Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi 208. Sayı (Kasım 2025)

42 SU VE ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ • 11 / 2025 RAPOR rın nehre karışmasını önlemek için altyapı yatırımlarının sağlanması ve sürdürülebilir su yönetim politikalarının uygulanması gereklidir. Mevzuata uygun arıtma yapmayan sanayi tesislerine ağır para cezaları ve üretim kısıtlamaları getirilmelidir. Gediz Havzası’ndaki yerleşim yerlerine modern ve yeterli kapasiteye sahip atık su arıtma tesislerinin kurulmalıdır. 1.10. Atık Su ve Altyapı Yatırımlarında Mevzuat ve Düzenlemeler 1.10.1. Bölgesel Farklılıklara Bağlı Olarak Arıtma Gereksinimi Farklı bölgelerde su kaynaklarının hassasiyeti ve alıcı ortam koşulları değişkenlik gösterdiğinden, ileri biyolojik arıtma gereksinimlerinin her bölge için aynı şekilde zorunlu tutulması, yerel yönetimler ve işletmeler açısından teknik ve mali yük oluşturmaktadır. ÖNERİ: Deşarj standartlarının belirlenmesi sürecinde, bölgesel ve yöresel alıcı ortam koşulları ile atık su karakterizasyonu dikkate alınarak mevzuat geliştirilmelidir. Ekosistem üzerindeki etkiler ve su kaynaklarının korunması dikkate alınarak, ileri biyolojik arıtma gereksinimleri esnek ve bölgeye özgü bir yaklaşımla belirlenmelidir. Kademeli geçiş süreçleri, teknik ve ekonomik sürdürülebilirlik kriterleri temel alınarak planlanmalıdır. 1.10.2. Atık Su Arıtma Tesisi Performans Değerlendirmesine Yönelik Sorunlar Türkiye’de atık su arıtma tesislerinin performans değerlendirmesi, Avrupa’daki uygulamalardan farklı olarak yalnızca anlık verilerle yapılmakta, bu da tesis işletmecilerini zor durumda bırakmakta ve cezai yaptırımlara yol açmaktadır. Ayrıca Avrupa'da deşarj edilen alıcı ortamın özümleme kapasitesine göre bölgesel farklılıklar göz önünde bulundurularak standartlar belirlenirken, Türkiye’de bu esaslar dikkate alınmaksızın Avrupa standartları uygulanmaktadır. Bu durum alıcı ortamın gerçek kapasitesinin tam olarak kullanılmamasına ve ekonomik açıdan gereksiz maliyetlerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. ÖNERİ: Türkiye'nin coğrafi, ekolojik ve ekonomik özelliklerine uygun, yerel koşulları ve alıcı ortam kapasitelerini dikkate alan bir atık su yönetimi modeli geliştirilmelidir. 1.10.3. Atık Su Deşarjının Tarımsal Üretim ve Halk Sağlığı Üzerindeki Etkileri Atık sular nihai alıcı ortam olarak bölgenin sulama suyu kaynağı olan Menderes Nehri’ne deşarj edilmektedir. Bu nedenle, arıtılmış suyun kalitesinin sulama suyu standartlarına uygun olması önem taşımaktadır. ÖNERİ: Menderes Nehri'ne deşarj edilen arıtılmış suyun sulama suyu standartlarına uygunluğu sürekli kontrol edilmelidir. Çevre laboratuvarları ile iş birliği yapılarak su kalitesinin düzenli olarak izlenmesi ve böylece halk sağlığı ile tarımsal üretimin korunması sağlanmalıdır. “Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği” ve “Atık Su Arıtma Tesisi Yönetmeliği” gibi mevzuatlara uygun olarak sulama suyu standartlarının belirlenmesi ve atık su arıtma tesisi çıkış suyu kalite parametrelerinin de bu yönetmeliklere uygun olması sağlanmalıdır. 1.10.4. Altyapı Yatırımlarında Kamulaştırma ve Mülkiyet Sorunları Atık su arıtma tesisi inşa edilecek alanların belirlenmesi sürecinde, hazine arazilerinin kamulaştırılmasında yaşanan bürokratik engeller ve mülkiyet sorunları projelerin hayata geçirilmesini geciktirmekte ve altyapı yatırımlarında aksamalara neden olmaktadır. Bu durum, özellikle acil ihtiyaç duyulan bölgelerde arıtma tesislerinin kurulmasını zorlaştırmaktadır. ÖNERİ: Büyük ölçekli tesisler yerine köy ve mahalle bazlı modüler veya taşınabilir arıtma sistemleri tercih edilerek arazi ihtiyacı en aza indirilmeli ve bürokratik süreçler nedeniyle yaşanan gecikmeler önlenmelidir. Kamulaştırma sürecindeki engelleri aşmak için, özel mülk sahipleri ile anlaşarak devlet arazileri ile takas yöntemi uygulanmalı ve tesis alanlarının hızlı bir şekilde temin edilmesi sağlanmalıdır. Atık su arıtma tesislerinin stratejik önemi göz önünde bulundurularak kamulaştırma süreçlerinin hızlandırılması amacıyla özel mevzuat değişiklikleri yapılmalı ve bürokratik engeller en aza indirilmelidir. 1.10.5. Cezai Yaptırımlar ve Hukuki Sorunlar Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlükleri, çevresel açıdan uygunsuzluk tespit ettiği durumlarda Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunmaktadır. Bu uygulama, tesis yetkilileri arasında ciddi endişelere yol açmakta ve tesislerin isimlerinin hukuki süreçlerde yer alması itibar kaybı, ekonomik zarar ve operasyonel aksamalara neden olmaktadır. ÖNERİ: Teknik personel eksikliği ve ceza uygulamaları gibi sorunların aşılması amacıyla, yasal düzenlemeler ve personel yönetimi süreçleri güçlendirilmelidir. n

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=