Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi 171. Sayı (Ekim 2022)

32 SU VE ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ • Ekim / 2022 fark etmeksizin her sektörün üretim kapasitesini yükseltmesi kaçınılmaz hale geliyor. Üretimin artması; enerji kullanımının artması, ulaşım / nakliye ağının genişlemesi, daha fazla ham- maddeye ihtiyaç duyulması, sürekli yeni üretim tesislerinin kurulması vb gibi sonuçları da beraberinde getiri- yor. Tüm bu sonuçların en önemli çık- tısı yüksek sera gazı emisyonu oluyor. Çünkü enerji üretimi, içten yanmalı motorlu araç kullanımı, hammadde için maden çıkarma uygulamaları gibi çalışmaların her biri yüksek miktarda karbon salınmasına neden oluyor. Artan tüketim talebini karşıla- mak için ormanlık alanların konut, üretim tesisi, sağlık kuruluşu vb gibi sebeplerle imara açılması da sera gazı emisyonlarını artıran bir diğer önemli etken. Günümüzde hakim olan doğ- rusal ekonomi modelinde atıkların o veya bu şekilde katı atık ve/veya yanma sonucunda karbondioksit / karbonmonoksit olarak doğaya bıra- kılması da sera gazı emisyonlarının artmasını tetikleyen bir başka faktör oluyor. İşte bu noktada döngüsel ekonomi modeli iklimi koruyan ve iyileştiren bir çözüm olarak beliriyor. Döngü- sel ekonomi hammadde, enerji, su ve diğer kaynakların tüketimini azalttığı için sera gazı emisyonlarını da düşü- rüyor. Bu sayede küresel ısınmanın ve iklim değişikliğinin kontrol altına alınmasına katkı sunuyor. Özellikle çok yüksek karbon salımına neden olan çelik, çimento, plastik ve alümin- yum endüstrisinde döngüsel ekonomi yaklaşımının benimsenmesi bile tek başına küresel emisyonları düzenleye- cek kadar etkili olabilir. Çünkü bugün üretim ve tüketimin en fazla olduğu yapı, enerji, giyim & tekstil, elektro- nik, gıda, sağlık vb gibi alanlarda plas- tik, çelik, çimento gibi malzemelere olan bağımlılık çok üst düzeyde. Dön- güsel ekonomi bu gibi sektörlerden başlayarak küresel tedarik ağının her bir noktasına farklı etki düzeylerinde uygulanabilir. Döngüsel ekonomi, iklim değişik- liği ile mücadelede uluslararası ölçekte yürütülen çalışmaların da ortak pay- dası konumunda. Özellikle Paris İklim Anlaşması ülkelerden iklim konu- sunda sürdürülebilir taahhütlerde bulunmasını talep ediyor. Döngüsel ekonomi bağlamında malzemelerin çıkarılma, üretilme ve tüketilme şek- liyle doğrudan bağlantılı emisyonları azaltmaya yönelik stratejileri anlamak ve uygulamak ulusların iklim taah- hütlerini genişletmeleri için de yeni fırsatlar yaratacaktır. ÇEVRE

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=