Kirleten bedelini ödemeli Türkiye'de atık tahliyesine ilişkin vergi zorunluluğunun olmayışı önemli bir sorun teşkil ediyor. Bu yüzden çevreci uygulamaları teşvik eden "kirleten öder" ilkesi hayata geçmiyor, kirlilik yaratan şirketlere para cezası uygulanamıyor. Su sektörünün büyümesini engelleyen faktörler arasında, tarifelerin yetersizliği ve konunun tarafları arasındaki iletişim kopukluğu olarak öne çıkıyor. Bu faktörler, su hizmetleriyle ilgili mali kararların yetersiz değerlendirilmesine yol açarak, farklı kentsel hizmetler için gereken maliyet istirdadının yetersiz değerlendirilmesine neden oluyor. Öte yandan, küçük ve orta ölçekli belediyelerde su altyapısının gelişimi, yeterli fon ve kurumsal yeterliliğin olmayışı nedeniyle yavaşlamış bulunuyor. Dolayısıyla Türkiye'nin su ve atıksu altyapısı, özellikle su şebekesi iyi bir durumda bulunmuyor. Ciddi fonlara ihtiyaç var Frost & Sullivan Türkiye uzmanları, Türkiye'nin güçlü ihracat eğilimi ve gelişmekte olan endüstrileri göz önünde bulundurulduğunda, sanayi sektöründe su ve atıksu arıtmaya olan talebin daha güçlü olması gerektiğinin altını çiziyorlar. Bu l 24 Su ve Çevre Teknolojileri • Şubat 2012 noktada kaliteli arıtma suyu, nüfus artışı, yetersiz altyapı ve AB'den fon alma, anahtar başlıklar olarak öne çıkıyor. Yetersiz fona sahip olan ve mali kaynakları zayıf olan küçük ve orta büyüklükteki kentler, yatırımcılara cazip gelmiyor. Uzmanlığın ve su kalitesi verilerinin olmayışı ise daha iyi su kaynakları yönetimini geliştirmeyi kısıtlayan bir başka önemli faktör olarak belirginleşiyor. Türkiye'nin su ve atıksu pazarı büyüme aşamasında bulunuyor. Gelişen su ve altyapı yönetim gerçeği nedeniyle Türkiye bu alanda geçiş dönemi ülkesi olarak değerlendiriliyor. Öte yandan, pazar geniş bir coğrafi bölgeyi kapsıyor ve yakın gelecekte bu alanın daha da genişlemesi bekleniyor. Bununla birlikte, pazar küçük ve orta ölçekli birçok yerel şirket arasında bölünmüş bulunuyor. Öte yandan, Türkiye'nin fon alabilme gücü ve teknik uzmanlık talebi nedeniyle uluslararası şirketler açısından gitgide daha cazip hale geliyor. Büyük inşaat şirketleri radarlarını kurulacak tesislere çevirmiş bulunuyor. Frost & Sullivan'ın öngörüleri net Frost & Sullivan uzmanları, su yönetimi periyotlarında artan su stresi ve kaygılarının, 2020 yılında sürdürülebilir su ve atıksu arıtma çözümlerinin göz önüne alınmasına yol açacağını ileri sürüyorlar. Bu bağlamda, su endüstrisi değer zincirinin çok yakın bir zamanda, mühendislik tedariği ve inşaat şirketleri, su ve atıksu arıtma sistemi montajcıları ve orijinal ekipman üreticileri arasında güçlü bir entegrasyona şahit olacağı belirtiliyor. Böylece kimyasal içermeyen su ve atıksu arıtma çözümleri, atıksu arıtma yoluyla biyogaz üretimi ve maddi kaynakların kurtarılması gibi yeniliklere yol açacağı vurgulanıyor. Frost & Sullivan, artan nüfus ve kentleşmenin su endüstrisini doğrudan etkileyen bir mega eğilim olduğunun altını çiziyor. Milyarlarca dolar yatırım çekmesi beklenen bir başka mega eğilimin ise "altyapı geliştirme" olduğu, bunun su endüstrisinde yeniliklerin ve gelirlerin artmasına doğrudan zemin hazırlayacağı belirtiliyor. Bu noktada Frost & Sullivan, Türkiye için üç büyük tahminde bulunuyor. Birincisi, pazar su kaynakları yönetiminin iyileştirilmesi, sürdürülebilirlik ve akıllı altyapı yönünde geliştikçe entegre çözüm ve hizmetlerle enerji tasarruflu teknolojilerin sağlanması yaygınlaşacak. İkincisi, atıksu arıtma sektörü kentsel ve endüstriyel sektörlerde en yüksek büyüme potansiyelini gösterecek. Gelişmiş atıksu arıtma teknolojileri, özellikle hassas su rezervleri taşıyan yerlerde daha yüksek düzeyde büyüyecek. Üçüncüsü, artan sanayileşme ve kentsel hizmetler, filtrasyon ve dezenfeksiyon gibi gelişmiş teknolojilerin büyümesini artıracak. İyileştirilmiş imha yöntemlerinin geliştirilmesini yönlendiren çevre ve halk sağlığı güvenlik sorunlarını ele alma ihtiyacıyla beraber çamur arıtma teknolojileri de büyük önem kazanacak. •
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=