Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi 22. Sayı (Eylül-Ekim 2008)

iih'114!.-ı _______________ ____; Dozlama pompalarımız var, ağırlıklı olarak Seko firmasıyla çalışıyoruz. Dalgıç pompalarda Homa, Dezenfeksiyon ürünlerinde lN'de Trojan, Gaz klor da Hydro firması ile çalışıyoruz. Monopompa'da Seepex, Hava diyafram pompalarında Groco ve Yamada , Difizörlerde Gummi Jager firmaları ile çalışıyoruz. Sispa'nın toplamda baktığınızda yaklaşık 15 tedarikçisi var. Bu firmaların çoğu konularında bilinen, global firmalardır. Kimisi gerçekten çok üst kalitede, kimisi de daha ekonomik olacak şekilde ürünlere sahip olan firmalardır. Dolayısıyla çeşitli seviyelerde ihtiyaçlara yanıt verecek bir portföyümüz var. Su ve Çevre Teknolojileri: Bu ürün ve tedarikçilerinizi nasıl seçiyorsunuz? Osman Türüdü: Bu kadar farklı bir yapı olunca elbette belli stratejileri belirlememiz gerekiyor yoksa ipin ucu kaçabiliyor. Ana iştigal konumuz arıtma olduğu için arıtmada öncelikli olarak neler kullanılabilir teknoloji ne yöne gidiyor, bunların takibini daha iyi yapmaya çalışıyoruz. Tabi ki bir ürün ihtiyacı his8Ij SU VE ÇEVRE TEKNOLOJiLERi • SAYI 22 sedersek de araştırma yapıyoruz. Dünyada bu konuda en iyi firma hangisidir, en büyük pazar payına kim sahiptir, cirosu ne kadardır, teknik yönden kalitesi nedir, Türkiye'cle bu firma var mı yok mu gibi tüm bunları araştırıyoruz. Dolayısıyla bu süreçte de detaylı bir analiz yapıyor ve en uygun firmayı, en optimumunu bulmaya çalışıyoruz. Ama her zaman çok istediğimiz sonuçları alıyoruz diyemem. Sispa olarak hedefimiz, her yıl ciro artışımızın yüzde 5'ni yeni ürünlerden sağlamak. Burada bir yeni bayilik de olabilir, kendi teclarikçimizin çıkartmış olduğu yeni bir ürün grubu ela olabilir. Ama bizim oldukça agresif _ bir büyüme stratejimiz vardır. Özellikle İ son 5 yıl içersincleki hedeflerimizi düno g yadaki büyümeye paralel olarak çok ra- ~ hat bir şekilde gerçekleştirdik. Bu bü- ~ yünıede, yüzde 5'lik yeni ürünlerin pa- ~ yı her zaman olmaya devam etti. ~ :::, vı Su ve Çevre Teknolojileri: Türkiye'cle © yapılan tesisler ve kullanılan ekipmanlar dışarıda yapılan tesis ve ekipmanlarla kıyasladığında farklılıklar var mı? Teknolojilerimiz Avrupa'ya göre geriden geliyor mu? Osman Türüdü: Aslında bu durum sektörlere göre değişiyor ama çevre sektörü ve arıtma olarak değerlendirecek olursak, arıtmadaki prosesler çok büyük değişimler göstermiyor. Küçük değişimlerle yavaş ilerliyor. Dolayısıyla Türkiye'cleki tesislerin Avrupa'ya göre çok büyük teknoloji farklılıkları olduğunu söylemek bence yanlış olur. Ancak ürünler bazında kısmi olarak değişkenlik gösteriyor. Yani ülkemizde ele finansmanı sağlanmış bir proje ele Avrupa ayarında bir tesis yapılabiliyor. Fakat sadece arıtma tesisi sahibi olmak için arıtma sahibi olunması durumlarıyla ela karşılaşıyoruz ve dolayısıyla ela kalite oldukça düşüyor. Türkiye'cle standartlar konusunda hala bir sıkıntı var ve bu durum tesislerin kalitesine yansıyor. Tasarını yönünden, inşası yönünden, ürün yönünden, işletmeciliği yönünden çok kötü tesisler ele bulabiliyorsunuz, gerçekten çok iyi yapılmış, çok iyi çalışan tesisler de var. Kanaatimce, çok geniş bir yelpaze söz konusu ve çok ilerideyiz ya ela çok gerideyiz demek yanlış olur. Ancak herkes Türkiye'nin ihtiyaçlarının ve potansiyelinin farkında ve tüm bunlar basamak basamak ilerleyecek ve gelişmeye devam edecek. Biraz belki Güney Avrupa'daki gibi ilerleyecek çünkü onlar da önce Kuzey Avrupa'yı 10-15 yıl geriden takip etti. Yapılan işler daha sonra bir daha yapılmak zorunda kaldı. Ama bizden öncekilerden ders alabilirsek, daha kısa sürede ve daha az maliyetle ele atlatabiliriz. Su ve Çevre Teknolojileri: Ekipman satın almada sizce nelere dikkat edilmeli? Osman Türüdü: Orada aslında yine sürece bakmak lazım. Örneğin bir belediyede, ihtiyaçlar belirlenip, ekonomikfinansal boyutu geçtikten sonra bir proje yapılıyor. Daha sonra ihaleye çıkılıyor ve bir inşaat firması ela yapıyor. Özetle iş bu şekilde yürüyor. Bu süreçte bizim direkt ilişkide olduğumuz taraf inşaat firmaları veya taahhüt firmalarıdır. Taahhüt firmalarının kimi zaman konu fiyata geldiğinde elleri kolları bağlanıyor. Çünkü öncelikle ürünün ilk yatırım maliyetine bakılıyor. Oysa ürünün ilk yatırım maliyetine değil, yaşam boyu maliyetine bakılması gerekir. Bir arıtma tesisi 25-30 yıl gibi, kaç yıllık yaşam ömrüne göre tasarlanıyorsa, alttaki ürünlerin yaşam ömürleri de ona göre seçilmesi gerekir. Bu çok önemli bir konudur. Bunlar neler olabilir? Tabi ki ürünün yedek parça ve işletmeyle ilgili maliyetleri, enerji ile ilgili maliyetleri, o ürünün işletilme kolaylığı, ürünün servis verilebilir olması ve ürüne müdahale edilebiliyor olması sayılabilir. Tüm bu süreçlerin aslında tek tek daha detaylı bir şekilde incelenmesi gerekir. Ürün seçimlerindeki sorumluluk daha çok mühendislik firmalarına düşüyor ama mühendislik firmalarına da önem verilmesi lazım. Milyon dolarlık tesisler yapıldığı halde birkaç yüz bin YTL'ye projenin hazırlanmasını beklemek büyük bir hatadır. Standartların belirlenip

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=