__ Su hayat mı Önümüzdeki Mart ayında Dünya Su Konseyi'nin organizasyonunda İstanbul'da düzenlenecek "5. Dünya Su Forumu"na alternatif olarak, Dünya Su Konseyi'nin politikalarına karşı "Suyıın Ticarileştirilmesine Hayır Platformu" da etkinlikler düzenliyor. Suyun bir meta olmadığını, halka kamu eliyle ve kar gözetilmeksizin götürülmesi gerektiğini belirten platform yetkilileri, zaten azalmakta olan temiz suyun tüm canlılar için adaletli bir şekilde dağıtılması gerektiğini söylüyorlar. "5. Dünya Su Forumu"yla aynı tarihlerde kendilerinin de etkinlikler düzenleyeceğini belirten yetkililer, eğer su metalaşır, ticarileşirse, petrol savaşlarında olduğu gibi yakın bir gelecekte, insanları su savaşlarının beklediğini söylüyorlar. "Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu" yetkililerinin, Dünya Su forumu ve onun politikaları hakkında yaptıkları açıklama ve değerlendirmelerini dosyamızda okuyabilirsiniz. Mart ayı yaklaştıkça, ortalık ısınmaya başladıkça biz de okurlarımıza soralım; Su hayat mı ticari bir meta mı? .. 32 Su ve Çevre Teknolojileri • Sayı 24 • Ocak-Şubat ~ ticari bir meta mı? TMMOBYönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı'nın basına yaptığı açıklama özetle şöyle: "Kamu hizmeti olarak tanımlanan su, yaşamın vazgeçilmez unsuru ve yerine bir başka şeyin ikame edilemeyeceği bir doğal kaynaktır... Her insan, sağlıklı ve güvenilir suya erişme hakkına sahip olmalıdır... Su gibi toplumsal bir değerin, hayatın vazgeçilmez unsurunun, küresel su şirketlerinin kar hesaplarının insafına, gelişmiş kapitalist ülkeler arasındaki egemenlik çekişmesine terk edilmesi düşünülemez... Öncelikle suya erişmenin bir insan hakkı olduğu kabul edilmeli ve suyıın kamu yararı ilkesi doğrultusunda ve kar gözetilmeden olabildiğince ucuz olarak yurttaşın kullanımına sunulması sağlanmalıdır. Tüm bunların gerçekleştirilebilmesi için su yönetiminin kurumsal yapısının oluşturulmasında bu hizmetin bir kamu hizmeti olduğu ve kamu yararı anlayışı ile ulusal çıkarlarımız gözetilerek ele alınması gerektiği mutlaka dikkate alınmalıdır ... Kendisini 'Dünya su güvenliği için çok yönlü uluslararası bir ortaklık' olarak tanımlayan 'Dünya Su Konseyi' 300 üyeli uluslararası bir kuruluştur. Ana programının oluşmasında su sanayi diye anılan çokuluslu şirketler ile Dünya Bankası'nın görüşleri ağır basar. Su sorununu neoliberal dünya görüşüne göre algılayan Dünya Su Konseyi'nin temel çözüm önerisi şudur: Gelişmemiş ülkelerde kentlerdeki yüksek nüfus artışı su kaynakları üzerinde aşırı baskı getirmekte, su sunumunda kıtlık yaratmaktadır. Maliyetinin altında, yapay olarak düşük fiyatlandırıldığı için su tüketiminde israf olmaktadır. Devlet ve yerel yönetimler, düşük yatırım, popülizm ve yolsuzluk nedenleriyle bu işi becerememektedirler. Güvenli su üretimi, dağıtım1 için özel sektörü, bu işe ortak yapmak, açıkçası bu işlevleri özelleştirmek gerekir. Uzunca uğraşılar sonrası emek ve meslek örgütleri, siyasi partiler, dernek ve platformdan oluşan 38 kurum, 2009 Mart'ında İstanbul'da düzenlenecek Dünya Su Forumu'na karşı bir araya gelerek, Dünya Alternatif Su Forumu'nu İstanbul'da toplamak üzere "Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu"nu oluşturduk. Bizler, ülkemizi laboratuvar gibi kullanıp, özel sektöre dayalı su sistemlerini ülkemize dayatmaya çalışanlara, alternatif etkinliklerle cevap vereceğiz". "Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu" adına TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Sekreteri Tores Dinçöz'ün açıklaması ise şöyle: "Krizin şiddetlenmesiyle, başta Orta Doğu olmak üzere bütün doğal enerji koridorları empeıyalistler arası paylaşımın konusu haline getirilirken; dünyamızda canlı hayatın sürmesinin en temel unsuru olan su bile alınıp satılan bir piyasa malı haline getirilmiştir. Birleşmiş Milletler 1977 yılında suyun insan hakkı olduğu kararı almış, 1992 yılında suyun alınıp satılabilen bir meta olduğuna karar vermiştir. 1996 yılında oluşturulan Dünya Su Konseyi aracılığıyla çok uluslu şirketler ve özel sektör temsilcilerinin ülke politikacıları ve yerel yöneticileri ile işbirliği sonucu
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=