1 lık 2004 tarihinde (25682 sayılı Resmi Gazete) mevzuatımıza dahil edilen ve 31 Aralık 2007 tarihinde (26743 sayılı Resmi Gazete) yapılan değişiklik ile genişletilen "Gemilerden Atık Alınması ve Atıkların Kontrolü Yönetmeliği"nde 19. Madde kapsamında "gemilerden atık alınması ve geri kazanılarak denizcilik yakıtı olarak kullanılması" ile ilgili temel esaslar belirlenmiştir. Bu yönetmeliğe göre, petrol ve petrol türevli atıkların, gümrük idarelerinin bulunduğu liman sahalarında Çevre ve Orman Bakanlığı'nclan gerekli izin ve lisansları alınış tesislerde işlenmesi ve akaryakıtlar için teknik düzenlemelerde belirlenen evsafı bozmamak ve ürün standardı, ürünlerin satışa uygunluğu ve piyasadaki denetimi ile ilgili izni ilgili kurumlardan almak kaydıyla denizcilik yakıtlarına harmanlama ürünü olarak kullanılması mümkündür. Ürün vasfına yönelik, petrol esaslı gemi atıklarından geri kazanılmak sureti ile harmanlanarak denizcilik yakıtı olarak @fil SU VE ÇEVRE TEKNOLOJiLERİ • SAYI 23 kullanılacak yakıtlar ile ilgili standart düzenlemesi ise Şubat 2008 tarihli "Denizcilik Yakıtları-Yakıtla Harmanlanan Ürünler-Petrol Esaslı Atıklardan Elde Edilen Ürünler" başlıklı TS 13350 Stanclardı'dır. Ülkemizdeki Gelişmeler Ülkemiz bu çok önemli konuya son yıllardaki yoğun çabalar ve oluşturulan yeni çevre politikalarının sonucu olarak ancak yeni girebilmiştir. Maalesef denizciliğin her konusunda olduğu gibi komşularımız atık geri kazanma piyasasının nerdeyse tümünü ele geçirmiş, hem deniz kirlenmesinde önemli aşamalar kaydetmiş, hem de geri kazandığı deniz yakıtları hacmi ile büyük bir ekonomik avantaj sağlamıştır. Geri kazanılan değerli ürünlerin satışı yanında, atık alımı, yakıt satışı için bağlantı kurulan gemilere verilen hizmetlerin de milyonlarca dolarlık bir yan piyasa ifade ettiği burada dikkate alınmalıdır. Deniz kaynaklı petrol ve petrol ürünleri atıklarının toplanması ve değerlendirilmesi çerçevesinde Türkiye'de de çok önemli bir tesisin varlığına işaret etmek gerekir. Çanakkale Liman İşletmesi San. Tic. A.Ş. bünyesindeki "Atık Geri Kazanım Tesisi" bilinen uluslararası ve ulusal mevzuata uygun olarak gümrüklü bir liman sahasında kurulmuş ve Çevre ve Orman Bakanlığı'ndan, gerekli izin ve lisans prosedürünü tamamlayarak, 23 Eylül 2008 tarihinde Geçici Çalışma İzni'ni almıştır. Tesis şu anda 108.000 ton/yıl sulu atık işleme kapasitesi ile yılda yaklaşık 30.000 ton ürün alabilecek şekilde tasarlanmıştır. Tesisten ayrıca değişik özellikte farklı yarı ürünler de elde etmek mümkün olacaktır. Çanakkale Liman İşletmesi San. Tic. A.Ş. bünyesindeki "Atık Geri Kazanım Tesisi" de üretim prosesinin gözlenmesi ve gerektiğinde iyileştirilmesi, AB mevzuatının öngördüğü bir "Çevre Yönetim Düzeni" yaklaşımı içinde yürütülmektedir. Bu amaçla tesis, ITÜ ile bir işbirliği anlaşması başlatmış ve bu işbirliğinin ilk adımı olarak, İTÜ kapsamlı bir inceleme ve değerlendirme yaparak tesisin AB bünyesindeki benzer faaliyetlere oranla daha mükemmel bir teknoloji ile çalıştığını tespit etmiştir. Geri kazanma tesisi ile ilgili görüntüler Şekillerde verilmiştir. İTÜ, tesisteki denetim ve gözetim işlevini sürekli olarak devam ettirecektir. Benzer şekilde, tesisteki ürün kalitesi denetiminin de bu konuda Türkiye'nin en saygın kuruluşu olan ODTÜ.PAL laboratuvarı tarafından yürütülmesi öngörülmektedir. Bu çerçevede tesiste çevre yönetimi, kalite/üretim kontrolü ve ürün kalite denetim ve tescili, tesisin teknik kadrosu ile birlikte İTÜ ve ODTÜ'nün teknik desteği ve bilimsel/teknik katkısı ile sürdürülecektir. Sonuç Deniz kaynaklı petrol ve petrol türevi atıkların (slop) toplanması ve geri kazanılması, sürdürülmesi ve geliştirilmesi gereken çevre korunmasına yönelik başlıca faaliyetlerden biridir. Ülkemizde bu faaliyet ilk kez Çanakkale Liman İşletmesi San. Tic. A.Ş. bünyesindeki Atık Geri Kazanım Tesisi ile başlamıştır. Gerek kullanılan geri kazanma teknolojisinin düzeyi, gerekse uygulanan gözetim ve yönetim sistemi dikkate alındığında, bu tesisteki faaliyetin gelecekteki benzer girişimler için örnek bir tesis özelliği taşıdığı düşünülmektedir. İstanbul Belediyesi'nin ele benzer bir tesisi bulunmakta olduğu bilinmektedir. Halen kapasitesi, sorunun Türkiye için ifade ettiği boyut yanında çok düşük kalmakla birlikte, bu tesislerin sorunun çözümü için çok önemli bir başlangıç teşkil ettikleri açıktır. Bu tür faaliyetlerin, aynı teknolojik ve yönetim düzeyini oluşturmak ve korumak koşulu, süratle geliştirilmesi ve ürettikleri uygun evsaftaki ürünlerin özellikle deniz araçları yakıtlarına katkı maddesi olarak iç ve dış piyasada kullanılması çevre sorunlarının çözümü ve ülke ekonomisi için çok yararlı bir gelişme olacaktır.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=