmasındaki tedbirlerin artırılmasıdır. İFO İstanbul Genel Müdürü Zekeriya Aytemur “Kaynaklar Sınırsız Değil” 26 Su ve Çevre Teknolojileri • Haziran 2014 Fuar

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=