Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi 3. Sayı (Temmuz-Ağustos 2005)

kardeştir dedikten sonra bu ilkeyi ihlal ediyorsa, o zaman kamuoyu bu firmayı siliyor. Amerika'da, özellikle Çin Halk Cumhuriyeti'nde üretilen ürünlerle ilgili olarak gündeme getirilen "SA 8000" diye bir standart var. Çin'de bazı ürünlerin çevreye saygı duyulmadan, sigortasız işçi çalıştırılarak üretildiği iddia ediliyordu. Amerikan tüketicileri, ürünün üzerinde SA 8000 standardını aramaya başladılar, bu standardın olmadığı ürünleri ise satın almadılar. Yani sosyal sorumluluk standardına bağlılar. Bu tip şeyler dünyanın gündemine getiriliyor ve hemen paylaşılıyor. Türkiye'de de bu tip çalışmalar var. Bundan yıllarca önce Avrı.ıpa'dan çıkan asbest yüklü bir geminin Türkiye'ye gelmekte olduğu çevre örgütleri tarafından Türkiye'ye duyurulmuştu; Türkiye'deki çevre örgütleri de buna karşı çıkmışlardı. Dolayısıyla Türk insanı da zamanla çevreye saygılı ürünleri kullanmayı tercih edecek. Diğer yandan, bir hizmet ya da bir kurum çevreye saygılıysa doğa dostu ise onun illa da pahalı olması gerekmiyor. Bir ürün veya hizmet etikse, yani ahlaki kurallara uyuyorsa aynı zamanda ekolojiktir, aynı zamanda estetiktir, aynı zamanda da ekonomiktir. Bunun içerisinde kaynak israfı, rüşvet, adam kandırma, kara para aklama gibi işlemler olmadığı için kendiliğinden etik olarak her yapılanma aynı zamanda ekolojik ve ekonomik olur. Yani pahalı değildir ve hatta daha ucuzdur. Su ve Çevre Teknolojileri: Belediyelere yönelik bir eğitim semineriniz olmuştu ... Dr. Sedat Özkol: Bizim belki başka toplumlara kıyasla avantajlarımızdan bir tanesi kendi tarihimizi iç içe yaşıyor olmamız. Kendi tarihimize baktığımızda bir kurumun çevreye saygılı olabilmesi ya da çevre dostu olabilmesi için "5 e" dizgesini yaşama geçirmesi gerekir. Birincisi etik, ikincisi ekolojik, üçüncüsü estetik, dördüncüsü ekonomik, beşincisi ise elektronik. Bunların birlikte olması halinde e-kurum olma yolunda adım atılabilir. Sadece elektronik olmak yetmiyor. Tarihimize baktığımızda Osmanlı'da hiç de- ~ SU VE ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ • SAYI 3 ğilse iki ya da üç yüz yıl toplum yaşamının etik, ekolojik, estetik ve ekonomik olduğunu görüyoruz. Bu şeyleri bir araya getiriyoruz. Biz şimdilerde tarih birikimini özümseyip günümüze çıkartarak, elektronik bileşenlerle örtüştürerek bir sentez yaparsak belki daha sağlıklı hareket etmiş oluruz. Yerel yönetimler de bu alanda en etkili kurumlar içinde yer almak zorunda. Yerel yönetimlere yönelik olarak e-belediye dönüşüm konusunda yani etik, ekolojik, estetik, ekonomik ve elektronik belediye olma konusunda öğretim görevlisi olduğum Maltepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Marmara ve Boğazlar Belediyeler Birliği ile birlikte 1995 yılı aralık ayında ilk "eBelediye Dönüşüm Uzmanlık Sertifika Programı"nı gerçekleştirmişti. Belediyelerdeki bilinç düzeyini artırmaya çalışıyoruz. Kadıköy Belediyesi'nde 2000 yılında ebelediye dönüşüm projesini Türkiye'de ilk defa yaşama geçirmiştik. Bu projeye çalışılırken Amerika'daki bazı belediyeleri inceledik. e-belediye hizmetleri çerçevesinde son on yılda beş defa Amerika'daki belediyeler arasında birinci seçilen San Diego Belediyesi'ni etik, ekolojik, estetik, ekonomik ve elektronik hizmetler çerçevesinde örnek belediye olarak gördi.ik. San Diego Belediyesi'nin web sitesindeki organizasyon şemasında belediye başkanının üzerinde "San Diegolular" ifadesi kullanılıyor. Kentte yaşayanları belediye başkanının üzerinde gösteriyorlar. Bu gerçek ve inanılarak yapılmış bir şey. "Kentin sahipleri kentlilerdir" diyorlar. Şu anda da Kadıköy Belediyesi'nin web sitesine bakarsanız Selami Öztürk başkan der, üzerinde de Kadıköylüler yazar. Bu şu demek; Kadıköy Belediyesi'nin hizmetlerinden, belediyenin seçilmiş olan kadroları değil, onlarla ve onlardan daha fazla kentliler sorumludur. Bunun adı iyi yerel yönetişimdir. Bütün kurumlarda böyle bir yapı olsa daha iyi olmaz mı? ... Bu vatandaştan gelen bir yaklaşımdır. San Dieogolular bizi oraya koyun demediler ama onların bilinçlilikleri, katılımcılıkları, güçleri yerel yönetime böyle yaptırttı. Su ve Çevre Teknolojileri: En çok görev kime düşüyor? .. Belediyeye mi, vatandaşa mı, kamuya mı, üniversiteye mi, siyasetçiye mi? Dr. Sedat Özkol: Bizde kamu, çok ağırlıklı bir yer işgal ediyor. "Devlet küçülsün, saydamlaşsın, özelleşsin" gibi söylemler bazen haklı olabilir. Ama devlete saydam ol diyenlerin kendilerinin de saydam olması gerekiyor. Herhangi bir memunın baremini söylerseniz ben onun size maaşını söyleyebilirim. Ama özel sektör bunları bile gizli tutar. Kamu kesimi tarihimizde bir çok atılımlara öncülük etti. Şu anda da hiçbir sektörde etik yetkili yoktur; ama devlette etik yetkili var. CE İşareti ve benzeri konularda hep devlet öncülük yapıyor. Özel sektör neredeyse kulağından çekilerek bir takım şeyleri yapıyor. İkinci temel görev bu konuda görev yapmak üzere ortaya çıkmış veya ortaya çıktığını savlayan sivil toplum kLıruluşlarına düşüyor. Medya, etik değerlere yabancı kaldıkça her türlü etik değerleri yadsıyarak etik skalanın altında yer alıyor. Olaylara televole mantığıyla bakan, hatta ondan daha da aşağı seviyelerde olaylara yaklaşan medya olduğu sürece başarılı çalışma yapma şansı çok az... ■

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=