Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi 3. Sayı (Temmuz-Ağustos 2005)

numuz yok. Belli işbirlikleri kurarak gücümüzü artırmaya çalışıyoruz. Yüz yılı aşkın bir geçmişe sahip Alman Osna firması buna iyi bir örnektir. OSNA ile içeriği ortak bir ürün geliştirmeye dayalı bir işbirliği anlaşmamız var. Osna'nın teknik grubu ile bizim teknik grubumuz, ortak bir çalışma yaparak özel kademeli bir pompa serisi geliştirdi. Bu pompa dünyanın keneli kategorisinde en iyi üç ürünü içindedir. Bu ürün hem Almanya'da, önümüzdeki ay Türkiye'de ve diğer ülkelerde hem Osna markasıyla hem de Mas markasıyla pazara sunulacak. Buna benzer sinerjik çalışmaları başka firmalarla ela yürütüyoruz. Biz sadece üretim sayılarımızla değil, Türk mühendisliğinin gücünü de ortaya koyabilmemizle de mutluluk duyuyoruz. Teknoloji altyapısı güçlü kuruluşlardan sağlayacağımız artılar olduğu gibi kendi artılarımtz; rekabet gücümüz, hızımız, esnekliğimiz, Avrupalılarla uyum sağlamamızda çok önemli rol oynayan iş disiplinimiz var. Yabanct kuruluşlarla farklı boyutlarda işbirlikleri ele geliştiriyoruz. Biliyoruz ki, her şeyi üretmek rantabl değil. Özellikle belli sektörlerde doğru yapılanabilmemiz için, ihtiyaç duyduğumuz ürün grupları var. Bunları üreten güçlü firmalarla işbirliği yapmamız, enerjimizi belirli noktalara odaklayabilmemize yardımcı oluyor. Genellikle bu firmaların sadece alıcısı konumunda olmuyoruz. Çift yönlü bir ticari boyut koyuyor, onlara ela keneli ürünlerimizi pazarlıyoruz. Buna iyi bir örnek olarak petrokimya ve gıda konularında sektör devlerinden biri olan İsveç orijinli Johnson firmasını verebiliriz. Johnson'la yaptığımız anlaşma cloğrultusuncla, hem bu organizasyona ürünlerimizi pazarlıyoruz hem ele bizim üretim programımızda olmayan ürünleri satış yelpazemize ekleyerek rekabet gücümüzü ve ulaşabileceğimiz pazarların alanını artırıyoruz. Müşterilerimizin ihtiyaçlarını hem ürün, hem ele mühendislik hizmetleri bazında karşılayabiliyoruz. Su ve Çevre Teknolojileri: Türkiye'de atıksu ve çevre sektörü ve pazar yapısı hakkında ne düşünüyorsunuz? Tayfun Başaran: Türkiye'cle atıksu, bugüne kadar çok ciddi boyutta ele alınırnş değil. Geçtiğimiz birkaç yıl içinde başlayan bir yapılanmadan bahsedebiliriz. Türkiye'nin 2000'lerin başında yaşadığı bir kriz var. Bu kriz, atıksu alanındaki gelişmelerin gecikmesine yol açtı. Bu alanda Türkiye yakın bir gelecekte profesyonelleşmeye doğru gidecek. Henüz yeterli bilgi ele yok. İleriye dönük ürettiğimiz ürünler, atıksu alanında dünyada hızla yaygınlaşan bir ürün grubu içinde. Su içinde çalışan veya atık içinde çalışan ürünler değil. Tamamen su yüzeyinde "surface" dediğimiz şekilde çalışan, ama işlevsel olarak aynı işlevi gören, bakım ve işletme kolayltğı olan, enerji problemi olan yerlerde dizel güçle çalışabilme opsiyonunu ela beraberinde getiren, herhangi bir arıza sırasında pompayı çıkarmadığınız için dışarıda anti-hijyen koşullar yaratmayan ürünler. AB'nin aldığı karar doğrultusunda Avrupa ülkelerinde; atıksu sistemlerinde kullanılan pompalarda, dalgıç tip elediğimiz tür ürünlerden uzaklaşarak, özellikle büyük sistemlerde yüzey üzerinde çalışan pompalara geçiş var. Ana sebebi hijyene dayanıyor. Dalgıç tip çalışan ürünlerde arıza-bakım gereğinde pompa atığın dışına çıkıyor, o zaman dışarıda anti-hijyenik ortam doğuruyor. Önümüzdeki günlerde söz konusu kararın yasalaşması bekleniyor. Bugünün değil yarının ürünlerini öngörmeye ve üretmeye çaltştığımız için bu tip ürünlere yöneldik. Bu alanda pazarlama ve tanıtım çalışmalarımtz, ağırlıklı olarak yurtclışına yönelik. Bunun birkaç nedeni var. Türkiye'cle maalesef Türk ürünlerine karşı tereddüt söz konusu. Dünyanın gelişmiş ülkeleri tarafından kabul gören, hatta ilk beş ürün içinde değer verilen bir ürünün "Türk Malı" olması, iç pazarımızda handikap gibi algılanıyorsa, bunun çözümü sadece Mas Grubun uhdesinde değildir. Ülke endüstrimizin, teknolojimizin, kalite güvencemizin "muteber" algılanması, ulusal çapta bir çaba gerektirmektedir. Aynca su ve atıksu sistemleri ile hijyen koşullan ilişkisini yerleştirecek düzenlemelerimizin, bakış açımızın ela gelişmesi gerekiyor. Talebi biçimlendiren bu gelişme trendi olacak. Günümüzde en önemli kriterlerin başında enerji geliyor. Enerji giderleri ulusal harcamaların ilk sırasını alıyor. Enerjinin üretilmesi sürecinde ele çevreye verdiğimiz hasar var. Her bir kW/h enerji için, yarattığınız bir çevre kirliliği hacmi var. Çoğu gelişmiş ülkelerde verimlilik, ilk kriter. AB içinde pompa konusunda bir takım anlaşmalar var. Bunlardan biri olan Ecopurnp deklarasyonu yayınlandı. Deklarasyonda yer alan koşul ve/veya yaklaşımları kabul eden firmalar tarafından imzalanan metnin özü, tüketiciye enerji tüketimi en düşük ürünü üretme sorumluluğu. Bu ela, her geçen gün enerji verimi daha fazla yükseltilmiş, çevre dostu ürün yapmayı, geliştirmeyi prensip edinmek elemek. SU VE ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ • SAYI 3 ~

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=