Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi 62. Sayı (Eylül 2013)
34 Su ve Çevre Teknolojileri • Eylül 2013 Kongre ölçekte gösterdiği ekonomik başarıyı kalkınma süreçlerine de yansıtabil- mesi gerekiyor. 2023 yılında ilk 10 ekonomi arasında olma hedefini ger- çekleştirirken, çevre korunması, insan huzuru ve refahı bileşenlerini gözardı etmeden, kalkınmayı sürdürülebilir kılmamız, bir başka deyişle yaşamın gereksinimlerini ve doğal kaynakların sürdürülebilirliği arasında bir denge kurmamız gereklidir. Ülkemiz hızla kalkınıyor, dünyayı değiştirecek pro- jeler arasında ülkemizde yürütülen büyük çaplı projeler de sayılıyor. Projelerin gerçekleştirilmesi sıra- sında kamuoyunun desteği ve çevre sorunlarının oluşmasının önlenmesi konusunda devletin üstüne düşeni yapacağına olan inancın geliştirilmesi şart. Çevre mühendisleri olarak sahip olduğumuz bilgi, bilim, teknoloji ve becerilerimizi harmanlayarak yaşana- bilir bir gelecek sunacak sürdürülebi- lir bir kalkınma vizyonunu oluşturula- bilmesinde önemli rol oynayabilece- ğimize inanıyoruz. Tüm paydaşların katılımıyla gerekli politikaları oluştur- duğumuz ve uyguladığımız takdirde doğal kaynakların dengeli kullanıldığı, ekonomik ve sosyal alanda sürdürüle- bilir gelişmeye sahip, yaşanılabilir bir dünya için geç kalmış değiliz...” ÇMO BAŞKANI BARAN BOZOĞLU: “Kamu yararı gözetilmeli” Açılış konuşmalarının üçüncüsü ise Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baran Bozoğlu yaptı. Bozoğlu, “Kongreyi düzenlemeye karar verdiğimizde ülke gündemi bu kadar yoğun değildi ve çevresel hassasiyetler de güncel siyasette bu kadar yer almamıştı” diyerek başladığı konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Bu anlamda, toplumsal hareketlerin arttığı ve çevre sorunlarına karşı talep- lerin yükseldiği bir dönemde kong- remizi düzenlememiz hiç kuşkusuz bizlere önemli sorumluluklar da yük- lüyor. Kamu kurumu niteliğinde bir meslek örgütü olan Odamızın varlık nedeni, mesleğin, meslektaşların ve halkın yararına faaliyetler yürütmek- tir. Bu önemli görev, ‘çevre’ alanına temas ettiğinde üstümüze daha da büyük sorumluluklar yüklemektedir. Üniversitelerden edindiğimiz bilgi birikimini çevre sorunlarının çözümü adına topluma ulaştırma görevi ülke- miz için çevre mühendislerinin en büyük sorumluluğudur. Halk sağlı- ğıyla doğrudan bağlantısı olan çevre sorunları öncelikle doğru tespit edil- melidir. Çevre sorunları ve etkileri, bilimsel bilgi ışığında tespit edilmeli ve şeffaf, katılımcı bir anlayışla top- luma aktarılmalıdır. Sorunların tespi- tinin ardından kamu yararı gözeten bir anlayışla çözüm üretilmeli ve bu çözüm önerileri toplumun onayına mutlaka sunulmalıdır. Bu noktada, bilimsel kongremizin temas ettiği önemli adımlar bulunmaktadır. Çevre sorunlarının bilimsel verilerle tespi- tinde ve çözümünde çevre mühendis- liği başat meslek disiplinidir...” Dışa bağımlı bir süreç yürütülüyor “Öte yandan, çözüm noktasında teknoloji üretimi devreye girmekte- dir. Ülkemizde ne yazık ki yerli çevre teknolojisi yeterince gelişmemekte, akademisyenler üniversitelerde Ar-Ge çalışmalarına yönlendirilememekte- dir. Gerekli teşviklerin bu alana kay- dırılamaması nedeniyle de birçok alanda olduğu gibi çevre teknoloji- sinde de dışa bağımlı bir süreç yürü- tülmektedir. Arıtma tesisi ekipman ve kimyasallarının, düzenli depolama ekipmanlarının, baca gazı filtre sis- temlerinin, laboratuvar cihazlarının yurtdışından sağlandığı, hepimizin çok iyi bildiği bir gerçektir. Bu olum- suz durum, devletin verdiği teşviklerle ve hevesli, heyecanlı bilim çevreleri ile tersine çevrilebilecektir...” Ergene, 3. Köprü, Kanalistanbul... “Bilim insanları ve akademisyenler, bilimsel çalışmalarını tüm zorluklara rağmen yürütmektedir. Düzenlenen onlarca sempozyum ve kongrede bu çalışmalar aktarılmaktadır. Bu önemli toplantılara ve sunumlara rağmen ülkemizde çevre sorunları gittikçe artmakta ve kronikleşmeye başlamaktadır. Ergene Havzası ile ilgili yapılan onlarca toplantı ve projeye rağmen somut adımlar atılamadığı için Ergene Havzası kirliliğini koru- maktadır. Tarım arazilerinin bulun- duğu bir bölgede, soframıza gelen besinleri besleyen bu havzanın kirlilik etkilerinin halen görülememiş olması ise üzücüdür. Bu havzadaki sorunlar yetmiyormuş gibi termik santral gibi kirletici unsurların Ergene’ye yapıl- maya çalışılması da düşündürücüdür. Nüfusu 15 milyona yaklaşan, yani ülke nüfusumuzun yüzde 20’sine sahip olan İstanbul’a yapılan ve yapılması planlanan projeler ise tüyler ürper- ticidir. Hassas ve özel bir ekosistemi olan Marmara Denizi’nin doldurula- rak yeni beton alanların yaratılması, Kanalistanbul Projesi, şaibeli 3. Köprü projesi, bilimden uzak 3. havalimanı projesi gibi aynı zamanda nüfus yoğunluğunu da artıracak olan proje- ler sorunları daha da kronikleştirmek- tedir. İzmir Gaziemir’de ortaya çıkan tehlikeli ve nükleer atıkların üzerine toprak örtülmesi, SİT alanına HES ve termik santral yapılmaya çalışılması, sorunlu örneklerden sadece bazıları- dır. Kırdan kente göçün halen devam etmesi ile kentlerdeki altyapı ihtiyaç- ları, sağlıklı suya erişim, atıksu yöne- timi, atık yönetimi, gürültü kontrolü gibi konular ise günümüzün diğer Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baran Bozoğlu
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=