Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi 5. Sayı (Kasım-Aralık 2005)

mektir. Kaynaklarımız insan ve paradır. Bizim orkestra şefimiz bizim proje yöneticimiz eğer Çevre ve Orman Bakanlığı ise, bu aktörleri çok güzel yerleştirmeli, herkesin bu proje içindeki rolünü tanımlamalı ve görevini yapıp yapmadığını ela denetlemelidir. Denetleyip görevini yapmayana rastladığında hemen önlemini almalıdır. Bu şekilde ancak bir projede, bakkal dükkanı ela açsanız, bir ülkeyi AB'ye ele soksanız bütçenizi planlayıp, düzenli clenetlerseniz proje sonunda bütçeniz de zamanınız ela tam gelir. Çok teşekkür ederim dinlediğiniz için. Prof. Dr. Ahmet Samsunlu: Hakikaten bizim kuruluşlarımız çok nadiren gelip fikir sorarlar. Biz her zaman hazırız. Ben bir yaşlı hoca olarak -ki hepsinin duayeni sayılırım- bunu söyleme hakkını buluyorum. Devre göre çalışanlar belirlenmemeli, konulara göre belirlenmelidir. Bunu bir temenni olarak söylüyorum. Üniversitelerimizin ele eksikliği hep teorik kalmaları uygulamaya eğilmemeleridir. Eğitim yalnız teori bilgiler aktarımı ile alımız. Uygulama da bu işin önemli bir parçasıdır. Şimdi aktarılan bilgileri toparlaması için sözü sayın müste~ara veriyorum. Prof. Dr. Hasan Zuhuri Sarıkaya: Konuşmacılar olayı değişik yönleri ile oldukça açık olarak ifade ettiler. Ancak, birkaç noktaya değinmek isterim. Erdem Bey, "Bürokratlar her şeyi kendilerinin bildiklerini zannediyorlar ve diğer bilgi sahipleri ile bilgilerini paylaşmıyorlar." Dedi ki bu doğrudur. Bu biraz Ortacloğu, biraz gelişmekte olan ülkelerin davranış biçimidir. Halbuki yola çıkmadan doğru dürüst plan yapsak, bilenlere danışsak bazı maliyetleri çok daha aşağılara çekmemiz, uygulanabilir, çalıştırılabilir sistemler kurmamız mümkün olur. Diğer taraftan ülkemizin bazı clarboğazları sıkıntıları da vardır. Mesela, araştırmalarda mali kaynak olduğunu düşünürüz. 6. çerçeve programı. Araştırmada Türkiye'nin AB'ye katkısı 250 milyon Avro, Türkiye'ye verilen projelerin toplam değeri ise 40 milyon Avro'clur. Yani Türkiye olarak AB'ni araştırma konusunda finanse eden bir ülke konumundayız. Başka bir örnek [El SU VE ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ • SAYI 5 vereyim. Avrupa Çevre Ajansı'na 31. üye ülkeyiz. Buraya her yıl 3.127.000. Avro üyelik aidatı ödüyoruz. Oradan bize geri dönen, giden uzmanları ela nazara alacak olursak 300-400 bin Avro'yu geçmez. Aynı kulvarda koştuğumuz ülkeler bize göre gelişmişlik seviyeleri daha yüksek üyeler olduğu için, bu noktada imkanları kullanma becerisini de geliştirmemiz gerekiyor. Ama, gerek Ahmet Bey'e, gerekse Erdem Bey'e katılıyorum. Katılımcı ve paylaşımcı bir yaklaşım için almamız gereken çok mesafe var. Zaten AB, katılımcılık ilkesinden hareketle gerek sivil toplum örgütleri, gerek diğer paydaşlarla ortak alınmayan kararlara çok fazla itibar etmiyor. Uğur Bey'in bahsettiği konuların hepsi önemli. Burada özel sektörün katılımını mutlaka geliştirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bu noktada finansman kuruluşları ile, finansman modelleri ile ilgili bir toplantı yapacağız. Mutlaka özel sektörün ve kamunun ortak hareket etmesini temin etmemiz gerekiyor. İklim değişikliği konusundan bahsetmiştim. Önemli bir konudur. Ülkemizde daha çok fantezi gibi gözüküyor ama sonuçlarından çok ciclclietkilenecek bir ülkeyiz. İngiltere'de çevre bakanları toplantısı çevre ve tarım bakanları birleştirilerek yapıldı. Tek kamı iklim değişikliği idi ve iklim değişikliğinin vuracağı ülkeler kuzey ve Avrupa ülkeleri veya Amerika gibi zengin ülkeler değil, Akdeniz kenarındaki ve özellikle fakir kuzey Afrika ülkeleridir ki çok ciddi şekilde etkilenecekler. Bu bilimsel olarak ortaya konmuş sonuçları mutlaka şimdiden önümüze koyup ciddi şekilde tedbirlerimizi almamız gerekiyor. Zaten bunların bazı tezahürlerini de görüyoruz. 3 hafta önce Seyfe Gölü'nde idim. Bu göl kurudu. Sultan sazlığı kurudu. Tuz gölü ile ilgili haberleri biliyorsunuz. İç Anadolu 'ela ciddi şekilde çölleşmeye doğru bir gidiş var ki, bizim bunu ciddi projelerle önlememiz gerekiyor. Raif Bey İSKİ'nin yatınmlarından bahsetti. Tabii ki sevindirici bir tablo. İstanbul nüfus ve gelir seviyesi itibariyle bu işlerin üstesinden kolay gelebilecek bir şehirdir. Benim düşüncem İSKİ mutlaka kendisine tayin edilen bu hudutların biraz dışına çıkmak durumunclaclır. Gerek teknik destek, gerekse mali yardım açısından kazanılmış bu tecrübe ve imkanları, gelirleri az olan belediyelerle paylaşmak durumundadır. Bunun için yeni Belediyeler Kanunu'nda İSKİ'nin mesuliyet sınırları il sınırları ile çakıştırıldı. Belki, bunun da ötesine gidecek modeller geliştirmek gerekebilir. Kardeş il belediyeleri ile bunlar paylaşılabilir. Mahmut Bey'in söylediği gibi çevre maliyetlerinin dikkate alınmamasının, AB ile entegrasyonda ciddi bir haksız rekabet sorunu olarak önümüze konulacağını düşünüyorum. Belki ele tehlikeli endüstri atığını usulüne uygun olarak bertaraf etmeyen sanayicimiz ihracat yapamama gibi bir durumla karşı karşıya kalabilir. Bu noktada ciddi önlemler alınması gerekecektir. Bakanlığımız iki ayrı yerde çalışma başlattı. Çok geç kalındı orada. Sadece İZAYDAŞ var. O da şu anda zannediyorum kapasitesinin % 80-90'ına ulaştı. Ama, çok kısmi bir hizmet verebiliyor. İller Bankası yeniden yapılanıyor. Bir sürü ele tesis yaptı. Ama bu tesislerin çoğu çalışmıyor. Niye çalışmıyor? Balık vermek yerine balık tutmayı mutlaka öğretınemiz lazım veya balık tutabilecek kapasiteye getirmemiz lazım. Arkadaşlar benim unuttuğum noktaları tamamladılar. Mesela Ganime Hanım 6 adet projede kaynaklar nasıl kullanılıyor, DPT ile ilişkiler yönünden gayet güzel özetledi. Burada sözlerimi noktalamak istiyorum. Prof. Dr. Ahmet Samsunlu: 1984'cle Beclrettin Dalan ela dahil 20 belediye başkanı ile birlikte Stutgart Üniversitesi'ncleki Türk-Alman Sempozyumu'na davetli olarak katıldık. Bir yerleşim bölgesini gezerken, bölgenin belediye başkanına dikkatini çeken bir anısı soruldu. Belediye Başkanı "Yaşlı bir bayan seçmeninin 600700 metre ilercleki tenis sahasından gelen raketin topa vurma sesinin kendisinin rahatsız olduğunu söylemesini" açıkladı İnşallah bizim de yalnızca böyle tenis toplarının gürültüsünden rahatsız olacağımız ortamlar yaratacağımız günler gelecektir. Sayın müsteşarın şahsında hükümetimizclen bunu beklediğimizi ifade ederek toplantıyı bitiriyorum. ■

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=