Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi 202. Sayı (Mayıs 2025)

70 SU VE ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ • 05 / 2025 KONUK YAZAR arıtılmış su önce yeraltı su havzalarına karıştırılıyor ve daha sonra şebeke suyuna dahil ediliyor. Bu yöntem, halkın doğrudan arıtılmış su içme psikolojisini aşmasına yardımcı oluyor. ZATEN ATIK SU İÇIYORUZ! Çoğu insan farkında olmadan zaten geri kazanılmış suyu içiyor. Çünkü büyük şehirlerdeki nehirler, atık su arıtma tesislerinden geçen sularla besleniyor. Londra’daki Thames Nehri boyunca su arıtıldıktan sonra tekrar içme suyu döngüsüne giriyor. Almanya’daki Ren Nehri, birçok şehrin atık suyunu arıtarak tekrar içme suyu üretmesini sağlıyor. Yani aslında birçok gelişmiş ülkede içme suyu olarak kullanılan suyun bir kısmı, zaten birden fazla arıtma döngüsünden geçmiş oluyor. HALKIN GÜVENINI NASIL KAZANABILIRIZ? Atık suyun arıtılarak içme suyu haline getirilmesi konusunda halkın güvenini kazanmak için şu adımlar atılabilir: Şeffaflık: Arıtma süreçleri ve suyun kalitesi hakkında düzenli raporlar yayımlanmalı. Eğitim ve Farkındalık: Medya ve kamu bilgilendirme kampanyaları ile suyun nasıl temizlendiği anlatılmalı. Doğrudan Kullanım Yerine Dolaylı Kullanım: Su önce yeraltı su havzalarına veya barajlara karıştırılıp daha sonra kullanıma sunulmalı. Gelecekte su kıtlığı arttıkça, halkın bu konuda daha bilinçlenmesi ve arıtılmış su kullanımına alışması gerekecek. Peki, Türkiye bu sürece hazır mı? 4. TÜRKIYE İÇIN MÜMKÜN MÜ? Türkiye’de de baraj seviyeleri düşerken, alternatif su kaynakları kaçınılmaz hale geliyor. Türkiye’nin potansiyeli: Büyükşehirlerde ileri biyolojik arıtma tesisleri mevcut. Gri su kullanımı bazı bölgelerde yaygınlaşmaya başladı. Teknolojik altyapı ters ozmoz ve membran filtrasyon sistemleri için yeterli. Ancak karşılaşılan zorluklar: Halkın psikolojik direnci ve farkındalık eksikliği. Su yönetimi ve yasal düzenlemelerde eksiklikler. Enerji maliyetleri ve membran sistemlerinin uzun vadeli sürdürülebilirliği. Öneriler: Öncelikle sanayi ve tarımda atık su geri kazanım projeleri artırılmalı. Şebeke suyu sistemine aşamalı olarak temizlenmiş atık su entegre edilmeli. Halkı bilinçlendiren ve güven oluşturan iletişim kampanyaları düzenlenmeli. 5. GELECEĞIN SUYU: ATIK SU MU OLACAK? Dünya genelinde su kaynakları hızla tükeniyor. Artan nüfus, sanayileşme ve iklim değişikliği, içme suyu teminini giderek daha zor hale getiriyor. Peki, gelecekte musluklarımızdan hangi su akacak? Atık suyun arıtılarak tekrar kullanılması kaçınılmaz bir gerçek mi? 2050’de Su Krizi Kaçınılmaz mı? 2050’ye kadar dünya nüfusunun 10 milyara ulaşması bekleniyor. Şu an kullanılan suyun %70’i tarımda tüketiliyor, ancak bu oran giderek artıyor. Birçok ülke yılda kişi başına 500 m³’ün altına düşen su tüketimiyle "su fakiri" seviyesine geriliyor. Şu anda bile bazı büyük şehirlerde ciddi su kıtlığı yaşanıyor: Cape Town (Güney Afrika) – 2018’de “Sıfır Gün” ilan edildi, su tedariki neredeyse tamamen kesildi. Mexico City (Meksika) – Şehir su kaynaklarının %40’ını yeraltından çekiyor, tükenme tehlikesi var. Pekin (Çin) – Kişi başına düşen su miktarı kritik seviyelerde. ARITILMIŞ ATIK SU KAÇINILMAZ HALE GELIYOR İleri arıtma yöntemleri (ters ozmoz, ultraviyole dezenfeksiyon, gelişmiş oksidasyon) ile atık su, içme suyu kalitesine getirilebiliyor. Singapur, Kaliforniya ve Namibya gibi su kıtlığı yaşayan bölgeler, arıtılmış atık suyu doğrudan içme suyu olarak kullanıyor.Gelişen membran teknolojileri sayesinde suyun kimyasal ve biyolojik kirleticilerden tamamen arındırılması artık mümkün. TÜRKIYE BU GELECEĞE HAZIR MI? Türkiye’de su kaynakları üzerindeki baskı giderek artıyor. Barajlardaki doluluk oranları düzensiz seyrediyor. Tarımsal sulamada modern sulama teknikleri hala yeterince yaygın değil. Büyük şehirlerde su geri kazanım projeleri henüz yaygınlaşmadı. Sonuç: 2050’de su krizinin daha da derinleşmesi beklenirken, atık suyun ileri arıtmayla tekrar içme suyu olarak kullanılması kaçınılmaz görünüyor. Geleceğin suyu, belki de şimdiden tanıdık bir su olacak: geri kazanılmış atık su. n

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=