Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi 208. Sayı (Kasım 2025)

24 SU VE ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ • 11 / 2025 KONUK YAZAR Toprak erozyonu , küresel tarımsal sürdürülebilirliği ve karbon döngüsünü tehdit eden büyük bir arazi bozulma sürecidir. Jeomorfik kanıtlar insan faaliyetlerinin toprak erozyonunu önemli ölçüde hızlandırdığını doğrulasa da, insanların toprak erozyonunu ne ölçüde değiştirdiği ve bunun farklı arazi kullanım değişikliklerine ve ekonomik faaliyetlere nasıl bağlanacağı ulusal ölçekte belirsizliğini korumaktadır. Su ve rüzgar kaynaklı erozyon en çok bilinen ve çözüm yolları konusunda kafa yorulan formları ile bilimsel olarak en çok mercek altında tutula gelmiştir. Bilindiği gibi domates, şeker pancarı gibi ürünlerin hasadında önemli miktarda tarımsal toprak fabrika ve üretim alanlarına ürün ile birlikte taşınmaktadır. Bu yazıda daha çok salça üretimine dönük olarak domates üretim alanlarında ortaya çıkan endüstriyel erozyondan bahsedeceğiz. Türkiye WPTC (Dünya Domates İşleme Konseyi) verilerine göre büyüklükler bakımından ABD, Çin ve İtalya’dan sonra 2.700.000 ton ile dördüncü sırayı almaktadır. Ekilebilir alanlar endüstriyelde 340.000 dekar, sofralık için örtü altı alanlar ise 275.000 dekar civarındadır. Bu alanlarda üretilen domates muhtelif yollarla (römork, TIR ve kamyon) fabrika alanlarına ulaştırılmaktadır. Özellikle son 15-20 yıldır makineli hasadın elle toplamanın yerini büyük ölçüde almasından kaynaklı olarak ürün ile birlikte çok miktarda faydalı tarım toprağı kaynağından fabrika alanlarına taşınmakta; indirme ve yıkama safhalarında kullanılan su ile arıtma tesislerine kadar ulaşmaktadır. Bölgeden bölgeye farklılık gösteren bu ürünle taşınan tarla toprağı miktarı konusunda sağlıklı bir algoritma oluşturma mümkün olmasa da ürün ağırlığının yaklaşık % 5-7 gibi bir miktarına denk gelen toplamlardan bahsetmek yanlış olmayacaktır. Bu realite temel FEHMİ ERBAŞ ARTİMA GENEL MÜDÜRÜ DOMATES ENDÜSTRISINDE MAKINELI HASAT VE ÇEVRE SORUNLARI

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=