Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi 4. Sayı (Eylül-Ekim 2005)

nokta ise ulusal çevre politikalarının eleştirel bir bakışla gözden geçirilerek, gerekli eksikliklerin tamamlanması ve düzeltmelerin yapılması. Bu sürecin hayata geçirilmesindeki anahtar kavramın "Gündelik yaşamımızda kullandığımız çeşitli ürün ve hizmetlerin ardında daha az artık ve atıklar bırakarak üretilmesi" olarak tanımlanabilen Temiz Üretim (ya da Kirlilik Önleme) olduğundan hareketle TMMOB ÇMO bu yıl düzenlediği VI. Ulusal Çevre Mühendisliği Kongresi'nin ana temasını "Ulusal Çevre Politikaları-Temiz Üretim" olarak belirledi. Temiz Üretim girdileri, üretim süreçlerini ve ürünleri bir bütün olarak ele alan bir kavramdır. Sadece proseslerde değil, davranışlar ve yönetim felsefesinde ele köklü değişiklikler önerir. Geri dönüşüm, atık azaltımı, kirlilik önleme vb. uygulamaları kapsayan Temiz Üretim kavramı aynı zamanda iyi bir çevre yönetim sisteminin içermesi/uygulaması gereken yaklaşımı tanımlar. Ürün tasarımını ela -bütünsel önleyici çevre yönetim sisteminin bir parçası olarak- içercliğinclen, kirlilik önleme yaklaşımlarından (arıtma tesisleri, baca filtreleri, vb.) daha geniş bir uygulama alanı vardır. Bu çerçevede, TMMOB ÇMO VI. Ulusal Çevre Mühendisliği Kongresi ile insanlığa sürdürülebilir üretim, enerji vb. bazında yeni bir ufuk sunan temiz üretim kavramını çevre mühendisleri için olduğu kadar, ilgili tüm uzmanlık alanlarının gündemine getirmekte ve ülkemizde konu üzerindeki ilk kongreyi düzenlemektedir. Su ve Çevre Teknolojileri: Bakanlıkla sürekli irtibat halinde misiniz? Ö. Eylem Tuncaelli: Bakanlıkla ilişkilerimiz genel merkez düzeyinde yürütülüyor. Genel merkezimiz de bakanlıkla sürekli irtibat halinde. Örneğin çevre yasasıyla ilgili görüşmeler var. Çevre Yasası'nı, "Atılan bir Adım" olarak görüyoruz, ama çok eksik bir adım; biz ele farklı önerilerimizi sunuyoruz. Mesela en başında yaptığımız şey "Varlık" ve "Kaynak" terimlerini ayırmaktı. "Doğal Kaynakları- @] SU VE ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ • SAYI 4 mız" clecliğimizcle kaynak kelimesi sömürülecek bir şey gibi algılanıyor. En azından mantalitede bunu değiştirmek amacıyla "Varlık" terimini oturtmaya çalıştık. Yani "Doğal Varlıklarımız" eliyoruz. Zannediyorum yasada bu biraz oturacak. Bugüne kadar Türkiye "Çevreyi Kirleten Öder" prensibiyle yönetildi. Yasada da bunun nüveleri yine var. Ama daha ağır bedellerle öder; yani kirleten öder fakat daha ağır bedellerle öder; sadece para cezasıyla kurtulamazsın. Mesela taslak metinde, bozdunuz ya ela kirlettiniz ve maddi olarak bir ceza verileli; "Bu yaratı!- "Sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda bir yasamız olmalı. Kaynakları optimum kullanabilmek ve gelecek kuşakları düşünerek yönetebilmek gerekiyor" mış maddi kaynak öncelikle çevre ıçın kullanılacaktır" diyor. Niye öncelikle çevre için?.. Bu kaynağın sadece ve sadece çevre için kullanılması gerekiyor. Bu konuda baskılarımız var. Atıksu arıtma tesisinin işletilmesine dönük teşvik eden şeylerin çıkarılmasına dair görüşlerimiz var. Biz ele merakla yasanın gündeme gelmesini ve çıkmasını bekliyoruz. Uygulanabilir bir yasamız olması gerekiyor. Gerçekten sürdürülebilir kalkınma hedefleri cloğrultusuncla bir yasamız olmalı. Kaynakları optimum kullanabilmek, mühendisçe yönetebilmek ve daha doğrusu gelecek kuşakları düşünerek yönetebilmek gerekiyor. Bunun için ele biz elimizden gelen şeyleri yapmak zorundayız. Oda olarak sadece görüş verebiliyoruz ve görüşlerimizin su üzerinde kalabilmesi için ele bol miktarda emek harcıyoruz. Yapabileceğimizin en üst noktası bu. Su ve Çevre Teknolojileri: Çevre Mühendisleri Odası denetim yapmalı mı? Ö. Eylem Tuncaelli: Denetlemeyi çevre mühendisleri yapmalıdır. Denetlemelerde Çevre Mühendisleri Odası olabilir. Yani bağımsız bir heyet oluşturursunuz, bu ülkede de bu konuda en yetkin eğitimi almış insanlar çevre mühendisleridir. Bu insanların buluştukları nokta ela Çevre Mühendisleri Oclası'clır. Çevre Mühendisleri Odası bu konuda bağımsız heyete bir gözlemci veya bir üye verebilir. Ama söylediğim hep kamu nezdincleki bileşenlerden oluşmuş denetleme kurumları; kastım kar amacı gütmeden, kamu yaran gözetilerek yapılacak denetimler. Mesela biz BTB veriyoruz, BTB vererek bu sektörde çalışan firmaları odanın denetimine almaya çalışıyoruz. Diyoruz ki "Çevre mühendisi çalıştıracaksın ve projelerini odaya vize ettireceksin". Böylelikle meslektaşımızın emeğinin sömürülmemesini ele kontrol etmeyi hedefliyoruz. Projenin genel prensiplere uygunluğunu kontrol edersiniz. Yani yanlış projeler çıkmamasını sağlarsınız. Böylece hem kaynak kullanımını hem de yapılan yatırımların doğruluğunu kontrol etmiş olursunuz. Yasa, denetim mekanizması tanımlıyor. Taslakta, çevre denetçisi ya da çevre görevlisi diye tanımlar var ve bu tanımların altları bizce doldurulmamış halele. Bu kavramlar çevre mühendisi olarak tanımlanmış durumda değiller. Özellikle o kurumda ya ela kuruluşlarda bu isimle görevlendirilecek insanların çevre mühendisi olması konusunda ısrar ediyoruz. Bu işi yapacak çevre denetçisi, çevre görevlisi olarak istihdam edilecek elemanların mutlak surette çevre mühendisi olması gerekiyor. Kaynakların doğru kullanılması zaten bu elemek; bir yasayla kaynakları doğru kullanmayı hedefliyorsunuz ama en doğru kaynağı doğrudan saf dışı bırakıyorsunuz. Bu insanların mutlaka çevre mühendisi olması gerekiyor. Bakanlığın denetim mekanizmaları açısından ela kadro eksikliği var. Beş yüz tane eleman istihdam edilmesi düşünülüyor, ama bunun en azından bin olması gerekir. Ama tanımlamalar yapılmadığı için ele bu kadroların kim olacağı ve hangi meslekten olacağı net değil. ■

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=