Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi 40. Sayı (Eylül-Ekim 2011)

46 Su ve Çevre Teknolojileri • Eylül - Ekim 2011 Röportaj hikayesi yok. Şimdi yasal bazı revizyonlar yapılıyor ama yine de Bakanlık onayı, Yüksek Planlama Teşkilatı onayı gibi bürokratik süreçler işi çok zorlaştırıyor. İkinci engel ise hem suyu hem katı atığı bağlıyor. Remondis olarak yurtdı- şında birçok imtiyaz sözleşmemiz olmasına rağmen Türkiye’de bu pek mümkün olamıyor. Su ve atık yöne- timi, altyapı hizmetleri gibi yüksek yatırım gerektiren ve uzmanlık isteyen işleri belediyeler özel sektöre devretmiyor, imtiyaz devri gerçekleşemiyor. Kamu özel sektör işbirliğini kapsayan bir kanunumuz yok. Ayrıca, finansman konusunda da sorunlar var. 2010 yılı Ekim ayında tarife yönetmeliği çıktı. Artık belediyeler çöp ve su gibi altyapı hizmetleri için vatandaştan para alacaklar. Bu durum belediyelere finansman açısından avantajlar sağ- layacak. Fakat henüz bunu başarıyla uygulamaya başlayan belediye sayısı yok denecek kadar az. Belediyelerin bu konuda daha büyük hassasiyet göstermesi gerekiyor. Yap-işlet-devret ve imtiyaz projelerinin onay zorunluluğundaki isteksizlik, merkezi idarenin enerji ve ulaşım sektörünün aksine özel- likle su sektöründe isteksiz yaklaş- ması, bizlerin de cesaretini kırıyor. Remondis’in dünya çapında 49 tane imtiyaz işi veya kamu özel ortaklığı var. Türkiye’de neden yapılama- sın?.. İlgili Bakanlıkların koşulları bir daha gözden geçirmesinde fayda olacağını düşünüyoruz. Avrupa Birliği sürecinde, su ve atıksu sektöründe kamunun harca- ması gereken çok yüksek rakamlar telaffuz ediliyor. Özel sektörün finansman gücünü harekete geçirip kamuya destek olmasını sağlaması ve yatırım yaptıktan sonra karşılığını alacağının garanti edilmesi gereki- yor. Geri ödeme süreçlerinin uzun tutulması şart. Fakat Türkiye’de idareciler ve yöneticiler uzun süreli sözler vermeye alışık değiller. Kamu yöneticilerinin de biraz cesaretli olması lazım. Özetleyecek olursak, sektörün ve firmamızın geleceğini kamu&özel ortaklıkları, yap-işlet-devret yatırım- ları gibi uzun soluklu ve taraflar için sürdürülebilir projelerde görüyo- ruz. Bu model, gerek kamunun gerekse özel sektör kaynakların en verimli kullanılabildiği yöntemdir. Avrupa’nın imrendiğimiz düzenine, temizliğine ve tesislerine ulaş- mak istiyorsak yolumuz buradan geçmeli.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=