WWF-Türkiye Genel Müdürü Dr. Filiz Demirayak; "BM İklim Zirvesi, iklim müzakereleri sürecine yeni bir siyasi enerji getirdi" T ürkiye Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF), New York'taki Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi'nin iklim müzakerelerine yeni bir politik açılım getirdiğini beliıtti. Gelişmeleri değerlendiren WWF-Türkiye Genel Müdürü Dr. Filiz Demirayak "Birleşmiş Milletler İklim Ziıvesi, iklim müzakereleri sürecine yeni bir siyasi enerji getimıiştir. Çin Cumhurbaşkanı, Japonya Başbakanı ve ABD Başkanı'nın ilk kez Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda iklim değişikliği tehdidine ilişkin görüşlerini sunmuş olması ve siyasi liderlerin iklim değişikliği sorununa karşı acilen harekete geçilmesi gereAB "Sınıflandırma Etiketleme ve Ambalajlama Tüzüğü"nde geri sayım başladı AB "Sınıflandırma Etiketleme ve Ambalajlama Tüzüğü" uyum süreci için geri sayım başladı. İhraç edilen kimyasalların etiketleme bilgilerinin 1 Aralık 2010 tarihine kadar AKA'yabildirilmesi gerekiyor. 20 Ocak 2009 tarihinde yürürlüğe giren CLP Tüzüğü'ne göre, (Classification, Labelling and Packaging of Substances and Mixtures / Maddelerin ve Karışımların Sınıflandırılması, Etiketlenmesi ve Ambalajlanması) AB üyesi ülkelerde fa22 Su ve Çevre Teknolojileri • Sayı 28 • Eylül-Ekim ğini güçlü şekilde vurgulamış olması oldukça olumlu gelişmelerdir" dedi. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-Moon yaptığı açıklamada Kyoto Protokolü sonrasında devreye girecek anlaşmanın kapsamlı, iddialı ve bağlayıcı olınası gerekliliğini vurguladı. Dr. Filiz Demirayak "Bu politik kararın ortaya çıkmasında Ban Ki-Moon kilit öneme sahiptir. Toplantıya katılan liderler iklim krizine önem verdiklerini açıkladılar, bu kapsamda Aralık aymdaki Kopenhag iklim ziıvesine kadar yapılması gereken biı"çok iş var. Bu dönemde verilen cesur sözlerin ilgili bakanlar ve müzakereciler tarafından hayata geçirilip geçiı·ilmeyeceğini takip edeceğiz" dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da ziıveye görüntülü bağlantı ile katıklı ve "Türkiye, küresel salımJarla uluslararası mücadele ve işbirliği çalışmalarında sürdürülebilir kalkınma hamlelerine zarar veımeyecek nitelikte 'ulusal olarak uygun eylemleri' yerine getirme konusunda üzerine düşeni yapacaktır" diye konuştu. Başbakan Erdoğan'ın konuya ilişkin mesajını değerlendiren aliyet gösteren, kimyasal madde ve karışım üreten veya ithal eden firmalar, söz konusu madde ve karışımları CLP Tüzüğü usul ve esaslarına göre sınıflandırma, etiketleme ve ambalajlamakla yükümlü olacaklar. Bu da AB ülkelerine kimyasal madde ve karışımları ilmıç eden sanayicimizi yakından ilgilendiriyor. Bu ti.izi.iği.in temeli, Birleşmiş Milletlerin Küresel Uyumlaştırılmış Sistemi (BM GHS), sınıflandırma ve etiketleme kriterlerinin uyumlaştırılması yoluyla tehlikeli kimyasalların küresel olarak aynı fiziksel, çevresel, sağltk ve güvenlik bilgilerini içermesi uygulamasına dayanıyor. Sistem, dünya çapında aynı kin1yasalın fiziksel, sağlık ve çevresel tehlikeleri hakkındaki bilgilerin farklı şekillerde etiketlenmesi sorunuyla başa çıkabilmek amacıyla BM düzeyinde geliştirildi. Aynı zamanda, bir ürünün ihracı sırasında, genellikle Demirayak şunları söyledi: "Başbakanımız, küresel iklim değişikliği tehdidinin küresel ve bölgesel işbiı'liği ile çözüme kavuşacağını beliıtmiştir. Türkiye'nin bu çözümün içerisiı1de yer alması, bu süreçte gelişmiş ülkelerden edineceği teknoloji ve finansman desteği ile düşük karbon ekonomisine geçiş içiı1 gerekli adımları ivedilikle atınası gerekmektedir. WWF-Türkiye'ye göre bu süreçte Ti.irkiye'nin ve gelişmekte olan diğer ülkelerin 'oıtak ancak farklılaştırılmış sorumluluklar' ilkesinden hareketle emisyonlarını, 'hiçbir değişiklik yapılmadığı durum'daki tahminlere göre, 2020 yılına kadar % 30 azaltma taahhüdü vermesi gerekmektedir. Enerji yoğunluğu yüksek olan Türkiye'nin bu kapsamda oımansızlaşmayı durdurması ve enerji veriınJiliği konusunda harekete geçmesi elzemdir. Bunun yanı sıra gelişmiş ülkeler tarafından yaratılacak finansman ile, Ti.irkiye'nin ulusal uyum stı-atejisini tamamlayarak uygulamaya koyması gerekmektedir. WWFTürkiye olarak bu süreci yakından izliyor ve bu çalışmalara destek veriyor olacağız". farklı kriterlerden ötürü farklı farklı sımflandırılıp, etiketlenmesi zorunluluğundan kaynaklanan ticari engelleri ele azaltmak amacını taşıyor. CLP Tüzüğü, kademeli olarak "tehlikeli maddeler" ve "tehlikeli karışımlar" direktiflerinin yerine geçecek. Yürürlüğe giren CLP Tüzüğü kapsamında; maddeler (substances) için 1 Aralık 2010 tarihine kadar, karışnnJar (mixtures) için ise 1 Haziı-an 2015 tarihine kadar geçiş süresi veriliyor. Ayrıca CLP Tüzüğü kapsamında, AB'de kimyasal madde üretici ve ithalatçılarının, sımflandnma ve etiketleme bilgilerini Avrupa Kimyasallar Ajansı'na (AKA) 1 Aralık 2010 tarihine kadar bildirim yükümlülüğü bulunuyor. Bu bilcliı·im yükümlülüğü, REACH Tüzüğü kapsamında bu bilgileri 1 Aralık 2010 tarihine kadar kayıt dosyasının bir parçası olaı-ak sunacak fnmalar için geçerli değil.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=