30 SU VE ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ • 07 / 2025 ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI İSTANBUL ŞUBESİ RAPOR İstanbul, yoğun nüfusu ve artan su talebiyle Türkiye’nin en kritik su yönetimi sorunlarını yaşayan bölgesi konumundadır. Ne yazık ki, şehirleşmeyi ve nüfus yoğunluğunu sınırlayıcı politikalar geliştirilmesi gerekirken; aksine, Kuzey Ormanları gibi ekosistem bütünlüğü, karbon yutak kapasitesi ve su havzası işlevi açısından yaşamsal önemdeki alanlar, Kanal İstanbul ve Yenişehir Rezerv Yapı Alanı gibi doğrudan su kaynaklarını tehdit eden projeler ve taş ocaklarıyla tahrip edilmektedir. Üstelik, azalan yağış miktarları ve su stresi riskinin giderek arttığı günümüz koşullarında, mevcut su varlıklarının korunması ve sürdürülebilir şekilde yönetilmesi zorunluluk haline gelmişken, su yönetiminde hâlâ plansız ve günü kurtaran yaklaşımlar hâkimdir. Bu rapor kapsamında İstanbul’un su yönetimi detaylı biçimde ele alınmış ve su kayıp-kaçak oranları, kaynakların durumu ve iklim değişikliği riskleri değerlendirilmiştir. Elde edilen bulgular, İstanbul su yönetiminin hâlâ pek çok temel sorunu çözmekten uzak olduğunu, su yönetimlerinin ise sorunların bilincinde olmasına rağmen kalıcı ve bütüncül çözümler yerine geçici, parçacıl uygulamalarla durumu idare etmeye çalıştığını ortaya koymaktadır. Suyun yalnızca insanlar için değil, tüm canlılar için ortak yaşam kaynağı olduğu ve su havzalarının ekosistem bütünlüğü ile birlikte korunması gerektiği gerçeği göz ardı edilmektedir. Bu noktada, kent halkına sağlıklı ve erişilebilir içme suyu sağlamak temel bir kamu hizmeti olup, bu hizmetin ticari metaya indirgenmemesi gerektiği de vurgulanmalıdır. • Kanal İstanbul Projesi’nin hayata geçmesi halinde Sazlıdere ve Terkos Barajları başta olmak üzere, İstanbul su kaynaklarının yok olma riskiyle karşı karşıyadır. İstanbul’daki barajların toplam su depolama kapasitesinin yaklaşık İSTANBUL ÇEVRE DURUM RAPORU 2025
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=