Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi 24. Sayı (Ocak-Şubat 2009)

Çünkü çamurun bertarafı aslında önemli bir maliyettir. Örneğin, İZSU Çiğli tesisi şu anda 24 saat tam kapasite 14 bin m3/gün 'le çalışıyor. Yeni kurduğumuz sistem sayesinde belediyenin sadece polimer ve nakliyeden elde ettiği kar, yıllık olarak 1 milyon euro civarındadır. Yine su tüketimi tamamen ortadan kalktı. Yani bunları düşündüğünüzde bizim hesabımıza göre tesis kısa zamanda kendi yatırımını geri ödeyecek. Çamurunuzu susuzlaştırmak zorundasınız. Elbette farklı yöntemlerle yapabilirsiniz. Ancak santrifüj separasyon yöntemiyle yaptığınızda maliyetleriniz çok daha az olacaktır. Kapalı bir sistem olduğu için çalışan sağlığı açısından büyük bir fayda sağlamaktadır. Bir ele gerçekten Türkiye'de attık İnsanlar teknolojiyi kabul etmiş durumdalar, ona inanıyorlar. Daha öncesinde atıksu arıtma tesisleri bir külfet olarak görülüyordu. Şu anda durum tamamı ile farklı. Buraya en ucuz hangi yatırımı yapabiliriz ya da durumu nasıl kurtarabiliriz şeklinde bakılıyordu. Şu anda durum değişti, belediyelerimiz, fabrikalarımız, organize sanayilerimiz işletme maliyeti ve kolaylığını da göz önünde bulunduruyorlar. 26 Su ve Çevre TeknoloJileri• Sayı 24 • Ocak-Şubat SÇ: Daha çok kamuda mı yoksa özel sektörde mi iş yapıyorsunuz? Burak Pabuççuoğlu: Geçen iki yılda kamuda daha çok iş yaptık. Ama bu sadece arıtmayla ilgili. Bizim Türkiye'deki işimizin 4'de biri arıtma sektöründedir. Arıtmaya baktığınızda, son iki yıldır kamu ağırlıklı gelişiyor. Üç döıt şekilde tesislere ekipman satışımız oluyor. Bunlardan biri ihale ile satın alma yapmak zorunda olan belediyeler. Burada belediyeler arıtma tesisi ihalesine çıkıyorlar ve biz ihaleye katılan arıtma tesisi yapan özel firmalara teklif veriyoruz. ihaleye katılan firma kazandığı zaman inşaata başlıyor susuzlaştırmayla ilgili ekipmanlar gündeme geldiğinde bizimle ya da ilgili diğer firmalarla konuşuyorlar. Ondan sonra da satın almalar gerçekleşiyor. Burada sadece ekipman satışımız söz konusu. Bu konuda çalışan bir çok taahhüt firması ile iyi bir şekilde çalışıyoruz. İkinci bir satış şeklimiz de endüstrilere direkt olarak yaptığımız satışlar. Onlara ela makina ya da komple hat olarak satışlar yapıyoruz. Özel sektör olduğu için direkt olarak alabiliyorlar. Bunun için tabi ki teklifler alıyor, kimin teknolojisi uygunsa, daha iyi şaıtlar sunuyorsa ona göre satın alıyor. Bir de Organize Sanayi Bölgeleri var. Onlar da yarı özeller ve bu işleri yönetim kurulları vasıtasıyla yapıyorlar. Onlarda ihale yapıyorlar ama KİK'e bağlı değil. Orada da yapılan çalışmalar hemen hemen aynı. Onlar da işletme maliyetleri, yatırım maliyetleri gibi benzer konuları dikkate alarak değerlendiriyorlar. SÇ: Hangi çamura hangi makinayı vereceğinizi nasıl belirliyorsunuz? Burak Pabuççuoğlu: Biz her şeyi Türkiye'ye uygun yapıyoruz. İlk işe başlarken genelde Avrupa'daki standaıt çamur değerleri ile başlanır, makinalar ona göre düşünülmüştür. Ancak Avrupa'daki çamur ile Türkiye'deki çamur arasında hiçbir alaka yoktur. Tek tip üretim diye bir şey de söz konusu değil. Şöyle söyleyeyim; 7 farklı ana dekantör serisi içinde toplam 100 değişik versiyon yaratabiliyorsunuz. Bunlar; açılar, birtakım çaplar, yapısal değişiklikler ve benzeri şekillerde olabiliyor. SÇ: Sistemi kurduktan sonra başta olmayan atıklar tesise geldi, o zaman neler oluyor? Burak Pabuççuoğlu: O konuda da teknolojik olarak avantajlarımız var. Westfalia Separator, araştırma geliştirmeye çok büyük yatırım yapan bir firma olduğu için makinalarında, değişken çamura göre kendini adapte eden sistemler var. SÇ: Bu sadece sizin makinalarınıza özgü bir durum mudur? Burak Pabuççuoğlu: Hayır aşağı yukarı farklı markalarda da bu özellikler var ama bizim kadar iyi yapabileni yok. Bu yeterli midir değildir. Tesisi de ona göre kurmanız gerekir. Dediğiniz gibi çamurda çok büyük bir değişim olursa ki oluyor, tesise de modifikasyon gerekebilir. Ekipman eklemek, ekipman değiştirmek veya başka bir proses yaratmak gerekebilir. Direkt susuzlaştırma yapıyoruz. Direkt susuzlaştırma nasıl yapılır pek kimse bilmiyordu, 'Direkt Susuzlaştırma' terimini de Türkiye'ye biz getirdik. Direkt susuzlaştırma ile diğer susuzlaştırma arasındaki farkı belirtmek lazım. Normal susuzlaştırma, belirli bir yoğunluğu oluşmuş (yaklaşık olarak % 3-4) çamurun, yapılan işlemlerle yoğunluğunun % 2325'lere kadar yükseltmesidir. Bizim yaptığımız direkt çamur susuzlaştırmada ise % 0,85 yoğunluğa sahip çamurun bu yoğunluğunu, yaklaşık %

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=